bugün

Az önce eski flörtümün sevgilisinden ayrıldığını görünce içimden sevindim. Ben ne ara bu kadar şeref yoksunu oldum.
Çişim geldi ve tuvalete gitmeye üşeniyorum.
Kendimi sevmiyorum.
seviyorum ama bağlanmaktan korkuyorum ya da çoktan...
bir gün kendimi yüzüstü bırakacağım.
Seninle ilgili ajandama ilk birşeyler hissederek yazdığım yazı ve o gün çok üzüyor beni.

"Herkes aşıksın kızım diyor ben öyle düşünmüyorum biz birbirimizin yalnızlığını paylaşıyoruz"
Aradan bir sene gecip o yazıyı okuyunca altına yeni tarihle "seviyormuşum:)" yazmışım bunu da 2 3 seneden sonra gördüm. O tatlı telasları yaşatan da sendin, şimdi ki adam da sensin. Sana o yazıları okutup hangisi sensin diye sormak isterdim. Cunku ben onu çok özlüyorum seni değil.
benim gibi hisseden başka birileri var mı bilmiyorum ama, bazen doğal felaket, yıkım ya da geniş bir coğrafyada sıkıntı çıktığı zaman kayıplara üzülsem de, içimden bir parça her şeyin daha da kötüye gitmesini istiyor. mesela kar istanbul trafiğini felç ettiği zaman çok seviniyorum. elektrik kesilince hiç gelmemesini istiyorum.
ya da sağanak yağmurda yanımdan bir araba geçip beni ıslatınca küfür ediyorum ama içten içe donuma kadar ıslanmak, hatta su birikintilerinde yüzmek istiyorum.

