bugün

çok radikal bir karar aldım. ama gizli tutuyorum. gülücük.
bazen acı öyle bir hal alıyor ki... hani gözlerini kapattığında gördüğün karanlık bile o acı kadar karanlık olmuyor ya bazen, hani cennetin elinden alınmış gibi ateş yerine hüzünle kaplanmış bir cehenneme düşmüş gibi oluyorsun ya, sana ait olan günlerini, saatlerini, tüm saniyelerini gasp etmişler gibi zamansız ve manasız yaşıyorsun ya... yalnızlığım ve acım öyle keskin öyle derin ki şimdi...
bizzat bizlerin buraya taşıdıklarıdır...

onu tanımıyorum sözlük. ismini dahi bilmiyorum. kimdir, nedir , necidir, ne yer, ne içer bilmem. ama her gün dört-beş kez karşılaşıyoruz. o bana bakıyor mu her seferinde bilmiyorum. ama bazen Merhaba bile diyemedigim için utançtan suratına bakamıyorum. hayatım boyunca ciddi bir maceram olmadı. normal bir kişi olsa en abuk şeyden bile muhabbet açar tanışırdım ama bunda olmuyor galiba.

bilemiyorum sözlük.
bu gece de eksiğim bir damla yaşla yine sen aktın.
Allame den eskiden nefret ederdim , şimdi delisiym ..
muhabir conchita wurst ile yaptığı röportajda diyor ki eğer bir ilişkim olmasaydı (ingilizce bir röportajdan çeviriyorum, orijinali "if i was single") seninle çıkmak isterdim diyor.

yavrum, sana gelene kadar sırada bekleyen bir sürü insandan sadece biriyim. yine de muhabirler, bayıldığım ünlüler ile konuşabildikleri için şanslılar.

be adam hadi gaysin anladım, sana ulaşma şansım olsaydı gay olduğun için üzülürdüm fakat şu durumda böyle bir sorun yok ama empati yapıyorum, kendimi sana aşık ve sana ulaşabilme şansı olan bir gayin yerine koyuyorum mesela... düşünsene, senin de sevgilin yok, benim de yok ve biz senle hala sevgili değiliz. hayat garip, değil mi?

katlanılacak şey değil. herhalde aşk acısından ölürdüm. hoş, sanki şimdi ölmüyor muyum?
Alışveriş merkezlerinden nefret ediyorum!
yine elde var 0, kaybedilen 987897678989.....
ne hissettiğimi, ne istediğimi bilmiyorum.
belirsizlik insanı yiyor resmen!
Olum evi tuttum kızlara haber verdim hiç mutlu olmadılar. Şimdi daha raad şeedecem ya o yüzden heralde. Çok saçma bi konuşmaydı mutluluğumu hiç bi yerde hissedemedim ne içimde, ne dışımda. insan fuckbuddy'sine raad sikişebileceği bi evinin olduğunu söyleyince neden mutlu olmaz anlam veremiyorum. *
Neyse ben yine mutluluğuma devam edeyim bayli. *

Çal pharrel çal.
Happy, happy, happy.
çok hiddetliyim usta.

daha önce bu kadar hiddetlendiğimi hatırlamıyorum.
sebepsizce eleştirmek ve insanları yerler içerisine gömmek istiyorum ama sürekli kendimi frenliyorum.
gece saat 3 olmuş hala çalışırken başka bir sebepten dolayı bu denli hiddetlenip hırslanmaktan da yıldım artık.
gereksiz misiniz arkadaş nesiniz anlamıyorum ki.
siktir git sen twitter falan kullanma diyesim geliyorda oradan engelledi yoksa diyeceğim.
şu siktiğim internetini kullanmayı bilmiyorsan kullanma.
siktirteceksin fotoğraflarını iğrenç paylaşımlarını.
yemin ediyorum siktir edecem her şeyi.
amına koyacam patoz edicem o şehri de seni de çevrenide.
adamın canını çıkartmaya ne kadar çok bayılıyorsun yolunu yordamını sikeyim.
varoluşunu ayak tarzını sikeyim.
özendiğin bütün akımların anasını avradını sikeyim.
kullandığın telefonu okuduğun dizüstü akımna sahip yazılarının hepsini anasını avradını sikeyim.
rencide olanı da ayrı sikeyim.
nasıl bir insanınsın lan sen.
soyunu sopunu sikeyim.
nasıl cinnet geçirtiyorsun adama amına koyayım.
lan bu kadar çok köpek olmaya ne gerek var şu siktiğiminin dünyasında neye karşı kime karşı lan.
zaafiyetsiz misin?
vuruk musun?
parçalandın mı? kahpe.
ben bu kadar küfür eden biri değildim lan soysuz şerefsiz.
pislik yaptıracaksın illa.
dinazor musun?
zombi misin?
nesin sen gereksiz...
sustum sustum yeter artık.
pislik yapmayan oğuzun da yollarında ki taşları götüne soksunlar.
ananı avradını sikeyim.
orospu çocuğu.
Bir sene önce bi ilişki bitirdim. Ondan sonra uzunca bir sure yalnizdim. Kimseden hoslanmadim, arada Gönlümün kaydigi insanlar oldu ama cabuk sogudum onlardan da.

