Kendi sildigim entrylerime baktim az once. Hep itiraf soylenmek isteneler falan o tarz. Okudum bi dedim ne kadar iyilesmisim ben helal olsun. Ne kadar da zormus ama hatirladim yine ama olsun suan iyiyim. Yazip yazip silmisim ne kadar da icimi bosaltmisim..
Hani böyle bir eşyanı kaybedince eksikliğini daha fazla hissediyorsun ya öyle bi şey hani öyle değil ama öyle bir şey işte. Bir şey kopuyor içimden durduramiyorum sanki gücüm yetmiyor keşke her şeyin çaresi olsa Azıcık da olsa...
Artik sari sacli degilim.
Aşk lazım aşk lazım sevmeye yürek lazım bugünlerde gülmek lazzzzııııııııımmm.
Materyalist pisliklerin kuşattığı bir dünyada duygulu ve düşünceli biri olmak çok zor. Çünkü herkes hayata kendi penceresinden bakıyor.

Ve kendimi sadece kendim anlayabiliyorum.
sıkıcı.
ne zaman cok sevsem kaciyor ya arkasina bakmadan...
icim bi tuhaf oluyor. nefesim daraliyor... sanki hicbi sey yasamaya degmezmis gibi. yuzumde bir tebessum... aklimda tek bir cumle. "sen hic akillanmayacaksin!" bi zahmet akillansam ama olmuyor. ayni halti yemeden, olmuyor.
her taraf cahil kokuyor. evet.
Aslolan Fenerbahçe'dir!
kuki kumanda kaymak götüne çok yakışmış.
Aslolan shaktardir. Ahahahah ulan hala gülüyorum.
Hayir bari fatih terimin sozunu calip uyarlamayin. Sen uyarlarsan shaktar da uyarlar.
büyük bir iÇtenlikle fenerbahÇe iyi ki varsın bazen bir seyler ters gidiyor moralim bozuluyor sonra bir bakıyorum ki fenerbahÇe var gülüyorum. ülkenin diğer takımlarını tutan taraftarları iÇin neşe kaynağısın fenerbahÇe. bizi güldürmeye devam et sen olmazsan olmaz fenerbahÇe.
Son bir haftadır acayip canım sıkılıyor. Hayat bu aralar tek düze işliyor haneme.
çok fena ter kokuyorum şuan ama duş almaya üşendim.
toparlanmak için bir mucizeye ihtiyacım var.. canım acıyor..
Bugün ki entry'lerden kusacaktım.. bavulumu toplayıp sözlükten ayrilacaktım.. Yapmayın etmeyin.

(bkz: bıktık be kardeşim)
Pereira nın maç sonu açıklamasını dinlerken arkadaş aradı. O sırada çevirmen kız ukrayna dilinde çeviri yapıyor. Arkadaş nasılsın dedi ve çevirmenin sesini duyunca oo evde rus mu var hadi sonra konuşuruz deyip kapattı...

Arkadaş ben hayat kadını görünce onun adına utanan üzülen başını öne eğen adamım ve arkadaşım beni 30 senedir tanır.

Neydiki bu şimdi...
ailemden hiçbir bireyi sevmiyorum.
sevgi yok yani, öyle kan bağı ile olan bir bağ dışında herhangi bir duygu yok.
edit. kardeşimi seviyorum bi.
Sacma sapan seyler fln iste. O gitti. Ben kalakaldim. Bi ödemeydi sanki onun yokluğu, zamanin ötesindeki seylere inat etmesi. Ve de olaylar. Sanki dünyanin Bütün günahları omuzlarımda.
Bugün ilk defa fabrikada korkmam gerektiğini anladım sözlük..

- gardaş bir şey söylicem ama kimseye söylemek yok.

- söyle birader.

Bu çocuk siirtli. ilk defa Bursaya gelmiş, gelir gelmez de fabrikada işe başlamış.

- şu yasemin var ya.

