bugün

Biri var yazmadığı zaman keşke yazsa diyorum yazdığı zaman keşke yazmasa diyorum, sevse keşke sevmese diyorum sevmese keşke sevse diyorum, allah benim belamı vermiş olabilir. Tşk rabbim.
intikam almadığım hiç kimse yok. Bilip bilmemeleri umrumda değil yapana yapıyorum.
Bugün ilk defa saplantılı bir aşığı olmanın nasıl bir duygu olduğunu merak ettim.

Düşünsenize, siz onu sevmeseniz bile sizden vazgeçmeyecek kadar çok seven biri. Üstelik sizden tek beklentisi onu sevmeniz...

Saplantılısını geçtim, adam akıllı sevilmedik ya, her neyse. itiraf da sayılmaz gerçi. içimi dökeyim dedim.
Nickimi ilk aldığımda pişkin pişkin sırıtıyordum. Gayet memnundum.
Ancak ne zaman biri entrysinde nickimden bahsetse kahkaha.com'da aldığım champion_girl mailinin benzeri bir utanç yaşıyorum. Başkası adına utanır gibi.

Zamanım dolunca yapacağım ilk iş bunu değiştirip başka utanç duyacağım müthiş bir nick seçmek olacak.
Yanlış seçimler hep böyle yapılır zaten, başka seçimin olmadığına kendini inandırarak.. bu yanlış seçime kandırdık kendimizi, doğru olanı yaptık diye.

"Taş olsan dile gelirdin,
işte öyle sevmiştim,
Susacak kadar bile yanımda değilmişsin, geç fark ettim.."

Aramızda şehirler var ama bazen gözlerimi kapatıp hissediyorum seni. Gülümsemen geliyor gözümün önüne, derin nefes alıyorum, sanki kokunu içime çekiyor gibi.. senin bunların hiçbirinden haberin yokken..

