bugün

yemek yerken saçım kaşığa giriyor.
bu itirafım gerçekten benim için utanç verici ancak gülün diye anlatacağım.

Üç yıl önce falandı. samsung galaxy S3 almıştım daha 1 gün olmuş telefon böyle gıcır gıcır, yıldırım gibi de hızlı. o gün cafede arkadaşlarımla oturduğumda telefonla oynamaktan adamlarla konuşamamıştım bile. durmadan telefonu kurcalıyorum heyecanlıyım neden bilmiyorum ama o telefonu aldığım için gerçekten mutlu olmuştum. neyse eski kız arkadaşım o gün face'ten yazdı. "naber nasılsın nasıl gidiyor?" diye. iyilik, sağlık derken konu uzadı neyse konunun ortalarında bir gün görüşelim bi çay, kahve içelim falan diye konuşurken bana, "ya senin telefonun neydi?" diye bir soru yöneltti. tabii telefon yeni ya ben de heyecanlıyım kıza cevabım şöyle oldu "samsung galaxy s3" !.. cevabım böyle oldu ama aynı saniye benim jeton düştü ve kafamdan aşağıya bir bulut kümesinden dökülürcesine kaynar sular döküldü! pardon ya dedim numaram şöyle şöyle.. ama çok geçti, rezil olduk bir kere! bildiğin görgüsüzlük yaptım ve kendimi komik bir duruma düşürdüm o anda. neyse olur böyle şeyler değil mi? sağlık olsun..
inancımı kaybettim ..
hiç bir şey hissedememenin verdiği mutluluğu, huzuru veremeyen o kadar çok şey var ki.. Mutluluğun yolu hissizlikten ,boş bir kalpten geçiyormuş şükürler olsun bu günlere..
Yorgunum hayattan zevk alamıyorum daha az gülüyorum artık. Hayatta tek amacım test kitaplarını bitirebilmek bir kaç tane daha fazla net yapabilmek ve bu çok anlamsız. Duygularım çevredekiler tarafından törpülenmiş. Her yer yasaklarla çevrili. Yatağımı ve yastığımı bir sığınak gibi kullanıyorum. Çok sevdiğim basketbolu 7 aydır oynayamıyorum bilgisayar oyunlarını da aynı şekilde. Damarlarımın içinde ki kan artık yeter diye beynime hücum ediyor. Gece rüya görüyorum rüyalarım beni uykumdan kaldırıyor o uyku sersemliliyle yarın ne anlama geliyor diye bakarım diyorum sabah alarmın sesine kalkınca yetişilmesi gereken otobüs için koşuyorum. Her sabah ayılmak için at kanı kıvamında kahvemi içiyorum ne kadar ayıltırsa artık. Artık bu hayattandan bıktım bunu bana diretenlerden de bıktım böyle olması gerektiği için de bıktım tek zevk aldığım 2 tane aktivite var onlarda uyumak ve sıçmak. işin kotu tarafı bunlar içinde zamanımın olmaması. Fuck the System.
Onunla iyi olamıyorum fakat onsuz da daha kötüyüm sözlük. Kendimi anlamıyorum.
bugün bir iş için avrupa yakasına gitmem gerekti. kartal'dan kalkıp sarıyer'e gittim. neyse işlerimi halletmem 3-4 saat sürdü sonra beşiktaş'a gidip biraz dolaşmak istedim. şimdi hat numarasını tam hatırlayamadığım bir otobüsteyim , otobüs tıklım tıklım , kolunu bile kaldıramıyorsun , sanırsın 500t amk. zaten avrupa yakasını da tam bilmiyorum , göte gelmemek için pür dikkat dışarıya bakıyorum ineceğim yeri kaçırmayayım diye. sonra birden telefon çaldı babam aradı. güç bela telefonu çıkartıp konuşmaya başladım. ulan bir telaşlı konuşuyor ki... zaten tam önümdeki teyze'nin çenesi bir düşük! en arkadayız , şoföre kadar gidiyor kadının sesi , öte yandan otobüs kaç modelse artık motorun sesinden asfalt titriyor amk. neyse babam bağırarak telaşlı telaşlı konuşuyor ''oğlum acil kan lazım , hemen koşuyolu kalp hastanesine gitmen gerek vs. vs.'' konuşmadan anlayabildiğim tek bu oldu. yav soruyorum ''kan kime lazım?'' diye bir şeyler söylüyor anlamıyorum. 2-3 kere tekrar sordum ama yok abi sesten bir bok duyulmuyor. amcam kalp hastası , kesin ona bir şey oldu diyerek telaşlandım ve bir an önce beşiktaşa varmayı bekledim. beşiktaşa vardım , durumu daha iyi anlamak için babamı aradım ama pederin telefon meşgul amk. iyice stres bastı , vapurun gelmesine de daha var. 20-25 dakika sonra vapur geldi. neyse çok şükür kadiköye vardım. babamı bir daha aradım , meğersem arkadaşının babası ameliyat olacakmış , ona kan lazımmış. içimden pedere bir güzel sövdüm , sonra kartal'a hastaneye vardım. hastanelere aşırı yabancıyım , hiç hoşlanmam , şu yaşıma kadar taş çatlasa 1 ya da 2 kere işim düşmüştür. sonra kan vereceğim kişinin ailesini buldum , bekleme odasında beklemeye başladık. hayatımda ilk defa gördüm hepsini , bir yandan babama sövüyorum diğer yandan kanı versem de gitsem diye söyleniyorum. rahat 2 saat falan geçti ses seda yok. aq sıkıntıdan patlayacağım. zaten sağda solda insanlara bakıyorum , sanırım çoğunun yakınları ölmüş ağlıyorlar onlara üzülmem de cabası. sonra kan alma merkezine gittik , baktım benden önce kan verecek 3 kişi varmış ''ulan 3 kişinin kanı yetmiyor mu , beni ne bok yemeye çağırdılar?'' diye düşünüyorum kendi kendime. meğersem ben yedekmişim amk! kan falan da veremedim. yani boşu boşuna stres yaptım günüm boka sardı sözlük.
Ikinci hesabım bu ve evet ilkini çok özlüyorum.
hayatıma hep yanlış insanları aldım.

belki de yanlış olan bendim.

