bugün

Jonathan Liebesman'ın yönettiği, Türkiye'de 1 aralık'ta gösterime giren film.
2003'te yeniden çevrilen teksas katliamı'nın başarısından sonra tüm zamanların en korkutucu karakterlerinden biri olan Leatherface'in gerçeklerini ortaya çıkaran, korku filmi meraklılarının kaçırmaması gereken yapıt.
--spoiler--
korku filmlerinde hep iyi bir yan ararsınız ya yani hep birşey olacak, biri gelecek ve onları kurtaracak sanırsınız. izleyici böyle birşey gerçekleşmeyeceğini çok iyi biliyor bu filmde. çünkü bu filmdeki "kötü"ler öyle kötüler ki, o kişilerin kurtulma şansları yok.
--spoiler--

Birbirleriyle fiziksel temas kurmada zorluk çeken çiftlere sesleniyorum gidin bu filmi görün. Tek vücut çıkacaksınız salondan.
korktuğum için bok atmayacağım filme. kan, vahşet, sadizm, sapıklık her şey var bu filmde. meraklısını çok memnun edeceği kanısındayım. ama gerçekten sağlam bir kalp, mide gerektirdiği kesin.

ve son olarak filmden vejeteryan olarak çıkmanız da muhtemel.
çok kötü..filmin gerçekten elle tutulur hiçbir tarafı yok, zaman kaybından öteye gidemeyen film olmuş kanımca..

spoiler

filmin tek elle tutulur yanı,esas oğlanımızın, ed gein misali öldürdüğü adamın derisini kafatasından ayırıp, kendine geçirmesi olmuştur.

spoiler
son zamanlarda sinemalarda gösterilen en iyi teen slasher tarzı olan film.
kısa ama etkili bir eleştirisi için:
korku-gerilim filmlerini sadece kan ve vahşetten ibaret görenlerin sevebileceği bir film.
ilk filmdeki soru işaretlerinin birçoğunu kapatmış olan vahşet film. bu herifi nasıl şerif yapmışlar, tekerlekli sandalyedeki amcanın olayı nedir, thomas ismindeki karın deşen abimizin saykoluğu nerden geliyor gibi meraklarımıza tercüman olmuştur. kız arkadaşınızla izlemenizi tavsiye etmem ama aksiyon olarak bir saw serisinin yanına yaklaşamayacaktır. tek güzel noktası jordana brewster ablamızın saf güzelliğidir.

esasen serinin en başına dönerek 1973 de çekilen ilk filmden başlamak daha doğru olacaktır diye düşünüyorum. şahsen ben de henüz izlemedim...