bugün

Ders çalışmam lazım.
Kalbim ağrımaya başladı.
Bir gün bana büyüyeceksin ve bizi o zaman anlayacaksın dediklerin de asla inanmazdım. Fakat göremedikleri şey şuydu. Ben minicik bir bedene sahipken bile onları başkalarından daha iyi anlıyordum. Gelecek kaygısını ve hayallerini gerçekleştiremeyeceğini düşünürdüm 8 yaşında. itiraf ediyorum sizler beni hiç anlamadınız. Aramızda ki kocaman berlin duvarını göremediniz. Hayallerime ulaşamadınız kalbimin sesini dinlemediniz ! Siz beni tanımıyor ve bilmiyorsunuz bunu itiraf ediyorum !
Git gide yanıyorum sanırım.
Sözlük erkeğiyle evliyim..
Harika bir şey. Ara sıra dedikosunu bile yapıyoruz buranın.
çekilmiş yüzlerce fotoğrafımız var ben bunları tek tek nasıl silerim ? hadi sildim beynimden o hatıraları kazırım her fotoğraf her an ayrı bir mutluluktu bizim için. şimdi kendimi bir müslüm gürses dizelerinde buluyorum yaşarken ölenler için.
bugün bulunduğum ortamda hayallerimi gerçekleştirmek üzere olan biriyle karşılaştım. genelde o bir şeyler anlattı, biz birkaç kişi dinledik falan. o kadar kişi arasında kendimi fark ettirmem güzeldi ve ''toplantı'' sonrası konuştuk, hayallerimi gerçekleştirmem için birkaç tavsiyede bulundu, numarasını verdi yardımcı olmak için. mutlu oldum. paylaşmak istedim, tşk.
Yeni yılın gelişi ile maaşına beklediğim yüzde 50 zamın heyecanı sardı her yanımı.

Yüzde 50yi zor tutuyorum, vermezlerse zammı salacağım şirketin üstüne.
Adana’yı çok özledim.
tüm akrabalarımdan nefret ediyorum. hepsi çok cahil insanlar.
Herkesten ama herkesten ve her şeyden şüphe eder oldum.
itiraflarımı sadece kendime ederim.
Eminem'e dün mektup yazdım. Gerçekten nasıl göndereceğim diye düşünüyorum.
işe gitmek istemiyorum . doktora yalvardım geçen bana rapor ver diye. vicdansız hastayım bir gün vermedi. hala dert o içimde swh.
yarın yine aynı kabus. lütfen geriye saydığım günler sıfırlansın artık. biraz fazla yoruldum. son 13 sözlük, bana şans dile ki atlatayım bu saçmalığı da.
Uludağ sözlük bitmiş bitmiş. Şampiyon bold pilot filmi hakkında bir tane entry girilmemiş. Film ta ne zaman girdi vizyona. Anca meme yazın oraya buraya. Offf :(

Neyse ben gidince filme yazacağım.
Kızların erkeklere olan güven probleminden tiksiniyorum. Hayatında 2 3 beraberliği olmuş ve benim bunu kabul ederek, gerçekten ciddiye dönüştürmek istediğim, kendileriyle görüştüğüm kızlar var. Ama onların güven problemi varmış erkeklere. Biri sizi boynuzladıysa bunun sorumlusu ben değilim. Kimseyle sevgili olmamış ve kimseyi aldatmamış ilişki durumu hep sap sapa ortam olan biri olarak söylüyorum. Evet asıl benim sizlere güven problemim var. O hak benim.
Canımdan çok sevdiğim ülkemin canımdan daha değersiz haline gelmiş insanları...

Son söyleyeceğimi en başta söyleyim "hepinizden nefret ediyorum" ve yapmacık istemeden göstermiş olduğum saygı, acıma duygusu vb insani refleks tepki vb yaklaşımlar için kendime bu ikiyüzlü davranış için kızıyorum.

inanın TV yayın organlarında haberler, sosyal medya paylaşımında işlenen cinayet ölüm kaza dolandırıcılık yoksulluk çaresizlik vb durumlar paylaşımlar bende en ufak bir üzüntü yaratmıyor.
Unutmadan şunu da belirtmek de fayda var. Bu durum içinde çocuklar bebekler hariç, acımadığım çoğunlukla iyi olmuş dediğim umurumda olmayan şeyler; seçme hakkı olup karar verme özgür irade kullanma yetkisi elinde olanlar için.
Örnekleme yapmak gerekirse: kazaya şahit oldum, araba haşat olmuş ve sürücü için "gebermemiş" dedim ama arka koltuk da 3 yaşında çocuk sıyrık almadan çocuk koltuğu sayesinde kurtuldu için sevindim.
Elimde imkan olsa o arabanın sürücüsünü yağmurlu havada viraja hızlı girip arabanın savrulmasına, biraz daha para verip 4 mevsim kaliteli lastik kullanmadığı, yağmurlu mevsimde lastik basınçlarını kontrol ederek kaza riskini düşünmediği bu da yetmezmiş gibi çocuğu o araba da olması vb durumlar için sedyede yerde yatarken arabayla üzerinden geçsem içim sızlamazdı.

