bugün

--spoiler--
ateşe verdiler sonunda ama tutuşmuyor odunlar, yavaş yavaş yanıyorum, görüntü kayboluyor, gözlerine odaklanarak biten bir filmmiş meğerse hayatım,

ateş düştüğü yeri yakar derler ya sevgilim, öyle değilmiş, ateş düşleri yakarmış, ateş düşleri yakar..."

***

iyilik dolu ruhunun, son sözünü bir karadeniz türküsün nakaratı gibi yarım bırakmış, dudaklarından uçuşunu gördükten sonra, duşa girdim, onu karşıladığımda, onun sevdiği gibi kokmak istiyordum.

duşum bitince, kurulanmadan, balkona yürüdüm, bazen hatalarımızın telafisi bu dünyada mümkün olmuyordu, onun gibi yarım bıraktığım bir nakaratla gitmek istedim, o ana en uygun olan, onun en sevdiğiydi, kendimi aşağıya bırakırken, mırıldanmaya başladım;

"koyverdin gittin beni oy, koyverdin git..."

pat.
--spoiler--

[öykü basılı olarak yayınlanacağı için internet üzerinden kaldırılmıştır.]
Yeni romanım, hatırlayan kalmamıştır ama 6 sene önce uludağ sözlük'ün söykü dergisinde küllenmişti ilk...

Basın Bülteni:

insanı sarsan, sarstıkça sadeleştiren, “fazla farkındalıklı”, hayli sürükleyici bir roman…

Barış Efendioğlu’nun “farkındalığıyla çirkinleşenlere” ithaf ettiği yeni romanı Tutuşamayanlar
Yitik Ülke Yayınları tarafından geçtiğimiz günlerde yayınlandı. “Neden Evlenmedim” ve “Gelmeyen Pazartesi” romanlarındaki samimi ve eğlenceli anlatımıyla dikkat çeken Barış Efendioğlu, üçüncü romanı Tutuşamayanlar’da okurlarına bu kez sarsıcı bir okuma deneyimi vaad ediyor.

Tutunmaya değil, tutuşmaya çalışanların hikâyesi

Bir kış günü Galata’da yaşadığı ayrılıkla sarsılan plak koleksiyoncusu Timur, Bunalımlar Grubu’nun 45’liğini ararken yolu, Beyoğlu’nda bir sahaf dükkânının sahibi Tahir ile kesişir. Eski plaklar, eski kitaplar ve Tutuşamayanlar arasında oynanan oyundan habersiz olan Timur kendini okundukça yeniden yaşanan gizemli bir hikâyenin içinde bulur.

Nesiller arası bir acı ve ayrılık alışverişi niteliğindeki romanda Efendioğlu, tutunmaya değil tutuşmaya kararlı nesillerin sevme, varolma ve acı çekme biçimlerini de tartışmaya açıyor.

“…Eskiden ‘Tutunamayanlar’ derdim bize, fakat sonra gördüm ki, ‘Tutunamayanlar’ tutunmaya çalışıp bunu başaramayanlarmış…

Ama biz öyle miyiz? Değiliz, eminim buna. Biz ‘Tutuşamayanlar’ız. Biz tutunmaya değil, tutuşmaya çalışıyoruz. Yanmak istiyoruz. Ölmek istiyoruz. Sisteme uymak istemiyoruz...”

Tutuşamayanlar akıcı dili, yalın üslubu ve şaşırtıcı kurgusu ile Barış Efendioğlu’nun edebiyatta ustalığa giden yolda emin adımlarla ilerleyeceğinin de sinyalini veriyor. Kitabın dikkat çeken bir diğer özelliği ise sıradışı çizimleri… Hande Canlı, çizimleriyle okuru insan psikolojisinin derinliklerinde bir yolculuğa çıkarıyor.

Acıdan ölenlerden acıyla söz edilmediği bir çağda, Tutuşamayanlar ayrılığa, ölüme ve edebiyatımızın her daim aykırı klasiklerinden “Tutunamayanlar”a bir saygı duruşu…

https://www.dr.com.tr/Kit...oman/urunno=0001785069001

görsel
experimental'in yeni kitabı. tebrikler efendim.
güncel Önemli Başlıklar