bugün

(#12837478)
Zamanında birlikte iş kuralım diye teklifte bulunan bir arkadaşa soğuk davranıp askıda bırakmam.

Çoktan kelli felli bir şirket olmuştuk. Şimdiyse minik minik bi şeyler yapmaya çabalıyoruz.

"Risk almak" deyimini fazlasıyla öğrendim.
geçen kış,hava çok soğuk, arabayla karşıya geçicem, edirnekapı geçidi var ya oraya geldim, arabalar yavaşladı,adamın biri yoldaki ufak kediyi kenara almaya çalışıyor.Birazdan arabalar durdu,o sırada ben de kedinin geçtiği metrobüs durağının önüne geldim. Kedi tam ortada ,öbür tarafa geçse kesin ezilecek,bari arabama alıp okmeydanı'nda falan bırakayım dedim. Arabayı durdurdum, kapıyı açtım kediyi almak için. Kapıyı açarken ,dışarıda üşüyen kedi ,sıcak diye tekerleğin üstünden motora girdi. Arkaya arabalar birikti ama öyle devam edemem tabi, kaputu açtım kediyi almak için. Ama motorun neresine girmişse göremiyorum. Rastgele elimi motora soktum,ellerim kanamaya başladı ama pes etmek yok,illa kediyi bulucam. Yarım saat falan aradım,ıslak yere yattım, tam o sırada motorun içinden bir yerden göründü,elimi uzattım almak için ama yine kayboldu. Arabalar birikti,korna çalanlar,küferedenler falan.Ama hiç umurumda değil. Bari arabayı trafiğin olmadığı tarafa çekeyim,ne zaman çıkarsa alırım dedim.Arabayı hareket ettirdim, o sırada sesten korkan kedi yere atladı ve tekerleklerin altında kaldı. Bu benim hayatımda yaşadığım en büyük pişmanlıktır, hala ordan geçerken içim bir tuhaf olur.
hoşça kal dediğimde ardından dur gitme diyememektir.
3 kuruşluk bir insana 5 kuruşluk değer verdim. 2 kuruşa beni sattı. Hiç gitmeyecekmiş gibi severdi. Gün oldu, hiç sevmemiş gibi gitti. Nerde, nasıl, ne yapıyor bilmiyorum. Umrumda da değil, üzerınden çok ilişki geçti. Ama ilkler unutulmuyor.unutamadıgım ne? Pişmanlığım. Saflığım, onu alıp dünyamın merkezine koymamdı. Peki ya şimdi? Ben dünyanın merkezine koyuyorum. O ise uzakta dadılık yapıyor. Ve hâlâ beni bıraktığı yerde, bıraktığı gibi biliyor. Burnunu sürtmem an meselesi. Ama yapamıyorum. içimdeki aşk, zamanla yerini acıma ya bıraktı.
sigaraya hiç alışmasaydım.
yaptıkları değil, asıl yapmadıklarıdır...
kovaya andıran kupalarda ard arda kahve içmek.kafeinle düpedüz mideyi şişirmek.sigaradan bu denli pişman olunmuşluk yoktur o derece.
kendine değer vermemek.
turkcell'den t20 telefon almak.
kendine çok fazla değer vermek. diğer bütün insanlar et parçasından ibaret oluyor bir süre sonra. ama güzel.
Halil Sezai-Cem adrian-murat yılmazyıldırım konserine zil zurna sarhoş gidip konsere dair çok az şey hatırlamam. Böyle bir üçlü kaçırılır mıydı tutamadın şu ağzını bir türlü derim her konser performansını gördüğümde.
üniversite tercihlerinde başka şehirleri yazmamam.
futbol yüzünden kalp kırmış olmak. en azından oldukça geride kaldı.
kamikazeye binmek.
yazarın seri eksilenen yorum, ileti, bakış açısı(nasıl seviyorsan işte)'nın yazarda yarattığı rezalet suçluluk duygusunun yol açtığı şeylerle aynı kapıda buluşan şeyler olur bunlar.
media markt'tan alışveriş yapmak.
"18 haziran 2010", iyi niyetimin ve dürüstlüğümün kurbanı olduğum bu tarih...
bugün leyla ile mecnun olduğunu unutmak. daha doğrusu dün.
Bundan 5 ay önce birini son kez görme , konuşma imkanım varken uzaktan baktım ve yanına gitmedim.
Bir de bi şehir den ayrılırken birine mesaj atmak istemiştim atmadım. bu ikisi benim pişmanlığım.
Üniversitenin ilk zamanları bir sohbet sırasında burcumu söyledikten sonra benim en iyi arkadaşlarım hep o burçtandır diyen kızı umursayıp kafamı çevirseydim keşke.Nerden bileyim sonradan aşık olacağımı sonra mallıklar yapıp kızı kendimden nefret ettireceğimi.
fringe in 2 ay ara vereceğini bilsem, 4.sezona yetişmek için bu kadar yırtınmaz, her gün 7-8 bölüm izlemezdim. şimdi mal gibi oturup ne izleyeceğimi bilmez bir halde sağa-sola salça olmazdım.

düdüt: ne izlicem lan ben şimdi? person of interest çok tat vermedi. halbuki o da j.j.abrams ın.
makine mühendisliği okuyorum ben. hem de hiç istemeden. sanırım bi ömür yeticek bi pişmanlık benm için.
(bkz: keske seni tanimamis keske sevmemis olsaydim)
keşke kendimi bu kadar anlaşılır göstermeseydim herkese.
güncel Önemli Başlıklar