bugün

bazı insanlardan gerçekten tiksiniyorum, çok iticiler.
bugün bir arkadaş doğum haritama baktı. bildiğin sicmisim ben. burcum ikizler ki bu ambalaj,yükselenim boga ki bu insanlara yansıyan enerjim. ay burcum akrep ki bu da tutkulu ilişkilere meyilli olmamı açıklıyor. mutlu bir ilişki için ay burcu Boga ama yükseleni akrep biri bulmam lazımmis o da zor. resmen astroloji bana nanik yapıyor. hayırlısı be gülüm :D
kan grubumu bilmiyorum.
dünyanın en dengesiz insanıyım. bu yüzden kimselerle konuşmak istemiyorum. biriyle sohbet ederken ilk 5 dakika çok iyiyken 5 dakika sonra kendimi dünyanın en derbeder insanı veya patlamaya hazır bir bomba olarak bulabilme özelliğine sahibim. 5 saniyeliğine survivor tolga karel oluyorum, bende gizli ikizler burcu var.
ben bir alkol bağımlısıyım, başka bağımlılıklarımda var ama onları yazmiyacağım. bişeyler içmeden sözlükde bile yazamıyorum. bildiğin behsat ç. cennet mahallesi yunus, gemide filmindeki idris reis gibi. günün büyük bir bölümünde ilaçdan kafayı bulmuş sinek gibiyim.
Bir günlüğüne teoman olmak isterdim.
Şu hayatta en çok ismail abi'ye üzülmüştüm. Hep bir gemi beklemekle geçmişti ömrü. Şimdi o kadar iyi anlıyorum ki onu. Az da olsa bi umudunun olması umutsuzluktan iyiymiş. Gelmeyeceğini biliyorum ama bana belki gelirim bilemiyorum cümlen bile seni beklemek için bana güç veriyo. 2 sene oldu belki gideli ama ya gelirse diye bekleyecegim seni yine de.
Bugün baya baya enteresan bir gündü olaylar bitmedi. çok yoruldum ve gecenin sonunda nefes alamayacak kadar çok daraliyorum. Aklıma bütün felaket senaryoları geliyor. Ağladım geçmedi. Uyumaya çalıştım olmadı. Gece uyuyamamaktan nefret ediyorum. Hele ki yarın iş varsa.
Bugün lise çantama denk geldim.
Eskimiş, atayım dedim.

Neyse atmadan içine bakıyorum, ne var ne yok diyerek.

Hiç kullanmadığım, gizli bir küçük gözü vardı.
Son anda oraya da baktım.

Bir de ne göreyim.
Küçük bir kağıt. Her tarafı rujlu bir dudakça öpülmüş ve oraya konmuş.

Ancak ben orayı hiç kullanmadığım için kaç sene sonra gördüm. Şaşkınım.

Düşünüyorun kim olabilir?
Sınıfımdan kimseyle birlikte olmadım. Erkekler troll atsa sanmıyorum ki illa gelip soran da olurdu.