- evet ne olmuş yasemene? (ben ona yasemen diye hitap ederim)

Çok seksi .. az önce sigara verdim dumanı içine çekip soluklanması var ya kalbimi hızlandırdı. ereksiyon oldum bildiğin.
o değilde dudaklarından öpmeyi çok isterdim gardaş..

Bu cümleleri duyduktan hemen sonra diğer arkadaşları yanıma toplayıp tedbir amaçlı fabrikanın tenha köşelerinde bulunmamaları gerektiğini söyledim.

tşk.
belki de yeri burasıdır:

https://www.youtube.com/watch?v=DRCXdJwgNAE

özet geçemedim çünkü hayal kırıklıkları özet geçilmiyor sözlük.

serçe.

adı serçeydi bende. sonra zaten o gökyüzü gibi gözlerini de alıp uçtu gitti.

yanlış değilsem meslekte bir buçuk yılıma dönüyordum. o zaman şimdi olduğu gibi "sadece şu işe bakarım" lüksüm de yok. "geleni sikeriz abi raad ol" havalarındayım. ne iş verilirse yapıyorum. koştur babam koştur. yeri geliyor dilekçe başında saatler geçiyor ofisten çıkamıyorum yeri geliyor adliyeden ofise dönemiyorum.

gönül işlerinden yana şimdiye kadar şansım olmadı sanırım pek benim. sevdim dediğim tek bir kadın var ondan da siktiri yemişiz. hayat be diyorum, varsa kısmette olur nasılsa. işime konsantreyim, gencim. bi ara öyle bir duruma geldim ki koridorlarda başımı kaldırmıyorum. elime bir de ufak deri bir çanta verseler sanki az sonra hakimin birini koridorda çevirip "meraba mübarek kalacak yerin var mı? akşama pilavlı sohbet de var" diyeceğim sanki.

bi gün yine böyle merdivenlerden iniyorum. onu gördüm sözlük. esti geçti adeta serçe. cicili bicili, çiçekli bir elbise giymiş. gökyüzü gibi gözlerini şöyle bir devirdi geçti. benden tarafa baktı ama beni gördü mü ondan bile şüpheliyim.

midemde kelebekler sanki. bin tane iki bin tane... sayısını bilemiyorum. midemin çeperlerine kafa atıyorlar. çıkar bizi amına kodumun evladı bu zamana kadar içinde tuttun zaten diyorlar.

ofise koştum. elime almanak aldım. a dan başladım z ye kadar baktım kızı bulamadım sözlük. baroya kaydı mı yok lan acaba diyorum. onu bir kaç kere daha görmüştüm aslında ama o zaman neden bu kadar etkilenmedim bilmiyorum... yanında gördüğüm arkadaşlardan birinini feys profilini açtım. daşşağını yediğim arkadaşları gizli değil... sapık gibi gözümü belerte belerte ekrana bakıyorum. buldum sonunda onu. hiç unutmuyorum. araba çektiği bir fotoğraf... emniyet kemeri bir insana bu kadar yakışır mı lan? yakışıyor işte.

adı soyadı öğrendik. hemen yan odaya hande'nin yanına gittim. hande dedim napıyon? ooo why cım hiç uğramazdın hayırdır dedi. uzatmadım. şak şak anlattım. ortak arkadaşı hande'nin yakın bi arkadaşıydı. aradı hemen yanımda. kız hemen benim sordurttuğumu anladı. güldü. ağırbaşlı güzel bi kız. yakışırlar da why la. sevgilisi yok diye biliyorum dedi. beni yerimde tutabilene aşk olsun. bir cin üç dilek hakkı verse hemen o kızı dilerim. ikincisinde de köyüme ev yapmayı falan. köyüm bile yok amk. o kadar salağa bağladım.

handeyle biraz daha konuştuk. bi operasyon kararlaştırdık. yaş ilerleyince birilerinin hayatına girmek de zorlaşıyor sözlük. tamam dedi ben kızla tanışacağım merak etme.

