bugün

telefonda konuştuğum kişinin anında uykusunun gelmesi.* uykusuzluk problemi çekenler doktora moktora gitmeyin. kimle konuşsam esneyip ardından malum sonuç. sırf bu yüzden başkası için psikoloğa gidesim var.
insanların ulaşamadıkları şeye bok atmaları. bi de bu bokun tutması, yapışıp kalması.

ilginç hep, düşünmeye üşeniyoruz resmen.
Bir insan nasıl unutabilir onca şeyden sonra, hayatına o kadar almışsın o kişiyi, hata yapmadan, suçu olmadan, o hatıraları es geçerek nasıl unutursun ve daha yüzüne bakmak istemezsin. Baştan aşağı mantık hatası.
nasıl olur da bu kadar nefret edilen yazarlar olur bu tuhaf.

ya da o yazarların çevresindeki insanlar bu kadar anlayışsız olur.
(bkz: #17179592)
balıkların suda nefes alması.
** sözlük yazarlarının ne kadar da acayipmiş dedikleri şeylerdir. örnek yok.*
emile zolanın erkek olması.
dilli kaşarlı tostta dil olması.
yazarlık dediğin bu kadar basit miymiş?
aslında uzun zamandır gördüğümüz, bildiğimiz şeylere bakıp da farklı anlamlar çıkardığımız veya anlamını sorguladığımız olaylar, durumlardır.

ben de, bugün aynaya bakınca suratımı garipsedim. kendi kendime ''ben böyle bir surata sahibim'' diyerek olayı garipsedim. yıllar önce de olmuştu aynısı.
kelebeğin yumurtasımı oluyor a.q.
hiçbir şeyi garipseyememek.
Kumral sacin uclarinin sararmasi.
insanlarin kolayca barisi, sevgiyi, hosgoruyu secmek yerine;, kini, nefreti, hirsi secmesi. kendilerini kasmasi, uzmesi, surekli dertli olmasi.
herhangi bir kanalı izlememizden, panodaki reklamlara bakmamızın bile bazılarının cebini doldurması.
minibüse yetişmeye çalışan birini görüp:
-şoför bey yolcu var.
dediğinde sanki konuşmak yasakmış gibi yolcuların anlamsız anlamsız bakması.
cennete gitmek.
Hiç bir şey yokken Durduk yere çaylak olmak.
kızlar...
cenk erdem şebeklerinden cenk in aslında malt grubunun solisti olduğunu öğrenince çok şaşırmıştım.

adamın sesi çok iyi lan.

alın bakın: http://www.youtube.com/watch?v=3EO_e8SdHV0
aniden gelen titreme.
Türkiye'nin ağzına sıçanlara oy verilmesi.
Öleceğimizi bile bile yaşamak.
Bu kadar insan gününü politika düşünerek, yazarak, konuşarak geçirirken, bu adamların hepsinin "iyiler var kötüler var, iyiler iyilik yapar kötüler kötülük yapar" mantığındaki vasat adamlar oluşu. Hiç bir şeyin ve hiç kimsenin ( saplantılı olmadığı sürece) tümüyle iyi ya da tümüyle kötü olamayacağını düşünemeyecek kadar basit adamların Aydın çok bilmiş geçinmesi.