bugün

Yarın son gun bıtıs.
aslında benim de takip ettiğim oluyor.. ne yapıyor ne pok yiyiyor diye bakıyorum ona ait sayfalara.. o an tekrar anlıyorum ki zaman çok hızlı geçiyor.. onunla köşe kapmaca oynamaktan yorulmuşum ben.. genel olarak değil sadece onunla bu durumu sürdürmek..

ne yapabilirim mesela diye düşünüyorum. her şeyi geri de bırakıp yeni bir hayata başlamak, bütün yaşananları ona da anlatmak sonra..

aslında şey de olabilir direkt olarak olaya girmek.. gidip diyeceksin aslında.. kız senin için karanlıktan gündüze çıkayım, elini ayağını öpeyim gel benim 4 yapraklı yoncam. diye.. o da diyecek ki he yarram ben de dünden razıydım..

belki yeni planlar yapmıştır, belki hayatında başka bir yavşak vardır. bilemiyorum pek belli etmiyor. ben de yırtık dondan fırlamış gibi girmeyeyim araya diyorum..

ama ama insan sevince mücadele etmesi yanlış değildir sonuçta, yapmak istediğim şey hayatına yeni biri gibi dahil olmak.. hani ortak arkadaşlar vasıtası ile tanışıp birinin bu da bizim panpa draco diye sunum yapması lazım.. veya hadi o da olmasın.. hafif bir tip değişikliği ile onun olduğu alana sızıp sikindirik bir bahane ile kanına karışayım..

belki de hiç aradığım gibi bir şey çıkmayacak, yani birlikte vakit geçirdikten bir kaç dakika sonra ben en iyisi gaçayım moduna giricem.. belki de çok farklı kişilerizdir.. şey de olabilir aynı profili kullanan ikinci kişiye veya üçüncü kişiye de vurulmuş olabilir o..

hesabın orijinal sahibi olan beni, diğer kullanıcalardan biri de sanıyor olabilir. bunlar hep olasılıklar dahilinde..

- şu an odamdayım, gözümün önünde devasa bir joker posteri var. çalan şarkı Ieyoka - simply falling.. aklımdan geçenler bunlar.. günlerden pazartesi.. tarih atmaya gerek yok.. ben ekle tuşuna basınca altta tarih yazacak zaten - pazartesi yazmasam da olurdu..*
Ah be sözlük... dis cektirmek Çok feci bir sey oldu benim icin. Bu hafta estetik uğruna sapasağlam 2 dişimi cektirdim. Neymiş on dişlerim çok ondeymis yer açmak için köpek dişlerinin arkasındaki dişlerin çekilmesi gerekiyormus...
Neyse fiziksel olarak hiçbir acı hissetmeden cektiler dişimi( allah yukarda valla adamın eli çok hafifmis.) Ama ruhen o acıyı tarif edemem...Bu aslında kucuklugumden gelen bir şey sözlük. Süt dişlerimi birer birer kaybedince de böyle hissetmistim biran evvel çıksın diye günde 2 bardak süt icerdim. Dişlerimi kucuklugumden beri çok düşkündüm. Cektirdikten sonra içimden bir parça koptu gitti sanki. Doktor dişini görmek ister misin dedi evet dedim verdi o güzel dişimi. Ne kadar da güzel, bir çift kök ne kadar da sağlıklı bir durumda bana bakıyordu. Ictigim onca süt boyuma değil de o güzel dişlerinin köküne gitmiş olduğunu o an anladım. Sonra aldı elimden, napacaksiniz dedim: iznin olursa dişçilik okuyan öğrencilerim var dedi onlara vericem. Bunu duyunca acim bur nebze azaldi sozluk. Tabi dedim mutlu olurum çöpe gidecegine eğitime katkı sağlamış olurum dedim verdim dişimi.
Ah Be sözlük, giden disin yeri doldurulamaz ama su gercek beni bir nebze rahatlatiyor: şimdi benim dişlerim dişçi adaylarının ellerinde inceleniyor ona bakılarak ders alınıyor. (bkz: avunmak)
neden bu kadar koyuyor? Sevmediğin, isteyerek terkettiğin, hatırlayınca tiksindiğin kadın. Rabbim beni onla barıştırma diye dualar ettikten sonra hem de,

Başkasıyla nişanlanması neden bu kadar koyuyor?
hastayım. son 48 saattir ateşim inmiyo, burnum tıkalı, öksürüyorum ve yorgunum. yalnızım. neden anne? bana kendi ayaklarımın üstünde durmayı sen öğretmiştin, ağlamamayı sen öğretmiştin. peki neden... sen yokken ben ne yaparım neden öğretmedin?
Öyle sık sık itiraf yazan biri değilim zira kendi günlüğüne bile yazmaktan çekindiğim sorunlarım, dertlerim var. Ama bugün yazacam ulan!!

- arkadaş grubu toplu halde yürürken, yalnız birilerini gördüğümde içim cız ediyor lan! Gidip onunla yalnızlığını paylaşmak istiyorum o an.

- kızlardan daha doğrusu ilişkilerden soğudum. Aşk meşk istemiyorum artık. Adam gibi bir ilişki yeter ama o da yok be!!

- hala unutmadım "onu" her gece ağlıyorum hem de hıçkıra hıçkıra biliyorum o da ağlıyor ama artık aşk imkansız bizim için.

- etrafımda duran çoğu insandan nefret ediyorum, tiksiniyorum. Hepsi çıkarcı amk. Ama siktir olup gidin diyemiyorum.

- beni arayan son 15 kişi ya birisinin numarasını sordu ya para istedi ya da ders hakkında soru sordu.

- etrafımdakiler hep neşeli olduğumu söylerler ama bilmiyorlar ki o neşem gecenin hüznünden kalan bir çöp!

- 1 ay okula gitmesem, nerdesin diyecek insan yok.
hayatımda gördüğüm en güzel kadındı.
ona bakarken her sonbahardan bir yaprak düşmüş gibi kirpiklerini birleştiriyordu.
ben en çok onun gözlerini kırpmasını sevdim.
kirpikleri birbirine değince sanki dudakları yanaklarıma değiyordu.
30 lira yevmiyeye akşam 8 - sabah 8 çalışıyorum ben. günlük cirosu beş yüz liradan aşağı olmayan bi mekanda 12 saat çalışıp 30 lira kazanıyorum. tek bi yerde tek başıma çalışıp bi sürü iş yapıyorum. çoğu zaman 24 saat aralıksız da çalıştım 60 liraya. şikayet de etmiyorum bundan pek. etrafımdaki gecede kaç para kazandığımı bilen insanların ısrarıyla patronumla günlük ücretime zam yapılması için konuşmaya karar verdim. arkadaşlarım eş dost ısrar etmese, belki de halime acımasa, aklımın ucundan bile geçmeyecek ücret artırımı istemek. aza tamah eden biriyim ben. kiramı faturalarımı ödeyeyim, karnımı az çok doyurabileyim, ailemin yanına gittiğimde elim boş gitmeyeyim, varsın üstüme yeni bi şeyler almayayım sorun değil. yeter ki kimseciklere muhtaç olmayayım. ben böyle düşünürken etrafımdaki insanların halimi görüp bana enayi muamelesi yapmaları belki de vesile oldu patronla konuşmama. tanıdıklar mekana geliyor, halimi görüyorlar, başlıyorlar patronlara ettikleri küfür aralarında bana aptal mısın olm çekilir mi bu bu kadar paraya bu yaptıkların tarzı laflarına nutuklarına. her neyse, lan tamam dedim. konuşucam. çalıştığım mekanın 3 ortağı var. ben mekanı akşam patrondan devralıyorum. akşam işe gelince konuşurum dedim. geldim işe. patron eve gitmek üzre arabasına doğru yol alırken durdurup konuştum. abi dedim. saati 2,5 liraya çalışıyorum aylardır. günlük 30 lira. şunu 35 yapmayı düşünüyor musunuz dedim. düşünüyoruz birader dedi. hatta serhat'a, yani bir diğer ortağa bahsettim dedi mırın kırın etti dedi. volkan abinle de (üçüncü ortak) konuşayım ben bi dedi. yarın öbür gün netleşir dedi. tamam dedim girdim içeri. ellerim titriyor. gururuma dokundu, gözlerim buğulandı. 5 lira lan. 30 lira alıyorum sabah çıkıp eve ya da okuluma giderken. 30 lira. ailemden 3 yıldır para almıyorum. babamın fabrika köşelerinde çırpınıp eve getirdiği para belli. alamıyorum para. çok nadiren gururu kırılmasın, okuyan çalışan oğlunun hayatına üç beş kuruş yararı dokunduğunu bilsin diye uzattığı 50 lirayı alıyorum. kendisini kötü hissetmesin oğluma faydam dokunmuyor demesin diye alıyorum çok nadir de olsa. ben bi şekilde idare ediyorum. al işte, buradan kazanıyorum aylardır kaldığım öğrenci evinin masraflarını çıkartmak için. 5 lira zam istedim. diğer ortaklarla konuşayım dedi patron. 5 lira amına koyayım. gururum kırıldı lan. parasında değilim amına kodumun yerinde ben. para kazanmak istesem illa ki bulurum yolunu. gecede cebime 100 lira girdiği de oldu ama insan bi şeylerden kaçmaya kurtulmaya kendisini düze çıkarmaya çalışırken cebine o kadar para girsin diye o eski bombok ortamlara girip bombok işlere bulaşmaya tenezzül etmez, edemez. adam gibi, babam gibi alnımın teriyle karın tokluğunun yanında bir de sorumluluk sahibi insanların bildiği o birkaç noktada elimi güçlü tutmaya çalışıyorum. 30 lira yövmiye belki patron dediğim sömürücü üçlüye beni ezme hakkı da tanıyordur evet ama ben en azından 5 lira zam için gururumun kırılmasını istemezdim lan. 5 lira. kaçak olmayan bi sigara alınmasının imkansız olduğu 5 lira. keşke 30 lira yövmiyeye akşam 8'den itibaren 12 saat eşşekler gibi çalışsaydım da bana 5 liranın lafının yapıldığını görmeseydim. bir şeylerin olmayacağını bilmek, olmadığını görmek kadar can sıkmıyor. bunu aklınızdan çıkartmayın. çıkartmayın ki; üç kuruş için insanlık gururunuz kırılmasın. incinmeyin.
lan bugun boşalma yok. heralde sikini kesip kuşlara yem olarak verdi.
bugün eski kız arkadaşımı gördüm yolda. gerçi hiç eski falan demeseydim. hiç birşeyler yaşamasaydık. neyse konuya dönelim. yanında yeni erkek arkadaşı vardı. çocuğa baktım ve gerçekten acıdım. garibim hiçbir şeyden habersiz. başına geleceklerden habersiz mutlu gözüküyordu. ileride o da benim gibi olacak. Tüm insanlara karşı güvenini kaybedecek. yazık gerçekten yazık.
bugün sahilde çekirdek satan bir çocuğa takıldı gözlerim. ufak tekerlekli bebek arabasına dizdiği çekirdek paketleri vardı. durup durup paketlerini saydı, ardından da cebindeki paraları saydı. hem de defalarca. bu işlemi her yaptığında da, yüzünde kâr etmenin verdiği inanılmaz mutlu bir gülümseme vardı. sürekli bunu yapıyordu. o an, o çocuğun yerinde olmak isterdim. öyle istedim sadece.
bu gecede yalnızız be sözlük..
üstteki itirafta de'nin ayrı yazılmamasına köpürdüm.
edit: iki üstteki olacak. bir üstteki üyeyi de kınıyorum, iki saniye daha bekleyemez miydin entry girmek için?
insanlarda samimiyet göremiyorum. hiç kimse de. inanılmaz bir güven kaybı yaşıyorum ya da hasta mı oluyorum anlamadım. konuşulan konular ve konuşma tarzları ve söylenenler gerçek gelmiyor ya da hep bir yalan arıyorum. bu inanılmaz geliyor.
yalnızım aslında sözlük. gerçekten yalnız. ciddi diyorum. arkadaşım yok. hiç yok. hergün dört duvar arasındayım. dışarıda kendimi iyi hissetmiyorum. evde daha iyiyim. arkadaşlık denen şey menfaat ilişkisinden başka birşey değil bunu görüyorum. menfaati yoksa kimse selam vermiyor. umurumda da değil.

