bugün
- sağlığı etkileyen en temel faktör11
- cehaletle mücadele etmek14
- nervionun kedisi8
- antalya daki engelli çocuğa toplu tecavüz10
- gideon reid morgan jj14
- manyak olmaya karar verdim10
- dekolte memeye bakan kişinin aklından geçen10
- erkeklerde meme ne işe yarıyor sorunsalı10
- sözlükteki en iyi 15 yazar8
- çinliler her şeyi üretebiliyor türklerin neyi var30
- karizma9
- sözlüğün en iyi iki kadın yazarı17
- islamı tartışamamak15
- türkiyeyi mülteci kampına dönüştüren abd17
- geniş kalçalı kadın ahlaklıdır25
- arda güler13
- bı erkeğin sevdiğini anlamanın yolları9
- sözlükteki elit yazarlar20
- okula gitmeden yüzlük karne alan afgan ve suriler21
- evlenmeyenlerin seks yapmadan ölüp gitmesi12
- atatürk kafir cumhuriyetini ilan etti12
- ups boobs beni favladı'ne yapmalıyım17
- steven s power law13
- knowledge13
- salda gölü'nün son hali11
- türk mü türkiyeli mi sorunsalı10
- arap olmak10
- 18 haziran 2024 türkiye gürcistan maçı36
- anın görüntüsü22
- rus sovyet düşmanı amerikancı kemalistler11
- kocam boşalacağı esnada geliyorum bacanak dedi16
- pegasus ta çalışan türk düşmanı keko8
- diamond tema39
- kimsenin saraca'nın doğum gününü kutlamaması21
- diyanetin türkleri araplara şikayet etmesi9
- kabataş yalanı9
- içsel yolculuk enerji frekans 69 bin lira19
- vladimir putin11
- diamond tema için yakalama kararı17
- ben bu yazıyı sana yazdım9
- millet öğle yemeğine çıkarken yeni uyanan tipler9
- true bir martı olsa olacaklar9
- thusneldaa12
- saraca silsüpüroğlu15
- diamond tema'nın arnavutluğa kaçması9
- ülkesi savaştayken başka ülkede keyif süren kansız9
- ne zaman evleneceksin diye soran akraba11
- oktay kaynarca'nın türkiyeliyim açıklaması22
- kayseri de atatürk heykeline baltalı saldırı13
- abber'ın ruh hastası olması26
bundan 2 gün önceydi.
ben algebra sınavına sadece 1 saat bakmış idim. dönemin başlarında bu sefer 'sıkı tutacağım' diyerekten aldığım bir adet cebir kitabını, üsküdar meydana giden minübuste söfor mahalinin yanındaki ön koltuğu kapıp, kurcalamaya başlamıştım.
güneş de yüzüme geliyordu aksi gibi...
arkamdan birisi 'algebra mı alıyorsun' diye sordu. başımı çevirdim, 'evet, sınavım var göz gezdiriyorum' dedim. döndüm önüme. sevmem böylelerini. sulanıyor sanırım hepsini. yanına soru işareti koyduğum bir bölümün çok kısa bir yöntemi varmış.
onu söyledi. döndüm tekrar arkama, yüzüne baktım bu sefer, maviydi gözleri,
'anlatma boşuna, ümitli değilim bu sınavdan ben. göz aşinalığı olsun diye bakıyorum öyle, teşekkürler' dedim. sustu. az biraz daha bakıp kitabı kapattım. gözüme gelen güneş fenaydı. midem bulanmasındı bir de...
o sırada ani fren yaptı şöfor, kalemleri notları varmış elinde, düştü hepsi...biri benim tam ayağımın dibinde. hemen alırım diye düşündüm, elimi uzattım...
aklıma da geldi türk filmi gibi olmasın şimdi diye...ama oldu. bozmadık hiç. hangi üniversite diye sordu. bölümümle beraber söyledim. bilkentteymiş o. mühendis adayıyız ikimiz de...vize öncesi araları varmış. yarım ağızla sohbet ettik biraz. dersler, konular.
yüzüne bakıyordum telleri de vardı. hemen yanımdaki para kutusunun üstünde oturan indi. yerine geçti o da. hangi lise dedi. söyledim. 'evet biliyorum o liseyi bizim okulda çok var, baya birinci falan çıkartıyor' dedi. evet dedim. sadece evet diyebildim. lise hayatımı düşündüm çok kısa.
benim alakam yoktu ki o liseyle, yurdunda kalmama rağmen bir nebze çekmemiştim öğrencilerine. neyin derdindeydim bilinmez ama şimdikinin aksine bir asilik vardı. yurduna içki sokmamdan, sigarayla yakalanmamdan, aileme yurttayım, yurda ailemdeyim deyip arkdaşta kaldıktan sonra 5 gün uzaklaştırılmamdan, hepsinden bıkmıştım. o yüzden uzatmadım, evet dedim sadece.
hoşsohbet biriydi. sanki tanıyormuşçasına birbirimizi, üniversitedeki çıkarcı arkadaş ilişkilerinden, samimiyetsizlikten bahsettik. aynı düşünüyorduk. lafları ağzımdan alıyordu hep.
yüzüne bakıyordum. mavi gözlüydü. telleri vardı. ben enes dedi uzattı elini, memnun oldum dedim sıktım elini hafifçe. adımı da biliyordu artık. okulumu sınıfımı yaşımı bile biliyordu ama facebook neyim kullanmadığımdan sorun değil, kasmazsa bulamaz diye düşündüm içimden.
