bugün

günaydın sayın sözlük insanları, gerçi kaç kişi ciddi bir şekilde bu entryi okuyacak bilmiyorum. benim bir tespitim olacak, buralarda durmasını istedim. tespitim şudur kadınlar neden türk kahvesi haricindeki kahveleri hep yarım bırakırlar? özellikle evime misafir olarak gelen bir birinden tamamen bağımsız 4 kadın arasında kıyaslama yaptığım zaman fark ettim. kahve için sözde ölen insanlar bunlar birde. neyse efendim biz duygusal düşünme yeteneğine sahip insanlar olarak yarım bırakılmış kahveler üzerine anılar üretebilme yeteneğine sahibiz. bu yüzden kalan her yarım kahve bir hatıradır benim için. saygıyla ve sevgiyle.
Artık kendimi daha iyi tanıyorum.
Aynı hataları tekrar yapamam. Bu ben olamam.
Insanlara guvenemem.
Kimse 2.sansi hak etmez.
Kendimi seviyorum ve basaricaamm..
dün fotoğraf makineme yeni bir lens almak için ikinci el satış sitelerinden birindeki bir ilan sahibiyle buluştum ve satıcı lise aşkımın kopyası gibiydi. elleri, kesik kesik konuşması, fiziği, her şeyi... tuhaf hareketleri bile hık demiş burnundan düşmüş. sesimi duymak için bana doğru eğildiğinde sanırım bayılacaktım. her şey onu hatırlatıyor ve hatırlatacak. hayatımın sonuna kadar onun sevdiğim hâliyle birlikte olacağız.

--spoiler--

Ölene kadar sorumlusun,
gönül bağı kurduğun her şeyden...

--spoiler--
bazen gerçekten tuhaf olduğumu kabul ediyorum.
Bugun kanlar icinde yaralanmis birine yardim etmemi istediler. Kadin mi erkek mi diye sordum. Erkek oldugunu ogrenince yardim etmedim.
Bazen sadece yalnız kalmak için gideceğim yere 1/2saat erken gider öyle boş boş otururum.
Bu gün bana herşey seni hatırlattı...
Dinlediğim şarkı, yağan yağmur, duyduğum koku...
https://www.youtube.com/watch?v=UiEahlL0nrU

http://www.youtube.com/watch?v=UiEahlL0nrU
devlet universitesinde okuyacak fakirlerle ayni sozlukte yazmaktan utaniyorum. utaniyorum ! beni rezil ediyorsunuz !
seviyorum lan sizi.
Efkar yapıyorum şu an sözlük. Öylesine açtık da kaptırdım kendimi gidiyorum şu an.
Herkes istediği bolumleri kazanmis, herkes mutlu. Kiskaniyorum. Evet itiraf ediyorum kiskaniyorum.

istemediğim bi bölümde aptal gibi okuduğum için kiskaniyorum. Üzgünüm.
güzide sözlüğümüzde her türlü anormal insana evet.. hatta çok da iyi.. dahası olmasını tercih ettiğim ve kaçınılmaz olan o..

ama hem gerizekalı hem de ağır akıl hastaları oldu mu ortamda, hiç çekilmiyor amına koyayım ya..

pırlanta gibi karakterler var ve arada kaynıyorlar..
hayır amk takip etmeye de tırsıyorum ampül gibi yanacak listede..

ha bu arada çok çekicisin keşke sakalların fln çıksa..
kafam o kadar dumanlı ki ne yapacağımı bilemiyorum arkadaş seneye mezun olacağım şimdi memurluğu denesem torpilim yok
o zor gibi özel sektörde tecrübe istiyor kararsızım bir bölüm daha mı okusam sınava girip ne yapsam bir de anasını satayım
bu aralar çok para kazanıp panamaya ,jamaikaya ,barbados vs ada ülekelerine gidip tatil yapmak gibi planlarda geliyor
ulan bi parayı kırarsak hayat %100 güzelleşecek hayırlısı be .
besledim kargaları oydular gözümü.
karşımda ki insan konuşurken gözlerinin içine daha doğrusu yüzüne bakıyorsam onu dinlemiyorum demektir.dinlemeye çalışsam da hiçbişey aklımda kalmaz.ben en iyi başka bir işle meşgulken etrafımda ki insanların ne dediğini ne anlattığını öğrenebiliyorum.Bunun bir açıklaması var mı tıbben merak ediyorum ayrıca da.
Tam 1 sene oldu.
Bugün 18.53'te bir sene.
Nefesimi tuttum. Hiç bırakmak da istemedim. Tek bir kere görüp sarılsam? Sonra yine hayatıma devam ediyormus gibi yapsam? Çünkü edemiyorum. ama kavuşmamıza belli ki biraz daha var. Ya da allah bilir orasını. Zaman bazen alışmayı da ogretemiyor. Bazı acılar küllenmek yerine alev alev yakmaya devam ediyor. Her bir hücremi özenle... seni çok özledim. Hergün yanına gelmeyi isteyecek kadar çok.
Ulaşacağım da, bekliyorum.
Cumartesi günü berbat olacak.
konuşmaya ihtiyacım var. konuşmak ister misiniz?
bizim ozel durumlu yolcu dedigimiz yolcular vardir, hareket kabiliyeti kisitli yolcular bu kategoriye girer.
hareket kabiliyeti kisitli demek, gorme ve/veya duyma engelli, tekerlekli sandalye veya koltuk degnegi kullanan, zihinsel engelli vb. yolcu demektir.
ozel durumlu yolcular ucaga herkesten once biner, herkesten sonra iner.
bugun hem zihinsel engelli, hem de epilepsi hastasi bir yolcu bindi annesiyle birlikte, herkesten once. sonra diger yolcular geldi. normal bir operasyon sonrasi tum yolcular indikten sonra bu yolcumuzun tekerlekli sandalyesinin gelmesini bekledik, biraz uzun surdu. bu sirada hem yolcuyla, hem annesiyle biraz sohbet ettik. daha dogrusu annesiyle sohbet ettik, kiz konusamiyordu bile.

