bugün
- özlenen sözlük yazarları30
- kürtlerin siklerinin daha büyük olması gerçeği12
- fransa bayrağını yakan sığınmacı10
- michy batshuayi34
- kız yazarların entryleri neden artı oy alıyor8
- anın görüntüsü17
- jose mourinho8
- duşta işemek18
- islamı tartışamamak22
- antalya daki engelli çocuğa toplu tecavüz21
- çıkma teklifi etmek21
- yazarların en büyük dilekleri14
- gideon reid morgan jj30
- hangi şarkı seni ağlatıyor12
- küçükçekmece de öpüşen yaşlı amcalar22
- hiçbir erkeğin size laf atamaması12
- halkımızın asıl sorunu yeterince sikişmemesidir20
- herkesin bir anüsü olduğu gerçeği12
- dünya kadar malın olacağına9
- erkeklerde meme ne işe yarıyor sorunsalı11
- atatürk kafir cumhuriyetini ilan etti12
- köpeğin su içtiği kabı tekmeleyene çift dalmak11
- 18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı35
- bik bik'in kurban etlerini buzdolabında saklaması11
- diamond tema hakkında soruşturma açılması10
- evin büyük çocuğu olmak8
- kıbrıs ismailağa cemaati sayesinde alındı13
- izmirli sude vs karslı rojda10
- bı erkeğin sevdiğini anlamanın yolları17
- cehaletle mücadele etmek16
- dekolte memeye bakan kişinin aklından geçen15
- manyak olmaya karar verdim17
- sağlığı etkileyen en temel faktör12
- sözlükteki en iyi 15 yazar9
- 10 ayda evlenen insanlar8
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var9
- arda güler14
- nervionun kedisi9
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı17
- geniş kalçalı kadın ahlaklıdır22
- karizma10
- sözlükteki elit yazarlar14
- türk mü türkiyeli mi sorunsalı9
- okula gitmeden yüzlük karne alan afgan ve suriler18
- kocam boşalacağı esnada geliyorum bacanak dedi13
- diamond tema için yakalama kararı16
zarara veya kayba sebep olan kişinin karşılaması gerekendir.
zararın yerini tam olarak doldurmayandır.
bazen etme şansı olmayandır.
bir zararın yerini doldurma.
aslında hiç bir şeyin telafisi yoktur. telafi denilen şey oluşan zararın yerini tam olarak tutmayacaktır.
telafi dersi hariç hiçbir zaman telafi edilen şeyin, zarar görmeden önceki halinin yerine tam olarak geçmeyendir.
hiçbir zaman zararın yerine tam olarak geçmeyendir.
Oluşan bir zararı, mağduriyeti düzeltmeye çalışmak.
Hayatta ölüm hariç birçok şeyin telafisi vardır, yeterki isteyelim. Eskisi gibi olmasa da hiç olmamasından iyidir.
Hayatta ölüm hariç birçok şeyin telafisi vardır, yeterki isteyelim. Eskisi gibi olmasa da hiç olmamasından iyidir.
Hiçbir şeyin telafisi yoktur. Telafi, çaresizliğin züğürt tesellisidir.
Bir şeyin yerine geçen.
eskilerden bir ebru gündeş şarkısı.
https://www.youtube.com/watch?v=l5KkniZsf8Q
--spoiler--
Gönül bu engel dinlemez ki
Eğer severse gelir alır
Durur mu, laftan anlamaz ki
Eğer severse gelir alır
Benim yasaklı kalbim
Yemin bozdu yolunda
Bekledi bekledi
Seni buldu sonunda
Sen telafisi olmayan
En büyük hatam benim
Senin yüzünden dünyayı
Bir kula satan benim
--spoiler--
https://www.youtube.com/watch?v=l5KkniZsf8Q
--spoiler--
Gönül bu engel dinlemez ki
Eğer severse gelir alır
Durur mu, laftan anlamaz ki
Eğer severse gelir alır
Benim yasaklı kalbim
Yemin bozdu yolunda
Bekledi bekledi
Seni buldu sonunda
Sen telafisi olmayan
En büyük hatam benim
Senin yüzünden dünyayı
Bir kula satan benim
--spoiler--
dilimize gelmez olmuş bir kelime; aklımıza girmez, düşüncemizde yer almaz olmuş bir kavram. unutulmaya yüz tutmuş.
"hepimiz bir bataklığın içindeyiz, ama bazılarımız yıldızlara bakıyor"
derisi dikenliler grubunda sınıflandırılan tesadüf eseri varolmuşlar ile aynı odada nefes alıyordum. dokunmak yasaktı. sadece seyret. konuşmak hakeza. plaka sökmek ise şart koşulan bir kapı görevlisi.
beşinci çocuk olma nedeniyle "5" rakamı önemli idi benim için. peder dedi ki; altıncısın aslında. "senden iki sene önce aldırdık/öldürdük bitane. altı aylıktı. bildiğin öldürdük." çok da mühim olmayan bir ayrıntı olmalı idi aslında, yirmidört sene sonra gelen. ya da yirmiüç; karıştırmayın şimdi. devam etti; "seni de aldıracaktık. üç kızın ardından bir oğlan yetmişti." amerikan filmlerinde babanın ergen delikanlıyla duygusallaştığı bir an gibiydi ortam. çocuk sayısı bozuyordu bir tek. "çok uzun saatler süren tartışmalarımız oldu annen ile. aldırmamaya karar verdik sonunda.". "baba" dedim "abazamıydın allasen? otuzbeş yaşında durulur insan biraz." içimden dedim bunu tabi.