yalnızım ama sanki aynı zamanda yalnız değilim. yani tam olarak değilim. her zaman çevremde zamanımı çalan, yaptığım planları bana bozduran, beni işimden alıkoyup, gecikmeme sebep olan insanlar var. onlardan kaçamıyorum bir türlü. onlardan kaçtığımda hayalini kurduğum o yalnızlığa sahip olacağım. çevremdeki parazitlerden kurtulacağım. yalnızlıkla sorunum yok. yeterince bütünleştim ve sevdim bunu. lakin o parazitler herşeyi mahvediyor. naif, kibar biriyim, kalp kırmaktan hiç haz etmem ne olursa olsun. kavga ve tartışma durumları bana çook uzak. tiksinirim böyle şeylerden. insanların içerisinde olduğum sürece hep savaşmak zorundayım. herşeyle.

uzleti arzuluyorum sözlük, uzleti !

toplumdan ve herşeyden uzağa, bulunamaz, uğranılamaz bir yerde yalnızlığımla başbaşa olmak.

bence çok şey istemiyorum.

bir adam
Korku dağlarının yürekçisi,
Ölüm denizlerinin kürekçisi;
Öyle suskun oturuyor şişesinin basında,
içtiğinin hem hırsızı, hem bekçisi,

Onu kırmış olmalı yaşamında birisi.
Dinledikçe susması, düşündükçe susması...
Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası.

hayalim heykelimi yontmak sözlük.

eleyse allahu bi kafin abdehu ? (allah kuluna kafi değil midir ?)

aslında hiçbir zaman yalnız değilim. bana benden yakın olanla beraberim. yalnızlık kelimesini ancak insanlardan uzak olmak amacıyla ve anlamında kullanmak istiyorum ama onlardan uzak değilim olamıyorum. kaçamıyorum sözlük.

uzak dur yakınıma,
bu mesafe beni bozar,
kimseler yanaşmasın,
yalnızlık paylaşılmaz.

zaten kimsenin umursadığı yok beni. ben bu durumları çoktan aştım. tek istediğim kalp kırmadan, kimseyi küstürmeden köşeme çekilmek. birşeyi gerçekleştirmeden önce onu hayal etmek gerekir. ben her gece bunun hayaliyle uyuyorum sözlük.
Annem göz kapaklarından estetik ameliyat oldu.
0.35mm kalem kullaniyorum.
Sesi duyduğum en güzel ses olabilir...
Neden amk neden her amına kodugumun orospu cocugu beni aldatiyor ya neden Allah nerdesin ya . Yine aldatildim be. Beni aldatanlarin hepsinin su an sevgilisi var . 20 yaşında bi insanın adam gibi bi iliskisi olmaz mi ? Ya cok kırılıyorum be yeter artık ecdadını siktiklerim en adi orospunun cocuklari , pezevenkler . Benim beyaz atlı prensim agaca mi takildi neden yok gerci guvenimde kalmadi o gelse bile onunda agzina sicacam artik yeter bu zamana kadar hep benim agzima sictilar yagmurda bi erkek icin bekleyen tek mal kız ben miyim lan ?