ogrendik ki kiz 20 yasindaymis, 16 yasina kadar normal bir hayat surmus, sonrasinda bir anda gelmis bu hastalik.
neden oldugunu sorduk, annesi dedi ki; kizi bir erkege tutulmus, oyle bir tutulmus ki, karsilik alamayinca kizcagiz bu hale gelmis.

kiza baktim, ne kadar guzel bir kizdi, ne guzel bir yuzu vardi, gozleri, saclari ne kadar guzeldi..

kendi kendime 'neden?' diye sordum. 16 yasinda gencecik bir kiz neden kendine bunu yapar?
acaba gercekten karsilik alamadigi icin mi bu hale geldi diye sordum.

siviyla besliyorlarmis kizi, cigneme kabiliyetini kaybemis.

soylediklerimizin hepsini anliyor, bize goz kirpiyordu.

ne icin kendini bu kadar uzmus olabilir dedim.
saf duygulariyla sevdigi o erkekten hic tanimamama ragmen bir an nefret ettim. ne gunahi varmis ki bu guzel kizin?

ask dedigimiz o buyuk olay hayatimizda gercekten bu denli degisiklikler yapabilir mi dedim.
bizi bu kadar etkileyebilir mi? bir anda ayaklarimizi yerden kesen sey yine bir anda hayatimizi karartabilir, hatta neredeyse bitirebilir mi?

sonra bir kez daha sasirdim. 110 kisilik kucuk bir ucakta su ana kadar gordugum seylere sasirdim, hatta tam hayatimin amacini sorgulayacaktim ki ikramlari yuklediler, onlara daldim. iki dakika felsefe yaptirmadilar adama ama anladim ki ask gercekten cok guclu, iyi ya da kotu, her seye ragmen inanilmaz guclu.
Hayatımdaki bazı kararlarları değiştirmeye başladım ilk olarak boxer yerine slipe geçtim.
Renkli gözlü kızlar bana daha çekici geliyor.
uçurumdan düşen ibo gibiyim.
hepimiz sahtekar, zaman zaman iki yüzlü, kendini iyi zanneden, esasında içerisinde her daim kötülük taşıyan, kendini beğenmiş insanlar olmamıza rağmen, hep iyi insan olduğumuzu kendimize öğütler, daha vahimi de buna inanırız.
hepimiz insanlardan şikayet ederken, millet göt olmuş, alem orospu çocuğu kaynıyor diye şikayet ederken, kendimizi nasıl olur da 'insanlar' genellemesinden alıkoyarız akıl alır gibi değil.
dünya yüzyıllardır dönüp giderken, her fani pamuğu yeyip, göçüp giderken bu koca hapishaneden, kendimizi nasıl olur da bi bok sanıp , kibirli, ukala birer canavara dönüşüyoruz.
dönüp kendimize hiç bakmıyoruz, ki zaten bakmak ve görmek bambaşkadır.
öleceğiz, ama ben, biz inanmıyoruz, bir insan nasıl ölebilir? gezip, tozan, eğlenen, çalışan, yarışan, kazanan, harcayan, saklayan bizler nasıl ölebiliriz, akıl alır gibi değil.
yoksa tüm yollar tanrı ya mı çıkıyor? tüm bu çırpınışlara tek bir makam mı ses veriyor?
dizlerinde derman kalmayınca, ne var ne yok yeyince, hata yapacak, kötüye gidecek mecali kalmayınca mı insan tanrıya meylediyor? kim bilir.
bir gün daha yaşlandık, bir gün daha bitti acımasızca, bir gün daha meyletti cellat olmaya.
ama ne sen ne ben akıllanmadık, tatmin olmadık..
ve biz güneş doğup, gözlerimizi açtığımızda aynı pervasızlıkla, aynı lakayitlikle yaşamaya devam edeceğiz.
sen de, ben de..
Güzel şarkılar dinliyorum. Bu hayatta zevklerim ve hobilerim var. Çok kitap okur, kendimi ve yakinimdakilerin karikatürlerini çizerin. Günlük tutarim. Ama amacim yok, hayallerim yok, beni hayatta tutan hic bi şey yok. Boş bi insan miyim dolu muyum bilmiyorum.