bugün

uyak izlerini takip et,
bana ulaşacaksın...
sorgusuz sualsiz
uykusuz hayalsiz
umursuz halsiz
sessiz ve sensiz
bir gecenin tek çekilir yanıdır hayalin...
**
biliyor,
siyah beyaz çatışmasında şimdi..
düşünüyor,
hep iyi derken niye acılar buldu beni?...

inanıyor,
her zaman masumdu bir çocuk gibi..
ama farkında değil,
bu yüzden hiçbir romanda mutlu son görmedi...
MONA LiSA

Bilir beni sokak lâmbası

Beni ona sordum, her kaybettiğimde

izimi kaybettiğimde ona sorarım

"Beni gördün mü" diye..

Ecelimi gördüm dün rûyamda,

Getiren sendin, hayra yordum..

Maalesef Mona, bilemeyeceksin ama

Seni annenden çok seven âdemoğluyum

Sır kalmadı avuçlarımda

Son nefesimi almaya harcadım hepsini

Aldım ki son nefesimi

Bir dem daha göreyim seni Lisa!

Ama sen üzülme halime

Anladım dualarım hatra geldiğinde

En iyilerle dilemiştim seni,

Değilmişim meğer iyi..

Lâmbam aydınlatmasın artık mabedimi,

Utanç verir gözyaşı bana

Mirasım, hatrımda kalan gülüşündür.

Her daim mutlu kal Lisa..
gecenin karanlığı çökerken yüreğime,
bir tek sen vardın hayatımda, bari sen gitme *
kavlettim, şeytanla bir tek şey için,
ıssız geçen gecelerden sığınmaktı, tek isteğim
ızdırapla dolu şu günlerin,
bir sonu vardı biliyordum...
hani geçilemez denilen nehrin,
soğuk sularındaydım şimdi,
ve derin sularındayken nehrin,
kaybolmuştum sensizliğin yakarışlarında...
hangi yöne baksam, hangi yöne gitsem,
sen yoktun...
dolar kayıpsız çıkar mı acep sabaha
borsa da ne zaman kalkacak şaha
amerikan konutları dip yapmadı mı daha
yaktın ulan beni ekonomik kriz

faizler düşmedi birin altına
parayı gömsem mi ki altına
dürzü soros göz diktim tahtına
yaktın ulan beni ekonomik kriz

en iyisi satıp savmak ne varsa
alır kırk keçi çıkarım dağa
acep keçi kaç defa doğurur yılda
yaktın ulan beni ekonomik kriz.
yine bir sabahın arefesinde seninleyim..
gecenin tüm sessizliğine inat,
aşkını haykırıyor yüreğim
ama duymuyor kimse, heyhat..

03:37 itibarı ile ilk dörtlüğümdür. ithafendir..
gözlerimden sızan yaşlar,
karışırken yüreğimden akan kana,
derunumda bir sancı başlar:
baş harfi 's'en olan..
Aptallıksa eğer sevilmeden sevmek, karşılık beklemeden Ve eğer aptallıksa kendini karşındakinin kollarına bırakmak - üzüleceğini bile bile, ama korkusuzca O zaman aptal ol dostum, en sağlamından bir aptal ol O kadar aptal, dar görüşlü ol ki - tutun aşkına ve vazgeçme. Asla!
Bakıyorum sana - aşağıya ve yukarıya Arkadaşların belki ama onlar yanında Ve hatta bazen sarılıyorlar sana, belki arkadaşca Ama çıldırıyorum; belki senin için bir şey ifade etmese de o küçük yakınlaşma Onlar sana değil, sarılıyorlar benim dünyama
Binlerce kelime var aklımda, senin adına Ama eğer sorsalar , onu anlat deseler bana Ve bana tek kelimelik bir hak verseler Düşünmeden farklı derim senin için aşkım Neden mi farklı derdim? Çok basit! Çünkü gözlerinde kaybolduğum, ellerinde boğulduğum Ve yine korkarak yaklaştığım. Aşkım.! Sen farklısın.! Benim için.!
laf dolusu kadehlerle sarhoşum şimdi
kusuyorum kusuyorum bir hoşum şimdi
içenle içmeyen arasında on dakika var
bıraktım bırakalı pişmanı şimdi