Haberler de battık bittik açız diyen esnaf sanayici köylü vb insanlar için de zerre kadar üzülmüyorum.
Terör yüzünden harap olmuş evler sokaklar görünce de üzülmüyorum.
Feodal aşiret sistemi elinde bölgesel güç odakları elinde oyuncak olmuş insanlara neden acıyayım diye kendime soru soruyorum.
insanlık mı?
Hangi insanlık?
Bizi hayvanlardan ayıran aklımız ve ahlâkımız, bir insan bu iki değeri bırakın başkalarına yardım için kullanmayı; kendine ailesine çocuklarına yardım için bile kullanmaz ise o insan değil ki...
Yıkılmış evi, sokak da çatışmada ölmüş çocuğu için döktüğü gözyaşı acısını neden paylaşacağım?
Rahmetli babam "gerekirse çeketimi satar sizi okuturum" dediğine bakıp, şimdi çocuğunu bedava diye dergah cemaat tarikat yurtlarına okullarına yollayıp elinde kazancı ile ev alma ya da araba alma derdinde olan ama çocuğuna ek ders alması iyi bir okula gitmesi için dershane okul için bu parayı harcamayıp sefaleti yokluğu geri kalmışlığı çocuğuna aktaran çocuğu da aynı şekilde bir daha alması ama o parayı çocuğun eğitim için harcama yapmaması sonunda kader haline gelen sefalet ve cehalete neden acıyayım?
yıl olmuş 2019 ben hala 1993 kargo grubunun şarkısını dinliyorum. Geçmişle bağım çok başka, sıyrılmalı mıyım? bilemiyorum.
Bunu buraya yazarken çok ciddiyim. Hiç görmediğim ve tanımadığım bir sözlük yazarına aşık oldum. the other boleyn girl yazımı görüyorsan sinyal ver.
kötü biri değilim, ama kötü olmak istiyorum. belki istemeden oluyorum da, ama bu dünya da iyiliği hak eden çok az insan var .
Eskisinden daha fazla sevgiye ihtiyaç duyuyorum. Oysa herkes kendi omzunu öpebilir ve aynaya bakıp güzel sözler sözleyebilir. Aynı zamanda da benim için yapılan hiçbir şeyi kabul etmiyorum ne sevmeleri ne de güzel şeyleri. Okuduğum bir kitaptaki gibi
önce kendimi sevdirip sonra da ne yapıp Edip işlerin ters gitmesini sağlıyorum kendimi yine dışarıya, kapı eşiğine attırıyorum; olmak istemediğim yere.
Hayatımda olmaması gereken insan sayısı gittikçe artıyor bu bunalımların sorumlusu yine ben olduğum için de öfkem iki kat fazla.
Kaçma huyuma nasıl dur diyeceğim peki? Bunaldığımda konuşmak istemediğimde..
Ne yapmam gerektiğini bilmediğimde tüm saçma şeyleri denemeyi kessem ve artık kendimle başa çıkabilsem daralan ruhumu pozitifleştirebilsem..
Aslında az şey istiyorum da çok şey gibi oluyor.
sen de yorgun musun benim kadar? yoksa aşka, mutluluğa olan inancını kayıp mı ettin?
hayattan hiçbir zaman umudunu kesmemek gerek, bunu göstereceğim sana.
Bu cümleleri gelecekteki sevgilin için yazmışsın bir zamanlar. Yorgunum ben, senin kastettiğin şekilde bir yorgunluk değil belki. Ben senin yolunda yoruldum. Aşk da bu değil midir zaten ? O kişinin yoluna baş koymak değil midir ?
Yanlış anlama, şikayetçi değilim bu yorgunluktan. Aksine, gururluyum. Tüm gün kan ter içinde çalışıp ölü gibi yorgun işyerinden çıkan bir işçi gibi. Evine döndüğünde karısına ve çocuklarına ekmek getiren işçinin yorgunluğu gibi gururlu.
Benim yolum sensin. Benim yorgunluğumdaki gurur sensin. Umarım hayat bana bu yolun sonunda, kapıyı açtığımda içeride senin olduğun günleri bahşeder. Yüzünde o sıcak gülümsemenle, gözlerindeki o hafif utangaç bakışlarınla bana bakıp, üzüm gibi pürüzsüz ellerinle yüzüme dokunup hoşgeldin dersin bana. Ve o anda bütün yorgunluğum silinir. Çünkü sen bu hayatta varılacak en güzel noktasın, yolda geçen tüm yorgunluğa değersin.
bir itirafta da ben bulunayım.bu başlık altındaki hiçbir yazıyı okumadım.hadi yalan konuşmiym bir üstümdeki entry kısa olduğu için gözüm çarptı.reel hayattaki iç meseleleriniz bülent ersoyun tabiriyle zerre-i miskal sikimde değil.
kader bile barışmamızı istemiyor be bunu anladım 2 kere mesaj attım ikisi de gitmedi.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar