bugün

o nasıl bir sorumluluk öyle dediğim öğrenci uğraşı. Herbir halta bu öğrenci koşar tahtaya isim yazdı diye arkadaşlarıyla da uğraşması işin cabası tabi.
sınıfta bir şey oldu mu sorumluluğu alan üstüne kalan öğrencidir, o yüzden orta okul ve lisede sınıfın yarısı aday olmak istemez genelde.
seçildikten sonra heyecanla eve gidip çantayı bir kenara fırlatıp:
- anneeeee sınıf başkanı oldum.
- ahh ulu tanrım verdiğin nimetler için çok teşekkür ediyorum. Oğlumun büyük adam olacağını biliyordum.
Diğer çocukların annelerine hava atılır sonra:
- bizimki de başkan olmuş teyzesi. Kıskananlar pipisini yesin ayoll.

Bir de şöyle bir durum var:
- annneee bugün sınıf başkanı seçtik.
- sen mi oldun yoksaaa?
- yok anne ali başkan zeynep de yardımcı oldu.
- seni seçmediler mi? Sen niye olmadın?!!! Başgan olmalısın oğlum sen başgannn.

Kadında o an arka fon kararır, bir hüzün çöker benim çocuğum böyle olmamalıydı.
Olursun bir de süreklilik beklerler çıraklık kalfalık ustalık diye. Güç sevdası o zamanlar da başlar. iyi başkanlık yapmaz bir sonraki seçimde oy verip beni seçin diye gözünüzün içine bakar.
Velhasıl iyi bir şey değil bizim ülkemize göre değil başkanlık sistemi.
lise zamanın da amelelikten başka bir şey değildir.
geniş yetkilerle donatılmamış olup öğretmenin mutlak vekilidirler. askeri, idari, hukuki ve sosyal yetkileri vardır. maaşları olmaması bir dezavantaj. her 6 ayda bir tekrarlanan seçimlerle başa geçerler. yardımcılarını kendileri seçmezler de sınıf seçer. bu da bir diğer dezavantajdır. sınıf başkanı, iyi anlaştığı birini yardımcı seçme hakkını elinde bulundurmalıdır. bu en tabii hakkıdır.
lise 1-2-3 te secildigim got kaldıran mertebe *
Havalıdır, cok sevilirsiniz ki herkesin sizden çıkarı vardır.
ilkokul da pek makbul olan makamdır, görevdir, bir nevi dokunulmazlıktır. genellikle bir başkan bir de yardımcısı olur bunların, bzim sınıfta yardımcısının yardımcısının, onun yardımcısının yardımcısının yardımcısı diye uzayıp giden silsileler mevcuttu. sınıfı hem susturur eğer susmayan olursa döverlerdi, tahtaya konuşanlar yazıp birçok çarpı atmak da cabası. iyiydi güzeldi o günler, insan aramıyor değil.
Türkiye Cumhuriyeti Devletinde bulunan 5 milyon başkanlıktan 1 tanesinin sorumluluğunun adıdır.
sınıf başkanlığı öncesi, seçim konuşmasında şeker dağıtmış fakat seçimi kazanamamıştım.şimdi anlıyorum da bu millet sevmediği adamın şekerini yer, sevdiği adama oy atar.
ameleliktir. ya da sınıfın fotokopi parasını arsenala bastım ne yapmalıyım dedirtir adama...
- Anneeee sınıf başkanı oldum * *
+ komşunun oğlu okul başkanı olmuş.
- *
ilkokul da 5 sene boyunca yaptıktan sonra 5. sınıfta sınıf arkadaşlarımı savunurken öğretmenimle tartışmamla bıraktığım görevdi.yapmıcam dediğimde kabul etmemişti yazılı istemişti. ilk istifa dilekçemi çok genç yaşta yazmış idim. ama insan sonradan anlıyor ki bu dünyada kimse için kendini öne sürmüceksin. o arkadaşların hiçbiri yaptığımı hak etmemişti.hayatım boyunca unutamıcağım bir ders oldu. belki bu olayı o sınıfta hoca dahil sadece ben hatırlıyorum ama olsun.
1. sınıftan 11. sınıfa kadar bulunduğum makam. (bkz: liderlik vasfı)
(bkz: Seni başkan yaptırmayacağız)
muhtar bile olamayacak kişilerin başkanlık yaptığı yerdir. enteresan.
ilkokul 5.sınıf sonuna kadar ifa ettiğim görev. mazbatamı her sene başında öğretmenimizden alırdım. uslu ve çalışkan olmanın yanında dürüsttüm. öğretmen gelmeden sınıfı hizaya sokar, konuşanları ve yaramazlık yapanları tahtaya yazardım. ha bir de sınıf başkanı yardımcısı vardı ki ne iş yaptığını hatırlamam.

ne dürüstlükten, ne çalışkanlıktan eser kaldı şimdilerde.
Kariyerimde zirveyi yaşadığım dönemdi.