bugün

Ortalama bir felaket filmi ama görsel efektleri ve kadrosu ile hakkını veriyor. Bilmeyen birine buzul çağını hızlandırılmış olarak anlatmaya çalışsak herhalde en iyi yardımcımız bu film olurdu.
donan new-york tan koşarak kaçma.
(bkz: cem yılmaz)
Bugünki istanbul hava durumundan yaklaşık yarım saat önce andığım ve akabinde olayların olduğu film.

Enerjisi korkutmaktadır.
beyaz tv'de an itibariyle oynayan film. evet.
efektleriyle beni büyüleyen ancak devamlılığı olmaması nedeniyle hayal kırıklığı yaratan filmdir. Ama yine de izlenebilirlik açısından puanım 10/6 'dır.
Roland Emmerich filmleri görselleri açısından izlenebilir oluyorlar. Ancak öyle basit hataları barındırıyor ki filmlerini komik duruma düşürüyor bu adam. Sokakta arkadaşları ''Hehe ulan Emmerich dondan kaçan adamlar mı olur la ahah'' diye dalga geçebilirler, buna alınmamalı yönetmen. Ama hakkı da yeniyor ayrıca. Oscar tarafından. Sadece reklam için yapılan ve propaganda ögeleri olan bir yarışma. Zerre takmam, ama yediremiyorum. Yahu en azından şu filme görsel efekt ödülü verilir. Eğer kıyamet haberlerinde bu filmden alıntılar varsa o iş olmuştur arkadaş (Görsel açıdan). Kesinlikle olağanüstü bir görsellik barındırdığına inanıyorum bu filmin.

Sci-fi türünde ya da aksiyon izlerken mantık aranmamalı deriz her zaman ki doğrudur. Zaten bunlar mantık dışı şeyleri barındırırlar. Ancak filmde olanlar mantık hatası değil. Tamamen absürdlük ve komiklik.. Şimdi bunları sıralayalım da ondan sonra birileri 'mantık arama yahu' demesin.

--spoiler--

• Kütüphane'de kalıyorlar. Birşeyler yakmak istiyorlar. Masalar, sandalyeler ve daha birçok eşya varken onlar kitap yakıyorlar. Kitap geyikleri dönüyor.. Maksat kütüphanede olduklarını belirtmek. Kütüphanede kitap yakılır ulan! gibisinden. Striptiz kulübünde kalsalardı kadınları yakarlardı bunlar..
• Don olayı. Bu olay o kadar komik don yavaş yavaş ilerliyor ve insanlar bundan kaçıyorlar. Çünkü donan yerler -150 derece seyrediyor, arkadaşların bulundukları yer ise -5 seyrediyor. Üstelik donun yüzüne kapıyı kapatıyorlar. Donun oraya girmesine izin yok efendim.
• Gökdelenlerin yarısı kadar olan dalgalar bütünü Manhattan'nın ortasına gemi gelmesine izin vermişler. O gemi dalgalardan sağ sağlim kurtulmuş ve şehrin ortasına harika şekilde kuruluyor. Neden yapılıyor? Çünkü Sam'in kız arkadaşı ölecek, orada ilaç var. Adamlar penisilin için koca gemiyi böyle bir saçmalıkla getirmeye utanmıyorlar. Üstelik kurtlarla savaşıyorlar. O kadar soğukta onlara nasıl birşey olmadı?
• Filmin en sonundayız. Bakıyoruz da gökdelenlerin üzerine helikopterler iniyor.. Kurtulan baya insan var. Onlar orada nasıl kalabildiler?
• Sadece Amerika var filmde. Tüm Kuzey Yarımküre bu iklime maruz kalıyor. Ancak onlar sadece Amerika'ya odaklanmışlar. Oysa diğer şehirlerden de birşeyler alınabilirdi.