xxxxx xxxx xxxxx xxxx

gölgenden tanırım, hatırlarım
düşlerin yansımış aynalarıma
uzaktan baksamda anlarım
gerek yok gözlük camlarına
üstüme birikenlerden çok,
pervanenin vurupta,dağıttığı acılar bıraktıklarım
gidişinin,yeni doğan güneşimin batışı anlamına geldiğini biliyordum
ama anlamaktan öte sezilerimle anladım,
hayatın hep gerisinde kalmış sana yaptıklarım..

Sokaklarda aradım umutlarımı,
aradım mahalle taşlarının altında
gözlerine bakarken ki sarhoşluğuğmu,
anımsamak istedim ölürken ki ağzımdan çıkacak olan isminin baş harfini,
yarısı toprak olmuş enkaz da
beni gamzene hapsedecek demirleri bulmaya çalıştım,
kısacası BEN SENi ARADIM..

baktığımda;

Bir ayna gördüm seni bana gösteren
bir ayna gördüm seni benden sakınan
bu kez çırpınmak yerine gitmek istedim,gittiğim yere bakmadan
ve girdim içeri,hayatın mağarayı andıran kapısından..

girmiştim ya tezatlıklar apartmanının bodrum katına bir kere
amacımın,sebebimin,nedenlerimin,sevmelerimin ne olduğunu bilmeden
sürüklenen son şiirim,son nefesinini vermeliydi SEN gelmeden...
Seni Seviyorum..
Yırtılmış bir resim misali,parçları yerlerde
içimdeki telaş,acı,hırçınlık niye?
Gidiyorsun diye...
inatla tutuluyorum yüreğine uçurum misali,
Telaşla kayıyor ellerimden,kalan sadece hayali.
Durma git,hatta birdaha git!
Ellerim,dudaklarım,gözlerim alışır seni görmemeye.
Ne çelişkidir ki kalp dayanmaz gidişine,
inatla git sen yinede.
Ziyanı yok bir cesetin daha yüreğime..

(bkz: akrostiş)
ben nokta sen virgül
senden tek isteğim
gel olalım noktalı virgül.
bir ben kalmıştım son ekspreste doğunun
ardında gecenin bakakalmışlıkları
hisleri sütunlaşmış dumanında sigaranın
son nefesim gibi söylediklerin...
gidiyorum uzaklara yolların bitmek bilmediği
kalıyorum hanlarda gecelerin geçmek bilmediği
uzakların heyecanıyla tanıyorum insanları
dost muhabbetinin özlemini dindiremiyorlar ki..
Gitmeler de oldu hayatımda kalmalar da.
Bu gün durup arkama baktım da, gitmek yürek ister, kalmak da...

Gitseydin, Yüreğinle mertçe...
Akşamları baykuş çığlıklarına meydan vermeden,
Martıları ve denizi düşlerimden çalarken,
Gözlerime yağmurlar indirmeden gitseydin.

Hissettirmeden annesini kaybeden çocuğun korkusunu,
Oyuncak bir silah verseydin,
Acımaz vururdum,
insanlığa göz koyanları.

Veresiye değildir sevdalar,
Çiçekler gibi bahar gelmeden açmaz,
Yüreksizce kaçmaz.

mayıs 21 gidişin,
Çocuk annesini bekler,
Gözlerimde,
Hatıraların paylaşılmayanları, dertlerin dertleşilmeyenleri kaldı.

Çaldığından beri bebeğin emziğini,
Boş sokaklarda bağırırcasına susmaz oldu yüreği.
Uyutsaydın, uyur uyanmazdı.

Emziği bırakıp öyle gitseydin,
Sevmeseydin ama, mertçe gitseydin.

Yüreğim yazarken ellerini, gözlerini,
gidişini...

Kağıtlarımı arşınlarken,
Kalemimi kırsaydın, ilmeği boynuma taksaydın.

