bugün

hem teknik açıdan gitar enstrümanında son noktaya ulaşmış*hemde müzisyen ve sanatçılık açısından* son derece kaliteli işler ortaya koymuş insan.
yaptığı müziğe adeta bir ibadet olarak baktığını düşündüğüm ve belki bir gün tanışmayı umduğum -her ne kadar az bir olasılık da olsa- büyük insan.
sadece yapmak istediği şarkıları hiçbir parasal konuya takılmadan kaydettiğini söylemiş müzik adamıdır abimizdir canımızdır.

ayrıca çokta geyik bir adamdır vesselam.
http://www.youtube.com/watch?v=h5PsBU9bsjk

(bkz: puahahahah)
sadece g3 konserleri bile bu adamın ne kadar orijinal, ne kadar özel bir gitarist olduğunu dahası bu dünyadan olmadığını kanıtlar.
diyelim ki gitar çalıyorsunuz. diyelim ki iyi çaldığınızı sanıyorsunuz(!) bir anda bi şekilde bu adam karşınıza çıkar.

ve der ki;

arkadaşım o gitarı bırak elinden beni izle. gitar çalamıyon anla lan!

harbiden adamı komplekse sokar. sadece ısınma egzersizleri senin bu hayatta atabileceğin en iyi solodur.
gitarı ağlattığı anda surat ifadesinden boşaldığını anladığım ve gitarıda zevk ten öldüren gitarist türkiyede ona benzer çalan uğur dariveren vardır onu da pek kişinin tanıdığını söyleyemem ama tarzı steve vai dir.
floyd rose fetişi aşmış insan.
belkide john petrucci den iyidir ama bu alemde john'u tek geçerim.
http://www.youtube.com/watch?v=9IrWyZ0KZuk

Orkestra sevmiyorum ben ne o öyle diyenlere birebir steve vai orkestrası.
"şahitlik ederim ki müzik'ten başka tanrı yoktur ve yine şahitlik ederim ki steve vai o'nun kulu ve elçisidir ve gitar o'nun yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır."

daha başka türlü tarifi olur mu bilmem ama böyle birisidir vai.
(bkz: Tender surrender) bıkmadan dinlenilesidir.
for the love of god ölmeden dinlenmelidir.
geldiği inanılmaz müzikal seviye ve bilinirliğe rağmen, halen enstrümanını ve enstrümanına olan hakimiyetini geliştirme çabasını sürdürebilen ve bunu çok çeşitli ilerlemeleri takip ederek sürdüren virtüözdür. yakında, muhtemelen çoğu müzisyenin böyle bir sistemin varlığından haberdar olmadığı(bende videosundan öğrendim) bir gitar fred sistemini kullanmaya başlayacak olması bunun en güzel örneklerinden birisidir.
(bkz: [http://www.truetemperamen.../index.php?go=4&sgo=0])
Steven Siro Vai 6 Haziran 1960'ta New York'ta dünyaya geldi.Vai Theresa Ve John'un dördüncü çocuğudur. 6 yaşında klavye çalarak müzik hayatına girdi. 10 yaşında akordiyon çalmaya başladı. O yaşlarda Yogi Bear & Friends, The Partridge Family Picture Album, Frank Zappa'dan Freak Out! ve Deep Purple'dan Machinehead dinlediği müzikler arasında hatırında kalanlar. 13 yaşında ilk gitarını aldı ve gitaristlik hayatı başladı.

Jimmy Page gibi gitar çalmak isteyen ama bunu nasıl başarabileceğini bilmeyen Vai ünlü gitarist Joe Satriani'den ders almaya başladı. Satriani de o zamanlar gençti, ancak yeteneği ile ilgi çekiyordu. Dersler uzun süre devam etti. Steve Vai'nin müziğinde büyük bir Satriani etkisinin bulunmasının nedeni budur.

Steve bu yıllarda pek çok değişik grupla çaldı. 1978'de evden ayrıldı ve Boston'da Berklee müzik okuluna başladı. Burada Randy Coven, Stu Hamm gibi müzisyenlerle çaldı, Frank Zappa için de bir demo kaydetti.

Zappa demo'sunda "The Black Page No. 1" bulunuyordu ve gerek çalış tekniği gerekse de müzik teorisindeki başarısı Steve Vai'in Frank Zappa'nın ilgisini çekmesine yol açtı. Steve Vai ertesi yıl Los Angeles'a gitti ve 19 yaşında Zappa'nın grubuna girdi (Frank Zappa grubuna en küçük yaşta katılmış müzisyen Steve Vai'dir). Steve Vai Frank Zappa ile 1980 ile 1983 arasında kayıtlar ve konserlerde birlikte oldu.