önyargı işte. bulsa ne olur?
üsküdar meydana gelince hoşçakal sınavında başarılar dedi elini uzattı tekrar tam ben inerken... zamanlama tutmadı. son adımımı attım, güle güle dedim. bu sefer ben uzattım elimi, o görmedi. çantamı düzeltip motora doğru gittim. farkettim arkamdan birşey söyleyecekmiş gibi elini kaldırdı ama ben durmadım. muzip bir gülümseme vardı yüzümde...o kadar çok kızardım ki ben bu duyguya, böyle otobuste durakta başlayan duygusal yakınlaşmaya, haksızlık ettiğimi anladım. itiraf ediyorum, etkilenme söz konusu imiş. sınavdan önce iyi gelmişti bu. * *
ben algebra sınavına sadece 1 saat bakmış idim. dönemin başlarında bu sefer 'sıkı tutacağım' diyerekten aldığım bir adet cebir kitabını, üsküdar meydana giden minübuste söfor mahalinin yanındaki ön koltuğu kapıp, kurcalamaya başlamıştım.
güneş de yüzüme geliyordu aksi gibi...
arkamdan birisi 'algebra mı alıyorsun' diye sordu. başımı çevirdim, 'evet, sınavım var göz gezdiriyorum' dedim. döndüm önüme. sevmem böylelerini. sulanıyor sanırım hepsini. yanına soru işareti koyduğum bir bölümün çok kısa bir yöntemi varmış.
onu söyledi. döndüm tekrar arkama, yüzüne baktım bu sefer, maviydi gözleri,
'anlatma boşuna, ümitli değilim bu sınavdan ben. göz aşinalığı olsun diye bakıyorum öyle, teşekkürler' dedim. sustu. az biraz daha bakıp kitabı kapattım. gözüme gelen güneş fenaydı. midem bulanmasındı bir de...
o sırada ani fren yaptı şöfor, kalemleri notları varmış elinde, düştü hepsi...biri benim tam ayağımın dibinde. hemen alırım diye düşündüm, elimi uzattım...
aklıma da geldi türk filmi gibi olmasın şimdi diye...ama oldu. bozmadık hiç. hangi üniversite diye sordu. bölümümle beraber söyledim. bilkentteymiş o. mühendis adayıyız ikimiz de...vize öncesi araları varmış. yarım ağızla sohbet ettik biraz. dersler, konular.
yüzüne bakıyordum telleri de vardı. hemen yanımdaki para kutusunun üstünde oturan indi. yerine geçti o da. hangi lise dedi. söyledim. 'evet biliyorum o liseyi bizim okulda çok var, baya birinci falan çıkartıyor' dedi. evet dedim. sadece evet diyebildim. lise hayatımı düşündüm çok kısa.
benim alakam yoktu ki o liseyle, yurdunda kalmama rağmen bir nebze çekmemiştim öğrencilerine. neyin derdindeydim bilinmez ama şimdikinin aksine bir asilik vardı. yurduna içki sokmamdan, sigarayla yakalanmamdan, aileme yurttayım, yurda ailemdeyim deyip arkdaşta kaldıktan sonra 5 gün uzaklaştırılmamdan, hepsinden bıkmıştım. o yüzden uzatmadım, evet dedim sadece.
hoşsohbet biriydi. sanki tanıyormuşçasına birbirimizi, üniversitedeki çıkarcı arkadaş ilişkilerinden, samimiyetsizlikten bahsettik. aynı düşünüyorduk. lafları ağzımdan alıyordu hep.
yüzüne bakıyordum. mavi gözlüydü. telleri vardı. ben enes dedi uzattı elini, memnun oldum dedim sıktım elini hafifçe. adımı da biliyordu artık. okulumu sınıfımı yaşımı bile biliyordu ama facebook neyim kullanmadığımdan sorun değil, kasmazsa bulamaz diye düşündüm içimden.
önyargı işte. bulsa ne olur?
üsküdar meydana gelince hoşçakal sınavında başarılar dedi elini uzattı tekrar tam ben inerken... zamanlama tutmadı. son adımımı attım, güle güle dedim. bu sefer ben uzattım elimi, o görmedi. çantamı düzeltip motora doğru gittim. farkettim arkamdan birşey söyleyecekmiş gibi elini kaldırdı ama ben durmadım. muzip bir gülümseme vardı yüzümde...o kadar çok kızardım ki ben bu duyguya, böyle otobuste durakta başlayan duygusal yakınlaşmaya, haksızlık ettiğimi anladım. itiraf ediyorum, etkilenme söz konusu imiş. sınavdan önce iyi gelmişti bu. * *
güncel Önemli Başlıklar