bugün

yaşadığı çağın en mualif yazarlarındandır.
mehmet akif ersoy ile fikirsel anlamda hiçbir konuda uyuşmamışlardır çünkü tevfik fikret ersoy'un aksine çözümün batı kültürüne tamamen entegre olunmasında görmekteydi.
ve maalesef bu iki ustanın da hayatı şansızlıklarla doludur.ikisi de hiçbir zaman hakettikleri değeri göremedikleri gibi tevfik fikretin oğlu papaz olmuş mehmet akif in oğlu ise uyuşturucudan ölmüştür.
abdülhamid'e suaikasti destekleyecek kadar muhalif ve aydın(!) yazardır. babadan oğula nesil olayı.
idolümdür. o zor ve tehlikeli dönemlerde bile ''vatanım ruî zemin, halkım nev-i beşer'' diyebilendir.
hem 2. abdülhamid'i hem de ittihat ve terakki'yi sert eleştiren şair. şöyle bir şiiri de var...

Bu sofracık, efendiler - ki iltikaama muntazır
Huzurunuzda titriyor - bu milletin hayatıdır;
Bu milletin ki mustarip, bu milletin ki muhtazır!
Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Efendiler pek açsınız, bu çehrenizde bellidir
Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir?
Bu nadi-i niam, bakın kudumunuzla müftehir!
Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hak da elde bir...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say
Haseb, neseb, şeref, oyun, düğün, konak, saray,
Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay;
Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı yok zarar
Gurur-ı ihtiıamı var, sürur-ı intikaamı var.
Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar.
Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Verir zavallı memleket, verir ne varsa, malını
Vücudunu, hayatını, ümidini, hayalini
Bütün ferağ-ı halini, olanca şevk-i balini.
Hemen yutun düşünmeyin haramını, helalini...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!

Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak!
Yarın bakarsınız söner bugün çıtırdayan ocak!
Bugünkü mideler kavi, bugünkü çorbalar sıcak,
Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak...

Yiyin efendiler yiyin, bu han-ı iştiha sizin,
Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!
türk edebiyat tarihinde istanbul'u kötüleyen ilk şiir sisi yazarak tarihe geçmiştir.aynı zamanda aruzun duayenlerinden biridir.hatta öyleki ; tevfik fikret'le beraber türk edebiyatı'na, "türk aruzu" terimi girmiştir.diğer servet-i fünuncular'dan farklı olarak, hece ölçüsünü kullanmış ve toplumsal konularda eserler vermiştir.
Eserlerinde ağır bir dil kullanır aruz kullanır, Tanzimat'ta ki dilde sadelesme hareketinden uzak kalmıştır.
Hece ölçüsünü basit bir vezin olarak görür ve anlaşılma cabası yoktur. Serveti fununculara inat topluma seslenen eserler yazmıştır.
Hece olcusuyle cocuklar için yazdığı eserinin adı şermin'dir.
Kulak için uyak anlayışını benimsemistir.
Atatürk'ün en sevdiği yazardir denilebilir. Baslarda dindar bir adam olan Fikret oğlunun din degistirmesiyle ve papaz olmasıyla dünyaya bakış acısını değiştirmiş ve yazılarında elestirilerde ve farklı tespitlerde bulunmuştur. Donemin baskısından kaçarak ailesiyle inzivaya cekilircesine uzak bir yere taşınmışlardir. Donemin padişahına düzenlenen suikastın başarısız olmasına karşılık suikastcileti yureklendiren bir şiiri vardır donem sistemine katiyen karşıdır.
kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat,
kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim.
bir eğik baş bir boyundur'ktan ağırdır boynuma;
fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir şairim.

dizelerinin sahibi saygı duyulası fikri hür vicdanı hür şair.
oğlu haluk'un avrupa'da papaz olduğu söylenir.
Şiiri düzyazıya başarılı şekilde yaklaştırmıştır.
Karısının adı Nazime.
Her ne kadar başta dili ağır VE bireysel olsa da Servet-i fünun kapandıktan sonra aşiyan' a çekilmiş ve ömrünün sonuna kadar toplumsal konuları işleyen şiirler yazmıştır.
hece ölçüsü ile yazdığı tek eseri, çocukalr için yazdığı Şermin' dir.
Haluk' un defteri, tarih-i kadim, rübab' ı şikeste ve rübab' ın cevabı diğer önemli eserlerindendir.
sis adlı şiirinde 2. Abdülhamit'e adeta tokat atmıştır. saygıyla selamlıyoruz
--spoiler--
''Hak bellediğin yolda yalnız gideceksin . Kıran da olsa kırıl , fakat eğilme sakın.''
--spoiler--
ateist olan fakat aynı zamanda servet i fünun döneminin en önemli sanatçısıdır. çocuklar için şiir kitabı hazırlamıştır. oğlu öldükten içine kapanık bir yaşam tarzı sürmüştür. oğlu için haluk'a mektuplar adlı eserini yazmıştır.
ateist değil deist olan şairdir.
mezun olduğum ilkokulun adıdır.
han-ı yağma şiirine ölünür. ayrıca büyük galatasaraylıdır.
Unutulmaz Galatasaraylı, büyük şair, fikir adamı Tevfik Fikret'i ölümünün 97. yıldönümünde saygıyla anıyoruz. *
En sevdiğim Galatasaray'lıdır.
Yazar Hıfzı Topuz hayatını "Elbet Sabah Olacaktır" adıyla kitaplaştırmıştır.
Bu kitabın içinde Mustafa Kemal Atatürk'ün "Bütün eserlerini okudum. Bir çoğu ezberimdedir." dediği ve vatanın kurtuluşunu Tevfik Fikret'ten ışık alarak başlattığı notunu düşülmüştür.
Tevfik Fikret'in duygu dünyası yazar Serol Teber tarafından da "Aşiyan'daki Kahin" adıyla kitaplaştırmıştır.
Kendisi ile ilgili bir diğer eser gazeteci Orhan Karaveli'nin yazmış olduğu ""Tevfik Fikret ve Haluk Gerçeği" adlı kitaptır.
oğlu haluk avrupa'da papazdır ama atatürk'ün resmini kalbinin üstündeki cebinden indirmemiştir. 'sabah olursa' şiiri müthiştir.