Simdi birisiyle muhabbete basladik ama, çok ilginç oldu oda. Sohbet muhabbet sakasina yavsama esprileri falan derken herhalde ben bu insana vuruldum. Ama zor ilişki olur olursa ki, bende gönlü var midir? Onuda geç aramizda 3 yas var ve küçük olan taraf benim. Birde erkegim üstüne üstlük.

Gerçi ilişkide kiz tarafinin büyük olması berekettir derler ama bakalim.

Git gellerdeyim aq yine.
Ben çoğu zaman kendimi düşünmem. bu kötü bir şey olabilir, ama öyle. şimdi düşünüyorum da, söylenen en ufak güzel şey bile içimde şelaleler oluşturuyor, oradan oraya serin serin akıyorum. fakat biraz zaman geçince onlar da kuruyacak, ben çekilmez bir kuraklığın ortasında kalakalmaktan mı korkuyorum, bir hayaletten mi korkuyorum, o hayaletin içimde yarattığı dehlizlerde kendimi kaybetmekten mi korkuyorum, yoksa o dehlizlerin varlığının o\'nu rahatsız edeceğinden mi korkuyorum, bilmiyorum. bilmediğim için kendime kızmıyorum, hatta kimseye, ona da.

Ne yazık ki tavanımda izleyecek çatlaklarım yok. Ne yazık ki derin derin düşüncelere dalıp çıkamayacak kadar sakinim. bir bakıma mutluyum, ve kesinlikle huzurluyum.
ilk defa görünümü bu kadar aykırı bir insanı bu kadar çok seviyorum. bu kadar alışılmışın dışında, insanların bir türlü kabul edemediği, anlamamakta ısrarcı olduğu bir insan.

onu sevmemin sebeplerinden en önemlileri benim de eşcinsel oluşum ve farklı tiplerden hoşlanıyor olmam. insanlar yaptığı şeyi anlamıyor, iğrenç diyorlar, çirkin diyorlar, midemiz bulanıyor diyorlar. böylelerini istemiyoruz diyorlar ve o da inadına beni kabul etmek zorundasınız çünkü ben de buradayım, diyor. çoğu insan onun yanlış yollara saptığını falan düşünüyor, dünyanın sonunun geldiğini, onu illuminatinin piyasaya sürdüğünü bile söyleyenler var. bu insanlar onu hiç tanımıyor, tanımaya çalışmıyor. önyargı neredeyse herkesin ilk tercihi oluyor, onun hakkında konuşurken ettikleri lafların ne olduğuna dikkat etmiyorlar sanki bir kalbe sahip insanlar sadece kendileriymiş gibi... travesti diyorlar, transseksüel diyorlar. onun defalarca transseksüel veya travesti değilim dediğini bilmiyorlar tabi, haberleri yok. kaldı ki olsa ne olacak? neden bir insanı travesti diye dışlarlar? neden transseksüel diye dalga geçerler? belki de öyle, kim bilir ama kimsenin onu dışlamaya ya da aşağılamaya hakkı yok.

insanlar sevmeyedursun ben de tanıdıkça daha çok seviyorum onu. daha fazla güldürüyor beni onun esprileri, söylediklerine daha çok katılıyorum, daha çok hak veriyorum. sesini duymak günden güne daha da güzelleşiyor, sabah onun fotoğrafını görerek güne başladıkça daha da keyifli oluyorum. sanki fantastik bir dünyaya adım atmış gibiyim onunla, itiraf etmeliyim ki fantezi dünyam da değişti, gelişti. deliriyorum düşündükçe, belki de kafayı yerim bilmiyorum ama düşünüyorum, merak ediyorum... ona dokunmak, sarılmak nasıl bir his? sıcaklığını hissedebilir miyim mesela karşısında dursam? kokusunu içime çekince ne hissederim mesela, sarılınca... güven verir mi bana ve gözlerine baksam gerçek anlamda, hayata geri dönebilir miyim tekrar? korkularım gider mi?

