bugün

Sonunun ne olacağını bildiğim bir şey için, kendimi kandırmaktayım şu an.
Hakiki ve kalıcı mutluluk diye de bir şey yoktur zaten. Hayata tutunma çabası sadece bu.
Mutluluk, tamamiyle uydurulmuş bir kavramdır. insanın fıtratında yok böyle bir hissiyat.
Bunun yokluğunu kavradıktan sonra, hayat daha yaşanılır bir hale gelebiliyor. En azından yok diyorsun, kabulleniyorsun.
sözlük dili ve edebiyatı özel hayatıma yansıyor ve mahçup oluyorum bazen.
Ve kazanan yine yalnızlık.
Serviste işe gidiyorum aynı zamanda kendimi hiç iyi hissetmiyorum.
Haksızlığa gelemeyip, içinde tutmak veya gereksiz ortamlarda boş yere konuşmaktansa,
Belki işe yarar umuduyla ilgili mercilerle iletişime geçmenin cezası var bu devirde.
Hiçbir şeyin umduğum gibi olmayacağını biliyorum, hiçbir şey için heyecan duymuyorum ve bu beni tüketiyor. Kendime katlanamıyorum.
Beş dakika sonra ne olacağımız, ne yaşayacağımız belli değilken saçma sapan şeylere takılıp, kendimize yoktan yere dertler ediniyoruz.
geceleri ansızın uyanıp sigara içmek de sevdaya dahil mi diye sorasım geliyor.
Anasını sikeyim, yine uyuyamıyorum. KAfayı yedim, geçmiş olsun.
Zorlama aşkları hiç doğru bulmamışımdır kendimi bildim bileli. Birini unutmak için başkasının hayatını mahvetmekten bahsediyorum.
Ya da hayatınızın tonu gridir onu renklendireyim diye birine " seviyorum seni " demek.
sözlük Türkiye'nin aynasıymış, yüzde altmışı zeka yoksunu.
Hayatında uykunun yeri benimki kadar önemli olan insanlar çok mu ?

Ulan ertesi gün ahiret sınavım olsa bile uyumayı tercih ediyorum ve uyumadığım zaman aksi, huysuz, lanet bir adam oluyorum :(
böyle ülkenin ben avına koyim.
En iyi iletişimin iletişimsizlik olduğuna karar verdim.
Daha yeni 4 yaşına basan yegenim ilk adımlarını attığı videoyu izledi ve "keşke çocuk olsaydim " dedi.biz orda iptal .
Merhametli insanları çok seviyorum. Bir ömür aynı odada yaşarım.

Ne kadar da minnoş oluyorlar :(
hem zirveyi hem dibi görmüş biri olarak söylüyorum , asla vazgeçmeyin umutsuzluk sizi bitirir...
Bir mucize istemiyorum. Şu olsun, bu olsun da demiyorum. Sadece kendime gelmek istiyorum. O zaman her şeyi yapabilecek gücüm de olur. Hiçbir çaba göstermeden mucize bekleyenlerden değilim.
ayrıldık ama hala seviyorum. sırf o mavi gözlerinde kaybolmamak için gözlerinin içine bakmıyorum ama o umursamadığım için yaptığımı zannediyor. Bağıra bağıra seni seviyorum demek istiyorum ama yapamam.

Bir ara iyiydim fakat yine rüyalarıma girmeye başladı. Ne yapsam bilemedim.
Çünkü bazı kadınlar; yanlış yapmak ve yalnız kalmak arasında bir tercih yaparlar..

Zorunlu olduklarından değil, gururlu olduklarından.
günaydın sözlük milletinin insanları.
daha eski mart çıkmadı, 13 nisan'ı bekleyin.
haylaz küçük arkadaşım, on bir yaşındaki batuhan serbestiz artık dediğimde; gevezelik etmek yerine çantasından okumak için montaigne denemeler kitabını çıkardı. bense gülümsememi gizleyerek şaşkınlıkla bir kitaba, bir de bugüne kadar herhangi bir kitapla veya bilinen bir dersle hiçbir yakın ilişkisini görmediğim ve kızları bu yaşında, bir hayli erken keşfeden çapkın batu'ya baktım. denemeler ve batu şaka gibi...yüzümdeki şaşkınlıkla karışık hayranlığımı gizlemeye çalışarak;

- çok güzel bir kitap batucum, kim önerdiyse sana bu kitabı tebrik ederim.

batu gururla:

+ kendim seçtim kitaplıktan, sefiller' i aldım önce, sonra baktım iki tane, üstelik çok da kalın, geri bıraktım. ama duyduğuma göre o da çok güzelmiş. bundan sonra onu da okuyacağım. Dedi.

- hımm kendin seçtin, süper... duymuş muydun birinden?

+ ablamın bize gelen arkadaşında görmüştüm. O okuyordu.

- sen zeki olduğun kadar akıllı bir çocuksun da aynı zamanda bunu biliyor musun batu? önceliklerini belirlemen harika. bir düşünelim bakalım; orta okulda fransız klasikleri, lisede rus klasikleri olsa; edebiyat, şiir, felsefe falan arada halledersin sen... üniversitede sana hayır diyebilecek bir kız düşünemiyorum açıkçası. sen kaptın bu işi. sahi gitarın var mıydı senin?

Kızlar sözcüğünü duyunca hafiften yanakları pembeleşen ve fakat gözleri parlayan batu heyecanla:

+ yoo, yok!!

- matematik, türkçe, ingilizce ve fen kolay da gitarı bilemedim? sen bir an önce harçlıklarını biriktirip en kısa zamanda ucuz bir gitar almalısın. gitarı sen alırsan mecbur kursa yazdırır sizinkiler.

+ sahi mi?

- sahi yaa!! hem hotel california'dan başla sen fransızca kasar şimdi.

Üniversite okumaya karar verdi mi bilmem ama Dün öğrendim ki; batu okulundaki gitar kursuna kayıt olmuş.
hayatınıza gülücükler bırakın ve her şeye rağmen mutlu olmaya çalışın! s*kt*r çekmeyi bilmelisiniz. hep insanları düşüne düşüne kendinize vakit ayırmıyorsanız kendinizi biraz düşünün. dışarı çıkın güzel havada biraz dolaşın. şu kız/erkek bakar mı bana diye düşünme, git konuş, ne kaybedeceksin? daha çok denecek laf var da kelimeler kıfayetsiz kalıyor. neyse uzatmayacağım. hayatınızın mutlu ve zengin geçmesi dileğiyle!
Ruhum, kalbim çok sıkılıyor. Hele bu güzel havalarda. Çünkü insanlar ve ağaçlar cıvıl cıvıl, fakat bende bir problem var. Nasıl bu kadar güzelliğe ve mutluluğa karşı koyup hala içimin daralmasına müsaade edebiliyorum bilmiyorum.
Nisan-mayıs aylarını çok severim. Ama benim için hüzündür. Güzel havalarda çok hüzünlü olurum ben. içim buruk olur, gözlerim dolar. Bu uzayan günlerde Yer ile gök arasında sıkışıp kalırım.

Hem Orhan veli de demiş:

“Beni bu güzel havalar mahvetti
Böyle havada istifa ettim.”