bugün

tam dört yıl olmuş bugün.
evet bu gerçek bir itiraf.
çünkü son dört yıldır bunu bırak başkasına itiraf etmeyi kendime bile edememiştim.
umarsamıyor gibi davranmakla geçmiş son dört senem ve şimdi hepsini boşuna yapmışım gibi hissetmek..
bu sanırım hepsinden beter bir duygu. sindiremiyorum da..
anaokulunda oyuncakla kafasını kanattığım kızdan özür diliyorum.
birisi internette video paylaşıp x saniyeye dikkat diye not düştüğünde, saniyeyi takip etmekten videoya konsantre olamıyorum.
Dün sevgilimden ayrildim. (bkz: üşüyorum sözlük)
yıpranıyorum.
korkuyorum. hem de hiç olmadığı kadar. kaçıyorum uzaklaşacağımı sanıp ama bir bakıyorum ki hiç bir yere gidememişim. canım yanıyor, sesim kesilene kadar bağırmak istiyorum. ama yapamıyorum işte. daha hızlı dibe batıyorum artık farkındayım. ama kimseye de belli edemeyip olacakları izliyorum sadece.
insanların okulda farklı dışarda daha farklı olmaları beni delirtiyo sözlük! uyuz oluyorum uyuz, uyuz, uyuz!
o izmirli* yüzünden hiçbir kızla yakınlaşamaz oldum. yakınlaştıkça uzaklaştırıyorum kendimi. işin kötü tarafı hiçbir zaman geri gelmeyeceğini biliyorum, yaptıklarımı geri alamayacağımı da. gay olmaya kadar gitmese bari bu işin sonu.
her olay yeni bir sonuca götürüyor insanı. yeni şeyler öğretiyor ayrıca. yeter ki öğrendiklerimiz iyi şeyler olsun...
yarın istatistik sınavım var ama hesap makinam bile yok.
bunca YIL ağlandım bir an önce mezun olmak için. öğrenci olmaktan kurtulmak için. ah ah nasıl arıyorum o günleri, halt etmişim. işşizlik, mülakatlardan ses çıkmaması hayatımın boklaştığını hissediyorum bu aralar.
bundan 2 gün önceydi.
ben algebra sınavına sadece 1 saat bakmış idim. dönemin başlarında bu sefer 'sıkı tutacağım' diyerekten aldığım bir adet cebir kitabını, üsküdar meydana giden minübuste söfor mahalinin yanındaki ön koltuğu kapıp, kurcalamaya başlamıştım.
güneş de yüzüme geliyordu aksi gibi...
arkamdan birisi 'algebra mı alıyorsun' diye sordu. başımı çevirdim, 'evet, sınavım var göz gezdiriyorum' dedim. döndüm önüme. sevmem böylelerini. sulanıyor sanırım hepsini. yanına soru işareti koyduğum bir bölümün çok kısa bir yöntemi varmış.
onu söyledi. döndüm tekrar arkama, yüzüne baktım bu sefer, maviydi gözleri,
'anlatma boşuna, ümitli değilim bu sınavdan ben. göz aşinalığı olsun diye bakıyorum öyle, teşekkürler' dedim. sustu. az biraz daha bakıp kitabı kapattım. gözüme gelen güneş fenaydı. midem bulanmasındı bir de...
o sırada ani fren yaptı şöfor, kalemleri notları varmış elinde, düştü hepsi...biri benim tam ayağımın dibinde. hemen alırım diye düşündüm, elimi uzattım...
aklıma da geldi türk filmi gibi olmasın şimdi diye...ama oldu. bozmadık hiç. hangi üniversite diye sordu. bölümümle beraber söyledim. bilkentteymiş o. mühendis adayıyız ikimiz de...vize öncesi araları varmış. yarım ağızla sohbet ettik biraz. dersler, konular.
yüzüne bakıyordum telleri de vardı. hemen yanımdaki para kutusunun üstünde oturan indi. yerine geçti o da. hangi lise dedi. söyledim. 'evet biliyorum o liseyi bizim okulda çok var, baya birinci falan çıkartıyor' dedi. evet dedim. sadece evet diyebildim. lise hayatımı düşündüm çok kısa.
benim alakam yoktu ki o liseyle, yurdunda kalmama rağmen bir nebze çekmemiştim öğrencilerine. neyin derdindeydim bilinmez ama şimdikinin aksine bir asilik vardı. yurduna içki sokmamdan, sigarayla yakalanmamdan, aileme yurttayım, yurda ailemdeyim deyip arkdaşta kaldıktan sonra 5 gün uzaklaştırılmamdan, hepsinden bıkmıştım. o yüzden uzatmadım, evet dedim sadece.
hoşsohbet biriydi. sanki tanıyormuşçasına birbirimizi, üniversitedeki çıkarcı arkadaş ilişkilerinden, samimiyetsizlikten bahsettik. aynı düşünüyorduk. lafları ağzımdan alıyordu hep.
yüzüne bakıyordum. mavi gözlüydü. telleri vardı. ben enes dedi uzattı elini, memnun oldum dedim sıktım elini hafifçe. adımı da biliyordu artık. okulumu sınıfımı yaşımı bile biliyordu ama facebook neyim kullanmadığımdan sorun değil, kasmazsa bulamaz diye düşündüm içimden.
önyargı işte. bulsa ne olur?
üsküdar meydana gelince hoşçakal sınavında başarılar dedi elini uzattı tekrar tam ben inerken... zamanlama tutmadı. son adımımı attım, güle güle dedim. bu sefer ben uzattım elimi, o görmedi. çantamı düzeltip motora doğru gittim. farkettim arkamdan birşey söyleyecekmiş gibi elini kaldırdı ama ben durmadım. muzip bir gülümseme vardı yüzümde...o kadar çok kızardım ki ben bu duyguya, böyle otobuste durakta başlayan duygusal yakınlaşmaya, haksızlık ettiğimi anladım. itiraf ediyorum, etkilenme söz konusu imiş. sınavdan önce iyi gelmişti bu. * *
eski sevgilinin facebook şifresini biliyorum sözlük, ama o bunu bilmiyor, şimdilik.
onunla hayatı dolu dolu yaşamak için her şeyi yapacağım sözlük. aklına gelebilecek her şeyi. ondan tek beklentim, sadece gülsün.
şunu farkettim sözlük, görünen insanların görünmeyen yanları var ve bu çok çekici.
sevildiğimden emin olduğumda***beni memnun eden nice davranış, bundan kuşkuya düştüğümde*beni dayanılmaz bir şekilde aşağılıyor. çok zor sözlük nasıl direneceğim bu aşağılamaya daha fazla hiç bilemiyorum.
arkadaşım çok su da içmiyorsun, ikide bir tuvalete gidiyorsun hayret birşeysin ya dedi..ben de burdan itiraf ediyorum,
uzun süredir göz yaşlarımı içime akıtıp duruyorum, bundandır arkadaşım...
daha önceleri çokca duymuş olduğum bir küfür vardı; "vitesin topuzunu sikeyim" gibi bir şeydi sanırım. nasıl oluyor bu diye merakım da olmuştur evvel zaman içinde.