"yani" dedim "onu aldırmamış olsaydınız beni aldıracaktınız kesin.". "hee" dedi. güldüm.
derisi dikenliler grubunda sınıflandırılan tesadüf eseri varolmuşlar ile aynı odada nefes alıyordum. dokunmak yasaktı. sadece seyret. konuşmak hakeza. plaka sökmek ise şart koşulan bir kapı görevlisi.
beşinci çocuk olma nedeniyle "5" rakamı önemli idi benim için. peder dedi ki; altıncısın aslında. "senden iki sene önce aldırdık/öldürdük bitane. altı aylıktı. bildiğin öldürdük." çok da mühim olmayan bir ayrıntı olmalı idi aslında, yirmidört sene sonra gelen. ya da yirmiüç; karıştırmayın şimdi. devam etti; "seni de aldıracaktık. üç kızın ardından bir oğlan yetmişti." amerikan filmlerinde babanın ergen delikanlıyla duygusallaştığı bir an gibiydi ortam. çocuk sayısı bozuyordu bir tek. "çok uzun saatler süren tartışmalarımız oldu annen ile. aldırmamaya karar verdik sonunda.". "baba" dedim "abazamıydın allasen? otuzbeş yaşında durulur insan biraz." içimden dedim bunu tabi.
"yani" dedim "onu aldırmamış olsaydınız beni aldıracaktınız kesin.". "hee" dedi. güldüm.
"hepimiz bir bataklığın içindeyiz, ama bazılarımız yıldızlara bakıyor"
derisi dikenliler grubunda sınıflandırılan tesadüf eseri varolmuşlar ile aynı odada nefes alıyordum. dokunmak yasaktı. sadece seyret. konuşmak hakeza. plaka sökmek ise şart koşulan bir kapı görevlisi.
beşinci çocuk olma nedeniyle "5" rakamı önemli idi benim için. peder dedi ki; altıncısın aslında. "senden iki sene önce aldırdık/öldürdük bitane. altı aylıktı. bildiğin öldürdük." çok da mühim olmayan bir ayrıntı olmalı idi aslında, yirmidört sene sonra gelen. ya da yirmiüç; karıştırmayın şimdi. devam etti; "seni de aldıracaktık. üç kızın ardından bir oğlan yetmişti." amerikan filmlerinde babanın ergen delikanlıyla duygusallaştığı bir an gibiydi ortam. çocuk sayısı bozuyordu bir tek. "çok uzun saatler süren tartışmalarımız oldu annen ile. aldırmamaya karar verdik sonunda.". "baba" dedim "abazamıydın allasen? otuzbeş yaşında durulur insan biraz." içimden dedim bunu tabi.
"yani" dedim "onu aldırmamış olsaydınız beni aldıracaktınız kesin.". "hee" dedi. güldüm.
derisi dikenliler grubunda sınıflandırılan tesadüf eseri varolmuşlar ile aynı odada nefes alıyordum. dokunmak yasaktı. sadece seyret. konuşmak hakeza. plaka sökmek ise şart koşulan bir kapı görevlisi.
beşinci çocuk olma nedeniyle "5" rakamı önemli idi benim için. peder dedi ki; altıncısın aslında. "senden iki sene önce aldırdık/öldürdük bitane. altı aylıktı. bildiğin öldürdük." çok da mühim olmayan bir ayrıntı olmalı idi aslında, yirmidört sene sonra gelen. ya da yirmiüç; karıştırmayın şimdi. devam etti; "seni de aldıracaktık. üç kızın ardından bir oğlan yetmişti." amerikan filmlerinde babanın ergen delikanlıyla duygusallaştığı bir an gibiydi ortam. çocuk sayısı bozuyordu bir tek. "çok uzun saatler süren tartışmalarımız oldu annen ile. aldırmamaya karar verdik sonunda.". "baba" dedim "abazamıydın allasen? otuzbeş yaşında durulur insan biraz." içimden dedim bunu tabi.
"yani" dedim "onu aldırmamış olsaydınız beni aldıracaktınız kesin.". "hee" dedi. güldüm.
bazen yapılması en güç olan, bir nevi kurtarma operasyonu.
derslerin iyi değilse güzel futbol oyna. güzel futbol oynayamıyorsan teknik direktörlük yap, güzel teknik direktör değilsen kulup başkanlığı yap...
(bkz: ödünleme)
(bkz: ödünleme)
yapılan olumsuzluğun, eksikliğin yerine bir başka şey koyma, yerini doldurma, hatayı düzeltme uğraşı.
(bkz: telafi etmek)
(bkz: telafi dersi)
(bkz: telafi etmek)
(bkz: telafi dersi)
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar