bugün

sözlük yazarlarının baslarindan gecen kavga anilaridir.
ilkokuldaydim ve sinifin en guclu elemani benimle ugrasmaya basladi, 1 ya sabir, 2 ya sabir. bende ciliz bi tipim tabi o zamanlar cesaret edemiyorum tipe. bi ara kafam donmus hatirlamiyorum bile nasil bir adrenalin salgilandiysa artik benim belki 2 katim kadar agir elamani milletin ortasinda almis, yukari kaldirmis ve sonra yere calmisim. iyi karizmam olmustu arkadaslar arasinda, bi daha yanima yaklasamadi tabi o olaydan sonra.
(bkz: çakarsam oturturum)
(bkz: #16209842)
sözlük yazarlarının yaşanmış kavga/arbede anılarıdır.

yer: marmara üniversitesi göztepe kampüsü

tarih: aralık 2008 sonlarına doğru yılbaşı yaklaşmıştı.

kampüs içerisinde pkk'lı ve komünist bir grup arkadaş, öcalan tişörtleri ve poşuları ile basın açıklaması yapmayı kararlaştırmış. bizde bölücülerin bu açıklamayı pkk propagandasına dönüştüreceğini bildiğimiz için bazı önlemler almıştık. mesela nasıl önlemler örnek vermem gerekirse benim çantamda bim'den alınmış * tam tamına 30 adet sade soda şişesi bulunuyordu. açıklamayı yapacak olan örgütün sorumlusu olan arkadaşa haber gönderdik yapmayın dedik sonuçları kötü olacak, tabi dinlemediler pkk flamaları, çekiç oraklar, öcalan tişörtü giymiş erkekler-kızlar toplanmıştı.

sonuçta 8 kürtçü/pkk'lı yaralandı, birinin suratında hala izi vardır eminim. * "laf ile uslanmayana etmeli tekdir, tekdir ile de uslanmayanin hakki kötektir"

ek: kişisel dayak atma yoktur burada ben sadece çalkalanmış soda şişesi attım. *

ek: arkadaşın biri mesaj attı olay tkp olayıydı diye.

olayın tkp ile alakası yoktu tkp'liler kendileri gelin güvey oldu. bu olaydan daha önce yaşanmış bir olay vardı, tkp liler onun için kürtçüleri kullandı kendi çoğunluklarını sağlayamadılar çünkü göztepe'de güçlüydük. kürtçüleri diğer fakültelerden getirdiler hatta çoğunu orada okuyanlar toplasan 20-30'u geçmez.

(bkz: tekelci ahmet abi)

