bugün

son zamanlarda üst üste 3+3 kere sigara içer hale geldim. boğazı feci etkiliyor kahpe ama bütün bunları göz ardı etmeni sağlayan faktör, uzun süre uzağında kalmaya dayanamadığın istanbul'un sana en yakın sahili oluveriyor. başrölde yine portishead. sardıkça sarıyorsun başa. bu bünye karamsarlığı bu kadar derin yaşamadı.

arkadaşların sana tuhaf bakmasın diye anlatmıyorsun tabi "pis" duygularını.

kalabalığın içinde yalnız hissetmek. ne anlarlar ki amına koyim? kelle başına insan tanımak marifettir onlar için.
motosikletimle traktör römorku çekeliyim derken debriyaj yaktım sonrasında bin bir numarayla babama yokuş yukarı çıkarken olduğunu yedirttim.
dışarı çıkmak için arkadaşlarımı sürekli ben arıyorum. ne kadar beklesem de beni arayan yok.
reddedildim.
4 aydır aynı otobüsle geldiğim, adı bilal olan, uzun boylu bir çocuktan çok hoşlanıyorum sözlük. nerde zor, nerde imkansız varsa hep bende. ama yavaş yavaş aşık oluyorum galiba lanet olsun. onu aklımdan bir an olsun çıkaramıyorum. gittim instagram la twitterdan takip isteğide gönderdim. inşallah kabul eder. çok ezik ama olsun, piç olmasından iyidir en azından.
Kafam çok iyi.
sözlük acayip dertleşesim var. deli gibi seviyorum. bunu ona bariz bir şekilde hissettirdiğim için o kadar pişmanım ki. o da seviyor biliyorum ama kaybetmekten korkmuyor. gidemeyeceğimi biliyor. haftalardır kendimden çok taviz verdim. gururumu ayaklar altına aldım aşkım uğruna. deyecek mi bilmiyorum. oof of
çıkartıp attım. her şey sıkılana kadar.
bunun da ömrü bu kadarmış.
bugün metroda seri salaklık yaptım sözlük.

yaşlı bir teyzeye yer verdik, e biz böyle görmüştük bi teyze ayakta dururken ben böyle kendi kıçımın rahatını düşünemezdim ki malum anadolu yakası metrosunun duraklarına gelebilmek için bir durak yol yürümekte geliyor.

neyse mevzu bahis bu değil zaten. metrodaki üzerinde ekran olan yere sabitlenmiş tutamaklardan birine yapışmışım etrafı izliyorum. kapıya yakın bir eleman var ve yüksek sesle müzik dinliyor kulaklıktan. lan şarkı bildiğin yayınlanıyor ve bende bu şarkıya aşinayım. diyorum "biliyorum bu şarkıyı" hani vardır ya dilinizin ucundadır ama getiremez çıldırırsınız ya heh o anı yaşıyorum ama nasıl kitlenmişim. dedim biraz yakalaşayım elemana belki bir iki kelime duyarsam net şarkıyı çıkartır rahatlar yoluma devam ederim.

bir an dalmışım sözlük. kafa uçmuş kendime geldiğimde elemanın arkasından inmişim, iki durak önceden aşağı iner inmez kendime geldim, tabi atletiğiz yz mallığımızı fark edip hemen geri metroya atladım (bunu da neden yaptıysam amk zaten üç dakika sonra yenisi gelecekti) nasıl geri bindiysem artık etraftaki bütün gözler üzerimde ve gülen birini gördüm ya la.

tabi durumu çaktırmıcaz ya hemen elimi cebime attım, klasik "aslında benim çok önemli bir mesajım var, aaaaaa kimler de çaldırmış beni" tribine girmeye çalıştım sözlük.

oda olmadı ya la yerin bilmem kaç metre altındayım neyin kafasını yaşıyorum. bi dikkate alınma durumum olması ile birlikte yolculuğumun geri kalanını çocukluğumun halının desenlerine odaklanarak azar işitişim şeklinde geçirdim (tabi bundan önce bi süre tavanı da izledim kimseyle göz göze gelmemek için).
içecek adam yok, onu geç içerken muhabbet edicek adam yok.
Elli bin tl kredi çekip seksen bin tllik araba almaya karar verdim an itibariyle. Bu kararımda emeği olan yüceli en kalbi duygularımla selamlıyorum. Adam " abi al da bi batmana gideyim" dedi bende "sıkışmayalım uçak alayım" dedim. iyi yapmış mıyım sözlük?
ayaklanma olmuş sanırım kaçırdım, neler oldu merak ediyorum amk biri beni aydınlatsın.
artık ekşi sözlükte yazar oldum daha da gelmem buralara. tırt! kıçımın ulusözlüğü!

anında satış mod: on.
SOYLE MYCROFT GIBI BIR ABIMIZ OLMADI BE SOZLUK.. HEP KOSTEK HEP KARAMSARLIK..
Öğrencilik iyiydi. Para kazanmakta güzel ama hiç bir zaman yerini dolduramıyor.
e-bilet'e hayır.
Yine patron oglu yine bugün de ilk entry benim.

Gelelim itirafa: buralarda bizim sözümüz geçer. *

Edit: ulan nick bulamayan adam yaktin beni. Sil lan cabuk entryni. *
Yer: amfi.
Zaman: sikir et önemi yok.
Baş mal: tetristekiuzuncubuk

Dersteyiz ders o kadar sıkıcı ki anlatamam, ben de taktım kulaklığı muzik dinliyorum ama son ses, yani hiçbir sesi duymuyorum dışarıda olan. Muzik güzel ritim uyduruyorum falan o anda, öğlen yediğim nohutun etkisiyle "osurdum" bildiğin osurdum. Benim osurmam la sınıfın gülmesi bir oldu, lan ben nasıl terliyorum nasıl kendime küfrediyorum anlatamam. Ama sınıf ses duydu mu duymadı mı onu da bilmiyorum amk.

içimden yatay geçişle gideceğim yerleri bile düşünmeye başladım. Ddim çare yok birine çaktırmadan sorayım, Kendimi hafif hafif toplayarak ve utana sıkıla, yanaklarım kızarırken kısık sesle yandakine "olum neye gülüyorsunuz lan hehe" dedim, ben de gülüyorum her ihtimale karşı belli mi olur belki duymamışlardır. "Kemal espri yaptı ona" dedi yanımdaki, la ben nasıl mutlu oldum anlatamam, öyle böyle değil, eğitim hayatım kurtuldu lan. Neyse ben yaptım siz yapmayın gençler.

Edit: yanımdaki arkadaşın yalan söylemiş olduğunu düşünenler var, gençler gerçekten o ses duyulsaydı o ibne bunu kaçırmazdı.

Edit2: Madem bu kadar ünlü entry reklam yapalım demi, http://baybalik.blogspot.com/ burada takılıyorum efendim beklerim.
hâlâ sapım. bulamadım şöyle canlı kanlı bir sevgili.
O gun karne gunumdu..

12 yasimdaydim o zamanlar, durumumuz pek yoktu. Hep bisiklet isterdim ama bunu babama soyleyemezdim. Ama karne hediyesi olarak kucuk bir yerde durum ya da corba yemeye gidelim demistim ailecek. Annem, babam ve ben.. Aksaminda ciktik evden. Cok mutluydum, hepimiz biraradaydik. Hep birlikte bir aktivite yapacaktik. Gidecegimiz yere yaklasmistik, yoldan karsiya gecip az daha yuruyup varacaktik. isiklara gelince beklemeye basladik. Arabalar biraz seyreklesmisti ki annem kucuk bir cocuk edasiyla "hadi gecelim karsiya kosun kosunn" diyordu bize. Ardindan bir korna ve fren sesi.. Biz bakakalirken annem havada takla atiyordu. Basini yere carparak kan reva icinde kalmisti. Araba hemen durup annemin yanina geli soforu. Babam sulu gozleriyle "ne yaptin karimaa! Ne yaptin haa!" Diye isyan ediyordu giysilerinden tutarak. Ardindan adama saldirdi. Sokun etkisini atlatmasi fazla surmemisti. Adami en sonunda birakmisti. Ben de hala annemin basinda elinden tutarak kanli basina bakiyordum. Hayatimda hic bu kadar agladigimi hatirlamam. O benim annemdi ya annem. Daha sonra soforle babam annemi arabanin arka koltuguna tasidi merakli gozler esliginde. Hemen hastanenin acil servisine gittik. Bir yuruyen yatak getirerek hemen aldilar annemi. Yatagin yanindan tutmus biz de onunla gidiyorduk. Ardindan ameliyathaneye soktular, bizi almamislardi. Gergin bir bekleme ani bizi bekliyordu. Annemle olan anilarimizi dusunuyordum, dusundukce de agliyordum. Babam beni teselli etmeye calisiyordu. Ardindan hastane polisi gelerek soforden ve bizden ifade aldilar. En son da annemin alacaklardi. Babam bana "merak etme annen cok guclu bir kadin, yine eskisi gibi olacagiz, beraber pazar kahvaltilari yapacagiz" demisti. 3-4 saat sonra ise doktor cikti. Babam hemen doktorun yanina kosarak heyecanla "noldu doktor bey? Durumu nasil?" Diyordu fakat doktorun agzini bicak acmiyordu.. Yuzunu burusturmustu huzun dolu gozlerle..
- maalesef...
+ (umut dolu gozlerle yalvarircasina) ne maalesef doktor beyyy? Bir aciklama yapsanaa.
- (gozunden yas damlayarak) maalesef hastamizi kaybettik..
Babam o anda dizlerinin ustune yigilmisti. Doktorun dizlerine sarilip "bir seyler yap doktorr yalvaririmm" diye haykiriyordu.. Sofor ise caresiz bir sekilde duvar kenarinda babami izliyordu. Bense hic olmadigim kadar bagirarak agliyordum.. Artik annem yoktu. Olmayacakti. O yemege bir daha asla cikamayacaktik. Bir daha saclarimi tarayamayacakti.. Okulda yasadiklarimi, asik oldugum cocugu anlatamayacaktim anneme.. Onunla birlikte yemek yapip uyuyamayacaktim hicbir zaman.. Hayatim bitmisti o an. Saatlerimiz o hastanede gecti. Babam hastane islemlerini yapiyordu. Sabah namazi vaktinde cenazeyi kaldiracaktik. Babam ese dosta herkese arayarak haber verdi. Cenazeye sofor de katilmisti. Babam cenazede sofore yakinarak bagiirdi cagiirdi ama acisi yine de hafiflemedi. Benim durumum daha da icler acisiydi. Hayattaki en yakin arkadasimi, annemi kaybetmistim ben. Akrabalar beni teselli etmeye calisiyordu ama benim kulaklarim kapaliydi, hicbirini duymuyordum. Acimi hep icimde yasadim. Ardindan bircok akrabayla evimize gectik. Herkes susuyordu, babam bazi noktalara arasira dalip gidiyordu. Yuz ifadesi degismeden gozunden damlalar akiyordu. Ben de annemin odasina gittim. Giysilerini koklamaya basladim, parfumunu sikip onunla olan anilarimizi animsadim. O hem buradaydi hem de degildi. Cok kotu olmustum. Yatagina yatip saatlerce agladim, cikmadim yatagindan. Gunler boyle gecti.. Sabah kalkamaz olmustum, annem kaldirirdi beni hep yanagima bir opucuk kondurarak. Ninni gibi sesiyle "hadi seker seyy kalk bakalim kahvalti hazir" derdi. Fakat o gun onsuz kalktim. Babam hala yatiyordu. Annem ise yok.. Mutfaga gittim hemen, darmadagindi. Lavabo kirli bulasiklarla doluydu, kahvaltidan eser yoktu. Yine gozlerim doldu. Salona gecip oturdum sessizce. Daldiim gittim. Ardindan babam kalkti geldi yanima. Hicbir sey demeden alnimdan optu. Sarildi bana guzelce. Hersey duzelecek deyip bir opuuk daha kondurdu. Guzel bir kahvaltiya ne dersin dedi. Bogazim dugumlenmisti, konusamiyordun. Elimle bilmem dercesine isaret yaptim. Mutfaga gidip kahvalti hazirlamaya koyuldu. Ardindan beni cagirdi, oturdum her zamanki yerime. Tabagimdaki zeytinleri catalla oylesine hareket ettiriyordum annemin bosluktaki yerine bakarak. Gram istahim yoktu. Kahvaltilarimizi guzel yapan sey annemin nesesiymis demek ki. Onun guler yuzu.. Hayat enerjisi.. Babam isten izin almisti benimle ilgilenmek icin. Fakat ben annemin kaybiyla birlikte degismistim. icim kapanmistim iyice. Arkadaslarimla iliskilerim hic eskisi gibi olmadi. Zamanla onlarla da aramiz koptu. Artik kimseyle anlasamiyordum. Beni disari oynamaya cagirdiklarinda zorla da olsa cikiyordum ama yuzum hic gulmuyordu. Oyle kos kos oturuyordum. Zamanla onlarin da keyfi kacti. Artik benimle ilgilenmiyorlardi. Evden cikmaz olmustum. Babamda ise siddet egilimleri baslamisti. Cok cabuk ofkeleniyordu. Beni daha da korkutuyordu. Olumunden 2 sene gectikten sonra istanbul'dan tasinmaya karar vermisti babam. Farkli bir sehre tasinip yeni bir baslangic yapacaktik.. Benim de yeni bir okulum yeni arkadaslarim olacakti. Hayat devam ediyordu.. Fakat hic de oyle olmadi. Benim hayatim anneminkiyle birlikte sonmustu. Benden bir parca alip goturmustu.. Yeni okulumda, oturdugumuz yerde hic arkadas edinemedim. Hic konusmadigim ve surekli yuzum asik oldugu icin disladilar beni. ilgilenmediler hic. iste 2 sene de boyle gecti. Annem gideli 4 sene olmustu. Her sabah kalktigimda ilk onu dusunurum. Anilarimizi canli tutmak icin yazdigim ani defterini okurdum. Goz yaslarimla suslerim o defteri. Babam tasindiktan bir sure sonra bir kadin buldu. Artik onunla geziyordu, vakit geciriyordu. Ama ben bunu kendime yediremiyordum. O kadinin yerine hep annemi koyuyordum.. Babama derdimi anlatamiyordum. Beni artik istemiyor gibiydi.. Sanki ona artik yuk oluyormusum gibi hissediyordum. istedigo seyi yapmadigimda beni itip kakiyordu. Hayati boyunca bana el kaldirmamis o babam bana bunlari yapiyordu.. O beni her ne kadar istemiyor gibi gorunse de o benin babam ya. Ondan vazgecemem ki ben. O kadinla evlense de, bana kotu davransa da ben onu hep severim. Cunku annem de onu sevmisti. Evden cikmiyordum hic. Evden okula, okuldan eveydi. Hic arkadasim olmadigindan hep yalniz kaldim. Ama artik agir geliyor yalnizlik. Tasiyamiyorum icimdeki tum bu yuku.. Bu sirada burayi kesfettim. Sizler bana cok sicak davrandiniz, hosgoruyle karsiladiniz. Derdimi dinleyip bana destek oldunuz.. Hepinize cook cook tesekkur ediyorum.. iyi ki varsiniz. Ayrica kaybetmeden degeri anlasilmiyor, o yuzden annenizin yanagina benim icin kocamaan bir opucuk kondurun, uzmeyin annelerinizi...
metrodaki yüklematikleri kullanmaya mecbur kalmaktan korkuyorum ...... ama baya korkuyorum .
bugun hotic diye matras magazasina girdim satis gorevlisi kadina "su beyaz sneakerslar vardi bu mağazanizda yok sanirim goremedim" dedim.kadin suratima aptalca bakti "cevahir magazanizda vardi"dedim."cevahirde magazamiz yok bizim" dedi.ukalaca "cevahirde hotic var"dedigimde burasi hotic degil matras dedi. nasil toparlayacagimi sasirip ustunu 3 5 defa kusura bakmayinlarla iyi ce yrrin dibine girdim.boyle rezillik su yasimda yasamamistim nasil bir dalginligin eseriyse bitirdin beni hotic.
"Sen" dedi... "Sen diğerlerinden farklı olursun sanmıştım. Sen de bencil çıktın. Sen de sadece kendini düşünüyorsun. Beni düşünen yine yok. Sen de onlar gibiymişsin."

