bugün

dünyanın en güzel şehirlerinden biri. kuzey'in venedik'i..
isveç in başkenti olmakla birlikte son dünya atletizm şampiyonasının yapıldıgı yer.
nedeni bilinmez * en sevdiğim yurt dışı ülkenin başkentidir.farklı bir şey yazamadım özür dilerim.
güzel kızlar başkenti.
(bkz: stockholm sendromu)
(bkz: opeth)
binalarina hayran kaldigim,fiyatlari dudak ucuklatan,bazi sokaklarinin bana istanbulu hatirlattigi,en son gittigimde isvecliden cok yabanci gordugum,yerlerde cop gorup sok oldugum ama yine de cok sevdigim avrupa sehri.
2003 verilerine gore 1,622,300 nufusa sahip, isvecin en buyuk sehri.
konya-kulu'lular tarafından işgal edilmiş şehir. şehrin ortasında kurulan meyve sebze pazarının % 90'ını bahsettiğimiz kulu'lular oluşturmaktadır. kulu stockholm'ün kardeş şehridir ayrıca..
2006 nobel ödüllerinin verildiği avrupa başkenti. orhan pamuk ta buradan nasibini almıştır.
haziran ayında liseyi bitiren öğrencilerin büyük bir kamyon kasasına doluşmaları suretiyle yüksek sesli müzik eşliğinde, gezdikleri şehir. eğer bu kamyonun yakınlarından geçiyorsanız, kafanıza bir sütyen atılması mümkündür. *
bu sehre daha once hic gitmemis olunsa bile, 3-4 saatlik bir gezintiyle sehrin ana hatlarini cikarmak mumkundur. yani en azindan kaybolma riskiniz azalir. teknoloji muzesi, mimari muze, absolut muzesi ilgi cekebilecek yerlerdir. tavsiye edilir.
dünyanın en güzel başkentlerinden biri.ancak hayat 8'den sonra biter.
dünyanın en güzel başkentlerinden biri. ancak hayat hic bir zaman baslamaz ki. her kose basinda bulunan "turkiye"ye tatile gitmeyin" afisleri arasinda teoride cok humanist ama pratikte "ne geziyon lan" bakisli irkcilari ile soguk sevimsiz baskent. konya, kulu" lu pizzacilari turklerden nefret eden suryanileri ile meshur, pahali, her zaman islak, karanlik baskent.
müze cenneti diye bize sunulan şehirdeki en güzel en kocaman ve en çok gezilen müze vasa müzesi 1600lerde batan bi savaş gemisinin (vasanın) sergilenmesinden oluşuyor. düşünün artık. dünyanın (ya da avrupanındır o) en büyük açık hava müzesi dedikleri skansen, eski bir köy ve içindeki bir hayvanat bahçesinden oluşmakta. böylece bu isveçlilerin götlerinden müze sıçtıkları sonucuna varabiliriz. tüm şehirde ne gezilebilecek doğru dürüst tarihi eser, ne eski kilise, ne müze bulunmakta. ancak sokaklar ve evler çok güzel. bi kere sakin şehir. çıt çıkmıyor. trafik yok. sokakta tek bi korna sesi duymak mümkün değil. emniyet şeridi ve bisiklet şeridini boş bırakıp tek şeritte trafik oluşturan bir şehirden bahsediyoruz. old town gamlastan çok güzel. burası şehrin ilk merkezi. evler rengarenk, eski ve şirinler. gamlastan ın ortasında nobel müzesi bulunmakta. görülesi. orhan pamuk bir yıldır tam girişte diğer dalların birincileriyle birlikte gülümsüyor. old townda oturup bişeyler içmek lazım. stokholmun istiklal caddesinde her köşe başında bir h & m var ve bunların hepsi türk malı ve hepsi terkosta satıldığı fiyatın en az 5 katı. heyt ulan diyerek uzaklaşıyoruz h & m lerden. isveçte içeride hiç bi yerde (evet barda bile) sigara içilmiyor, ama isveçliler bolca sigara içiyor ki sokaklar izmaritlerle dolu. istiklalin ortasında duran sosisçi hüseyin abi; nereye gidelim diye sorabilirsiniz. bu şehirde çok türk var. manavlar ve çiçekçilerin hepsi türk. meraba diyerek deneyebilirsiniz. bu şehir çok sessiz ve sakin ve düzenli ve medeni. kısa sürede istanbulun kaosunu özleyebilirsiniz.
isterseniz 20 ya$ınıza basmaniza 1 gun kalmi$ olsun...barlara kesinlikle alinmiyorsunuz, denemeyin.
ayrica eziliyorsunuz da , $urda 18'liklerin takildigi bi' bar var, oraya takilin diye..*
bir sürü adacıktan oluşmuş, isveç'in en karizmatik şehri. göteborg, malmö'ye kıyasla daha ortaçağ havası taşıyan şato görünümlü binalarla örülü sokakları sizin derin bir iç çekmenize sebep olur. dünyanın sonuna dek sadece sokaklarında yaşamak bile mutluluk kaynağı olabilir. kraliyet sarayı, müzeleri, evleriyle klasik şehir anlayışından uzak bir havası vardır, adeta isveç'ten bağımsız bir ada devleti gibidir. arabayla gezerken her an önünüze kraliyet atlıları çıkabilir, ve gideceğiniz yere en az yarım saat geç kalabilirsiniz at pislikleri eşliğinde. yine de o geçit töreni bile güzel gelir gözünüze, mavi üniformalılar yağız atlarıyla alır götürür sizi isveç'in derinliklerine.
şu sıralar sonbahar dönemlerini yaşayan çok yakında kışa giriş yapacak şehir.hava sıcaklığı gündüz 18 gece 7 derece civarında fakat isveçlileri kısa kollu giysilerle görebilirsiniz kısa bir süre daha.