--spoiler--

Komikleri en yukarıdan aşağı doğru derecendirdim ve öyle sıraladım. Roland büyük düşünen bir adam değil. Doğa ve felaket filmlerini seviyor ama bunları saçmalıklar çerçevesinde mahvediyor.

Bunların dışında oyunculuk, görsel efekt, konu ve senaryo olarak idare eder bir film. 4 puanı klişelerden ve konuda ki mantık hataları ve komikliklerden kırdım. Durum vahim.
ankaranın bu günlerde remake yapmaya çalıştığı film.
(bkz: öbürsü gün)
bu filmi yaz günü sinemada izlediğimi ve çok üşüdüğümü hatırlıyorum. hayır, klimayla filan ilgili değil.. bu film, izlerken o psikolojiyi aşılıyor insana. görsel efektleri o derece güzel.
suların şehri basma sahnesinin çok benzerinin crysis 2 de kullanılacağı film.
http://www.haberturk.com/...yilin-en-sert-kisi-kapida

bir şekilde adam haklı çıkıyor beyler.
görsel efektleri güzel, fakat içerik açısından vasat filmdir.
south park'ta parodisinin, "two days before the day after tomorrow" bölümünde izlenebileceği film.
bir amerikan filminde en çok kaç klişe olabilir yarışmasında ödül almış filmdir.
yarindan sonraki gün.
ne fedakar babaymış adam kar kış demedi wasington dan newyork a kadar yürüdü ve oğlunu
kurtardı. bu senaryo içimi baydı.sevmedim ben bu filmi.
tv de çok sık dönmeye başlayan film. bir hafta fox diğer hafta star tv.
bugün için çarşamba olacak gündür..
an itibariyle star'da yayınlanmakta olan, küresel iklim değişikliğini konu alan ve küresel ısınma konusunun altından girip üstünden çıkan film. independence day ve daha yakınlarda izlediğimiz 2012 filmlerinin yönetmeni tarafından çekildiği için, görüntü ve efekt konusunda efsane, ancak senaryo konusunda rezil film. gene de severek izliyorum o ayrı.
kısaca, konusu itibariyle güncel bir soruna değinen ve bunu görsel efektlerle süsleyip, ''vaaaooooooov adamım yaaaa'' gibi söylemleri peşisıra getiren güzel bir filmdir. ben sevdim şahsen.
arkadaşına aşık olmak durumunun getirdiği, hiç bir şey yapamamanın verdiği dayanılmaz acıyı anlatan, öldüren bir şarkıdır. şarkıyı dinlerken çok iyi bir arkadaşınıza aşıksanız vay halinize.*
efektler ve ses olarak süper bir film fakat insana arada bir siz orada onca gün kaldınız * hiç mi sakalınız falan çıkmaz * hep mi aynı tarzda kalırsınız sorusunu sorduruyorlar illa ki *.
acep bizim memlekete neler oldu diye düşündüren film.
saybia'nın en güzel parçalarından biridir. * * *
hatalar zinciri felaket filmi:

filmin bir sahnesinde aniden yükselen soğuk hava yüzünden new york'taki bütün camların bir bir patladığı gösteriliyor, ama gerçekleşmesi imkansız(mış). bu olayın meydana gelmesi için içerdeki basınç ile dışardaki havanın basıncının çok farklı olması gerekir(miş).

ayrıca filmin en can alıcı sahnelerinden birinde yine aşırı soğuk hava yüzünden düşen askeri helikopterin kapısını açan pilot, 3 saniye içinde buz kesip donuyor. bu olayın gerçekleşmesinin ise dakikalar alması gerekiyor(muş).

filmde çok var bu tarz hatalar ama yapılan bir söyleşide senarist, fizik kurallarına uymadıklarının farkında olduklarını fakat izleyicilerin iyi vakit geçirmesi adına bu etkeni görmezden geldiklerini söylüyor. başarılı oldular da bence. zira ben filmi izlerken çok ama çok keyif almıştım.