hani bir an önce kıyamet kopup bitse de, sonraki hayatımızı devam ettirsek kafasındayım, ondan mı acaba.
hayatımdaki tüm gizemli olayları çözdüm. bu durumda sanırım artık özgürüm... şöyle düşünün, zamanında bir çocukla çıkmışsınız ve çıktığınız çocuk amerikan ajanıymış. şimdi o zaman nasıl anlamadın derseniz, yine saftorikliğimden anlamadım, ama hep şüphelendim. çocukta bir gariplik olduğunu sezinledim. artık, bunu kanıtlamama gerek yok. bende öyle bir tılsımlı madalya var ki, her soruma doğru cevap veriyor. o madalyada değişik bir enerji var. bir de o madalyada tüm dünyanın en iyi kız arkadaşı diye yazılmış bir söz öbeği var. o bence oraya boşuna yazdırılmamış, ama yine de o bile bullshit artık... madalyadaki tılsımın sırrını çözemedim, ama bence üzerinde uzun bir süre meditasyon yapılmış ve muazzam güçleri olan bir adam tarafından bana verilmiş. zaten 10 yıllık bir şey ve işin kötüsü arka tarafı artık bozulmuş. kaplama olduğu için, ne yazık ki eski parlaklığı yok. sanırım o yazı da vakti gelince silinir... şimdi ben kim, tüm dünyanın en iyi kız arkadaşı olmak kim? hani hiçbir şey olamamış biri için çok komik... o madalyada ne varsa var, o madalya sayesinde belki bu eski sevgilimin de casus olduğunu rüyamda görürüm. o zaman emin olurum, zaten eminim de. benimkisi ikinci bir kez emin olmak. bir de çocuk casus dahi olsa, bana bağlanmış. parayla tutulmuş biri de olsa, sevmiş. ben sevmedim... siktirsin... çocuk sanırım yarı arap kökenli ya da fas... bilemiyorum... yine daha derine inersek, çocuk iyi çocuktu ve ağzına sıçtım. madem casusmuş, artık vicdanen çok rahatım...*
Simdi bisi anlatcam cunku anlatmassam kafayi yerim. Bi arkim var ayni yastayiz ve 30 35 hatta 40 yasindaki adamlarla takiliyo bikaciyla bendd tanistim. Ama ben ablam oldugu icin benden buyuklere hep abi abla gozuyle baktim. Bi de ne biliyim cocuk gibiyim ben buyuklerde harbi buyuk duruyo 25 den hatta 26 dan sonrasi abimmis gibi geliyo. En fazla 5 yasi gozardi edebiliyorum. Kucukken ablamin bi arkadasi vardi simdi 32 yasinda falandir. Ben 22 yim. Mesaj atti biyerden bende o abiyi cidden severdim onlarda beni severdi. Ya yuruyo baya. Biraz once geliyim aliyim hadi cikalim falan dedi. Aramizda 10 yas var lan. Ne konuscaz ki Amk. Ya tamam subyanci gozuyle bakmiyom ama yani heralde hic iliskiye girmemis biri olunca aradaki yas ucurumu dahada gozumde buyuyo. Korktum mk. Gecen gunde yine ayni yaslarda biri ve eski ogretmenim yilbasinin sarhosluguyla sarildi belime kendine cekiyo falan opuyo bi ara elini gogsume getirmeye calisti tuttum. Normal mi bu kadar yas farki ben cocuk gibi gelmem gerekiyo buyuklere sonucta onlarda bana adam gibi geliyo. Onla bunla kolayca takilan kizlara imrenmiyorum degil. Oysa ben hep gerginim. Korkagim. Cekingenim. Bana gore dogru olan bu mu bilmiyorum. Ailem beni biraz fazla iyi yetistirmis. tamam sevdigin biriyle olsun diyenler var. ee o istiyo mu bakalim. Suan sevdigim insan beni hayatinda istemiyo. Neden istesinki normal biriyim. Bi ozelligim yok. Beni neden sevsin... gel gelelim bu kisir donguden cok sikildim. Kendimi hala cocuk gibi hissediyorum. O yuzden adamlar beni korkutuyo. Etrafim sadece sex dusunen adamlarla cevrilmis gibi. Ben bana pamuk seker alan korktugumda sarilan hasta oldugumda yanimda olan birini istiyorum.
Belkide gercek hayat boyle degil. Gercek hayatta pamuk sekerler ve kocaman kucaklar yoktur.
Kendime olan guvenim eksilerde. Adeta bataryasi bitmek uzere olan telefon gibiyim. Ozguvenim yok oldu. Karamsarlık ruhum oldu. Gözlerim yaşla doldu. Kalbim panik. Bakışlarım ürkek. Cesaretim yok. Vücudum güçsüz. işimden memnun değilim. Saçlarım dökülüyor alnım başımın ortasına kadar genişledi. Kel değilim. Ama kel denecek kadar döküldü. içim huzursuz. Yaşım 27 olacak. Ve ben daha hiçbirşey başarmış değilim. Evli de değilim. Bir sevgilim de yok. Başım inanılmaz ağrıyor şuan. Geceleri uyuyamıyorum. Çirkinim. Dişlerim güzel değil. Çok sıradan biriyim. Cok fazla param yok. Ailemden ayrı başka bir şehirde yaşıyorum. Yüz şeklimi beğenmiyorum. Gözlerim çukurda kaşların bulunduğu yerdeki kemiklerim yanlardan biraz çıkık. Gözlerim daha çukurda kalıyor. 178 boyundayım. Ama 150 boyunda bir kızla konusmaya bile cesaret edemeyecek bir moddayim. Benden çok cirkinleri de var. Hatta bana bakan kızlarda var. Ama ben de onlara bakmıyorum. Çünkü bana bakanlar gerçekten çok çirkin. Ve ben kendimi o kadar kötü gormezdim. Ne yazik ki artık onlar bile bakmıyor. Kimse bana etme bulma dünyası demesin. Çünkü kimseye karşı inanılmaz büyük kötülükler yapmadım. Ama yapanlar bile benden daha mutlu. Kaldı ki ben kötü birisi bile değilim. Tek kötü yanım kendimi toparlayamamam. Başım hala ağrıyor. Ben eski bir yazarım burada uzun zamandır yazmıyorum. Belim sırtım düzdür normalde kambur değilim. Ama hersene hergun ilerledikçe farkettim ki omuzlarim düşüyor. Otururken kamburdan daha kambur oturuyorum. Suratım genel olarak hep mutsuz ya da hep durgun. Dalıp gidiyorum. Güler yüz neşeli bir imaj çok nadir geliyor yüzüme yerleşiyor. Ve her geçen zaman içerisinde bu daha da azalıyor. Gittikçe sessiz sıkıcı keyifsiz neşesiz dertli bir insan oluyorum. Hatta normal yüz ifadem vücut dilim böyle oluyor. Asabileşiyorum. Sert tepkiler veriyorum. Beni üzen şeyler var. Ben böyle değildim elbette. Zamanla hicbirseyin olmadığını görünce ve inancım ümidim azaldıkça ben böyle olmaya başladım. Sonu nedir bilemiyorum. Bir kız istemeye gittik. Ben kızla konuştum başbaşa. Çok saygiliydi. Ben kızı beğendim. Hatta olumlu düşündüğüm her halimden belliydi. Ama diğer gün olumsuz olduğunu söyledim kararimin. Çünkü çokça kez reddedilen ben bı daha kaldiramazdi bunu. Çünkü ben yine reddedilecegimi sezmistim. Çünkü ben onunla ilk konuşmaya başlarken o mrb dedikten sonra bana yaş kriterim var max 27 diye. Ben de ben yeni 26 oldum dedim. O saçıma bakıp yaş kriterini hatırlattı. Çünkü beni 30 fln sandı belki daha fazla. Çünkü öyle bir kriteri bile yoktu. O kadar inandı ki yaşımın 30'lu olduğuna 27 diye salladı kriterini. Kültürlü birisiyim. Genel kültür seviyem çoğu kişiye göre çok dhaa iyi seviyede. Üniversite mezunuyum ve işsiz kaldım. Bu zaten beni eritti. Bulunduğum yerde 27 yaş bırakın kızı erkek için bile "evde kaldın" yaşıdır. Yakışıklı olsaydım pek sorun olusturmazdi yaşım belki. Ama çirkinim. Benim evlilik yaşım ben 25 yaşındayken geçti. Benden küçüklerin çocukları var. Heryerden bir baskı var. Ve ben malesef çöktüm. Dizlerimin üstüne. Çünkü yıldım. Çünkü kendimi yalnız hissettim ve ailem dahil kimseye bişey diyemedim. Yalnız kaldıkça öyle olmadığımı haykirdim. Kötüleştikce iyi olduğumu söyledim. Zaman geçtikçe daha zamanı var dedim. Aslında zamanım yoktu ama kimsede yoktu. Ben kimse yok diyemedim. Bu yüzden zamanım çok dedim. Herşey için çok pişmanım be sözlük daha anlatmak istemiyorum. Utanıyorum kendimden. Bana bakıp aciyanlarin hiçbiri benim kadar bilgili değil benim kadar zeki de değil. Ama hepsi benden daha akıllı hepsi taktiğin ne olduğunu biliyor. Ben sadece anlamak istemiştim. Ama onlar ezberleyip sınava girmişlerdi. Tek sorun her hayat sorusu onlarin istediği gibi çıktı. Ben anladığımla kaldım. Anladığım kadarıyla da bana pek bişey kalmadı be sözlük.

