bugün

o kadar çok kırıldım ki!..
sana belki, belki kendime.. ve o kadar büyüttüm ki seni içimde; eğer olmazsak biz; birbirimize sarılamazsak, hayatı paylaşamazsak ve üzülürsek, her şey daha kötü olacak...

olmayız biz.. olamayız. belki de hiç olmamışız...

beslenme çantasındakileri sokak köpeklerine verip aç kalan bir çocuk var yüreğimde..
maskelerim ben değil; ben maskelerim değilim.. anlatsam, anlar mısın; yüzünü güldürebilir misin o çocuğun bilmem.. bilemem... bilemeyiz, belki de hiç...

yüzümdeki çizgilerle eş yüreğimdekiler....
ellerim gitti; yüzüm gitti..
maskeler ardında yaşarken; bomboşken herşey, bulduğum bir değer...

sen...

bu sevgiyi tüketmekten korkuyorum, seni kaybetmekten..
şimdi zaten yoksun, ama içimdesin.. ama hayatıma girer ve sonra gidersen... işte o zaman... bu riske girecek kadar cesur değilim ben artık..

dertsiz tasasız koşup, hayatı yakalayabildiğim yerinden yakalayıp kuyruğunda asılı gidemem.. düşerim. ne olur; sen de... bunu yapmayalım kendimize, birbirimize...

olmamışız farzedelim...

olmamışız...
ikiyüzlü insanlarla doldu etrafım. ve bu durum beni kahrediyor.
çok geniş bir insan olmuşum ben. yeni kendimi tanımaktan heyecan ve mutluluk duyuyorum.
hişş var ya yirim ben seni yavru. boşuna yaşamamışın. şu yaşa-yargılama-öğrenyöntemin işe yarıyor. herkese tavsiye ederim ayrıca.
durmak yok yola devam. seni seviyorum prozacinsani.
manavgat yolcusuyum sözlük. kurban bayramı süresince fikir adına, düşünce adına, edebiyat ve mizah adına en kutsal ve en zor olan şeyin, üretimin yapıldığı yerden ayrı kalmanın burukluğunu yaşıyorum.

edit: eksi team was here.
Okul tuvaletinde çiş sesini arkadaşları duymasın diye musluğu sonuna kadar açan o kız benim.
Aşk, akıldan, akıl aşktan korkar... Kendi aralarında konuşmazlar, daha çok bağırarak birbirlerini susturmaya çalışırlar. Kuşkusuz, akıl aşktan daha iyi bir konuşmacıdır. Aşk hakkında konuşmaya zorlandığımızda; Sözcükler eşyalarını toplar ve ortadan kaybolur.
* bazen kendimi çok yanlız ve çaresiz hissediyorum.
* birisiyle kavga ederken kendimi güçsüz ve zayıf hissediyorum.
bu hikaye gerçektir.

tanışmamız tesadüfiydi. arkadaşlarımın önerisiyle yükledim bilgisayarıma. çok hızlı çok eğlenceliydi. bir süre sonra onsuz hiçbir iş yapamaz olmuştum. onu ufak ufak keşfediyor ve bunun tadını çıkarıyordum.

ve üç hafta önceydi...

yüzyıllık tarayıcım firefox son zamanlarda fazlaca kasıyordu. sinir etmişti beni. aramızda gönül bağı vardı ama personasın janjanı bile gözüme batar olmuştu. karar vermek zordu. bi deneyeyim dedim chrome'u. yer imlerimi orda bıraktığım için üzülüyordum 'yer imlerini taşıyayım mı' dedi. şaşırmıştım. böylesine bir ilgi beklemiyordum, aklım hala sendeydi. sonra şifrelerimi ve kayıtlı herhaltımı taşımak istediğini söyledi.'oluuur' diyebildim sadece. inan bana varsayılan tarayıcım artık chrome. alternatifler alternatifleri saf dışı bırakır ey sevgili... masaüstümdeki simgen gözlerimi doldursa da, gün gelecek uninstall yolu görünecek sana. işte o gün ben özgür olacağım. tamamen...