o yokken ben vardım. *
Ne hikmetse herkes kahraman amk hiç dayak yiyen yok mu lan? Bir taraf döver bir taraf dayak yer sanırım sadece dövenler yazıyor. Askerlik hatıraları gibi oldu.
Edit: tutmayın küçük enişteyi.
liseye yeni başlamıştım. ilk iki ay servisle gidip geliyordum. sonra otobüsle gidip gelmeye başladım. dönüşte, duraktan eve yürümem ortalama bir 20 dakika sürüyordu. bir gün farklı bir yol tercih ettim. biraz da okul çıkışında oyalanmıştım, geç olmuştu ve hava kararmıştı. önünden geçtiğim bir parkın merdivenlerindeki bir grup çocuk etrafımı sardı. ne söylediklerini de hatırlamıyorum, siktirin gidin yorgunum deyip, önümdeki çocuğu itip yürümeye devam ettim. hiç arkama bile bakmamıştım, sonra bir anda sol alt kaburgalarımdan birinde ağrı hissettim. yumruk attı sanmıştım çocuk, döndüm yüzüne baktım, git lan burdan tarzında bir şeyler bağırıp çantamı savurdum suratına ama çocuk endişeli gözüküyordu ve grup hâlinde kaçmışlardı. eve 5 dk.lık daha yol vardı ve yürürken çocuğun yumruk attığı yer sancımaya başlamıştı. elimi götürüp dokunduğumda kanı gördüm ve sıradan bir yumruk olmadığını anladım. çok acıyordu ama eve kadar istifimi bozmadan ağır adımlarla geldim. odama çekildim hemen ve yaramı kontrol ettim. kemiğime geldiği için ya da çocuk kuvvetsiz vurduğu için oldukça küçük, neredeyse sıyrık denebilecek bir yaraydı. ama fena acıyordu, bir şekilde kamufle ettim ailem görmesin diye, o gece "seni bulacaam oğlum" düşünceleriyle kıvranadurdum. ertesi gün itibariyle her gün aynı yerden geçmeye başladım. mahallede o çocuğun kimin olabileceğini sorguladım. üzerinden ay geçti... bir gün arkadaşlarla tiyatroya gitmiştik. dönüşte, gece vakti şirinevler köprüsünden geçiyorken, metro istasyonunun içerisinde gördüm çocuğu. yanımdaki arkadaşlara devam etmelerini benim onlara meydanda yetişeceğimi söyledim. biraz uzaklaşmalarını beklerken gözlerimi de çocuktan ayırmadım, ardından bir hışımla istasyona daldım. gözlerim kararmıştı resmen. dosdoğru çocuğun üstüne gidip var gücümle kulağına yumruğumu indirdim. çocuk ne olduğunu anlayamadan iki yakasından tutup bir de kafa attım. sonra tekrar elimi kaldırıp vuracakken çocuk koluma yapışıp karşı koymaya başladı: "vurma abi, vurma" diye inliyordu ama o anın hissiyatı içerisinde gram merhamet ve acıma hissetmedim. zaten sülük gibi yapışmıştı koluma vuramıyordum, daha da öfkelendim. kurtulup daha esaslı dövmeye yeltenirken orta yaşlı bir adam gelip beni ayırdı ve tuttu; çocuk kaçarken ben bağırıyordum: bırak abi, bırak döveyim hıncımı alayım bu şerefsiz köpeğin yaşına aldanma, beni sırtımdan bıçakladı diyor, bir yandan yaramı tutup açmaya çalışıyordum göstermek için. bırak intikamımı alayım derken, tamam evladım sakin ol diye teskin etmeye çalışıyordu. inanıyorum sana, demişti; nedense rahatlatmıştı bu beni. adam çocuğun iyice uzaklaştığından emin olduktan sonra benim gitmeme izin vermişti. ben de üstümü başımı düzeltip toplasan 5 dk. sürmemiş bu olayın adrenalini hızla vücudumdan buharlaşırken hızlı adımlarla arkadaşlarımın yanına yetişmiştim. ama o ilk yumruk ânı... o ilk yumruğun tadı... orgazmdan daha zevkli anlara verebileceğim en iyi örnektir. şimdi bulsam yine aynı öfkeyle girişirim herhalde o çocuğa.
kafamda kırılan 2 adet 70cl yeni rakı şişesi. güzel bi anıydı 20 kişilerdi ve şişeleri vardı, ama bi 15 tanesini devirmiştim evet abartı gibi ama öyleydi.
hayal mayalde olsa hatırladığım anılardan biridir.

yanlış hatırlamıyorsam ortaokuldaydım. Sonlarıydı. Sınıfın cılız çocuklarından biriydim. Ön sırada oturan çocuk bana atar yapmaya başladı. - Pek kavgacı olmadığım için beni ezik görüyorlardı- kafasını sıraya koymalar lanlı lunlu konuşmalar derkek sinirden sırtına yumruk atmıştım derste. O da iyice artistlendi tenefüste görüşeceğiz demişti. Sabrın sonu bir yere kadar tabi. Hoca sınıftan çıktı bu çocuk üzerime yullandı uyardım yapma diye dinlemedi. En sonda bir saldırdım tekme tokat zor ayırdılar. Bir daha da artistlenemedi.

