bugün

insan bazen hiç olmadık bir insanla tesadüfen edilen bir sohbet esnasında yakaladığı samimiyeti her nasıl oluyorsa çok daha yakın olduğu insanlarla yakalayamıyor. salt o anın derinliğiyle alakalı bir şey öyle sanıyorum ki. ya da kişilerin yalnızlıklarıyla...

okuduğunuz kitabın o hatırlayamadığınız sayfasının düşündürdüğü aynı düşünceler, filmde davranışına anlam veremediğiniz adamın aslında ne yapmak istediği, ya da o şarkının asıl dinlenilesi sanatçısının o olmadığı, yahut hayatın aslında çoğu zaman, sol kaşının üstünde beliren ve hep birazdan geçecekmiş gibi gelen, ama bütün gün geçmeyen ve günün sonunda insanı serseme çeviren bir baş ağrısı gibi olduğu düşüncesi...

işte tüm bu saçma ve önemsiz şeylerin o an önemli hale gelmesi, hayal ettiklerinin değil, hayal etmenin yüceldiği ve hayatın da aslında tam olarak böyle bir şey olduğu düşüncesinin birleştirdiği yalnız insanlar...

fakat sonrasında, zil çaldığında ve her şey yine bal kabağına dönüştüğünde; siz de öncesinde olduğu gibi, yarım baş selamı verdiğiniz o eski yabancılığınıza dönüşemiyorsanız durum fena! çünkü siz bu masalın külkedisi değilsinizdir.
bazen insan nerede olduğunu bilmek istiyor,kimde ne? neden sorgulara itilip duruyoruz ki?
Icini dokmek isteyen yazarin basligi.

Hepimiz olecegiz, pisman olacaginiz seyler yapin.
itiraz ediyorum hakim bey.
O güzel insanlar o güzel şemsiyelere binip uçup gittiler.

görsel
130 gün sonra tekrar sözlüğe girdim ve inanır mısınız yazacak tek başlık bulamadım. Boş, aptal, seviyesiz başlıklar almış yürümüş yine. iyi geceler muhtemelen son entry.
Allahım mutluyum.
Lanet olsun ..
Sıkıldım ben ya bi içim sıkıldı baydım falan. Hava da yağmurlu. Ay üf.
Diş etim acımaya başladı. Bende daha iyi bir diş macunu alayım dedim. Ve süper markete gittim. Sensodynenin (bkz: sensodyne) colgatenin diş etini iyileştiren macunlarını karşılaştirdim. Colgate hoşuma gitmedi. Sensodyneyi deneyelim dedik. Kasaya gittim. Kasiyer kız bana sensodynenin indirimde olan iki macununu gosterdi ve dedi abla bunların içeriği aynı, içeriğini bilirim ben. Buna vereceğin para ile iki adet alırsın. Ama ben dinlemedim. Neden diyeceksiniz. Alışveriş yaptığım süpermarket son kullanma tarihi yakın ürünleri indirime sokuyor. Daha önce başıma geldi.
Avaz avaz bağırarak 'nasıl?' demek istiyorum, sözlük. 'Nasıl bu kadar güzel olabilirsin? Şuan yaşadığım hayatın büyük çoğunluğunu kaplarken nasıl olur da sana dair hiçbir şey bilmem? Seni görmek için çırpınıyorum her Allah'ın günü, 2 kelam edeyim diye göbeğim çatlıyor. Gel gör ki hayatında biri var ve bu içimdeki ateşin beni bitirmeden bitmesi tek umudum. Yaratıcının varlığına inanıyorum ve kulu bu kadar güzelse kendi nasıldır acaba diye düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi. Duygusal sınavım elimi uzattığımda dokunabileceğim sana asla elimi uzatamamak galiba. Çok güzel gülüyorsun, bana gülünce daha güzel. Söylenecek çok şey var; mesela bu entryi girmemin ne kadar uzun sürdüğü gibi... Seni kelimelere sığdıramıyorum. hayatındaki kadın hep yüzünü güldürsün.
Bu saatte neden uyandigimi sorguluyorum. Uyuyamiyorum.
farklı bir şeyler yapmam gerek dedim sabah uyanır uyanmaz her gün aynı acıyı çekmek beni mutlu yapmaz yeni acılar tatmalıyım tek bir acının üstüne yoğunlaşmamalıyım Evet.
görsel
Kadim bir düşmana sahibim, iflah olmaz, savaş sever. Düşmanım; bekler hüzünlerimi, geceleri çıkmaz sefere ebedi. Nedendir bilinmez, oysa karanlıklar örter akan kanı, parlamaz son nefes.
Her yıl öder yıllık vergisini ay. Ödemezse gecenin önünde kimse duramaz. Buna isyan eder yıldızlar diye önlem alıyorum, koparmayın benim gece ile bağımı. Hazırlığım yok. Eskisi kadar giremem ben güç kavgasına. Kudretim yok.
Anlaşma teklif ediyor penceremdeki menekşeler, son umut. Can sularını yapraklarına değdirmeyeyim diye. Değdirmeyeyim ki öldürmesin kızgın ay ışığı filiz çocuklarını.
Unutmayın! Bir filiz gecede kıvrılsa da ertesi gün elbet daha da büyür. Çünkü gecedir her çöküşün yükselişine lale devri. Göreceksiniz, nasıl kendinizi bitireceksiniz!!!
Bir oyundan başka bir şey değilsin. Zamanımı çalıp gözlerimi, beynimi, benliğimi yoran.
Güzel bir şaraba ihtiyacım var bu akşam, stoğum tükenmiş. Sözlük bana güzel bir beyaz şarap getir lütfen.
görsel

