bugün

kafamdakilerin ufacık bir kısmını yansıtabilsem keşke, en azından bir kişi ne denli kötü şeyler hissettiğimi anlayabilirdi.
Sözüm o ki ;su akar, yatağını bulur.
Sıkmayın canınızı.
hakkımda kim ne düşünüyorsa Allah üç katını ona versin.
Hayatı başkalarının sizi nasıl yorumlayacağına göre yaşamayın. Bunu yaparsam şu neder o nasıl karşılar diye düşüne düşüne insanlar hayatlarını özgür bir biçimde yaşayamaz oldular. Akıllı olun adam olun lan.
1 saate yakın biriyle plan yapmaya çalışıyorum ama olmuyor yani şarjımın gittiğine mi yanayım geçen zamana mı yanayım ya da ortaya hiçbir halt koyamadığımıza mı yanayım?
Dipnot: vizelerimin bitişinin sevincini bile doğru düzgün yaşayamadım bee!!!
sen gecenin bu saatinde onu düşünüyorsun ya, o bi başkasının altında zevk çığlıkları atıyor ve sen aklının ucundan bile geçmiyorsun. bil istedim.
Umut ağaç gibidir hem kuşların beslenmesi gibi hem de insanlar oksijen alır.
Geçmişe bakıp keşke demeyin. Kendinize haksızlık edersiniz.
Sevişin, geciyor o zaman.
insanlar çok sahte, neden her şey böyle samimiyetsiz geliyor bilmiyorum. Milyonlarca vücut, körelmiş ruhlar soluyor ortalıkta.
"dilimin ucunda bi şeyler var aslında, söylesem kızar mısın bilemedim
korkmuyor değilim, biraz bira lazım
bilirsin işte anlatması zor şeylerden yine.."

şarkının bütün sözlerini yazsam da olur aslında.

(bkz: bazı şeyler vardır telefonda eksik anlatılır)
Yeter artık yaz bana! fazla uzatmadın mı...
Ölmekten korkmuyorum.
Yalnız ölmekten de korkmuyorum.
Hiç anlaşılmadan ve içime sine sine yaşayamadan ölmekten korkuyorum.
Aaaa 4 saattir yokum sozlukte ozlemisim yaaaa. Iyice baglandim sozluge valla ay yaa.
Dünyalar iyisi eşin, dünyalar tatlısı oğlun ve 5 ay sonra dünyaya gelecek olan bir evladın varsa gerisi boş, allah'a şükürler olsun diyebilmeli insan.
her bokta ciddi olmayı isteyen, aynı evde yaşadığı insana karşı dahi bencillik yapabilen, sofra adabı nedir bilmeyen sofraya herkes oturmadan yemeğe başlayan ve bunu umursamayan, aynı derse gitmek için evden beraber çıkalım lafına dahi söylenen asosyal kişilerden nefret ediyorum. okul bittiği gibi çalışıyorum diyip bir daha da yüzlerine bakmayacağım.

eğlenmeyi bilin azıcık ya.
Devir degisti insan iliskileri de degisti aylardir yuzunu gormez sesini duymaz sadece mektupla haber gelecek diye beklerdi simdi insanlar her gun mesajlasiyor ama belki hic yuzlerini bile gormuyorlar o kisinin o kisi oldugundan bile emin degil. o eski romantizmi mi yasamaya calisiyor yoksa baskalariyla da konusmak icin mi boyle yapiyor. Simdi insanlar sevmekten baglanmaktan korkuyor eglencenin pesinde cani sikildiginda konusacak birini ariyor biktiginda hadi gule gule diyor surekli iliski istemiyor bi kere gorusup ayrilabilecegi biri istiyor insanlar cok garip oldu.
bir şeylerde eksiklik var adeta. belki allahın yarattığı bu saçma düzenden, belkide haysiyetsiz insanların ulu orta pisliklerinden kaynaklanan.
Boşsun dostum ama dolmak içinde birsey yapmıyorsun kiii...
ne zaman gerçekten sevilicem be sözlük.
nasıl allahın cezası bir isimmiş ki bu her yerde karşıma çıkıyo be. aldığım mantarda senin isminin ne işi var? böyle mantar ismi mi olur lan. bana kafayı mi yedireceksiniz bütün dünya el birliğiyle!
Böyle hep sarhoş ve aşık yaşamak istiyorum. Böylesi aşk cok güzelmiş çünkü.
Bugün de zenginim anne, para harcamak isterken delice. *
devletlerin olmadığı herhangi bi ülkenin vatandaşı olmam gereken ,okula gitmemi söyleyen, gitmediğimde bana iş vermeyen, orta malı değersiz insan konumuna düşmediğim, hayallerimi gerçekleştirebildiğim, herkesin herkesle vatandaş ,sadece dünyalı olduğumuz bi dünyada yaşamak isterdim, siyasiler siyaset olmasın, kimsenin derdi parapul olmasın , iki kuruşluk dünyaya sahip olmak istemesin kimse ve bu yüzden kimse ölmesin isterdim. sahi neydi dünyanın dört bi tarafında ölen insanların sebebi? o eli kanlıların güç hırsı değil mi?
önce maltepe sahilde, "buraya geldim ama bakıyorum ki herkes cahil" diye bağırırım ve hemen arkama bakmadan kaçarım. sonrasında bebek taraflarına uzanıp sahilde şarap içen restoranlara "fukuşima nükleer santralinden selamlar getirdim" der, denize atlarım. 50 metre derine dalar kum çıkarırım. su yüzüne çıktıktan sonra dipten çıkardığım bir avuç kum'u rastgele oradan geçmekte olan bir arabanın ön camına olanca gücümle savururum.

şöförden kaçarken; "nazar etme n'olur gondikle seninde olur" diye bağırırım.

şöförün takibinden kurtulduğuma inandığım bir anda en yakın tekel bayii ne girip, "n'oldu lan nasıl koydular sizin takıma ibinee" diye bağırır kaçarım. ardından evime gidip, günümü noktalarım.