bugün

Burada yazmaya başlayalı nerede ise yedi yıl olmuş. arada kesintiler olmadı değil.

ancak geçmişte, yıllar evvel yazdıklarına baktığında düşüncelerindeki sapmaların, hatta uçurumların farkına varıyor insan.

bazılarını öyle bir farklı yazmışım ki; bugün başka bir mahlas ile karşıma çıksa belki de topa tutarım.

aslında hepimiz böyleyiz. böyle de olmalıyız kısmen. o uç noktalarımızın köreldiği ve tahammül edilebilir düzeyde fikirleri öldürmeye kastettiğimiz günler zamanla yerini bambaşka şeylere bırakıyor.

nostalji oldu sayılır. tavsiye ederim. eğer uzun süredir yazanlar var ise geriye dönüp kendilerine o yazıya dair "yazacağın entry i sikeyim" diyebilir.

diyor yani.
iş konusunda bazı kararsızlıklar, çıkmazlar yaşıyorum. umarım bu dönemi daha az hasarlı atlatırım. ve umarım hayırlısı olur.
https://clyp.it/rcp2iful
Önceden korktuklarım şimdi gözümde çok basit görünüyor. Bir şeyleri kafamızda büyütmeyi seviyoruz ama bu doğru değil. En mutlu olduğunuz anda bile o mutluluk kaynağını kaybedeceğinizi bilerek yaşarsanız, işte o zaman her şeye sahip olmuş olursunuz.
Bittim tükendim sanıldığım anda dirilir adamın aklını sikerim.
Defalarca yaptım yine yaparım...
Ayın 5inde finaller bitti. Eve gitmedim bütleri beklerken. 15 inde başlıyor bütler. 5 ocaktan beri yurtta akşama kadar yatıyorum. Uyumadığım zamanlarda da yatıyorum. Günde yaklaşık 16 saat uyuyorum. Bilgisayar sürekli açık torrentten film indiriyorum. Ara sıra açıp tır sürüyorum. Tüm bunları yaparken tabi müziklerim Ağır arabesk. 3 gün önce bakkala gidip 5 tane kırmızı tuborg aldım. Geldim gittim yudumladım bugün bitti. 2 gündür su içmiyorum nerdeyse. Sabah akşam yemekte birer bardak. Bu sabah 10.30 da kalktım. 12.30 de tekrar yattım. 4.30 gibi yemek yeyip geldim bidaha yattım uyudum. 15 dakika kadar oldu uyanalı. Az sonra gider bi yemek daha yerim. Hiç istemiyorum ama gelince galiba yine yatacağım. Mala döndüm. Bütler gerçekten hayatımı kaydırdı. Evet.
yaşamak harika - her şeye rağmen.
kendimi çok zor bir arada tutuyorum.
--spoiler--

ama biz yine de bir an için bile olsa
birbirimizden uzaklaşmadık
yüz yüze gelmediğimiz halde
her gün birbirimizi gördük

--spoiler--
azonce 2 durum cikofte gömdum.
Hissizlestim.niye boyle oldu bilmiyorum.ama kimseye duygusal ve fiziksel cekim hissedemiyorum.bu durumda olan var mı ?
Kadınlar çok zeki, çok güzel, çok vicdanlılar(!). Hele sözlüktekiler inanılmaz, hiçbiri, 1 kişi yüzünden tüm erkeklere aynı demez. Tapıyorum size, hepinize iyi geceler.
şu saatten sonra alex ve semih bir araya gelir ama onunla ben bir araya gelemeyiz.
bugün yıllardır hayalini kurduğum çok zor şartlarda gecemi gündüzüme katarak emek verdiğim neredeyse imkansız sayılabilecek birşeyi başardım.

Bir çocuk saflığıyla mutluyum. Herkesin bir gün ulaşmak için emek verdiği hayallerine kavuşması dileğiyle.
Ailem yavaş yavaş çeyizini düzelim diyorlar, şakayla karışık beni kimse almaz diyorum inanmıyorlar. Onlar inanmayınca daha çok üzülüyorum. Neden inanmıyorsunuz işte sevilmiyorum. Sevilmeyen biriyim.
Parmaklarımın kenarlarını yolmaktan büyük zevk alıyorum. Özellikle en savunmasızı, serçe parmağımı. Kanatmadan içim rahat etmez. Hafiften sızlamalı.
Sıkılıyor bunalıyorum.
Hiç yeni yıla girmesek daha iyiydi çığ gibi bunalımlar üstüme geliyor.
Giriveriyorsun ansızın rüyama, az önce yaptığın gibi. Her defasında bir rüzgar esiyor benden tarafa, öyle ılık, öyle serin. Yokluğunun farkındayım, iliklerim titriyor sensizlikten, ılık ılık geliyor rüzgar. varlığının da farkındayım, yakacak aşkın zihnimi düş ateşlerinde, serinliyorum senden esen meltemle. Burnuma sokuyor o Dayanılmaz parfümünün cezbedici güzelliğini. Koku hafızamda leylakla, yasemin arası bir yerdesin. Dilimde tatlı, kulağımda şarkı, gözümde güneş, tenimde pamuksun.

