inanılmaz basit bir sorudur.

çok basit şekilde örnekler vereceğim.

gerçekten çok alakasız insanlar çok alakasız yerlerde

geçen gün efkan ala istifa etti. yerine kim geldi? süleyman soylu. yani bir önceki çalışma ve sosyal politikalar bakanı.

bu Neyin kafası? bu iki bakanlıkta da gerekli kriter aynı mı ki bunu yapabiliyorsun?

sadece bu mu? Hayır devamı da var.

çalışma ve sosyal politikalar bakanı, Eski Sağlık bakanı olan Mehmet müezzinoğlu şimdi bu ne perhiz bu ne lahana turşusu? herhalde iki bakanlıkta da aynı kriterler geçerli yine.

bir Diğer ismimiz, fatma betül sayan kaya(Evet bu tek bir kişi) bu abla elektrik elektronik mühendisi ve tıp fakültesi mezunu. enerji ve tabii kaynaklar bakanı ya da sağlık bakanı değil. Aile ve sosyal politikalar bakanı. Evet yine mesleğiyle alakasız bir bakan daha.

enerji ve tabii kaynaklar bakanı ise tabiki mühendis değil. o da işletme mezunu berat albayrak (cumhurbaşkanı özel misafiri)

sıra gıda, tarım ve hayvancılık bakanında. yani faruk Çelik beyefendi. bu abimiz en acı verici olanlarından, tabiki gıda mühendisi veya bakanlıkla ilgili bir mesleğin erbabı değil. iki yıllık işletmeyle ilgili bir bölüm mezunu.

sırada Milli savunma bakanımız var. Eski bilim sanayi ve teknoloji bakanı, fikri ışık bey. bu abimiz Matematik mezunu ve Evet Milli savunma bakanı yapmışlar. yine bir fiyasko

şimdi son fiyaskomuz, benim çok şaşırdığım ve en az 60 sene daha şaşıracağım belki de tüm sorunlarımızın özeti olan isim. Milli eğitim bakanımız ismet yılmaz. kendisi Eski Milli savunma bakanı. Ayrıca bu abimiz denizcilik fakültesi mezunu. gerçekten türkiye dışında bir ülkede olacak iş değil bu. Birkaç seneye "mini mini birler iştimada" kitabını çıkartmasını bekliyorum.

not: ulan ülkedeki cb nin diplaması yok, (Hadi sağcılar ağlamasın şaibeli) ben arkadaş meclisimi bakan yapsam Yemin ediyorum daha isabetli olurdu. sonra niye gelişemedik. bu entari her şeyin özeti.
75 yıllık ömründe taş üstüne taş koyamamış insanların

(bkz: ismail kahraman)

39 yıllık ömrüne dünyaya mal olan işler sığdırmış insanları eleştirmeye devam etmesi.

(bkz: che guevara)

Tabii bunun ana sebebi de eğitim eksiğidir ki bu 50 yıldır böyledir ve son 15 yıldır altın çağını yaşamaktadır.

Neydi o meşhur söz: Eğitim seviyesi yükseldikçe AKP oyları azalıyor.

(bkz: Taner Işık)
(bkz: Kafalar)

En iyi bilim adamını değil en cok allah diyene prim verdigimiz sürece bizden bi bok olmaz.

(bkz: Tubitak)

Edit: mesela bu entry'i eksileyenlerden başlayabilir temizlik.
izmirli kızlar. evet
Gelişmekte olması.
Eğitim (sistemi!).
Metod yanlış.
Rasyonel bilime öncelik vermezsen gidebileceğin hiç bir yer yok. ..
Kesilen kurban(!) etinin kıymalaştırılarak no frost' lu buzlukta ya da derin dondurucularda kış boyu tüketmek suretiyle saklamak.
insanları.
Beyni gelişmemiş insan coğunluğunun bir arada bulunması.
Binlerce yılda genlerimize işleyen talan kültüründen vazgeçemeyişimiz.
Gelişmesini istemeyen kesimin çoğunlukta olmasıdır.
Yeniliklere açık olmamamızdır.
Değişimden korkmamızdır.
Bazı fikirlere düşünmeden inanmamızdır.
cahil insanlarımız.
Sürekli tatile odaklanmamız ve daha küçücük çocuklara memurluğu hayal ettirmemiz.
görsel
bilime ve eğitime verilen az önem.
Sadece buraya yazmakla kalınan sebeplerdir.
Cehape zihniyeti.
kutuplaşmış insanlardır.
ekonomisi vergilere bağımlıdır. Türkiyenin gelişmiş olabilmesi için vergiler ne kadar olursa olsun, önce üretebilmesi gerek.
Maalesef öyle bir zehir var ki adı torpil, rant, hortum. Bunun bitmemesinin nedeni de buna karşı dik duranların en alt tabakadan biz halkın olması. Bir memursun namuslusun fakat müdürün veya iş arkadaşların itin uğursuzun önde gideni hiçbir şey yapamazsın. Türkiye'de kaybolan ve nereye gittiği belli olmayan o kadar büyük meblağlar var ki tüm türkiye ihya olur. Bunun için ülkenin başındaki adamın düzgün olması lazım. Ne kadar iyi derlerse desinler bu ülkede hala hortum rant torpil varsa bundan ülkede en baştaki kişi sorumludur. Ya bu işe ortaktır ya da bunu görüp düzeltemeyecek kadar kabiliyetsizdir. Çünkü bunun düzelmesi en baştan gelecek etkiyle zincirleme bir reaksiyon olarak gerçekleşecektir. Cumhurbaşkanı yozlaşmış olmazsa başbakan yozlaşmaz. iktidar yozlaşmaz. Muhalefet yozlaşamaz. Meclis yozlaşamaz. Devletin damarları yozlaşamaz. halk yozlaşamaz. Bu işin halk seviyesine inmesine kadar her şey baştakilerde bitiyor. Fakat ne yazıkki halkımız işimiz 20 dakika erken bitsin diye o banknotu o memurun cebine koymaya çalışacaktır. insanın tüm bu düzeni bilip hiçbir şey yapamaması...
eleştirmek yerine bir şeyler yapılsa olacak iş. anca onu bunu eleştir kendine gelinec ama ben... amasının amasına korum git çalış işini iyi yap. herkes işini iyi yapsa problem yok.
Ne kadar dürüstlük okadar gelişme. Kendi oğlunu, kızını işe yerleştirmek için 40 takla atan bizlere bu gelişme çok bile. Dürüstlük konusunda elin gavuru bize fark attı, çok yazık.
eğitimi 4+4+4 yapıyoruz, çocukların bilim öğrenmesi gerekirken duaları hikayeleri dayatıyoruz.
bu konuda bir çok şey yazıldı çizildi ama sonuç hep aynı oldu.bir şeyler yapılmalı bir şeyler edilmeli.ama ne? her zaman laf da kaldı ve ilerleme sağlanamadı.yabancıların bir sözü derki "siz türkler iyi konuşursunuz " evet konuşuruz ama faaliyet sıfır.peki ne yapmak lazım?