ilk defa birisiyle uzanıp kitap okuduk. Ardından farklı ama aynı bir kitabı okuyup yorumlama kararı aldık. Dün sabah evden çıkarken dolaba yapıştırdığım not bile yerine duruyor. Bana değerli hissetmem gerektiğini hatırlatan bir insan var hayatımda. insanın bir yere ait hissetmiyorken kendini evindeymiş gibi hissetmesi ne bileyim güzel bir duygu. Çoğu kez, samimiyeti yakınından göremiyorsun ama önemi yok. Kan bağının hiçbir önemi yok..
Fesatlanmaya gerek yok, bunları hissetmek için bahsettiğim kişinin cinsiyetinin erkek olmasi gerekmiyor.
iki şehri var gecenin, biri gözümde
tütüyor, birinin dumanı üstünde yağmur
gibi çöken siste, bana bu uykusuz
şehri niye bıraktın, göze alamadığım
bir şehrin yerine bütün şehirlerdesin,
gece değil istediğin, hayli karanlık
bakışlı bir şehrin gözleriyle çarpışmak
hevesindesin! Gözlerini anlıyorum henüz
bağışlayabileceği gözleriyle çarpışmadı kimsenin;
gözlerimizi uzaklıklar değil ki yalnız
göze alamadığımız yakınlıklar da acıtır,
ve gözleri ancak gözler bağışlayabilir,
öyle acıyor ki gözlerim kim bağışlayacak,
sis değil, uykusuzluk değil, iki uzak
şehir gibi ayrılıktan kavuşmuyor gözlerim;
Biri hepimizle gözgöze gibi hala uykusuz,
biri sis içinde kirpiklerine kadar açık,bu sessizliği kim bıraktıysa, göremiyorum
konuşkan gözlerinde tek sözcük bile,
gözlerimiz birbirine değmiyor gecenin iki şehrinde

Kimsenin kimseye gözü değmiyorsa şiir niye?
içince yazarım.
Çok aşık olduğum için kafamı toparlayamıyorum.
Deli misin amina koyayim bi siktir git ya. Neyse gunaydin.
görsel
"senin için gündüz olduğu zaman dostum, benim için gecedir: böyle olsa da ben yeşil tepelere değerek oynayan öğle vaktini, vadiden süzülen mor gölgeleri anlatırım; çünkü sen ne karanlığımın türkülerini duyabilir, ne de yıldızlara çarpan kanatlarımı görebilirsin-görmemenden, duymamandan hoşnudum ben. bırak gecemle başbaşa kalayım. sen cennetine yükselirken ben cehennemime inerim- o zaman bile bu ulaşılmaz uçurumu ötesinden bana seslenirsin,’arkadaşım, yoldaşım’ ben de sana seslenirim, ‘yoldaşım, arkadaşım’-çünkü cehennemimi görmeni istemem. alevler görüşünü yakacak, duman burnuna dolacaktı. senin gelmeni istemeyecek kadar çok severim cehennemimi.bırak, cehennemimle başbaşa kalayım. sen gerçeği, güzeli, doğruluğu seversin; ben de sen hoşnut olasın diye bunları sevmenin yerinde ve iyi olduğunu söylerim ama içimden senin sevgine gülerim. gene de gülüşümü göresin istemem. bırak kahkahalarımla başbaşa kalayım.dostum, sen iyi, ihtiyatlı, akıllısın; hayır sen eksiksizsin- ben de seninle ölçülü ve düşünerek konuşurum. oysa ben deliyim. ama gizliyorum deliliğimi. bırak deliliğimle başbaşa kalayım. dostum, sen benim dostum değilsin, ama ben bunu sana nasıl anlatacağım? benim yolum senin yolun değil, gene de birlikte yürüyoruz elele. "

Kaynağını hatırlayana kadar burada kayıtlı kalsın.
Selamın aleyküm adım azrail. Aleyküm selam bende Cebrail.
Eve simdi geldim. Agiz tadiyla icemedim cok eglendim ama benden soylemesi efkarsiz raki icilmiyor arkadas. Ne zaman icsem burnumdan geldi. Sabah erken yapmam gereken isler var simdi uyuyabilir miyim bilmiyorum antibiyotik kullanirken alkol almak ??? Of.
o sırada kentte ince bir mevsim yürür urtuba
ohh bir haftadır tutuyorum.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar