bugün

görgü, eğitim anlamına gelir.
kız ismi olarak kullanıldığı da görülür.
terbiye; yemekleri soğan, salça, baharatla birlikte bekletme, demlendirme, tadını güzelleştirme anlamına da gelir.
aileden gelmediği ya da insanın içinde olmadığı sürece gelişemeyecek insanlık hali
yumurta ve limonla yapılan leziz yemek.*
"Terbiye her zaman için merhametten de, cömertlikten de, içtenlikten de daha güvenilir bir şeydir.

Tıpkı hak yememenin ve karşındakine eşit şans tanımanın hayatımızda adalet kavramından daha yalın ve önemli olması gibi...

Bütün o gösterişli, adı büyük değerler baskı altına girdiğinde türlü mantık oyunlarıyla çözülüverirler.

Ama terbiye terbiyedir, öyle kalır"

şibumi/trevanian
an itibariyle makinada asena'nın unuttugu davranış.
ailenin yerinde ve zamanında çocuğuna vermesi gereken en değerli hazinesi.
erkeklerde terbiyeli olmak, karşısındakine saygı göstermek pek geçerli bir durum değildir bizim gibi memleketlerde. daha çok evcil bir ayı kıvamında olması beklenen erkeklere bu tip davranışlar yakıştırılmaz.

sokakta "bu ne lan ibne gibi" yaftası yapıştırılır adamın üstüne.

ya da terbiyeli olunduğunda, "çok efendi çocuk" denir örneğin. bu adamlara bakış açısı ise; efendi ama kendini savunamayan, güçsüz, ezik bir adam profilidir. evcil ayımız dış dünyanın vahşiliğine karşı çelimsiz hemcinsini korumaya çalışır. aralarında böyle bir arkadaşlık gelişir.

terbiyeli olmak iyidir, erdemdir hatta, saygı duymaktır insana, lakin, fazlası sarar günümüzde, gelecekte belki olur.
(bkz: terbiyeli)
yoksunlugunda sahip olmayan kisi hakkinda yorum yapmaya degmeyen davranis sekli.
sahip olmayanlarin hayatina wallpaper yapilmasi gereken deger.
(bkz: aradığınız kelime sözlükte bulunamadı)
edep ya Hu sözünü hatırlatan kelime.
memnun kaygısız'ın üç karısından biriydi...
tavuk ızgarada ona büyük lezzet veren baharatlı karışımdır.
ham kumaşların satış için uygun duruma getirilmesini sağlayan tüm işlemlere verilen isim.
safhaları;
1- ön terbiye (kasar)
2- boya
3- apre
şu an itibariyle sözlüğümüzde bulunmayan şey.
en yalin ifadeyle, baskalarini rahatsiz etmemek demektir. Cagimiz kisi hurriyetlerinin en hat safyada yasandigi bir cagdir.* Kisi sahibi oldugu hurriyetlerin dozajini ayarlayamaz ise hem terbiyesiz olur hem de medeni insan olma niteliginden cikmis olur. Farazi herkesin muzik dinleme hakki vardir. ama hurriyet gecenin bir yarisi, yuksek ses ile kullanilirsa burada terbiyeden ve medeniyetten bahsetmenin kabili yoktur.
olmazsa olmazlardan biridir.
(bkz: klasik yaşlı teyze sözleri)
"Terbiyenin gâyesi, insanlarda bulunan kabiliyetleri geliştirmektir." eflatun.

ne yazık ki bizim insanımızda terbiye anlayışı, çocuğunda bulunan kabiliyetleri geliştirmekten çok bastırmak, mümkünse bazılarını yok etmektir.
ne yazık ki futbolu zevk olarak değil, savaş olarak gören empati ve bilinç yoksunu fanatiklerin, galatasaray' ın sembolü olan aslanı da katarak kullandığıdır. bu tip tanımlamalar sadece sinir harbine ve bağların kopmasına yol açar, başka bir amaca da hizmet etmez. saygısızlıktır.
bir demet tiyatroda mükreminin annesini canlandıran zerrin sümeri in oynadığı karakterin adı. her şeyi geç anlayan, hatta anlamayan biridir.
gezdim şam ile bağdat ı etmek için ilmi talep
ilim ta geride kaldı illâ edep illâ edep!
(bkz: edep)
bakkallarda satılan ve tadı çok güzel olan gofret markası.