sanırım dün bunu başardım. bizim biraderin arabasının topuzunla resmen ilişkiye girdim. siktim attım desem yeridir. debriyaja basmadan vites atma olayını denemeye kalktım. öyle bir vites attım ki; vites topuzunu dişlilerinden ayırdım. *
güzelim araba şimdi üçüncü vitesten başkasına geçmiyor...

edit: ulan ibne! o vitesin topuzu var ya...

(bkz: anladın sen onu)
Sürekli iş değiştiyorum, bir iş yerine en fazla 1 ay dayana biliyorum...
kalbini kırdığım hatunların haddi hesabı yoktur, bu konuda pek bi yetenekliyimdir.
sözlük yeni bir hesapla yeniden yazmaya başlıyorum. önceki hesabım veysdi. ancak söyleyeceğim olay, temelinde bu değil, neden hesabımın silindiği.

1 hafta kadar önce, sanırım 2 nisan'da idi, inci sözlük buraya saldırma kararı almış. bir çok başlık açmışlar falan ama benim bu saldırıdan hiç haberim yok. inci yarrak diye bi başlığa girdim ve ben de tanım yaptım. ilk entry değil, 3. entry idi girdiğim. bir süre sonra baktım, önce çaylak olmuşum, sonra silinmişim. şikayet etmem, mesaj atmam hiçbir işe yaramadı, hesap açılmadı.

özünde inci sözlükte de yazıyorum ama dediğim gibi olayla herhangi bir alakam yoktu, haberim bile yoktu.

bu olay çerçevesinde moderasyona söylenecek çok laf var ama söylememeyi tercih ediyorum. umarım bu yazıyı okurlar da biraz ders çıkarırlar.**
sözlük bu gün evden çıkarken cüzdanımı almayı unutmuşum . gariptir ki gün boyunca hiç para lazım olmadı *, olsaydı da cebimde 5-6 lira vardır diye umursamadım . ama mesai bitip minibüsle eve dönerken bir de farkettim ki cebimde 50 kruş varmış . utancımdan son durağa kadar inemedim sözlük . herkez inip son durağa gelindikten sonra adama küfür eder gibi 50 krş verirken ne dediğimi bile hatırlamıyorum . soğuk bir şekilde boşver bea tarzı birşey dese de , adama gereksiz bir ton kankalık kurdurucu cümle kurdum onu hatırlıyorum *. herif beni fakir bir homo sandı sanırım . çok utandım sözlük kimseye söyleme olur mu .
daha nutuk okumadan benle kemalizmi tartışan, kemalist olduğunu idda eden cahilleri ufak piknik tüpüyle dövmek istiyorum sözlük.
sözlük çok seviyorum lan. 3 aydır unutamadım platonik zevcemi.
* bugün hayatım da hiç küfür etmediğim kadar küfür ettim.
* dün gece gelen misafir veletleri yüzünden 6'da yatıp, 8'de kalktım. pipisizler sizi.
* yeğenlerimi çok seviyorum ama onlara sevgimi belli edemiyorum. deniyorum olmuyor lan. sürekli küfür ettiriyorlar kendilerine.
* hasan can adlı hiperaktif piç yeğenime counter strike oynamayı öğrettim. öğretmez olaydım, mikrofon ile konuşarak tüm clanın beni bebe olarak tanımlamasına neden oldu.
* anneannemin karadeniz şivesine hastayım. ben sana diym ama sen yapmiyn gidiym gidiym ayaklarım ağriyi
* bir şarkıyı 4 saat boyunca dinleme kapasitesine sahip birisiyim. ulan sıkılmıyorum da ha. öyle bi garip birisiyim.
* nickimin gerçek anlamını aratmayacak derece de bazı kişilerin gözün de kötüyüm.
* ölü ozanlar derneği filminin son sahnesinde ağladım.
* o, gülmeme ve nefes almama sebep tek insan. insan değil, başka bir şey.
* önceleri korktuğum şeyler bir bir başıma gelmeye başladı.
* hayatımın en kötü yemeğini az önce yedim. kusmamak için kendimi zor tutuyorum.
* şu an monitör de bir sinek var. ve tam tümünü göster yazısının üstünde duruyor.
* çok üşengeçim ve bu yüzden sineği kovmuyorum.
* birazdan monitörü kapatıp hayatını karartacağım.