öncelikle bir durup derin nefes almak gerekiyor.sen dincisin sen bürk sün sen öylesin sen böylesin çemkirmelerini bırakıp hep bilikte bir ortak toplum algısı oluşturmak ve bu algının ortak bilincin sürekliliğini sağlamak gerekiyor.cumhuriyetin ilk yıllarından beridir insanlar aynı çemkirişlere devam ediyor.artık bir sıyrılın bundan ve somut dünyaya gelin.

ne zaman ki çemkirmeler son bulur ya harbiden bir şeyler yapmaya ihtiyacımız var ve biz bir toplumuz bilinci kafalarda oluşur o zaman ilerleyiş başlar.şu an ki kafalarla ne orta doğusu ne doğusu ne de batısı yani kısaca dünyanın bize hiç bir şekilde ihtiyacı yok.eh ihtiyacı olmadığında da insanlar o bölge de paralarını birikimlerini tutmak istemezler.yani yabancı sermaye sana ihtiyaç duyduğu sürece vardır.yerli sermaye de sen desteklediğin sürece.

sırf bu sebeple dünyaya ihtiyaç duyacakları ürünler vermemiz gerekiyor.biz de ne var biz ne üretiyoruz? hizmet üretiyoruz , bina inşa ediyoruz. iyide kardeşim bu dediğin hizmeti bangladeş de de üretiyorlar.bina üretmek çok da zor olan bir şey değil herkes iki taşı eninde sonunda üst üste koymasını bilir.bizim gerçek anlamda ihtiyaç ürünleri üretip bu ürünlere tüm dünyada ihtiyaç uyandırmak zorundayız.bakınız apple samsung gibi firmalar ürettikleri elektronik ürünleri şu an dünyada insanlar satın almak için gerektiğinde günlerce mağaza önlerinde bekliyor.çünkü buna bir açlık bir ihtiyaç duyuyorlar.keza volvosu mercedesi yada diğer otomobil markaları.emin olun bunlar bizim üretemeyeceğimiz ürünler değil.en basitinden adidas nike scethers gibi eşdeğer kalite de ayakkabı üretmek de mi bu kadar zor?

zor olan ne biliyor musunuz? bireysel sorumluluk farkındalığı. bireysel sorumluluğunun farkında olmayan insanlar ya aman banane bana dokunmayan yılan mantığında af edersiniz kaidesini yerinden kaldırmaya bile üşenen insandır.cem yılmazın da bir gösterisinde dediği gibi elin oğlu üretir bu tip insanların da eline verir sonra bu tip insanlar da ya bu ürünler yokken biz napıyorduk ya diye sahte sefasını sürer.

her birey her şahıs vazife sahibi olmalıdır.sürekli olarak yeni fikirler üretmeli ve ürettiğimiz önce fikirlerimizle sonra ürünlerimizle dünya halklarına bize karşı bir ihtiyaç uyandırmalıyız.sakıp sabancının da dediği gibi çalışmak çalışmak çalışmak...

unutmayın kolay elde edilen para kolay kaybedilir.yıllarca emeksiz sürdüğümüz bu sefanın illaki cefasını da çekeceğiz.

vakit çemkirme vakti değil lazımla kazım iş görmüyor artık.vakit önce ele kalemi alıp plan oluşturma sonra da bu kağıttakini tornadan çıkartıp insanlara ihtiyaç haline getirme vaktidir.