Yüreğinle, mertçe gitseydin.
bazen tutulursun...
aklın almaz birşeyleri,
dalıp gidersin aslında hiç derin olmayan o saçma denizlere...
ellerinden, kollarından tutup kımıldatmazlar,
ki o denizde boğulmaktır onların da istedikleri.
bazen...
bazen durursun öylece,
kalırsın olduğun yerde
hani ilerlemek istersin de tutar bir şeyler,
ellerin ayakların oluverir, gözlerin bir anda miyop,
yakını göremessin ama uzağı görürsün...
bir anda herşey ters çevrilir...
bazen...
bazen hayat duruverir,
ama sen durmazsın...
kapanıverir kolların soğuklara, sen sıcak memleketlerin insanısın...
bazen,
gitmen gerekir.
herşeyini toplarsın...
kırıntılar, kıvılcımlar, kuruntular...
herşeyi silip atmalısın.
sıcak memleket insanısın sen,
üşürsün en küçük poyrazlarda...
sen poyrazların olduğu yerden uzak durmalısın...
hadi gel yanıma...
haydi gel yanıma
poyrazda durma
kime diyorum lan
aval aval bakma...
ne yaparsan yap
ister çocuğunu okuldan al
ister balık tut
ister gözlerini devir
ister bir sigara yak
senin insafına kalmışız

ellerin boşlukta
sazın sözün bozuk
kimi görsen avluda
bir ışık sızıyor
bilmediğin kelimelerin
paslı sessizliğinden
görünüyor uçuca
cehennemî bir sabahta

şehir senden alacaklı
öyle ölçüsüzce ölmüşsün ki
iki rekat ve boylamasına
kuş sesleri
ve kavun içi bir gök
akıtıyor kanını
iki yüzlü fahişe

çanlar kimin içinde
akıl almaz eziyet
masumiyet uçucu
seyir kaskatı

ne yaparsan yap
ister beton dök
ister redifle gövdeleri
ister bir halt ye
senin insafına kalmışız

(how is your life today?)
bazen öyle oluyor ki
ikiz benim ters evrende
sanki acınacak hallerime
basarak ilerliyor
kamburum bembeyaz hem de
bir sauna ikilemi
dizlerimde çözülüyor
halsizim, kırılgan
ve neft bir bağbozumu
serserice
ki çocukken sarıydı
eski bütün kaldırımlarda
tenhası yavaş açan
puslu güneş
dövüle dövüle
olmuş muyum ben
ki kendine yorgun
ki kendine bozgun
bu hiçbükey merdiven
sonsuzluğum oldu

bazen öyle acıyor ki
aşkıyan yerlerimin
derin sahipsizliği
yer demir bir çığlık
çekiniyor kendiyle
bakışın altında
hemhal bir derece
ki biz buna gülüp geçiyorduk
ki bir nevi saydamlıktı

ne gül gecesinde laleye tutul
ne o aşkın ateşinden kurtul
iç şerbetinden ölümün
boşan zincirlerinden göğün

bazen öyle oluyor ki
ikiz benim ters evrende
sanki acınacak hallerime
basarak ilerliyor
kamburum bembeyaz hem de
bir sauna ikilemi
dizlerimde çözülüyor
susamış cevapların
hayalet sorularına
takılıp düşüyorum
birden çıkınca
ve sebepsiz kalıyorum
bu yalan mevsiminde
bana düşen
şimdi en acı
meyveyi vermek
çünkü buydu demek
bakın ektiğim gece
gündüze dokunup öldü

(anesthetize)
enteresandır
adımız geçmiş.
şairlere ilham,
şiirlere konu olmuşuz.
"aşk" deyivermişler bir çırpıda kabaca
kalp figürü içinde
isimlerimizin baş harflerini kazımışlar yaşlı bir ağaca.
senin adına
bir şiir yazmak istedim.
adını yazdım beyaz bir sayfaya,
dünyanın en güzel şiiri oldu
bir anda,
sadece adınla.