Şimdi sana eskilerden bir şarkı armağan ediyorum; "sevmesen de beni, özledim sesini.."
babamla 2 haftadır tek kelime etmedik birbirimize. Günaydın bile denmedi. Yüzlerimize bile bakmıyoruz. Bu süreçte şunu daha iyi anladım, zaten bugüne kadar manevi anlamda hiçbir zaman yanımda hissetmemişim. Çünkü şuan hayatımda bir eksiklik görmüyorum. Aksine daha da rahatladım denilebilir. Bilmiyorum, tek hatam doğmak sanırım. Neyse, bu bana biraz daha güç veren bi durum oldu işin açıkçası. Çünkü artık birilerinden sevgi, onay beklemeyi bıraktım bu sayede aslında. Bugüne kadar sürekli babamda sevgi ve onay görmek için yaptığım şeylerin hiçbir anlamının olmaması, sonra tanıdığım tüm kişilerdeki olsa da olur olmasa da napalım insanı olduğumu gördüm. Ve bu durum istisnasız bir şekilde kimi aklıma getirsem doğrulandı kendimce. insanlara bu hissi kendimin verdiğini biliyorum açıkçası, çünkü ne olursa olsun yanlarında olan, her dediğine eyvallah çeken insanı kaybetme korkusu yaşamıyorlar çünkü hep orada olacağımın garantisini verdim onlara bir şekilde. Şimdi devam ettirebilirsem eğer çok farklı bir bakış açısıyla yaşamaya çalışıyorum. Tamamen yalnız olduğumu, yani elbette arkadaşlarım dostlarım var, ama gerçek anlamda yalnız olduğumu kabullendim. Kendimden başka kimsenin olmadığını, kimseden de bir şey beklememek gerektiğini düşünüyorum. Bu dünyada en çok kendimi sevmediğim sürece tam anlamıyla mutlu olamayacağım. Şuana kadar mutlu olamadım çünkü. öyle işte.
Hayatında hiç sevgilisi olmayan bir bayanla muhabbetimiz oldu kısa süre önce tam ulan ne şanslıyım hatasız kusursuz sıfır km hatun buldum diye iç geçiriyordum ki. Kız bana asker arkadaşım gibi davranıyor amk. Şaşırıyordum hayatında nasıl birinin sevgilisi olmaz diye. Kız bana yiğido diyor amk buluşurken bi el ense çekmediği kaldı yemin ederim. Böyle kızlara 12 ay karşı cinsle nasıl muhabbet edilir eğitimi vermek lazım. Ve sonuç olarak yine gol değil..
Bayadır buraya aforizmalar yazıyorum sözlüğe yani bu başlığa değil. Bunların çoğunu telefonda not defterine yazdım düzenli bir şekilde. 22 sene böyle yaşayıp birden öbür tarafa geçmeyi beklemek hem absürt olur hem de kendimi yormuş olurum. Arada yine eski halime dönecek gibi olduğum geceler oluyor, biraz daha yoğun hissettiğim gecelerde dokunsalar ağlayacak moduna giriyorum. O yüzden telefon rehberimdeki herkesi "not defteri" ismiyle kaydettim. Zaten genelde çok arama yapan biri olmadığım için bir sıkıntı olmadı şuana kadar. En kötü wp den bakıyorum kim olduğuna. Bu sayede ne zaman hislerim yumuşasa, ne zaman affetmeye meyillensem, ismini okuyorum. Ordan notlarıma giriyorum notları okuyorum. gerçekten de işe yarıyor. insan beyninin eğitilebileceğine inanıyorum, durumum kötü ama umutsuz vaka da değilim. Ayrıca kendime söylediğim yalanlara çok kolay inanıp onları benimseyen bi yapım var. Herhangi bi olay hakkında kendime böyle olduğunu söylersem, o şekilde aklımda yer ediyor. Şimdilik iyi gidiyoruz bakalım. Gelişmeleri yazarım.
21 yaşındayım ve kaynakça hazırlarken bir yerlere bakıp alfabeyi kontrol etmem gerekiyor kontrol etmediğim zamanlarda da içimden alfabe şarkısını söyleyerek harflerin sırasından emin olabiliyorum. bu eşsiz zekamı neye borçluyum acaba....
günler geçtikçe itiraflarım da azalıyor, yavaş yavaş gidiyor içimden bir şeyler durduramıyorum. bunun zeminini hazırlayan kişi ve kişilere teşekkürlerimi iletiyorum buradan. iyi akşamlar.
o olmak istedim.
Yoruldum.
Yalnızlığı seviyorum sanıyordum. Daha güçlü hissederim sanıyordum.
Sokak köpeği gibiyim, boş boş dolanıyorum. Biri başımı okşasın diye gözlerinin içine bakıyorum insanların. Biraz sevse, ayrılmıyorum yanından. Benden bıkıncaya kadar takip ediyorum. Açım çünkü, köpek gibi açım sevgiye.
şıpsevdiyim sanırım.
birisi bana fazla ilgi gösterirse ona hemen hisler besleyebiliyorum ve içgüdüsel olarak onunla güzel hayallere dalabiliyorum ama bu durum sıkıcı bir durum olduğumdan göte tekme çabuk yiyorum.
sıkıcıyımdır.
muhabbetim fazla sarmayabiliyor ondan sonra ne yapacağımı bilmiyorum bir kere sıkıcı damgası yedin mi kurtulamıyorsun. sülük gibi yapıştı arkadaş.
fazla açık sözlüyüm.
aslında tamamen patavatsızın önde gideni ağzıma geleni direk söylerim var karşımdaki bazen bok gibi bakakalır.
ne kadar çok şey gömmüşüm derine. çok mutlu olduğum zamanlarda bile bir melodi ile gözlerimin dolmasına sebep olacak kadar. saymak istesem gömdüklerimi dilimin ucuna bile gelmez. dilimde, aklımda olmasa da derinlerde hissediyorum artık iyiden iyiye. sanırım artık duvara kısıldığım an geldi bunca kaçış ve saklanıştan sonra. zarar görmeden bu mücadeleden kurtulmam imkansız. ama artık mücadele etmemden de kaçmam imkansız. korkmuyorum desem yalan olur. karanlıkta korkunca gözlerini açıp bakmak mı iyidir, iyice yummak mı? ben çok uzun zamandır yumuyorum ve yine ben çok uzun süredir karanlıktayım. artık görme vakti.
6 aydır kanserle mücadele ediyoruz. Yaşadıklarımızı tarif etmeyeceğim uzun uzadıya, bu denli berbat ve çaresiz hissettiğim zamanlarım çok az olmuştur. Tüm bu sürecin arasına depremi ve salgını da ekledik, verdikçe veriyordu allah. Yaşanılanların benden neleri götürdüğünü henüz bilmiyorum ama son ameliyat ile birlikte göğsündeki canavarın-ki kendisi 14 cm ve 210 gram ağırlığında idi- hepsinin alındığını nihayet duyabildik. Artık Kemoterapiye gerek olmadığını, 6 haftalık radyoterapi uygulanacağını ve ondan bir ay sonra da işe dönebileceğini söyledi doktor. Abim benim babamdır, canımdır. Umarım kimse hayatında sevdiği birinin gözünün önünde eriyor olması ile sınanmaz çünkü zor hakikaten zor. Güzel gunlerin bizi beklediğine inanmak istiyorum ve sizi çok seviyorum. Kendinize iyi davranmayı unutmayın.
Sözlüğü kullanmayalı o kadar uzun zaman olmuş ki bilen biri bana app ten nasıl başlık açılır öğretsin.
Yorgunum,
Yaşamdan çok yoruldum...

Yavaş yavaş iyileşiyorum lâkin bir bunalım çöktü üzerime...

Sesim kısıldı, artık kendime bile duyuramıyorum çığlıklarımı...
artık bir renk gelsin hayatıma.
Hiç bitmeyen bir bunalım hali var üzerimde depresyon degil her sene bir dönem devam edip kaybolan bir hal. Dibine dibine en dibine kadar çekiyor beni sonra hiçbir şey olmamış gibi devam ederken birden yeniden geliyor. Kronik depresyon mu bunalım mı tükenmişlik mi nedir bu çözemedim.
Cok ozledim canım benji'mi.
Bosa kurek cekiyormus gibi hissediyorum, hirsimi koreltiyor.
Bugün iki haftadır bastırmaya çalıştığım haklı bir öfke sonucu istifa edeceğimi bildirdim. Reddettiler ve akşamına zam yapmışlar. Sorun şu ki derdim para hariç her şeydi, saygı ve düzendi bilhassa. Parayla susturulmaya çalışan bir fahişe gibi hissettiğim için daha da sinirlendim. Ne yapacağımı bilmiyorum.
üşüyorum.
ilk defa para ile susturulmaya çalışılan fahişe gibi hisseden biri görüyorum.
Zor olsa gerek.