>aşiyan'da bir kayaya kendi eliyle kazıttığı şiir:

ey taş, yeryüzünün paslı yazıtı,
kırık başlı sfenks gibi durursun şuracıkta,
seyredersin kuşkulu kuşkulu olanı biteni.
sen anladın mı bari, o büyük sır ne?
ey, rahata ermiş kalp, sen anladın mı bari
neden yalnız taş yüreklilerin keyfi yerinde?

(a. kadir'in türkçesiyle)
han ı yağma şiiri bir efsanedir. gelmişken kendi hakkındaki fikrimizi söyleyecek olursak, kendine bile muhalif.
osmanlı tarihine yıldız suikastı olarak geçen, ermeni komitacıların hedefi olan 2. abdulhamit' in suikastten sağ kurtulmasına yönelik olarak, komitacılara şu dizeleri yazdığı bilinir.

Ey şanlı avcı, tuzağını boşuna kurmadın!
Attın...ama yazık ki, yazıklar ki vuramadın!

sis isimli şiirinde 2.abdulhamit' i, tarih-i kadim şiirinde ise, islam' ı ve onu baz alıp imparatorluk kuran tüm islam ülkelerini (ki osmanlı buna dahildir ona göre) hedef alır, bu yüzden akif' le yer yer karşılıklı sataşmalara varan diyalog ve şiirleri olmuştur.

Akif ona :
"Şimdi Allah' a söver, sonra biraz bol para ver,
Hiç utanmaz protestanlara zangoçluk eder"

(Safahât, II)

şeklinde zangoçluk atfederken O da akif' e mollalığı layık görür.
Akif' e yönelik "bak sen islam' ın büyüğüne" şeklinde küçültücü bir şekilde laf çakması medyada hala unutulmamıştır.

Fikret arayışı ve kurtuluşu tanrı' da görmez bu yönüyle ateist, panteist ve deist çevrelerce sahiplenilir. "ben rabb' e değil doğaya taparım" dizesinden ötürü.

oğlu haluk babasının aksine ibrahimi diğer bir din olan hristiyanlığa dahil olmuştur.
yazdıkları açısından ciddi işler yapmış diyebiliriz, sade din tartışması yapmak onun üzerinden yaptıklarının üzerini örtmek olduğu gibi, islam' ı da bir şaire bağladığından islam' ı da küçültme olacaktır bu. o yüden din temelli yazmaya gerek yok, rahmet etsin allah, herkesin yeri kendine.
baba yazardır.
''yeryüzü vatanım, insansoyu milletimdir benim. ancak böyle düşünenin insan olacağına inandım.'' diyen büyük insan.
hababam sinifinda okuldan kaçmak için ölüm yıldönümü uydurulan kişi.
Çok cesur ve ahlaklı bir adam olduğu kesindir. Dinine, ateistliğine vs. karışmıyorum.

Abdülhamid'in sukistçisine methiye düzdüğü sis şiirinin ardından ittihatçı masonların neye hizmet ettiğini anlar anlamaz çok kısa süre içinde onlara çok daha sertini (bkz: doksanbeşe doğru) yazıp Abdülhamid'den adeta özür dilemiştir.
mektep (galatasaray lisesi) ile spor klübününü bir bütün olarak mütalaa ederek bu bağın gittikçe güçlenmesine ve bir gelenek haline gelmesine yardım etti.

büyük galatasaraylı şair , galatasaraya öylesine aşık bir insandı ki, ittihat ve terakki'nin teklif ettiği maarif nazırlığını elinin tersi ile bir kenara iterken, mektebi sultani'ye müdürlük teklif edilince, birincilikl

31 mart isyanında yüzlerce geri kafalının mektebi yakıp yıkmaya geldikleri anda onu kollarını birbirine kavuşturmuş olarak sultani'nin demir parmaklıklı büyük kapısı önünde buldular. vücudunun mektebe adeta siper etmişçesine, karşısındaki cahil topluluğa : ''önce beni çiğnersiniz, sonra mektebi yıkabilirsiniz. '' demek cesaretini göstermiştir.

--spoiler--
kıran da olsa kırıl sen, fakat bükülme sakın...
--spoiler--