bugün

Artık itiraf etmiyorum..
Ağlarken sesim çok çirkin geliyo kulağıma kısık sesle ağlamaya çalışıyorum. Bu seferde üstüne basılmış ördek gibi sesler çıkarıyorum ciddiyetimi kaybedip daha fazla çirkinleşmemem gerektiğini düşünerek hafif tebessümle susuyorum. He bide bi kere ağlarken aynada kendimi görmüştüm bazen aklıma geliyo amk suratım yine ne hale girdi kim bilir diyip gülmeye başlıyorum. Lan oğlum ben ağlamayı bile beceremiyorum amına koyim bak yine ağlıycam.
hayatımdaki en boktan anlarda bile daima umut ettim. umut etmeyi hiç bir zaman bırakmadım. kendimde bulduğum en büyük yanlışım, en büyük hatalı özelliğim bu. hala bile bile en küçük en saçma olaydan, hayatımı etkileyebilecek en büyük durumlara kadar daima umut etmeye devam ediyorum. bu özelliğimi değiştiremiyorum.

dolayısıyla hayatıma dönüp baktığımda hayal kırıklıkları ile dolu. belki aralarında birkaç tanesinde umut ederek beklediğim sonuca ulaşabildim. o kadar alıştım ki hayal kırıklığına, umut ettiğim bir şeyin olmayışına gülüp ne bekliyordun ki diyorum kendime. esasen mantıklı bakarım her olaya. ama bir tarafım saçmalamadan yapmadan duramıyor işte.
Anladim ki en kotu sey insanin kendini anlatamamasi, anlasilamamasi.
Bazen kendimi herkese yardım edebilecek birisi gibi çok güçlü hissediyorum, deniyorum. Bazı zamanlarda da bir o kadar aciz hissediyorum. Sanırım öz saygı burada devreye giriyor.
Bir hedef yok. Hedef varsada çaba yok. Çaba varsa yeterli değil. Çevreyi boğasım geliyor. Onlar beni boğuyor. Silinip gitsem ya ben.
3 gündür cebelleştiğim telefonun sürümünü değiştirmek zorunda kalmadan tertemiz restore ettim. acayip sevinçliyim lan. yarın da pilini değiştirdikten sonra feci rahatlıyorum.

ohhhh bee!!
Bu ara kitap bile okuyamıyorum. Odaklanma sorunları yaşamaya başladım. (a evet yaşlanıyorum) işte güçte kafamı asla toplayamıyorum.

Şu yaşıma kadar hep doğru şeyler yapmaya çalıştım. Sınıfta hep çalışkandım, okulu dereceyle bitirdim. iyi bir işim, dünya tatlısı bir evladım var.

Hep eğlenceli, mutlu bir insandım. Birine derdim var desem şaşırır. Kendim bile şaşırıyorum. Öyle huzursuz, öyle mutsuzum bu aralar.

Beterin beteri var, haline şükret, neler varlar çok işe yaramıyor.
Yanlışa yanlış, doğruya doğru diyemediğim bir dönemdeyim.
inşallah en az hasarla çıkarım.
Vay bee, bir zamanlar bu başlığa 00.00 da entry girmek için insanlar birbirini çiğniyordu.. ne günler atlatmışız yav..
Oturup yazasım var ama bugün biten defterimin aksine yeni defterim yazmaya kıyılamayacak kadar güzel ve temiz. Önceki geri dönüşümden elde edilmiş kraft yapraklıydı. Yanlis yazsam karalamaktan cekinmezdim. Simdi ki ise sarı. Nasıl kıyamıyorum, of.
Korkuyorum sözlük.

Mahallemizin hatçe aba'sından korkuyorum. Aslında ben mahalleden birilerine bunu söylemeyi çok isterdim; ama bunun için birinin bu kadın hakkında olumsuz bir şey söylemesi gerekiyordu; fakat kimse olumsuz bir şey söylemiyor, her şey olağanmış gibi davranıyordu. Hal böyle olunca ben de dayanamadım, koştum sözlüğe sarıldım.

"Arkideşim darı patlatıveee de ıscak ıscak yiyiverelim biyo. Sen patlatıvee ben benim herife bişe diyip gelcem gız hadi gaari."

Bu sabah hatçe aba'nın anneme bu cümleleri söylemesiyle uyandım. Sabah sabah ne darısı yahu? Hemen evden ayrılmak için bir bahane buldum. Çıktım gittim, bir gevrek alıp köyün kahvesinde oralet içtim.

Mahalledeki herkes için normal biri olsa da benim için hayli ilginç biridir hatçe aba. O kadar ilginçtir ki her an şalvarından silahı çıkarıp tüm mahalleyi kurşuna dizerek bir kahkaha patlatsa hiç şaşırmam. Öyle acıtıcı bakar ki bakışlarıyla sizi ele geçirir, vücudunuzda herhangi bir yerde sancı hissedersiniz ya da bütün vücudunuz sizden bağımsız olarak acı içinde kıvranır.

Konuşurken ses tonunu birden düşürür, yeryüzündeki tüm canlılardan saklarcasına cümlesini söyler, sonra yine beklenmeyen bir anda sesinin şiddeti yükselir.

