bugün

Sözlüğe girmiyim diye izin almıştım daha 2 gün oldu geri girdim. Çıkış yapmadığım için hala dolanıyorum içerde. sözlüğü heklemiş gibi hissediyorum
Aynı günde dört mevsime şahit olmak gibi bir şey bu. Önce özlüyor, sonra ağlıyor, akşamları küsüyor, geceleri çok seviyorum…
Sarılmayacaksan defolup gider misin hayatımdan.
itiraf edecek hiçbir şeyim yok galiba..
Kız kardeşimin ev arkadaşı ile birlikte olmuştum.
Sonra Kız da bir itirafta bulunmuştu.
bazen sözlükte yazan birileriyle keşke iki bira icebilsem diyorum.
Bir süredir Yurt dışındayım falan diye entryler giriyorum ama aslında değilim. Bazen kız arkadaşım bile entryleri görünce şaşırıyor, çok gerçekçi yazıyorsun, bilmesem inanacağım falan diyor. Asdf.
Düşünüyorum, düşünüyorum, düşünüyorum. Sabah uyandığımda, gündüz işteyken, gece yatarken, arkadaşlarla kahkahalarla gülüp eğlendiğim anlarda, gece sessizliğinde kafamı dinlemeye çalışırken.. sürekli aynı şeyler dönüp duruyor kafamda. "Nasıl olacak?" Bir çıkar yol bulamıyorum.
Yapılması gerekeni yapmaya cesaretim yok. Mantığım konuşuyor da konuşuyor, susturmaya çalışıyorum, olmuyor. Haklı çünkü. Ve ben işime gelmeyen şeylerin haklılığından nefret ederim.

Cümlelere dökebilseydim belki daha kolay olabilirdi her şey. içimi zehirlemezdi belki. Zehirleniyorum, düşündükçe her an biraz daha yaşlanıyor ruhum, hissediyorum.

"Nasıl olacak?"

Sanırım kendi hayatımı gözden çıkardım artık. Nasıl olacaksa olsun, bırak kaybolsun, boşa gidiyorsa gitsin yılların diye. Diğer türlüsü için kendime güç bulamıyorum. Ama çok yoruldum artık.

Not: canımın ta içi dostum, eğer bu entrymi görürsen lütfen görmemezlikten gel, hiçbir şey sorma, söyleme bana olur mu?
Uzun süredir yarın ne olacak kaygım yok. Yarına dair beni motive eden bir şey de yok. Sadece uyuyorum ve yarın oluyor, o kadar.
Aklıma kötü bir olay gelince o gerçekleşiyor ve bu durum tesadüflükten çıktı artık. Neler oluyor lan bana. Aynı son durak filmi gibi Korkutucu.
Msn döneminde kız zannettiğim biriyle yaklaşık 2.5 ay konuşmuştum. Fotoğraf atardı geceleri bana. ilerleyen haftalarda çıplak foto atmaya başladık birbirimize. Bende ona boxer'la foto gönderdim. Yakında Web cam alıcam falan demişti. Neyse bir akşam bana kamera aldığını söyledi. Gece 1 den sonra açabilirim dedi. Tamam dedim.
Ve beklenen an geldi. Web cam açıldığında malafatını çıkarmış sallıyordu bana şerefsiz.
Engeli bastığım gibi tuvalete gidip kustum.
Askerden yeni döndüğüm zamanlardı. Ama eminim bunu yaşayan tek ben değilim.
Yaşamak gelmiyor içimden..
bu gün akşamleyin yatak üstünde 2 saat sızmışım. 22.00 de uyandım. uyandığımda tek bir cümle kurdum ''daha öldürseler ben sabaha kadar uykuya dalamam'' evdeki hesap çarşıya uymuyor olmalı ki uyandıktan bir saat sonra uykum gelmeye başladı.

şu an ise gözümü dahi zor açıyorum. cumartesi gecesi diye biraz gececi takılayım dedim ama boktan bir fantezi uğruna kendime işkence etmekte istemiyorum, hadi iyi geceler.
bugün iş çıkışı kendi mezarımı kazdım bahçe evimize. anneme de kaktüs dikmeye gittim dedim. gerçekten de diktim 1 tane. Arada gidip sulayacağım. bu dünyada kalabalık içinde çok yalnızlık çektim. öldükten sonra da o benim yalnızlığımı giderir düşüncesiyle. 21.yaşımdan sevgiler saygılar. yaşamak için yalnızım. ölmek için ise yorgun.
Zamanında bitirilmeyen her şey prangaya dönüşür. Bu gece prangalarımdan kurtulmak için bir adım atacağım. Yazıyorum ki daha gerçek olsun. Kazınsın.
sosyal medya da etrafımda açım işsizim diye ağlayanları, yok edilen geleceklere ve diplomalı cahil işe yaramaz kalifiye olmayan milyonlarca genci görünce inanın ki üzülmüyorum.