kızın erdemlili olduğunu olduğunu öğrendim. bizim irfan hoca var ofiste. öğretmenmiş, ellisinden sonra avukat olmuş. ona sordum. öğrencisi çıktı. niyetimi öğrenince çok sevindi. alnımdan öptü. şaka değil lan adam koltuktan kalkıp 1 saniyeden kısa bi sürede masama fırlayıp alnımdan öptü beni. çok yakışırsınız why cım dedi.

bende umut had safhada. her gün adliyeye gitmeye başladım. dosya kontrollerini bahane ettim. icra dairelerinin ek odalarındayım sürekli. arada bi çıkıyorum kolaçan ediyorum. yine böyle bi gün baktım 6. icrada. handeyi aradım. duruşmadan çıkmıştı. dedim hande koş. kız ne yapacağını şaşırdı. beş dakika sonra içerdeydi. kızla bi şeyler konuştu. sonra ben içeri girdim. hande ye hitaben ne yaptın canım dedim. kız bana bakmakla bakmamak arasında. sözlük saks mavisi bi elbise giymişti. gözleri de aynı renk olmuştu. o gün zaten operasyonun ismi saks mavisi oldu. bi baktım ki elleri mürekkebe bulanmış. yavrum yazık. dosyalara vurulan numaratörlerin mürekkebi olduğu gibi elinde. elbisesine de bulaşmış. hande ile biraz daha konuşup vedalaştılar. ruhsat muhabbeti geçti. kız avukatlık ruhsatını bekliyor. tabi ya amk. kız stajyer. almanakta olmaz tabi. araya bi hayırlı olsun sıkıştırdım, teşekkür ederim dedi. ilk kontağı kurdum.

ertesi gün aynı yerdeydi. elime saçma bir dosya alıp oturdum karşısına. salak salak dosya kontrol ediyorum güya.. hımmm tapuya yazılmış. bok yazılmış amk. 36 puntoyla yazılmış olsa müzekkereler ben bulanık görüyorum o anda. o da çalışıyor bi taraftan. neyse bir şeyler lazım oluyor benden istiyor. veriyorum güzelce. katibiyle konuşurken tak dahil oldum muhabbete. o gitti ben oturdum karşısına. bi 20 dk muhabbet ettik. kalktı gitmem lazım kolay gelsin görüşürüz dedi. o görüşürüz lafını o gün 20 kere hatırlayıp mutlu olmuşumdur sözlük.

böyle gidip geliyorum adliyeye sürekli. güya evrak takmaya gidiyorum elimde hep aynı evrak. ayak üstü iki muhabbet sayarsam o günüm mutlu geçiyor. göremezsem benim için azap oluyor. hele o hafta sonları. evde duramıyorum. pazartesi gelsin lan diyorum.

saat altı buçuk. ofisten çıkmam lazım. salak salak oyalanıyorum ama. elemanlara bakıyorum falan çıkmışlar mı diye. bende çıkayım dedim. asansöre bastım geldi. kapılar açıldı şak serçe. o anda sağlam bi aparkat yedim sanki. meraba dedim nasılsın? ne olsun elimde dosyalar eve gidiyorum dedi. sen nasılsın? ben de iyiyim. kapıya kadar muhabbet ettik. adımlarımızı yavaşlattık adeta muhabbet için. kapıda dosyaları ben alayım mı dedim. kararsız kaldı. fırsat bu fırsat dedim atıldım dosyalara. arabasına kadar götürürken dosyaları sen nereye gidiyorsun dedi. ben forum tarafına gidiyorum dedim. aa ben oradan geçeceğim seni bırakayım dedi. emin olamadım ısrar etti. bindim arabaya. bir ara telefon geldi. soğuk bir konuşmaydı ama kıllandım. yol boyu muhabbet ettik. inerken bir ara teşekkür için sana kahve ısmarlayayım dedim. gülümsedi. olur dedi.