Ve işte yanımda yoksun.

Ayn-Zeliha gölünde bak balıksız bıraktın.

Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın.
https://youtu.be/B2FKtJOdpKo
patronum çok üşüdüğüm için bana boyunluk, bere ve birer kavanoz tahin pekmez aldı. her gün birer kaşık yemem için tepemde bekliyor. patronum dünya tatlısı bir insan. ikinci babamı evlenmeden edindim sanırım.
Çok yoruldum sözlük. konuşmaktan, anlatmaktan, dinlemekten, anlamaktan, oturmaktan, kalkmaktan, Koşturmaktan, yetişememekten, vakit yetirememekten, yemekten, içmekten ve dahi uyumaktan... Hepsinden çok yoruldum.

Her gün birbirinin aynısı. Kalk, işe git, eve gel, eve gelmeyeceksen arkadaşlarınla takıl sonra yine eve gel. Ertesi gün mü? yine aynı.

iş hayatı bu ara öyle bir üstüme üstüme geliyor ki, hiç bitmeyen ve bitirmek için de istek duymadığım bir sürü iş. Yoruldum.

Özel hayat desen, yalnızlık dolu. istemiyorum da başka türlüsünü. Yalnız birisi sürekli bir gidip bir gelmeli oyunlar oynamaya çalışıyor benimle. Başta yer gibi oldum, inandım ama olmayacak duaya amin denmez. Biliyorum, olacak iş değil. He anlamadığım bu oyunun sebebi ne? Beni kandırınca ne oluyor ne geçiyor eline?

Sağlık desen o da bu ara benimle değil pek.

Ev hayatı desen, yemek ye, uyu ve uyan la geçiyor. inan ondan da yoruldum sözlük.

Bir dönem sosyal anlamda takip ettiğim bir kaç şey olsun dedim, güzel de oldu ama o da yorucu.

Yeni Yıl dedim, yeni kararlar aldım dedim, çok güzel olsun inşallah dedim, ama öyle bir atalet ki üstümdeki harekete geçecek dermanı bulamıyorum kendimde. istiyorum ama çaba yok. E ben onu aramazsam o da beni aramaz, değil mi?

En çok da insanlar yordu beni sanırım sözlük. Bakıyorum iki gün iyisin. Üçüncü gün kimse yok. Ben ararsam aranıyoRum, aramazsam arayan yok. Verilen sözleri tutmak yok. Yalan söyleyen zaten çok. Kıskançlık, dedikodu, yüzüne gülüp arkandan konuşma, düşüncesizlik, bencillik, yalan dolan... ne ararsan var. Ne zaman anlayacak insanlar bunların bir işe yaramadığını? Ne zaman öğrenecek karşısındakinin de insan olduğunu?

Bazen çok yorucu bu hayat be sözlük. Ve ben de sanırım en yorgun zamanlarımdayım. Öyle bir yorgunluk ki parmağımı bile kıpırdatacak halim yok.

Belki bir ara değişir he sözlük? Hepsi değişir? Ya da ben değişirim? Kim bilir.
Bugün hiçbir şey yapasım yok. Düşünmeye bile üşeniyorum. Ama mecburen dışarı çıkacağım. Birisi beni bir yayla evine bırakıp kaçsın. Soba yakıp dağlara bakarak çay içmek istiyorum. Meşe odunu yanarken tatlı bir kokusu da oluyor.
Ben var ya bu kalp çarpıntısının, bir de yeşilin ve mavinin köpeğiyim köpeği hevhev.
Bazı hisler kendini hatırlatıyor bir gün yeniden. Gizlendiği yerden çıkıveriyor aniden. Misafir oluyor. Uğradığı bünyeye ansızın veda edenedek... sorun şu ki, ben misafir ağırlamayı sevmem. Çocukluğumdan beri böyleydi. Yaşanmışlıklar baki elbette. Daha önce mücadele ettim, kazandım. Kendimi bile yendim. Gerekirse, yine yeneceğim...
Bugün belki de beş yıl içinde ellinci kez sol ayak bileğimi sakatladım. Birinin nazarı değdi diyeceğim de ben ciddi ciddi sakarım galiba.
Yine gece olacak,yine şişe dolacak.