bugün

bugün pencereden dışarıya bakıyordum sözlük. hava da güneşli hiç sorma, mavi bir hava var !
bir an düşündüm ki ; " hayat kısa.."

ardından da bir grup kuş uçtu gitti önümden. cemal süreya'yı hatırlatan ne de güzel şey var ama !
babaanneyle maç izlemiş birinin duyduğu sözleri yazıyorum:
-alex'in karısı da pek güzelmiş,kaç çocukları var ki?
-elmander de yakışıklıymış allah için.
-o kıvırcık kafanın adı ne,o saçlar ne öyle?
ona deli gibi aşığım sözlük...onun aklıma geldiği her an kalp atışlarımın sapıtmasından o kadar yoruldum ki...
yarın vizeler başlıyor ama daha adam akıllı oturup ders çalışmadım.
vizelerimin başlamasına tamı tamına 6 günüm var ve ben daha not bilem çıkarmadım. silkinip kendime gelmeliyim, gaza gelmeliyim. gaza getirici film tavsiyesi de alabilirim. çoh üzülüyorum.
2 gündür hastalıktan geberiyorum. yataktan çıkamıyorum. evde yiyecek bir şey yok. onu geçtim 2 gündür evde kimse yok. evimde olsam, annem çorbamı yapar yatağıma getirirdi. ilaçlarımı tam zamanında içirirdi. 2 gündür neredeyse hiçbir şey yemedim. nasıl iyileşeceğim konusunda da hiçbir fikrim yok.

ben annemi özledim sözlük.
küçücük bir göz farı alıp, 10 lira verince... kabus görmeye başladım sözlük. yüzlerce lirayı makyaj malzemelerine harcayan kadınlara ciddi üzülüyorum.
şuraya itiraf yazmayın tadında entry giren gedikliler var ya onların alayına kılım.
bugün evi temizlerken ayak parmağım kapıya sıkıştı. çok acıdı sonra baktım gözümden yaşlar akmaya başlamış. e etrafta da kimse yoktu. kendi kendime ağlıyormuşum. hani böyle şeyler olunca birilerinin gelip; "ayyy canım benim acıdı mı?" falan demesini bekliyor insan.
evde de kimse yok ki göstereyim "çok acıdı" diye... sonra yüzüm garip bir ifade aldı, sustum. o an anladım ki; birileri nazını çekmedikten sonra ağlamak bile mantıksız.
Salondan odama doğru yürürken bir sevinç doldum sözlük. Bildiğin hoplaya hoplaya geçtim holden. Bir anlık odada birinin beni beklediğini ve kapıyı açar açmaz sarılacağına inandım. Ama tam kapıya geldim ne oluyor lan deyip içeri girip şarkı atlayıp bir sigara daha yaktım...
yakın bir zaman içinde dünya turuna çıkma gibi bir planım var bakalım kısmet.
Kirazın tadı uzaktan seker gibi gelirmiş. Sonra yakından bakınca kiraz değil ekşi bir vişne oldugu anlaşılır.
çevremde çok özgüvensiz adam var sözlük. adam daha herhangi bi konuyla ilgili görüşünü söyleyemiyor amk.

ben sinir oluyorum ya.
o kadar korkuyorum ki kimse ya da beni yalnızlıktan korkutacak birisi değil, ölüm anca geçirir. zaten ölüm ya korktuğum, ölmek değil de ya ölürsem-
Öyle insanlar var ki keşke olmasalar.
ben 6-7 yaşındayken haberlerde kalbi duran bir futbolcuyu göstermişlerdi öteki odaya gidip ağlamıştım annem babam ne oldu dediğinde bir şey diyememiştim ama ne üzülmüştüm ya.
hüzünlüyüm...
çok sinirliyim malum şahısa.
hala şuku vermeyi ve verilen şukuları nasıl bakıldığını bilmiyorum sözlük. utanıyorum kendimden.
wish you were here...
sözlük itiraf ediyorum elimden makarnadan başka bir yemek gelmiyor.. ev arkadaşım yaptığında yiyorum normal yemekler oda kafasına eserse yapıyor..
annem aradığında o üzülmesin diye hep güzel şeyler sulu yemekler yiyorum diye yalan söylüyorum halbuki 3 gündür makarna ve tost yiyorum..
cep telefonumdan internete girip poğaça, kurabiye, tart falan yapıyorum evdekiler ezbere bilerek yaptığımı zannedip şaşırıyorlar.
birinden borç istediğimde, -yoksa verecek kadarı- hep söylerler cebindeki miktarı. bunu ben de yapıyorum nedendir anlayamadık.
back to the future filmindeki dr emmett brown'u steven spielberg zannediyordum. hala da steven spielberg denilince zihnimde o karakter canlanır.
“Pirincin içindeki taş gibi hissediyorum”.“Beni arıyorlar ama dışlamak için.”