Yine beynimde yankılanıyor. Kalbim acıyor. Kendimi yine sevmiyorum.

Ben bu cümleleri duyduğumdan beri her gece kendimi sorguluyorum. Her gece acaba nasıl yaparsam bu algıyı değiştirebilirim diye düşünüyorum...

Bir de çok seviyorum tabii. Niye deseniz verecek bir cevabım bile yok halbuki. Onun gülümsemesini gören, gözlerini gören, sesini duyan, yakınında olan herkesten kıskanıyorum onu. Ben yapamıyorum çünkü bunları.

Mutsuz bir ses tonuyla söylediğim cümlelerimi yavaş yavaş yazdım. Bu sefer yazıp yazıp silmedim. Sana da teşekkür ederim okuduğun için. Teşekkürler.
lise öğrencisi gibi sınıfta sunum yapmaktan nefret ediyorum. Sınıfımdan, sınıfta sunum yapmaktan daha çok nefret ediyorum fakat deli gibi de sunuma çalışıyorum.
nefes alıp vermekten, yaşamaktan yorulur mu insan? ben yoruldum. bazen, inançlı biri olmama rağmen sorguluyorum yukardakini. belki bencilce ama bu bendeki de can be. neyse zıbarmaya gidiyorum. uyanamam belki. kendinize iyi bakın. ajitasyon yapmıyorum. hayatın sürprizlere çoklu gebe olduğunu biliyorum. güzel sürprizlerini görmedimse, e o zaman benim gibilere ne kalır?
hadi öptüm bye.
güncel Önemli Başlıklar