Edit: imla
nasıldı? anlat hadi ''ayrılırsam''?

sen gidiyorsun,

sana emeklerim değmedi.

dengemi kaybettirdin.(sanki varmış gibi)

bilemiyorum. herkes biraz göte gelirmiş bazen.
Günler öncesinde nerdeyse bir yıla yakın bir süre oldu ve tarafını seç yoksa yalnız kalırsın diyen arkadaşların hepsi haklı çıktı, biliyordum böyle olacağını sevimli görünüyor olabilirim ona buna şiir yazıyor da olabilirim ama şu bir gerçek ki iki karpuz bir koltuğa sığmaz, ne oldu? Sığmadı...
Ve yalnızım şimdi onlardan biriyle ciddi düşünebilirdim ama beyfendi esmer mi sarışın mı karara varamamışken gecelerde rüyaları işkence oluyor ve özlemle hatırlıyor, daha da ilginç olan rüyasında bir tarafı seçiyor ama mutluluğu 6 saatlik bir uykuda arıyor. Şimdi demezler mi adama geçti boru pazarı sür eşeği niğde'ye sınav bahanesi kararsız kalmak bir yandan vay anasını böyle yalnızlığın..

Esmer olan kürt diye istemedim ama burcu boğaydı, sarışın ise koç burcuydu ama evlenilecek türk kızıydı sarışınin sevgilisi var dediler ayrılmasını bekledik halbuki yokmuş sonradan olmuş tarafımı seçmeyince yine olan bana oldu şimdi aklımı seviyim aklımı diyorum.
Beni güzel yarınlar hayal ederken canım ülkemde ekonomik kriz korkun bir şekilde patlamak üzere ve ben sadece oturup seyredebiliyorum. Herkes uyuyor, olacakları bilse kimse uyuyamazdı...

Sabah Ezanı okunuyor. Dua ediyorum inşaAllah bu kabus bir şekilde son bulur diye. Allah'dan umut kesilmez.
geçen gün zeytin kavanozunun kapağını açamadığım için mutfakta yere oturup hüngür hüngür ağladım.
Bu sevgilimin hesabı, henüz hesabına girip entri girdiğimden haberi yok.
Ne istediğimi ben de bilmiyorum.
Bir şeyler hissediyorum ama kendime bile itiraf etmeye korkuyorum. Bu yüzden çok huzursuzum. Napcam bilemiyorum.
itirafları seveyim...