Geçtiğimiz ay mahallede yürürken telefonda biriyle konuşuyordum. Ben telefondaki konuşmaya gülerken bir anda Hatçe aba ile göz göze geldim. Hiçbir şey söylemeden öylece geçip gitti yanımdan. Sonra defalarca özür diledim kendisinden. "Ben o gün size gülmemiştim." dedim. Hiç umursamadı.

Hep yorgun görünür hatçe aba. Dünyanın tüm yükünü omuzlarına almış da "daha fazla yükleyin lan piç kuruları, ben hepsini taşırım." der gibi bir hali var. Tabii bu cümleyi kendine özgü bir Egeli gibi söyler. Kafasında kim bilir nasıl kabile savaşları yaşanıyor?

Günümüzün insanları en ufak bir şeyde psikoloğa koşar. Bu kadın ne yapsın yahu? Genç psikologlar bu cümlemden rahatsız olabilir ama umrumda değil.

Hatçe aba, özür diliyorum ama ben senden korkuyorum. Çok özür diliyorum.
Bana yine geldiler ya. Hepiniz orospu cocugusunuz diye bagirip cagirasim var. neden boyle birden sinirlendim ki?
basurum var.
iyi insanlar tanımışım. iyi ki iyi insanlar tanımışım.
tam 11 sene sonra hayko cepkinin tanışma bitti albümünü dinleyip ergenliğimi hatırlıyorum. kaybolan yıllarım canlanıyor gözümün önünde.
Sigara içilmez tabelasının önünde sigara içerken fotom var.
Kendimce direnise gectigimi dusunuyorum ama ev halki pek oyle dusunmuyor
sinirlarini zorluyorum sanki buaralar biraz hepsinin.sonu pek hayri alamet degil gibi... :/
Bugün şirketin dış kapısının yakınlarında bir yerdeki parke taşın üstüne tutkalla 1 TL yapıştırdım. Güvenlik kamerasının da görebileceği bir yerdi. Sonra kendi çalıştığım kata çıktım. yoğunluktan aklıma bile gelmedi.

Sabah güvenlikçi arkadaşın moralinin bozuk olduğunu görmüştüm. Pek keyfi yoktu. Gününü biraz neşeli geçirsin istemiştim. öğlen yanına uğradığımda epey bi neşelenmişti. Kaç kişi parayı almaya çalışacak diye iddiaya bile girmişler aralarında. Akşam çıkarken sordum, 50'ye yaklaşmış.
son 96 saatin, 60 saatini falan çalışarak geçirdim. ki kazandığım parayı önceden 12 saat çalışarak aynısını kazanıyordum. tabi düşününce insan üzülüyor ama insan aynı zamanda dünya üzerinde ortama ayak uydurabilen en iyi tür. ve diğer canlılardan üstün olma sebebimiz bu sanırım.

neyse sonra bu durumda olmamın en büyük sebebimin tekrar kendim olduğunu fark ettim. farkındalık her zaman hoş değil. onu söyleyecektim.
Yasadigim hic birsey surpriz degildi. Neyin ne olacagini hep tahmin ederdim bir sekilde, hissederdim. Yinede insan bazen kendini kandiriyor iste.birde her tahmin gerceklesecek degil. Yuzde bir ihtimallere inanmis olabilirim.
biraz hastaydım, derse gitmedim.
yerime imza attırayım dedim.

evet kabul, yanlış bir davranış.

neyse, söylediğim arkadaş bu işin nispeten kurdu.
bir sorun çıkma ihtimali 0.

böyle saf, temiz de bir arkadaş var.
beni çok sever.
riskli hareketlere giremez pek.

jest olsun diye yerime sen git imza at.
acemilik ya, ama nereye? bu işin kurdu dediğim benim bi altımdaki arkadaşın yerine.

o arkadaş da üst üste aynı imzayı atamamış haklı olarak. napim derken panik olup kağıdı uzatmış bi öne.

şimdi kızsan kızılmaz bi durum.
gökten para yağsa bana borç senedi düşer.
Sen hala kolunda saati olan ,cok zayif,uzun,şımarık cocuksun gozumde....
Kimseye kendinizi kanıtlamaya çalışmayın.Değeri beş para etmez insanlarla muhatap olup kendi değerinizi düşürmeyin.Öfkeli olduğumda saçma sapan davranabiliyorum.Şu an çok iyi anlıyorum ki değer verdiğim insanlar aslında benim insanlığımın yanında kocaman bir hiçler.Dileyen,küçümseyen istediği gibi baksın.Bizi bilen bilir.Kul kötü bilmiş önemi yok.Yaradan görsün yeter.Allah doğru yoldan da iyi niyetten de ayırmasın.Kibiri,böbürlenmeyi benden uzak tut Allahım.Artniyetli insan görünümlü şahısları da.
sen anlat karadenizi annemin zoruyla yarım saat izledim. tüm devrelerim yandı. sözlükte trole başladım. kimyam bozuldu. inşallah sabaha düzelirim.
sen yazmayacaksan bana ben instagramın bi anlamı yok...buralar sensiz bomboş
Bu aralar bi konuda sabretmem gerek öyle çok sabretmem gerek ki. Ama bazen bi çuval inciri berbat eden olacağım diye çok korkuyorum.