Ana fikir : kendini ezdirmeyeceksin ki ezmesinler !
bileğime saplanan bir diştir efendim. evet. sık kavga eden biri olmadığım için son kavgamda büyük bir kargaşada arkadaşıma saldıran bir kaç kişinin arasından zavallı arkadaşımı kurtarmaya çalışırken kolumdan bir parça koparacak derecede bayanı andıran bir arkadaşın bileğimi ısırmasıdır. üzerinden uzun zamanlar geçmesine rağmen izi halen duruyordur. sanki içine bir tür zehir enjekte etmişte orası çürümüş gibi.
"bir seferinde 150 kişi kavgaya gitmiştik süperdi abi ya" şeklinde abartılacak olan anılardır.
Lisedeyim. Sinem diye bir hatunla takiliyorum. Bilmedigim bir sey var ki hatun kisi ayni zamanda o semtten agir abi bir elemanla takiliyormus. Ogle paydosundayiz, yemek yemisiz yuruyoruz deniz kiyisinda. Kavga tam olarak soyle gerceklesti, bir el omzuma dokundu ve "Serdar sen misin" diye sordu.

Ne sorani gorebildim, ne kac kisi olduklarini. Filmlere konu olacak bir dayak yedim, ondeki 3 disim kirildi, burnum catladi ve kendimden gecmisim. Lan olm insan yere dusmus adamin suratina tekme atar mi lan ? Ayip lan. O zamanlar fight club'i falan izlememisim ama kendime gelip o halde aynaya baktigimda belli belirsiz gulmustum olayin komikligine. Zaten siddete meyalim de o gunden sonra basladi.

Ne canlar yaktim ondan sonra, zevk icin ne kavgalar ettim veya durduk yere kimlere salca oldum hey gidi hey. Simdi bu ofkemi kanalize edebilmenin yolunu buldum kicbox yapiyorum kafam rahat. Burnum yamuldu biraz ama olur o kadar.

Lan olm yerdeki adamin agzina tekme mi atilir lan ? 3 disim protez lan sizin yuzunuzden ibneler sddagafaadfa
kutsal değerlerimize sürekli hakaret eden mal bir eski arkadaşım vardı. bir daha efendimize hakaret edersen seni öldüresiye döverim dedim. o mal da yine ileri geri konuşunca ben de dayanamayıp sağlam bir yumruk geçirdim. adam yere serildi. iki gün okula gelemedi. sonra da ne o , ne de diğer ateist ve laik arkadaşları bir daha yanıma uğramadılar. benim bulunduğum mekanlarda da bir daha böyle bir saygısızlık olmadı.
(bkz: bir keresinde tek başıma meksikayı basmaya gittim)
bugüne kadar girdiğim bütün kavgalar da dayak yedim.

zaten çok kavgaya girmedim bu yüzden, vuramıyorum sözlük, ya burnuna gelir kırılırsa ya gözüne gelip çıkarsa ya olmadık bir yerine vurup sakatlarsam diye korkuyorum, çünkü deli gücü var bende o adrenalin bi salgılandı mı gözüm dönünce naptığımı bilmiyorum.
hayatımda birkaç kez kavga etmiş biriyim...

ama, mahallede bilye tekerlekten yapılmış ahşap arabayla arnavut kaldırımlı taşla döşenmiş yolda akşama kadar gıcır gıcır ses çıkarıp duran mahallenin beyin özürlü salak bi çocuğunu iyi benzetmiştim. yumruğu çakmıştım suratına.

