bugün

içten yanmalı motorlarda egzoz sisteminde yer alan egzoz tüpüne verilen genel addır.
(bkz: içten yanmalı motorlar)
(bkz: orta susturucu)
(bkz: son susturucu)
(bkz: egzoz tüpü)
(bkz: egzoz)
filmlerde genellikle mafya elemanlarının kullandığı, "pıt pıt pıt" sesleriyle insan öldürmeye yarayan, cani tabanca mekanizması.
(bkz: Tuncay Şanlı)
ayrıca evde davul provası yapmak isteyenleri komşu dırdırından kurtarmak amacıyla üretilen, davul derilerinin üstüne konan ve sesi biraz olsun alçaltan şey.
çalışma prensibine örnek verecek olursak; bir balonun içindeki basınçlı havayı, balonun ağzını açarak çıkarıldığını, bir de iğne ile küçük bir delik açılarak çıkarıldığını düşünün. havadan meselelerdir yani.
ağız kavgalarında genellikle çoğunluk birbirine girer ve araya kim girer sustuçu şahıslar girer ve ortamı yatıştırmak onların işidir.
bir sakin suskunluk olur
dörd'ü birbiriyle temastayken.
katil yok.ölen yok.
-yaralı? -onlar eskidendi'miydi?

konuşma, konuştukça belki sıra bize gelir.
sırayla gelen şeyleri sevmem.
sen bak.sadece.

senin
şu bakışların var ya
aslında
benimkilerle kesiştiği yerde kokuluymuş
bir çingenenin özgürlüğü olurmuş
tam orada bir arjantin gülü açarmış.

bir sakin suskunluk olsun sonra
gün batınca.
iki'si birbiriyle temastayken.
sustum.
rüşvet.
wesson veya glock tarzı silahlar için silahın yakınında bulunanların sağır olması durumunda onlar için de susturucu etkisi oluşturduğu söylenebilir.
(bkz: a scanner darkly)
darbeler.
Basit cümleler yazıyorum, herkesin kurabileceği türden hani. Anlatılabilecek bütün tariflerle süslenmişti yaşanmış, yaşanacak olan her şey. Ne çekilen acı farklıydı, ne boşluğun matemi. Basittik işte, hayat böyleydi. Ve şimdiye kadar söylenebilecek her şeyin söylendiğini vuruyordu saatler. Zaman geçiyor kelimeler bitiyordu her saniyede.

Yazıyorduk oysa, okuyorduk... en önemlisi konuşuyorduk. Kelimeler nasıl biterdi?

Beyin susturucu takılmış bir silah artık; er geç patlayacak.

"Bil ki her şey midemi bulandırıyor benim" diye başlamak istiyorum söze; bütün içimi kusmak istiyorum. Yapamıyorum! Yapamıyorum çünkü korkuyorum. Sevimsiz olmaktan, nefret dolu gözükmekten, sevilmemekten!

Öyle değil miyim?

iki yüzlü duvarlarımla kendime bir bahçe yaratıyorum. Çiçeklerin hepsi plastik. Renkleri atacak kısa zamanda. Ve ben tekrar uyanacağım uykulara.

Sürekli bir döngü;

kendini kandır-düşün-keşfet-boom-kendini kandır-düşün-keşfet-boom-kendini kandır-düşün...

ölüyorum; keşfettiğim her şey bir kelime oyunuymuş meğer. Gözlerim renkten düşüyor, gözlerimin rengi gidiyor. ne varsa bana ait sandığım hepsi O'nun. en azından içim rahat, bunu biliyorum. O'na dönüyorum.

sıramı savdım
denizi gördüm
toprağı gördüm
acıyı gömdüm

ve çıkan o ses; her şeyi anlatıyordu aslında.

Sıramı savdım
Çiçeği gördüm
Taşı gördüm
Rengi gömdüm

Hiç kimse farkında değil, bu rengi hiç sevmiyorum.

sessizlik sağlayıcı aygıt.
ingilizcede silencer anlamına gelir.
olmayan silah parçasıdır. Bir silah susturucu kullanmaz, yani şöyle diyelim Silencer kullanmaz, suppressor onun esas ismi. yani susturucu diye yanlış adlandırılan parçanın temel amacı sadece sesi bastırmak değil çıkacak alevi de bastırmaktır. Haliyle Susturucu, silencer bunun yanlış kullanımıdır.
yer altı operasyonu aldı toplama albimdeki şarkısı ile efsaneleşen rap şarkıcısıdır.
http://www.facebook.com/group.php?gid=91425176777
yeni bir yazar ismidir. (bkz: şişt) hoşgelmişimdir.