akşamları evin kamelyasına iniyorum. o kahvenin hayaliyle bi paket sigara içiyorum. bi taraftan bi çok kaynaktan sorgulatıyorum. ohal ilan ettim resmen. bütün nazımın hatrımın geçtiği adamların ağzına sıçıyorum resmen serçe için. o kadar adam araya soktum ki diplomatik başarı sayılmalı. cevap hep aynı: kızın sevgilisi yok kardeş. kesin bilgi. o kahvede açılırım ben diyorum. hayatım boyunca hep net olmayı sevdim. direkt söylemeyi. içimi dökmeyi.

adliyede karşılaşıyoruz. muhabbet hoş sohbet. işine yardım ediyorum. yeri geliyor kitap veriyorum. hepsini kabul ediyor. teşekkür ediyor. öyle şirin ki. lan diyorum bu sefet buldum galiba. bu sefer buldum.

kahvenin hiç sözü açılmıyor sözlük. bi gün asansörlerin önünde gördüm. bi köşede birini bekliyormuş gibi yaptım. beni farketti. yanıma geldi. muhabbet muhabbet. benim sana bi kahve sözüm vardı di mi dedim. evet dedi güldü. aslında işimi bitirdikten sonra içebiliriz dedi. amk senin. kabul etsene. yok illa ibnelik peşindesin. şöyle yapalım dedim. adliyenin kahvesini sana layık görmeyeyim çıkışta bi yerlerde içebiliriz. bugün yorgunum ama bi gün olur mutlaka dedi. tamam dedim yer ve zamana sen karar ver o halde. tamam dedi.

kahvenin muhabbeti hiç açılmadı...

canım sıkıldı. bi ara göremedim onu. hande falan gördü bi kaç kere. gülümseyerek why a çok selam söyle demiş. bu sıcak selam bi kaç kere daha gerçekleşti.

sonra sözlük. sonra.... 5. icranın ek odasındayım. mesaj geldi hande den. "sevgilisi varmış why :( " soğuk soğuk gülümsedim. hande yi de aldım aşağıdan. hiç konuşmuyoruz. çıkarken kafeteryanın ordan biri cama vurdu. irfan hoca. gel gülüm gel çay ısmarlayayım dedi. gözüyle serçeyi işaret etti. arkadaşlarıyla oturuyordu. gerek kalmadı hacam sevgilisi varmış dedim belli belirsiz. hocam şok oldu. adama benimle beraber yıkıldı adeta. yürüdüm gittim. hande zavallım korkusundan bi şey diyemiyor.

bir hafta sonra çocuk evlenme teklif etmiş serçeye. sonra da apar topar ankara ya gitti zaten.

o gökyüzü gözlerini de aldı gitti sözlük...

Kadersel edit: her şeyin bir sebebi vardır, her olayın şiirsel kaderde bir yeri vardır. Şimdi benim için huzurla eşdeğer bir kadına sahibim derinden sevdiğim allah a çok şükür. Kısacası kabul edilmeyen dua yoktur. O yüzden iyi ki olmamış bu kız. Hoş bir anı sadece artık *
abaza türk erkekleri ölsün isterim.(buda nüfüsun %45i eder)
Hayatımda ilk defa halüsinasyon gördüm sözlük.

sabahtan, akşam 4 ' e kadar ağzıma bir şey koymamıştım. durakta otobüsümün geldiğini fark ettim, sonra ben, almadı aşağı durağa hareketlendi bende onun arkasında aç açına koştum fakat yetişemedim. kafamı kaldırdım yola baktım. aynı güzergaha giden diğer otobüsü karşıda görünce şansa bak deyip elimi bukartıma götürdüm.. kafamı kaldırdığımda otobüsün yerinde yeller esiyordu.

tşk.
bisküviyi çaya batırarak yediğim gibi, kolaya da batırıp yiyorum. (bkz: the weirdo detected)
her ne kadar midemi üşütsem de soğuk bi şeyler içmeden olmuyo.