Zappa grubundan 1983 yılında ayrılan Steve ilk iki solo albümü Flex-Able ve Flex-Able Leftovers 'ı yayınladı. Flex-Able Steve Vai tarafından evinin bodrumunda kaydedilmiş bir albümdür ve Steve Vai'in bu albümü birçok gitaristi hayran bırakmıştır.

Albümün en bağenilen parçası olan "The Attitude Song", aylarca konuşuldu ve "Crossroads" filminde rol almasını sağladı. Kısa bir süre sonra Steve Vai Yngwie Malmsteen'in yerine Alcatrazz grubuna girdi. Alcatrazz ile birlikte 1985 yılında Disturbing The Peace albümünün kayıtlarını tamamladı.

Alcatrazz turundan sonra Steve, David Lee Roth'un grubuna girdi ve 1986 yılında Eat 'Em & Smile albümünün kayıtlarına katıldı. Grupla beraber çekilen video klipler ve konserlerdeki şovları Steve Vai'in müzik dünyasındaki yerini sağlamlaştırdı, hayran kitlesini artırmasını sağladı.

Vai, bu sıralarda ünlü gitar firması Ibanez ile kendi adına üretilen JEM serisi süperstrat gitarların tasarımını yaptı. Bu gitarlar dünya çapında büyük bir satış grafiği yakaladı. Arkasından Roth ile Skyscraper albümünü çıkardı. 1988 yılında yolları ayrıldı ve Steve Vai solo kariyerine başlamayı planladı. Ancak tam bu sırada ünlü grup Whitesnake'ten Steve'e teklif geldi ve Steve bu teklifi reddedemeyip gruba katıldı. "Slip Of The Tongue" şarkısının stüdyo kayıtlarını yaptı ve bir taraftan Whitesnake ile dünyayı turlarken bir taraftan da Passion and Warfare isimli kendi albümünün tanıttı.
evet çok iyi gitarist. Ama yazdığı kompozisyonların günümüzde dinlenip, algılanacak seviyeye gelmesi pek mümkün değildir. Belki bundan 100 sene sonra daha kıymete binebilir.
dinlendiğinde "biz bunla aynı gezegende mi yaşıyoruz?" diyeceğimiz aşmış gitarist.
şuan the tonight show with jay leno programında. hayranlarına duyurulur.
bu adam altından ceket te giyse orko gibi parmaklarını gizleyemeyecvektir. iyi dir süperdir ama asla görsel biri olamamıştır kanımca.. gitar çalmak yakınsahne kameralarına iyi görünen parmaklar ister ve bu adamın parmakları afedersin zenci nicki gibidir.
for the love of god ile ölürsünüz, ölürsünüz ölürsünüz. Vücuttaki tüm enerjiyi alıp götüren, mistik rüyalar alemine uçuran yegane parçadır o. Muhteşemdir.
now we run parçası onlarca kez dinlenilse bile doyulmayan cinstendir.
benim gibi çalabilirsiniz, pat(Martino ya da Metheny) gibi çalabilirsiniz, istediğiniz herkes gibi çalabilirsiniz, steve(vai) hariç.o sizin gitarda hayal edebileceğinizden de fazla numara bilir.
joe satriani
*
Eric Clapton'un hakkında, Guitar World dergisi, Aralık 1991 sayısında;

--spoiler--
what i do appreciate above all with a musician is his strength. when i speak about strenght, i mean the spirit one. all those guitarists are interesting in their ways, but those who posess the real strength thing are really rare. for example, stevie vai makes me feel nothing. i don't want to seem unfair. he is a real phenomenon, but he doesn't give me the shiver.... there are so much guitarists in this school, and i've lost my way .
we will carry on on different roads. i have seen this film "crossroads", and at the end, the winner succeed by playing a classical piece. it seems very odd to me.... it was at the beginning a kind of "blues challenge", and the winner plays classical pieces ?! it was breaking all the message of the movie. it doesn't makes me feel much .... it's more a kind of gymnastic or show off than anything
--spoiler--

Diye sözler sarfettiği gitaristtir.
Sadece gitar virtözü demenin haksızlık olacağı müzisyen. Gitarla geçirdiği uzun yıllar sonunda kendine özgü bir teknik geliştirerek kendini dün, bugün ve yarın konuşulabilecek ortak bir dil haline getirmeyi başarmıştır. Emin olun onun bir solosunu duyduğunuzda steve vai'ye ait olduğunu anlamak hiç de zor gelmeyecektir. Herkes joe satriani'nin öğrencisi olup sonunda onun gibi çalmayı başarabilir; fakat steve vai gibi, asla.
gitarda ne kadar teknik varsa kullanan insan. *

http://www.youtube.com/watch?v=9IrWyZ0KZuk
stiv vay diye okunur.
Gündemdeki Haberler
güncel Önemli Başlıklar