sonra beni tenhada kıstırdı ben farkında olmadan. yere düştüm tam dayak yiyordum ki çocuğun abisi geldi ve beni dayak yemekten kurtardı.*
o zaman orta okuldayım irice yapı sebebi ile tıfıl kalan elemanlarla çevrili bir sınıfın ağa babasıyız hallice, neyse daha sevgi içimizde kelebeklerin tomurcuk olduğu dönemler bir manita yaptık hatunun'da meğersem mahalleden yavuklusu varmış. ama tabi kız bu elemanı istemiyor çocuk kendi kendine tribe girmiş. bunu duyan lavuk arkadaş okul çıkışında beni kenarı çekti etrafında 3-4 elemanda sanki bana fedai, kısacası elemanlar sorgusuz sualsiz bir güzel dövdükten sonra çektiler gittiler. bende yediğim dayakla tüm okula madara oldum. o eziklik ile büyüdüm yakalarsam onları şimdi popolarının arasından yağlı kazıkla girmeyi planlıyorum.
(bkz: hoca bu durur mu)
72 kişi ve 1 adet cüce vardı.
akşam cibalinin arka sokaklarında kıstırmışlardı.
kaçınılmazı anlayınca elimdeki torbadan galetaları çıkardım.
hemen seri bir hareketle ağzını açıp elime bir tane aldım.
adamlar saldırmaya başladı.
bende elimde galeta, arkamda uzun zamandır dövüşmenin verdiği tecrübe (2 gün) başladım kaçmaya.
kaçarken de bir yandan galeta yiyorum ki enerji versin.
neyse bunlar epey geride kaldı.
tam kurtuldum derken cüce önümü kesti.
bir daldı bana allah yarattı demeden anlatamam.
3 vurup tek sayıyor.
işin kötüsü galeta da bitmiş, kaçamıyorum.
neyse bu beni dinlene dinlene epey dövdü.
o sırada dağılmakta olan ilk okuldan çıkan öğrenciler (akşam ilk okulu/ikinci öğretim i.ö.o.)cücenin elinden kurtardılar.
hepsi anı oldu ama kaçarken yediğim galetanın tadı hala damağımdadır.
lise 1 zamanı.

ilkokuldan da arkadaşım olan emre ile aynı sırada oturuyor, hatta ev ve okula da birlikte gidiyorduk. efendim bir gün emre ile saçma sapan bi nedenden ötürü laf dalaşına başladık. sonrasında klasik el kol hareketleri başladı ve bu hareketleri gögüse dayanıp hafiften itme eylemi takip etti.

arkadaşlar bizi ayırırken, uzun yıllar bizi yaracak olan diyalog başlar:

ted: akıllı ol lan, akıllı!
emo: sus lan.
ted: ne yapcan lan, ne yapcan. susmuyorum gavat.
emo: oglum bak yalnız yakalamayım, sikerim seni.
ted: tavuk mu sikiyon lan?
emo: görcen oglum sen!

olay hocanın gelmesiyle kapanır. işin komik yanı, aksam eve emo ile ted birlikte dönerler.

ted: hadi tek yakaladın, ehehe.
emo: ehe ehe.

işte liseli kafası budur. koyayım ben o kafaya. *
ilk okulda(7);
Ben merdivenden çıkıyorum ulan çocuğun biri ittirip duruyo yanımda falan ben bi göt attım buna birkaç saniye sonra bir yumruk geldi yanağıma kafam duvara çarptı.
Ensesinden tutarak:
- gel lan buraya gel gel diye 2 kat çıktık o arada buda diyo korktu herhalde sınıfa gidiyim 2-3 basamak önümde ben bunun omzuna dokundum döndüğü gibi kafayı çaktım tabii adam merdivenden yuvarlandı yerde zırlıyo bende şaşa kaldım bizim bayro(bayram) kaç kaç olm uç dedi ben kaçtım hocalar toplandı kim yaptı falan diye ama ben koşarak sınıfa gittim yakalanmadım hehehheehe.
Edit: eksileyen arkadaş ben milleti dövünce sen niye eksiliyorsun anlayamadım doğrusu.
üniversite 3.sınıfta 8 vs 1 idi, faşist güruhtan iyi dayak yemiştim, ama işin tezatı ideolojime daha sıkı bağlanıp eskiden kurmadığım bağları güçlendirdim. neye yaradı hala anlamış değilim.
yazarların ilk yaşadıkları kavgalarının çıkma nedenidir.

şofbenden dolayı kavga ettim ilk defa.
top yüzündendir kesin. küçüktük o zamanlar. bir topu bile paylaşamadığımız zamanlar olurdu. ama şimdiki gibi değildi tabi, hemen barışılır maça devam edilirdi.
misket yüzündendir diye tahmin ediyorum.