bugün

2012 yılında hala nicolas chauvin den izler taşırcasına sığ-dogmatik bir vatan sevdasını içinde barındıran; ölmeyi ve öldürmeyi mukaddes sayan zihniyetin hüküm sürdüğü, aksini ifade etmenin linç edilme sebebi olduğu, geri kalmaya mahkum olan topluluktur.
anasına bacısına tecavuz edilmesin,halel gelmesin diye yegane varlığı olan canını feda etmeyi yani ölmeyi ve öldürmeyi göze alabilmis topluluktur.
(bkz: türk milleti)
(bkz: bayrak şiiri)
bir avuç vatan toprağını namusu, onuru bilen millet.
dünya üzerindeki tüm milletlerdir.

dünya var olduğundan beri, savaşlar hep yaşanmıştır. çağlar atlanmıştır, yine savaşlar yapılmıştır ve yapılacaktır da. nedenleri tektir. o toprak parçasıdır, ayrıca, tabiiki toprak uğruna olacak savaşlar, am için mi yapacaklar? istisnası vardır, truva ama onun da altında yatan başka nedenler vardır yine.

neticede, bir milletin toprağı, o millet için her şey demektir. bağımsızlık demektir, siktir et, bir toprak parçası neticede dersen, yarın bir gün, gelir birisi seni kölesi yapar, sen de sike sike boyun eğersin onun egemenliğine, çünkü o toprakların sahibi o'dur.
"bayrakları bayrak yapan: bayrak imalatçılarıdır...
toprak, eğer uğruna ölen varsa: utanmalıdır." *
insanlar uçamayan memelilerdir

memelilerde eğer uçamıyorlarssa karada yaşarlar

karada topraktır

insanlar yaşayacak bir toprak için kendilerine ait bölgeler edinirler

orada yaşarlar

o toprağı ekip biçerler

o toprakta yararlı bitkilerin

içinden birtakım gereksiz otlarda çıkarlar

böyle başlık açarlar tatmin olurlar..
toprak parçası için öldürmeyi bir bok sanan milletten daha şereflidir.
gidecek bir yeri kalmayınca bok attığı topraklara geri gelebilmek için yalvaracakların söyleyeceği türden bir beyan.
sadece kendilerini değil, herkesin toprak için ölmesini isterler.

bunu desteklemek içinde her türk asker doğar şeklinde faşistçe bir cümle kullanırlar.
vatansızsan zaten ölüsündür. vatan için ölürsen ölümsüzsündür. aradaki fark şerefli ölmek yada şerefsiz ölmektir. her türk asker doğar..!
haymatlos olmayı özenene toprak gerekmez. lakin herkes haymatlos olmak istemez. vatanım dediğim bize ait topraklarımız olsun, ellerin vatanında mülteci gibi sürünmeyelim ister. zira birileri böyle düşünürken birileri topraklarını korumak için gerekirse o vatansızı gözünü kırpmadan öldürebilir. cehalet mutluluktur derler ya yalan be. baktım da harbi zor be cehalet başa bela.
bok yoluna gitmeyi pek de hoş bulmayan millettir.
uğruna ölebileceği bir varlığı olan millettir. kişi vatanı, milleti, toprağı için ölebilmelidir.
''sen ne için ölüyorsun'' diye sorulması gereken yazarın zırvası. daha önceki entry lerine bakılırsa amacı, tarafı bellidir. şimdi sorunca -biz özgürlük için ölüyoruz falan diyecektir. devamında kendisine sorulmalıdır, kendine ait bir toprağın(vatanın) yoksa özgürlükten nasıl bahsedebilirsin? sen ve senin gibi düşünenler tarih boyunca vatan bayrak ne demek tadamadığı için konuşması kolay. şimdi sana deseler s*ktir git ırak ta yaşa diye, -giderim ne var, kalıp mücadele edip öleyim mi diyeceksin?
işte siz bu duyguyu bilmediğiniz için tarihte bir devletiniz, bayrağınız olmadı.
kısır döngüye biat etme halidir, zavallı beyinlerin tatmin olma durumudur, yapacak başkaca işleri olmayanların kapıldığı bir haldir maalesef ülkemiz de herkesin birbirine inat kapıldığı ama egemenlerin belkide gülerek izlediği bu sırada kazandıkları paraları saydığı bir vaziyettir.

edit: bu hale bu ülkede yaşayan tüm etnik gruplar dahildir ayırım göremiyorum bu zavallı tutumun ezeni ezileni fark yaratmıyor sonuçta ölüyorsunuz ve egemen elit kesimler de tam da bu vaziyetten nemalanıyor.
ver kurtul diyenlerden daha onurlu olan millet.
ilköğretim 1.sınıfta almaya başladığı bilgileri bir kez olsun sorgulamayan kişiliğin halidir.
YIL 1996 OLMALI..

tansu çiller başbakan ve kardak kayalıkları krizi var..