ingilizce bilmeyeni dövdükleri şehirdir. metroda kahvaltısı için bozukluk dilenen kadın bile çok iyi ingilizce konuşmaktadır yeri geldiğinde.
alkoller devlete bağlı tekellerden satıldığı ve bu tekellerden az sayıda yerde olduğu için akşam kapanma zamanlarına doğru * müthiş uzun kuyruklar oluşmaktadır.

ocak 2009'a kadar pek fazla güzel konser olmayacak , varolan konserlere * de bilet bulunamayan şehir. konser hevesiyle bu şehre gelmiş insanları hayal kırıklığına uğratandır. ünlü isveç metal gruplarının bile tüm kış 2 kere sahne aldığı bir şehirdir burası.
gece hayatı hakkında;

gece mekanlara girme yaşı sınırı 23'lere kadar çıkabilen bir ülkedir. genelde lüks mekanlar 23 yaş sınırını kullanır ki içerisi öğrenci ve ergen isveçli hatunlar dolmasın.

cuma ve cumartesi geceleri haricinde isveçliler (öğrenci kesmi hariç) pek dışarı çıkmazlar, genelde akşam işten çıkanlar arkadaşlarıyla pahalı bir mekanda yemek yiyip evlerine gider uyurlar.

cuma ve cumartesi dışarı çıkmak istendiğinde medborgarplatsen bölgesi en uygun seçenektir. pub ve gece kulübleri bu çevrede bir hayli fazladır. hava sıcaklığı ne olursa olsun her zaman çok kalabalıktır. metro ve otobüsler cuma ve c.tesi geceleri sabaha kadar çalışır.

mekanlar ise oldukça pahalıdır. giriş ücretleri 100 kron*'dan başlar. happy-hour uygulaması çoğu yerde geçerlidir bira saat 11'e kadar 50 krona alınırken daha sonra 80-90 krona çıkabilmektedir. bir sigaranın 50 kron olduğunu da hesaba katılırsa 3 bira ve 1 sigara ile geceyi tamamlamanın bedeli yaklaşık 350 kron'a * yakın bir bedeldir. bir gecede 70 ytl harcamak bana koymaz derseniz buyrun gidin...

"ben gece evde içer çıkarım baba" derseniz babayı alırsınız! çünkü görevliler alkollü oldukları belli insanları "başka zaman arkadaşım" * diyerek kapıdan kibarca çevirmekte.

isveç'te cuma ve c.tesi günleri dışında güzel kız sürülerini görmek o kadar da kolay değil *. hatta çirkinleri çok çirkin oluyor, orta karar kız yok denecek kadar az.

bir müddet sarsada daha sonra sıkıyor stockholm geceleri, hep aynı yerler aynı tür tipler, cepte para kalmamasıda bunda etkili sanırım.
kar yağmadan da beyazlara bürünebilen şehir. akşam 6 gibi tutmaya başlayan buz gece olduğunda ince bir kar örtüsü gibi yolları, arabaları , şehri kaplıyor. sabah 9'a kadar da bu buz örtüsü duruyor , ellerinde sıcak hava makinaları ile yaya yollarını ısıtan görevlilerin olduğu yerleri saymazsak tabi.
buz adalar diyarı. her daim mum işığında yemek yiyen insanlarla dolu onlarca restaurantı ve ara sokakta karşınıza çıkabilecek lamborghini galerisiyle size hava atabilecek zengin şehir. içinde ruh gibi dolaşan mutsuz, tepkisiz ve havası kadar soğuk insanları da parayla saadet olmayacağının en büyük kanıtı kanımca.
yılın belli aylarında gündüzleri 5-6 saat geceyi gören buzdan $ehir.
gamla stan etrafinda varolan 7 kopruyle birbirine baglanmi$ kent...

avrupanin en guzel baskentidir...kungsholmen caddesi en unlu caddesi...

bir de vasla gatan vardi yanlış hatirlamiyorsam...

kraliyet sarayının oradaki çarşının girişindeki gece kulübü ise gencler icin birebir...

giris 100 kron.
şu ana kadar gezdiğim avrupa "başkentlerinden" en güzeli, çok sıcak, insanı sarıyor. sokakları, kraliyet sarayının oralar, oralardaki publar, sokak aralarındaki müzeler, souvenir shop'lar, herşeyiyle mükemmel bir kent.

yaşanacak bir yer değil ama. gezilecek biryer.
gece hayatıyla ün salmış harika şehir.