çok üzgünüm.
adaptasyon sorunları yaşadığım hayatımda yeni keşif yapmak üzereyim. gerçekten çok acayipsin be o kadar kişilik analizleri yapıp empati gücümün yüksek olduğumu düşünürken seni bilemiyorum hissedemiyorum ve bu acayip hoşuma gidiyor. belki hiç olamayacağız ya da olacağız ama tek bir sonuç var gerçekten çok acayipsin be.
Küçükken dilek fenerlerini ufo sanıyodum .
insanlar çok garip be.
Bugün çarşıdan eve dönmek için güzel kıyafetlerim ile bizim iş pikapının arkasına binmek zorunda kaldım. Önde annem ve teyzem. Atladım çuvalların arasına. Ford pikap hayatımın aracı resmen fakir ruhumun bir numaralı temsilcisi. Kaç kere tüm aile içine dolusup yüzmeye gittik. Sıcak bir ortam. Hiç öne binmeyi sevmezdim. Ne kadar çalkalansam da içim dışıma çıksa da benim yerim arkadaydı. Bir defasında işçiler ile domates toplamaya gidiyoruz, sallana sallana bir hal olmuşken baktım pikabin arkasında bir kadın araba sürüyor. Okuldan arkadaşım ben de yazmamı bağlamisim köylülüğümün doruklarındayim sakladım kendimi. Niye öyle yaptım bilmiyorum. Onlardan farklıydım bu konularda. Hem de fazlası ile. Tam bir köy insanıydım ve bunu tuhaf karşılayan çoğu insandan uzaklaşmaya çalışırım. Güleceklerinden değil sadece muhattap olmak istemeyeceğimden. Bu da böyle fasfakir bir anımdır. içimdeki emmiyi öldürmemeye çalışıyorum. Al geriya al geriya tamam oldu kaptan.
Üzgünüm sözlük. Niçin dersen belirli sebep yok. Fakat böyle olmamalıydı. Böyle hayal etmemiştim hiç. Ben ki en ufak ayrıntıya dek planlamıştım herşeyi. Niye böyle oldu. Niçin yok şimdi ? Boşi. Bahanelere sığınmak komik. Ama mutsuzum ben.
sırf siparişi 3 dakika geç getirdi diye bir garsona fena halde küfür etmiştim. acayip zevkli olaydı. sesini çıkaramadı çıkarsa kafa göz dalacaktım ama ezik sustu. evet.
iki gündür ekşi'de takılıyorum. orayı neden bıraktığımı daha iyi anladım. bir statü göstergesi olur mu sözlük yazarlığı?
buraya en boktan fotolarımı bile attım. pek çok insanla konuştum, bazıları beni gerçekten şaşırttılar. ekşi sözlük öyle mi? insanlar kendi ütopyalarında yaşıyorlar. koduğumun sözlüğünde, veya benle konuşanlarda, hep bir üstten bakma hissi var. kendimi anlattığımda iki, üç fotoğraf attığımda ezilen tipler. entelektüel açıdan kendini üst düzey sanan ısparta, burdur, tekirdağ gibi yerlerde okuyan üniversite öğrencileri cirit atıyor. türkiye'de üniversite olduğunu sanan salt bir çoğunluk var, bunu da türkiye'nin mühendis alanında birinci olan üniversitesinde okuyan biri olarak söylüyorum. kendini beğenmişlik ve ego alıp başını götürüyor ordakilerde. daha karşıdakini tanımadan, mesajla laf sokmaya çalışanlar, dil kurumu gibi gramere dikkat eden embesiller. ayda 15-20bin kazanıyor diye kendini zengin sanan insanlar. eli pipisinde gezen onlarca asosyalin olduğu leş bir ortam. milliyetçilik gibi hastalıklı ideolojilerde yüzen insanlar, hem kürtçü hem türkçü.
insan gerçekten hayret ediyor.
halbuki, uludağ sözlük'ümüzde öyle mi? embesil sayımız fazla evet. ben de biliyorum ama koduğumun ülkesinin iq ortalaması 90. ee, maymundan hallice insanlar yaşıyor ülkede. yazar olmak için elekten geçmeyen bu kitle de dolayısı ile sözlüğe tecavüz ediyor ama gerçekten samimi ve vana yakın insanlarla tanıştım burada.
iyiki varsınız.
Mürekkebi doldurdum.

Şarkı olanı yani, başa sardım.
şimdi tek tek 00:00'dan sonra girilen ilk entry'leri eksileyeceğim.
kimse yaptığım espriye gülmez.
Sevgilim 1 aydır bana acı çektiriyor. Sevgilisiz olsam ömrüm uzardı.
şu an bir karar aldım. elimdekilerin kıymetini bileceğim artık.
Ben muhtemelen 1 Yıl 2 ay 12 gün önce birisinin bedduasını aldım. Bu olanlara başka açıklama getiremiyorum.
Bu El alem denen örgüt el kaideden beter.
Hala güzel insanların var olduğunu bilmek az da olsa umutlandırıyor.
Burayı seviyorum ama burada ki bir çok insanı sevmiyorum. düşünce özgürlüğü adı altında benim değer verdiğim şeyleri alçaltıcı şeyler paylaşıyorlar.