Neye ve Kime tepki veriyorsan...
içinde bir yerde...Onun temsil ettiği / Sembolize ettiği birşeyedir ASIL Tepki...
Onu içinde bul....ve ödülünü al.
Ya da Gölgelerle savaşmaya devam et.
Seçim senin...

Ve dilerim kimse -zann üzerine hareketle- başkalarında gördüğü hataları yıkım derecesinde büyütüp, iç dünyasını ve başkasının samimiyetini sorgulayacak / sorgulatacak kadar meşgul edip mutsuz olmaz ve dahi mutsuz etmez.

Çıldırmaya mek parmak!
Aylardan mayıs şehirlerden bozkırın en sert yeri yıllardan 2015 hayatımın en güzel ama en kötü yılı hava ise  yağmurlu küçük bi yurt odasının alt ranzasındayım ağlamaktan ıslanmış yastığım ve dağınık masam da sigaram var sadece etrafımda ise beni anlamayan ve hiç anlamayacak olan birçok insan sadece dinliyormuş gibi yapan ağlamalarımı izleyen dibe batışımı çırpınışlarımı ama elimden tutmayan insanlar. simdi hatırlıyordum da aylardan ocak sehirlerden medeniyetlerin doğuşu yıllardan 2017 daha nasıl geçeceğini bilmiyorum hava ise günesli bir apartın küçük odasında yatağımdayım değişmeyen şey ise ağlamaktan yine ıslanmış yastığım ve ben sadece hemde etrafimdakiler daha bana yardım edecek kadar tanımıyolar hep gülerken yada sinirli görüyolarr başka yok başka ben yok çünkü yanlarında !

arkada mabel matiz gök nerede söylüyor şarkıyı duyduğumda geldi zaten aklıma yazı yazmak aynı iç sıkıntısı hemde aynı şeylerden yüzünden kapanmayan bir dava bazen iyi ki bazen keşke diyerek kapatamadığım bir hikaye ruhumda bu kadar derin yaralar açacağını ben bile tahmin etmezdim. yada yaralar arkasında bırakıp arkamı dönüp gideceğimi ama hayat boyle değil mi zaten bırakırsın ve gidersin gitmek zorundasındır.Hataların vardır yanlış tercihlerin ama asıl onlar sen sen yapmıştır bugün nasılsan o hatalar sayesindedir.

ağlamaktan göz pınarlarımın kuruduğu zamanları hatırlıyorum o ranzadan kalkıp camı açtığım sigara içtiğim  gokyüzüne baktığım her şey güel olucak dediğim ama deli gibi korktuğum merak ettiğim ve güçsüz olduğum zamanlari hatırlıyorum..

insanın ömrü geçmişi hatırlamak ve ordaki yaralarını örtmekle  geçiyor aslında gelecek sadece geçmişin tamiridir.
liseden tanıdığım bi lavuk var. aptalın tekidir kendisi hiçte sevmem.

bu lavuk parasını verip odtü'nün kıbrıs kampüsünde okuyor, buraya kadar sorun yok.

ancak bu adam her allahın günü facebookta ''odtülü olmak şöyle güzel, böyle güzel, şu şekilde farklıyız türevi postlar paylaşıyor. profiline yazmamış bile kıbrıs'ta okuduğunu.

gün gelecek delireceğim ve yazacağım ki ''yarrağım sen odtülü falan değilsin amk''

az kaldı.
Sanki yapayalnızımda gidecek hic birkapim yok...Konuşacak hickimsem yok...Oyle sanıyorum degil...Bu benim gercegim...Kabul etmeye calisiyorum...Arkadaşım soruyor "Ne eksik???...Ben eksigim...Ben yokum...Kendimi görmüyorum duymuyorum...Sanki sokak ortasında lalmisimda gidecek hicbir yerim yokgibi...Kimseye güvenemezmişim gibi...Oysa bilen ,gören bilir...öyle degil...Ama görünenden cok...Benim ne hissettigim önemli...Ben sadece derin bir yanlızlık hissediyorum...Kimsem yok...Benim hic kimsem yok...
teorik şeylerle uğraşacağına pratik yap...
Nerde olduğundan haberim yok ama umarım mutlusundur.
Doga rutkay, mesut yar, nukhet duru ve reha muhtar aslinda nedir ve neye yarar merak ediyorum.
hala dünyada iyi insanların olduğunu düşünecek kadar aptalım.
güncel Önemli Başlıklar