pein peşin edit: burada yazar 'geek'lik yapmaya çalışmamıştır. sana diyorum firefox, gelinim sen anla.
sözlük.
sevdiğin insanın dizinde sızmak kadar mükkemel bişey yok , o kadar rahat bi yer daha yok.
ve alnından öpülmek kadar güzel bir uyandırılma şekli de yok.
bir birayla sarhoş olabilme kapasitesine sahip olduğum için kendimden nefret ediyorum
flashscore'da sağ tarafta sürekli dönen bir interwetten reklamı var. daha doğrusu banner.

oradaki kadına aşık oldum ben. ya da boşluğuma geldi herhalde terk edilince.
asansörden hâLâ korkuyorum. dün asansöre binmemek için 5 kat merdiven çıktım.
yazarın biri girdiğim bilgi içerikli entryleri bile eksiliyor. hayırdır inşallah.
sözlük itiraf ediyorum , babamın parfümünü üstüme boca edip koklaya koklaya uyuyorum.
bazen de pencereyi açıp parfümü sıkıyorum bitsin diye.
ama adam takmış gidip gidip aynı parfümü alıyo.
nefret ediyorum o kokudan , taşıdıklarından...
bir duygusal itiraf ile yine yeni yeniden karşı karşıyayız. *
onunla sevgili gibiyiz. oraya buraya beraber gidiyoruz. beraber oturuyor, yiyor, geziyoruz ama söylemekten aciz miyim neyim çözemedim ? *
2012 paranoyalarım yine belirmeye başladı, sanırım dünyanın sonu hakikaten çok yakın! ulan kasım ayının ortasındayız hala t-shirt'le geziyoruz gündüzleri, ne ayak?
bukadar yalnız oldugumu farketmemiştim.
bugün uzun zaman sonra ilk defa boğazımdaki düğüm ve içimdeki fırtına arasındaki büyük çekişme sonucu boğazımdaki düğüm kazandı. o fırtınanın dışarı çıkmasına izin vermedi, vermemeliydi de zaten. çünkü eğer çıkarsa hem beynim hem de bedenim başa döncekti, tekrarlancaktı her şey. alt üst edecekti her şeyi. ama yapamadı, bazı şeyler izin vermedi artık. uzun zaman sonra ilk kez bugün ağlamamak için kastım kendimi ve ağlamadım. çünkü önceye baktığımda ağladığımda hiçbir şeyin değişmediğini sadece aynı isyan ve söylenişlerin tekrarlanacağı aklıma geldi ve bunu yapacağıma gözlerimi kapatıp imkansız olsa da güzel hayaller kurmayı tercih ettim kendi kendime.
utanarak söylüyorum,facebook bağımlısı olmuşum.
yarın yola çıkıyoruz lan sözlük. ama içimde bir his var. sanki bir trafik kazasına kurban gidecekmişiz gibi. bilmiyorum paranoyaklık mı yapıyorum yoksa yersiz yere kendi kendime stres mi yapıyorum. ama tek bildiğim 2-3 günden beri çok huzursuzum. bari sağ-salim gidipte gelsek.
sevgilimin ayakları 45 numaraydı.

not: erkeğim.
can kaybı olmayan bi trafik kazası olsa da o etraftaki meraklı kalabalık içerisinde yerimi alsam diye dua ediyorum. çok seviyorum böyle şeyleri izlemeyi. iş makinaları bi yeri kazarken ya da bi evi yıkarken ayakta dikelip izlemekten çok zevk alıyorum. evet manyağım.
evet liseliyim.hem de son.
Döndüm, dolaştım ''5'' sene önceki durumuma geldim tekrar. Tek bir fark var, bu sefer işin ciddiyetinin farkındayım ve bu farkındalık azap veriyor bana.
Allah'ım sen yardımcım ol. Kimse senden daha yakın olamaz bana, kimse senden daha iyi anlayamaz beni. Ve hak etmesem de, rast getir işlerimi, kolay kıl işlerimi.
tıp daki ilk komitemde okulumun uyguladığı saçma sapan 60 barajına takıldım. 48 den barajla 36 ya düştüm. inşallah bu not baraj yediğim ilk ve son not olur da tıp ı bırakıp mühendislik e gitmek zorunda kalmam.