vatanımdan bir çakıl taşı bile vermem demiş ve yunanistan ile savaşa hazır olduğunu tüm dünyaya ilan etmiştir.
yaklaşık 250 yıllık tarihe dayanan bir milliyetçilik akımının sonucudur. Her ortamda karşı çıktığım görüştür. insanlar bazılarının vatan millet sakarya propagandaları uğuruna canlarını vermesi şehitlik sayılmaz. Şehitlik insanların fikirleri ve düşünceleri uğuruna ölebilmesidir.
o toprak parcası olmasa nerde yasıycan acaba sorusunu akla getırten baslık.
böyle bir düşünce şekline sahip olan insandan ümit kesilmelidir. çünkü ne mal oldukları baştan bellidir. o bilgisayarının başında elinde sigarasıyla otursun, böyle saçma düşüncelerle yobazlaşabilsin diye canını dişine takan insanlar nasılsa hep olmuştur, olmaya da devam edecektir. ama böyle insanlar da olmalıdır, çünkü vatan için canını feda edebilecek insanların asıl değeri o zaman ortaya çıkar.

edit: zaten vatanına toprak parçası diye hitap edebilen varlık, vatan haininden başka bir sıfata sahip olamaz.
verilen onca şehidin, sayesinde bulundugun yerden böyle patavatsızca konuşuyorsun.. neyse ıslah edilecek insan tipi.
sınır : bir bölgeyi korumak amacıyla çizilen hat. ( sınır kapısı )

bölge : sınırları, yönetimsel ya da ekonomik birliğe, toprak, iklim ve bitki özelliklerinin benzerliğine ya da üzerinde yaşayan insanların aynı soydan gelmiş olmalarına göre belirlenen toprak parçası, mıntıka.
vücut yüzeyinde sınırları belli herhangi bir bölüm, nahiye. ( iç anadolu bölgesi )

birlik : Bölük, tabur, alay vb. bir bütün sayılan topluluk ( cumhurbaşkanlığı senfoni orkestrası )

topluluk / toplum : Birbiriyle topluluk ihtiyaçlarına, gerekliliklerine cevap almak için etkileşimde bulunan, ortak bir coğrafya ve kültürde var olan çok sayıdaki insanın oluşturduğu beraberliğe toplum adı veriliyor. Toplumun en büyük özelliği ise oluşturan insanlar arasında düzenli olarak ilişkilerin var olmasıdır.

Toplumun tarzına ise toplumsallaşma deniyor. Toplumsallaşma ise sadece alt maddesi olan toplumsallaşmanın parçalarıyla olabilir. Kültürün gelecek nesillere akmasını ve toplumun en küçük çekirdeği olan aile bu parçaların en başında gelir. Toplumun oluşması için aileye ihtiyaç vardır. Arkadaş çevresi, okullar ve iletişim araçları da bütünün diğer önemli parçalarıdır.

aileyi oluşturan, "aile çatısı" altında hukuki olarak korunur. evinin sınırları içi ve dışı vardır.
okulu oluşturan "okul çatısı" altında hukuki olarak korunur. okulun sınırları içi ve dışı vardır.

şehir korunur, çiftlik korunur, çocuk korunur, yaşlı korunur, ekin korunur, damat korunur, onur korunur, sanat korunur, tavuk korunur, düşünceler korunur...koruma şekli ; fiziksel ya da zihinsel , ruhsal, manevi olma durumlarına göre farklı kanunlarla düzenlenir. nerede olduğunu bilmezsen nasıl korursun ? ev ev değilse, okul okul değilse, ülke ülke değilse..ha bu arada bakın hiç antropoloji paralamadım..ne memeli davranışları, ne bölge korumaları, hiyerarşi, hakimiyet vs. filan yok ortada..

yani çocuğum ;
seni ve aileni korumak, eğitim görebilmeni sağlamak, yaratıcılığını ortaya çıkaracak ortamı sağlamak, flüt vermek, saz çaldırmak vs..bilimum siktiri boktan şey için sınırları çizili bir alan içinde, kendi toplum düzenimize uygun kurallara hergün güvenli bir şekilde evden çıkıp eve dönmeni ve ev içinde bulunduğun sürede de güven içinde olman için o lanet kanları döktük.
anladın mı piç kurusu?
ne şairi ne siki? şairlerin tüm yaptığı osurmak..devlet kuran tek bir şair gösterin bana..seni koruyan tek bir şair göster..gene sinirlendim bak..
siz kim barış içinde yaşamak sınırları kaldırmak kim lan.
bok kafalar.
toprak parçası için değil, o toprak üzerinde yaşanmış günler ve yaşanacak günler için ölmeyi göze almış millettir.
ithal edilen ne idüğü belirsiz tohumlar sayesinde dış mihrakların amaçları doğrultusunda ve nedense herkesten önce mutasyona uğramış zihniyetin saçmalamasıyla kurulabilecek cümle.