ülkenin içinde bulunduğu pahalılık ve düşen satınalma gücü ile açlık içinde yaşayan, karın doymasını beslenme sayan dengeli sağlıklı beslenmenin önemini bilmeyen ve dengeli sağlıklı beslenemeyenler açlık olarak tanımlandığını bilmeyen insanlara da üzülmüyorum.

sosyal medya da vardı, mühendis genç almanya da kuryelik yapıyormuş.
aptalca muhalif söylemler içinde olup "türkiye mühendisine iş bulamadı, mühendis almanya da kuryelik yapıyor" diyen embesiller biraz zeka ve eğitim seviyeleri yüksek olsa "almanya'da mühendis kuryelik yapıyor" diye almanya'nın haline acırlar.
ya da aptalca muhalefet söylemi içinde olanlar "türkiye de mühendislik eğitiminin seviyesi anca almanya da kuryelik yapmaya yarar" diye değiştirse hiç olmazsa zeki görünürler.

bunun için artık ne ülke ne insanların politika siyasi ideoloji düşünce inanç aidiyet kimlik vb olguları bu ülke de benim için bir önem arz etmiyor.
yine bir işe girdim ve yine istemediğim sektörde farklı hedefler ile girdim. umarım bu sefer üstünü başarabilirim ve yolumu artık çizebilirim.
içimde tutamıyorum deli gibi aşık oldum ama asla ona söyleyemem bari buraya yazayım.
Hayatımı siken adamla bu sözlükte tanışıp evlendim. Hala daha kötü olduğumda kendimi burda buluyorum. Adam gitti sözlük hala baki aq.
Bomboş sahte sevgiler.. sırf zaman geçsin diye yapılan birliktelikler.. birbirini kaybetmekten korkmayan değer vermeyen insanlar.. ben bu çağın frekansına giremiyorum siz devam edin.
Sanırım 30 umu görmek istemiyorum. Sanırım. Ama bilmiyorum. Hayat ne getirir bilinmez. 23.5 yaş bile hayata yeniden başlamak için geç değildir demişti Sylvia plath. 30 unda hayatına kendi elleriyle son verdi.
Ölümün eşiğinden döndüm
beni öldüren de en sevdiğimdi.

Artık sevgi yok, sevmek yok, artık yaşamakta yok.
Sadece hayatım boyunca bıkmadan seks yapabileceğim bir kızla evlenebilirim.

Çok ilkel biliyorum ama maalesef hakikat bu.
Canım acıyor sözlük ve daha da acı olan bir şey. Bunu hissetmiyorum. Canımın acıdığını hissetmiyorum, sadece biliyorum acıdığını.
bir kız var, çok tatlı, çok güler yüzlü, geçen hafta cuma günü tanıştık, o günden bu güne bir hafta boyunca aralıksız konuşuyoruz, benimle aynı burç hatta doğum günlerimiz ardı ardına, o da turkuazı seviyor benim gibi, aynı müziklerden hoşlanıyoruz, çocukları seviyor, yıldızları seviyor, yağmuru seviyor.

birine karşı bu kadar yoğun hisler hissetmeyeli uzun zaman oluyor, önceden ilişkim olan insanlar sanırım benim tüm sevgimi ve enerjimi haksız yere emmiş ve yerine koca bir hayal kırıklığı koymuş, dahası diğer insanlara verebilecek bir sevgi de bırakmamış bende, ancak yeni yeni düzelebiliyorum.

henüz bir kez yüz yüze gelebildik ancak ikinci buluşmamızda yağmurlu bir istanbul akşamında onun ellerinden tutup gözlerine bakarak atilla ilhan'ın yağmur kaçağı şiirini okuyacağım. bu şiiri uzun zamandır biliyordum ancak ilk kez bir şiiri tam olarak ezberledim ve daha önce hiçbir kıza yüzyüze aşkımı itiraf etmemiştim, hele ki bir şiirle...

elimden tut yoksa düşeceğim
yoksa bir bir yıldızlar düşecek
eğer şairsem beni tanırsan
yağmurdan korktuğumu bilirsen
gözlerim aklına gelirse
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni
geceleri bir çarpıntı duyarsan
telaş telaş yağmurdan kaçıyorum
sarayburnu'ndan geçiyorum
akşamsa eylülse ıslanmışsam
beni görsen belki anlayamazsın
içlenir gizli gizli ağlarsın
eğer ben yalnızsam yanılmışsam
elimden tut yoksa düşeceğim
yağmur beni götürecek yoksa beni.