bugün

sevmedim ben bu filmi. korku filmi değil. gerilim filmi değil. bi tane şerif var, herif şeytan gibi. öbürlerinden şeytan bile illallah demiş, öyle beter tipler. ama birbirlerini çok seviyolar, falan filan. ee? ne bu? natural born killers geliyo tabi hemen akla, çok eğlenceli bi filmdi çünkü bi video klip silsilesiydi o film. çünkü iki eleman tripten tribe giriyorlardı, bunu düz bir hat üzerinde anlatmak saçma olur zaten, adamların kafalarına göre dünyaları da değişiyodu. buna bir de süper müzikler ekleyince onlarla beraber bi gezinti filmi oluyodu ki bu da eğlence demek. ama bu film sadece sinir bozucu. şiddetin karikatürize edilmesi zaten kesinlikle itici bulduğum birşey. e bu zaten natural born killers'da allahına kadar vardı di mi? natural born killersın "iyi" bir film olduğunu bile söyleyemeyiz zaten. sadece eğlencelidir. muhtemelen tarantino da stone'a bu yüzden kızdı. ha evet, tarantino'yu da sevmiyorum ben. katillerin kendi aralarında ne kadar matrak ve konuşkan insanlar olduğunun anlatılmasından hoşlanmıyorum. ama hadi buna da "bir derece" diyelim ve filmimize gelelim. yazının başında bu bir korku filmi değil, gerilim filmi de değil derken filmin ne bok olduğunu bulamamıştım ki buldum. sıkı durun, bu bir aile filmi ya! yemin ederim ki öyle. bu filmin kötü adamı hırslı, domuz suratlı şerif. seri katil aile ise birbirlerine ölümüne bağlı, savaşkan ve kahraman bi aile. filmin sonunda kahramanca çarpışıp ölüyor bu aile. zaten bütün film boyunca da satanik klanımızın birbirine sevgi ve mutlulukla bağlılığı işleniyor. bi de kurban aile görüyoruz filmde, onlar ezik mesela, gariban amerikan halkı onlar. kahraman olmak isteyen ama hiç bi zaman olamayacak zavallılar, beri tarafta bizim satanist aile iplerinden tamamen kurtulmuş bi halde, niye, çünkü korkuyu yenmişler, vay anasını. imdb'de bir yorum var, "this movie isn't just bad, it's evil." diye. hayır bad bir film değil, ama korkarım evet ki bu film evil. bence seri katil gerçeğini bi halt da yansıtmıyor bu film. abuk sabuk canavar hikayeleri anlatırken "oh baby, it's human nature, oh yeah" muhabbeti yapılmasından tiksiniyorum.
yönetmen bir korku filmi fanatiğiymiş, bunu öğrendik. nasılsa işi olmaz bu siteyle, gönül rahatlığıyla yazabilirim, bence kafayı harbiden sıyırmış bu herif. bu boktan filmi de sapık egosunu tatmin etmekten başka bi amaçla çektiğini hiç zannetmiyorum. belli ki korku filmi karakterlerini de çok seviyor, en yakın arkadaşları onlar olmuş bu dünyada. filmde it'teki gibi bir palyaço ve bir adet freddy var. ikisini de alıp gerçek hayata yerleştirmiş bay zombi. birisini yiğit bir aile babası yapmış, birisi de sadık bi akraba mı ne bok artık bilmiyorum, ucubelerden bi tanesi. zombinin hayal gücüne hiçbir diyeceğim yok, zombinin hakkını zombiye teslim ederim. filmi iyi çekmiş. vahşi batı ve onun kötü şerifine karşı kafa derisi yüzen kızılderililerin bayrağını seri katillere teslim etmiş kafasız zombi. kötü şerif gibi hırsları için de öldürmüyorlar üstelik. filmin başındaki yazıya ve anonsa da dikkat edin lütfen. palyaço babanın parmaklarında harf dövmeleri var, love yazıyor love. çakal zombi nasıl da yiyor izleyiciyi be. işkence ederek öldürdüklerinin cesetlerine sarılıp uyuyan sempatik satanistlerin zalim avcısı şerif ise ağzından köpükler çıkarak tanrı tanrı diye bağırınıyor.

http://www.allserialkillers.com/jwgacy.jpg

bu linkte gerçek bir seri katilin resmi var. charles manson romantiği zombinin filmindeki hiçbir sempatik seri katile değil ama bıyıkla düşünürseniz şerife bayaa bi benziyor. rob zombie’nin sevimli göstermek için kıçını yırttığı bu insanlar gerçekte bi halt değillerdir. beyinlerindeki vicdan, merhamet vs. bölgeleri tamamen yanıp yokolmuş ucubelerdir sadece.

uzun lafın kısası satanist bu film. ama mel gibson'a tercih ederim zaten zombi tam da bundan faydalanıyor.
wild at heart'ın "bobby peru"sundan sonraki en acayip tiplerden biri olan "kaptan spaulding" karakterini barındıran ve topluca izlenmesi durumunda oldukça eğlenceli olan film.
kaptan spaulding için izlenmesi gerektiğini düşündüğüm sıkıcı ama eğlenceli bir filmdir.
2005 amerika-almanya ortak yapımı Aksiyon, Suç, Korku, Gerilim türlerindeki, rahatsız edici ve marjinal filmler gurubuna dahil edilebilecek olan bir film! tam da Rob Zombie'Den beklenilecek türden bir film. sevgilisi de house of 1000 corpses filmindeki gibi kendisini yalnız bırakmıyor!

--spoiler--

benim için filmin en çekici tarafı Sheri Moon Zombie'nin film'de yeralmasıydı. çok seksi ama bir o kadar da psikopat ötesi bir hatunu canlandırmakta. ailesiyle evlerinde zevk için katlettiklri insanlar yüzünden polisten kaçmaktadırlar. yol'Da da boş durmayıp insanları öldürmeye devam ederler. laflarının yarısını küfür oluşturur ve hobi olarak insan derisini canlı canlı yüzüp maske yaparlar!!
neyse efendim en sonunda polis bunları sıkıştırır, kurşun yağmuruna tutar ve hepsi geberir. ama filmin bu sahnesi öyle yapılmış ki sanırsınız bu 3 kişi kahraman! kahraman gibi ölürler müziğe ve sahneye baktığımızda.

--spoiler--

neyse efendim. kan vahşet görmekten hoşlanıyorsanız izleyin diyorum!