edit : e o zaman eksileyenlerinde allah belasını versin.
az önce farkında olmadan Charlie chaplin li kitap ayracına Charlie diye kız ismi mi olur diye sordum (olabilir tabii ama ben duymadım) sonra ne yaptığımın farkına varınca mal gibi güldüm. ayrıca hoşlandığım (sadeleştirilmiş hali hoşlanmak tabii ölüyorum işin aslı) çocuk sözlükte yazdığımı öğrendi, ağzımdan laf almaya çalıştı ama konuyu dağıttım öğrenirse ya biterim ya ilişki başlar ama ben paramı ilk seçeneğe yatırıyorum.
uğruna riga tatilimi erteleyip, baştan rapor yazıp, sonra tekrar kabul edilmeyip, türkiyeye dönünce tekrar raporunu yazdığım yükseklisans dersinden kalmışım. olm çok üzüldüm ya.
Hafta sonu aydına gidecektim, şirince şarap vs derken rüyamda yola çıkmıştım gideceğim yere varmış ve cebimde sadece 6 lira vardı zor durumdaydım, uyandım ve şu an vazgeçtim şirinceye gitmekten.
(#22792723)
mevzubahis planlarda her zaman olduğu gibi pürüz çıktı, sözüme gelip böbrekleri bahislere yatıranlar kazandı.
ha bir de;
(bkz: mna koyim böyle dünyanın)
geçenlerde arkadaşım sevgilisinden ayrıldı. sevgiliside benim arkadaşım ortamda tanıştılar falan. neyse geçen sene 3 4 ay birliktelikleri oldu bu arkadaşların ayrıldılar. derken yılbaşından bir kaç hafta önce tekrar konuşup sevgili oldular. konuşurlarken arkadaşa nasihat veriyormuş gibi kızın tekrardan arkadaşımı üzüp ayrılacağını falan filan anlattim arkadaşıma ancak bizim esas oğlan kızı sevdiğinden dinlemedi beni. ve sonunda dediğim oldu, ayrıldılar. sonra ortak arkadaşları ben olduğumdan birbirlerine aldiklar bir iki küçük hediyeleri benim vasıtamla birbirlerine gönderdiler. bizim oğlan kızın aldığı hediyelerle beraber posetin içine şimdi ismini hatırlamadığım aşk romanı kitabi koymuş. neyse verdim torbayı kız kitabı cıkarıp attı masaya. sessizce aldım kitabı o atılan yerden ve aldım eve getirdim. arkadaşım üzülmesin diye kitabı alıp veremiyorum ona ve hic bir zaman o kitabın bende olduğunu bilemeyecek. olurda bu entry mi okursan dostum bana kızma. üzülmeni istemedim. bende kalacak o kitap.
geleneksel çaylak olma geleneğimin bugün 3.yılındayım. her yıl mutlaka bir kere çaylak olan ben, 2014 yılını da boş geçmeyerek hatta ve hatta 2014'ün daha başlarında çaylak olma başarısını gösteriyorum. biliyorum ki yakın zamanda yine yazarlığa geri döneceğim çünkü kaliteli yazan bir yazar olduğumu düşünüyorum. ama konu futbol olduğu zaman damarıma basıldığında bazen amacımı aşıyorum. sanıyorum ki çaylak olduğum zamanlar hep futbol yüzünden çaylaklığa geri bastım. ama maalesef ki bu seneki kontenjanımı doldurmuş bulunuyorum. o yüzden kimse gelip bana fener şampiyonmuş, gs puan farkını kapatırmış. bjk kasımpaşa'yı yenince 5 puan farkı kalacakmış falan demesin. kusura bakmayın ama istanbul yalakası değilim.

yaşasın şehrine ihanet etmeyen anadolu çocuğu.
gün gelir güler şehrine ihanet etmeyenler.
kahrolsun düzen, yaşasın ESKiŞEHiRSPOR!