daha fazla yazmak ne kadar doğru olur bilmiyorum, bu konuyu burada kapatsam daha iyi olur sanırım.
bugün benim doğum günüm. sevgilim allahın ingilteresinde. babam şehir dışında. arkadaşlarımın hepsi tatilde.
akşam saat 10dan gece 3e kadar lol oynadım. şimdi de hiç sevmediğim halde ingilizce pop dinleyip biraz kulaklarımı beceriyorum.
katy perry, taylor swift falan dinliyorum halimi siz düşünün.
unutamıyorum. en kısa haliyle bu...
sabahlara kadar mal mal oturmaktan sıkıldım erkenden uyuyabilmek istiyorum.
Her ne kadar vazgeçmem gereksede asla vazgeçemediğim aşkımdan hala vazgecmedim.
küçükken babamın av tüfeği için sakladığı fişeklerden bir tane alıp, yan komşunun küçük kızı sandalyede otururken, yan tarafta ben fişeğe taşı vurunca kızın bacağını parçalamıştı patlayan fişek. hiç unutmam. bir diğeri benim deli bir köpeğim vardı. kuduz olmuş gibi saldırgan bir köpek, kendi öyle. mahallede sevmediğim bir kız vardı. onu görünce "tut" dedim. koşup kızın dizinden yapışıp parçaladı. komşu polise şikayet edince köpeğimi gelip almışlardı.
Çok amaçsız hissediyorum. Akşam bir film açtım onu bitiremeden odama gidip neden var olduğumu düşündüm, yok olacağımı, geriye hiçbir şey kalmayacağını falan. Ağladım sözlük, sonra dolapta midye buldum, geçti.
etrafimdaki akıllı, cool, ne istediğini bilen kadınlara bakınca, tanıdıklarımın neredeyse hepsi düdük makarnası olan erkeklerden hoşlanmak çok saçma geliyor bana. kadınlara mı yönelsem, ne yapsam düşünüyorum.
üniversitedeyken çok samimi olduğum bir arkadaşım vardı. pek ortak noktamız yoktu ama o benimle arkadaşlığı kafasına koymuştu ve sonunda dostluğumu kazandı. fakat ben bir arkadaşlıkta 'istikrar'a, 'eşitlikçi tutuma', 'açık görüşlülüğe' değer veren biriyim. o çok kaypak, bazen çok iyi, bazen çok uzak ve depresif. neyse anlaşamadık, üç yıl önce telefon etti, öyle bişi söyledi ki hani derler ya 'can evinden vurulmuşa döndüm' işte öyle bir hal. geçenlerde onu rüyamda gördüm, benimle barışmak istiyordu. ona şöyle diyordum: 'seninle barışacağıma Allah canımı alsın daha iyi'... artık ne kadar düşündüm, ne kadar içimde büyüttüysem... şu bir gerçek onu bir türlü 'unutamadım' her halde 'çok seviyorum'. hep eski güzel günlerimiz aklıma geliyor. o ne olursa olsun 'merhametli', 'yardımsever', aşırı 'yumuşak' ve asla 'kalp kırmayan' bir insandı.

Ankara'ya gidince ortak bir arkadaşıma bebek görmeye gittim. onunla ilgili yeni haberler aldım. yeni bir bebeği olmuş. doğum esnasında komaya girmiş. bir hafta 'kesin ölecek' diye ailesi başında beklemişler. zaten okul yıllarında da sağlığı pek iyi değildi. kalp romatizması, astımı filan vardı. çok üzüldüm tabii. arasam, bebek görmeye gitsem diye içimden geçirdim ama yapmadım, yapamadım... çünkü bana yaşattığı acıları tekrar yaşamak istemedim. hani bu insan benim benlik evimden bir 'tuğla' söküp gitmedi komple bir duvarı yıktı geçti. hatta biraz da kirişlere zarar verdi. evim şimdi yamuk duruyor. belki de ben biraz büyütüyorum içimde. neyse kendimi çok 'zalim' buldum.

geçen yıl bayraktar bayraklı hoca tv 8'de kur'an' açıklarken bir 'sarp yokuş'tan bahsetmişti. 'o sarp yokuşu sen nerden bileceksin, o sarp yokuş sana kötülük yapana iyilik yapmandır' ben sarp yokuşun ortasında patinaj yapıp tekrar aşağı indim galiba.
can sıkıntısından kendi nick altıma entry girdim sözlük o derece yani.
mala bağladım yine sözlük. gündüz gözüne yapılmayacak ekşınların peşinde koşuyorum, hava sıcak... ölürsem kendi mallığına ölmüştü deyin, sizden tek isteğim budur kadim kardeşlerim.
Dün Kızılayda geziyorum Karanfile çıkmak için yürüyen merdivene bindim önümde iki tane sevgili kız biraz sarışın şimdi gelelim olaya kız kolun altını kaldırdı bir de ne göreyim kesilmemiş kıllar tiksindim kızlara bakış açım değişti amk .
güncel Önemli Başlıklar