Neyse her kimsen bu çok yanlış, tasvip etmiyorum. *
kazanmama çok az kalmışken inanılmaz şeyler yaşandı ve nakavt olduk. bizim oyunumuz bitti, kariyerimiz noktalandı.
iki gündür sabahın beşinde veya altısında uyanip telefona bakiyorum. Sonra geri uyuyorum.
Nerede olduğunu merak etmiyor değilim.
dün saat 5 buçuk gibi çıktım evden çarşıya doğru gidecektim ama hemen evin önünde komşuya rastladım. kızı benimle yaşıt hoş bi kız. ikimizinde diğerine karşı bir ilgisi var ama kimse dışarı vuramıyor, hissediyorum. neyse epeydir denk gelip göremiyordum kızını. baktım kadının elinde poşetler var, hemen atladım ver yardım ediyim evine kadar taşıyım diye. hemen kabul etmedi yok taşırım ben falan dedi ama ısrar edince yarısını verdi. 20 metre yürüdük sonra dediki madem yardım edecen gel merdiven veriyimde erik topla. evler müstakil. girdik kapısının önüne kadar ordan merdiveni aldım gidip eriği topladık ama ağacın her yeri diken. üstümdeki gömleği 1 hafta önce üniversiteden bir arkadaştan el koyma yöntemi ile aldım ve ilk defa giyiyorum. topladım topladım gömleğe tikat ederek. ellerim yapış yapış oldu. işimiz bitince poşetle eriği verdim kadına. merdiveni geri götürdüm. lan 5 adım daha atsam eve giriyorum o kadar yakınım. ama kızı göremedim. nalet olsun ki göremedim. pişman değilim. teşekürler.
başkasıyla el ele gördüğüm günden beri merak etsem bile bakmadığım için hayatında ne olup bitiyor, sağlığı, keyfi nasıl hiçbir şeyi hakkında bir bilgim olmadı.
başkasıyla el ele gördüğüm günden beri merak etsem bile bakmadığım için hayatında ne olup bitiyor, sağlığı, keyfi nasıl hiçbir şeyi hakkında bir bilgim olmadı.
Bazen tereddütte kalıyorum.
Kıbrıs Cumhuriyeti (Rum tarafının) bakanlıklarından birinin düzenlediği soruları cevapladım. Önce ad, Soyad, kimlik numarası gibi soruları cevapladım. Sonra fikirlerimi soran soruları cevapladım. Sorular Türkçe'ydi, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik sorular vardı, Kıbrıs'ın rolünü dünyada nasıl güçlendirebileceğimizi de anlattım. Bir KKTC vatandaşı olarak ifade ettim düşüncelerimi. Alanım Halkla ilişkiler olduğu için, bir ülkenin imajında pr politikasının ne kadar önemli olduğuna da değindim tabi ki. Bu konuda Amerika'yı örnek almamız gerektiğini, Amerika'nın halkla ilişkiler politikasını başarılı bulduğumu da anlattım. Kıbrıs'taki doğal kaynakları işleyecek teknolojiyi kendimiz üretmemiz gerektiğini; Başka ülkelerden satın almamak gerektiğini; Başka ülkelere muhtaç olmamak için üretken bir ülke olmak gerektiğini; doğal kaynaklarımızı işleyecek teknolojiyi üretmemizin önemli olduğunu ve kendi kaynaklarımızı kendimiz işlememiz gerektiğini anlattım. Georgios Lakkotrypis'in çalışmalarını çok beğendiğimden bahsettim ve ona daha fazla destek vermeleri gerektiğini söyledim. Onlara işlevsel ve iyi fikirler verdim. Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyorum. Bütün ada'mızın güçlü bir ülke olması, Kıbrıslı Türk ve Rumları, tüm ada'mızın insanlarını mutlu eder çünkü. Bizim ada'mızda hepimize yetecek kadar doğal zenginlikler olduğunu; Kavga etmeye gerek olmadığını; Kavga ederek ilerleme kaydedemeyeceğimizi anlattım.
Dostça ilişkiler kurmamızın bize maddi manevi kazançlar sağlayacağını söyledim. Kazan kazan politikası yapmak istedim. Ama sonra gece rüyamda babamı gördüm ve onunla tartışıyordum. Acaba benim Rumların Bakanlığının sorularını cevaplamış olmama mı kızdı?
görsel

Kardeşim bana her kızdığında sinsice kitabımı fare gibi kemiriyor.
Bense bunu okumak için koltuğa kurulduğumda farkediyorum. Her seferinde bir ok saplanıyor sol tarafıma.

Bu kitabı nasıl koruycam bilmiyorum.
Dünden beri spora gideceğim diye rahat rahat stretch giysiler içinde dolaşıp vermek istediğim kilolarımın üstüne yenilerini ekliyorum. Aferin bağa.
An itibari ile elimde tezkere kağıdı, kulagimda Sıla, Bursa yollarında trendeyim. Ve; gülüyorum. Özgürlük inanılmaz bir şey.
ben bir b*k yedim.
Ne yapmam gerektiğini bilmiyorum.
hayaller tükenirse ölüm bile değerini yitirir.
Fark ettim ki artık hiçbşr şeyi kaldıramıyorum. Ya da gerçekten tırlatıyorum. Yoksa dünden beri bir gülüp bir ağlamı açıklayan başka bir şey bulamıyorum. iyice şaşırdım. Nereye gidiyorum? Nasıl toparlanacağım oğlum ben. Toparlanmak zorundayım abi. Başka şansım yok. Bu kadar sene bu kadar zaman boşuna değil olmamalı.
Araba ile annemi istediği yere götürdüm, getirdim bir sorun olmadan. Aldım boşa, çektim el frenini inecektim ki annem araba eşit değil dedi garajda.

Başak burcu da değilim eşit olmasın yani nedir, çalıştırdım, taktım geri vitese aynalara bakıyorum.
Amaaaan, bir ses geldi arabadan sanki altında bir Demir var. O 3-4 saniye zaman durdu, bingo. El frenini indirmeyi unutmuşum...

Sessizce arabayı durdurdum, 3-4 saniye mala bağlamış biçimde kal geldi ve Sonra tekrar arabayı çalıştırıp kenarlar eşit olacak şekilde soktum garaja.

Araba da abimin, sıfır aldı son taksidi kaldı. 2-3 yıllık araba, bir şey olmamıştır diye düşünüyorum.
30-40 cm gitti ancak, erken farkettim.

Şuan benden başka evde bu durumu bilen Yok, bir şey olur mu acaba?

Bu yaptığım saçmalığı da söyleyemiyorum kimseye, içimde kaldı.
Bir ömür dalga geçerler söylesem, söyleyemiyorum bu hatamı.
Olmaz herhalde bir şey, yani olmaz gibi geldi.

Kendime hakaret ettim bu akşam, nasıl olur da unuturum ben inanamıyorum kendime. Başkası yapsa ve görsem mal derim, kendim yaptım...