burun boku.
yenilebilir.besleyicidir* (bkz: matrix)
kimi durumlarda kendiliginden, kimi durumlardada bizim cikardigimiz, cogu zaman jole kivaminda akinti... protein açısından çok zengindir. bu yüzden sümüğünü yiyen çocukların bu davranışı engellenmemelidir. büyümesi, gelişmesi için faydalıdır...
(bkz: sümük yemek)
(bkz: vurdum mu amele sümügü gibi yapısmak)
soluduğumuz havadaki gereksiz partikülleri tutan,burun kıllarıyla beraber hava filtresi gibi çalışan bir vücut salgısıdır.rengarenk olur.. şeffaf,sarı, yeşil, kırmızı*,kahverengi* vs.en makul olanı yeşil olandır.sağlıklı bir birey olduğunuzu gösterir.* tatak haline gelen sümük parmakla dışarı atılır,sıvı sümük hınkırarak.. (bkz: servet çetin) kısaca sümük bünyeye faydalıdır,görüntü olarak iticidir..
çeşitli kıvamlarda bulunabilen doğası gereği pis hede. Yenmemelidir.
(bkz: mukus)
masa, sandalye altını süslemek için kullanılan doğal yapışkan, bizzat insan burnu tarafından salgılanmaktadır.
erkekle kadını ayıran özelliklerden biri. kadınlar erkekler kadar sümüklü değildir. bunda birçok fizyolojik nedenin etkili olduğu düşünülebilir. ancak asıl neden kadınların erkeklerden konuşkan olmalarıdır. insan konuştuğu zaman ağzından nefes alır-verir, böylece sümük oluşumu çok az olur.
(bkz: eldeki sumugu surmek icin bos koltuk alti aramak)
bir de yuvarlak yapip saga, sola atmasi vardir. *
burundaki mukoza salgısının soğumasıyla/donmasıyla oluşur..
aldim ele
vurdum yere
hay allah
cezani vere

bilmecesinin cevabidir.
namı diğer mukustur.*
bir coderin*bir numarali besin kaynagidir. kulak memesi kivaminda olani tavsiye edilir, vitamini icindedir.
osmanlıca sümük demek olan mürg, aynı zamanda kuş da demektir.*
Anadolu lisesine basladigim ilk gun, kaynasma cabalari icinde oldugum ekuriden bir elemanin cantasina gulerken burnumdan firlayan, yaklasik 5 cm uzunlugundaki sari solucan.
akan sümüğün rengi sarıysa bakteriyeldir ve antibiyotik kullanmak gereklidir. yok eğer şeffafsa virütik. soğuk algınlığı tylolhot falan iyi gelir.
sırf sevme amacıyla sıkılan bir burundan çıkabilecek muhtelif salgı. uzak durmak lazım,
yani her türlü burundan.
uzmanı olduğum şey. küçükken divanlara sürme yüzünden annem peşimden koşardı, şimdi ise...

anlatamayacağım lan!

neyse:

hastayım, okula da gidelim dedik niyeyse. okula gitmek için kıta aşan insanlardanım bu arada. okula gidip derse gitmedik zaten sohbet falan fistan geçti vakit. yanılmıyorsam 20:10 vapuruydu sirkeci-kadıköy arası seyir yapan. tam boş yer görmüş, depar atacakken oturmak için hapşurduk selpak türü bir şeye ulaşamadan. e öyle kibar işi değil, ben en az dört sefer arka arkaya yaparım bu işi, arkadaşlar arasında laz ziya'nın kızı diye laf atanları az dövmüşlüğüm yoktur bu husus yüzünden. ne oldu hapşurduk da? ellerden sarkan sümükler! lan kızarıp bozarayım, kenara çekilip ağlayayım mı yoksa bir iki saniyede dolacak olan yeri mi kapayım?

ne yaptım?

gittim oturdum, sonra usulca temizlemeye başladım sümükleri. kaç selpak harcadığımı hatırlamıyorum ama karşıda oturan abi eminim ki saymıştır, garibana beş dakika boyunca burnumu, ellerimi ve hatta elimdeki poşete de bulaşmış olan sümükleri seyrettirdik. bunu okuyorsan hakkını helal et hocam.

velhâsıl, sümük şifadır.
kırmızı ışıkta durduğunuz zaman yan arabada pis bıyıklı bir amcanın çıkartmaya uğraştığı ,çıkartıncada yuvarlayıp camdan dışarı attığı bazen katı bazen sıvı atık çeşidi.
her daim başa bela olan ve toplumda iki laf etmekten uzak tutabilen çok yavşak bir salgıdır.yazılıda kendisini kontrol etmek için soruları yapamam kış aylarında.
azeriler 'kemik' kelimesinin yerine kullanirlar.
azerbaycan'da vitrinlerde görebileceginiz 'sümüklü et su kadar, sümüksüz et bu kadar' yazilarina sasirmayiniz.
ingilizcesi mukus olan sey.

(bkz: mukus-sümük ilişkisi)
ismi sümeyra olanlara söylediğim kelime. çoğu zaman bsg şeklinde tepkiler alsam da kendime hakim olamıyorum ne yapayım.