bugün

gün ışığı gibi parıldıyor lan. evet, salt bi' gerçek.

kült film seven hamidoların vazgeçilmezi stanley kubrick abartılmış balon bi' yönetmendir. bi' kere çok verimsiz bi' yönetmendir. kariyeri boyunca çevirdiği filmler sınırlı ve yamulmuyorsam hepsi de kitap çevirisidir. yani, senaryo hazır. anlatmak istediğini sıkıcı anlatmış bu adam, entelektüel yönetmen olacağım diye götünü başını dağıtmış. biz anlamıyoruz o zaman kesinlikle bunda bi' güzellik vardır diyenlerin yönetmenidir, stanley kubrick.

gelelim filmlerine. a clockwork orange'da anlattığı anti ütopik dünyanın, sıkıcılığı ve verilmek istenen düşüncenin sığ olması insanı bayıyor. klasik müzikle dalga geçmesi de ayrıca can sıkıcı. daha önce de demiştim kime sorsam farklı bir yorum getiriyor bu film için. kimsenin ana konudan haberi bile yok. ama sorsan süper bi' film. zaten başroldeki adamın gözleri gidiyormuş az daha, o salak uyuşturma sahnesi yüzünden.

full metal jacket'da yine saçma sapan bi' savaş filmi. er şabalak'mış da, joker'miş de yok sir, yes sir'müş. ne mal bi' kitap çevirisi olmuş. zaten filmin ikinci kısmı fahrenheit 9/11 gibi belgesel niteliğinde olmuş, te allaaam ya. savaşı anlatırken sıçmışsın resmen. çok klasik bi' savaş filminin yanında bile vasat kalıyor.

eyes wide shut'da, tom cruiseun, orgy yapan tarikatı ziyarete gittiği pornografik sahnelere azmıştım, ne yalan söyleyeyim ama sonuçta bu bi' porno filmin yanında da vasat kalıyor.nicole kidman`'ın bi' şeyi anlatmaya çalışırken, yavaş yavaş konuşması uykumu getirdi. soruya soruyla karşılık verip, yavaş cevaplıyordu. zaten kuru bi' tahta vücudu var salağın. upuzun çenesini siktiğim. filmin sonunda o kadar şey olmasına rağmen düzüşmek istiyorum diyor. ayrıca filmin sözde gerilim müziği iyice canımı sıktı. karakterlerin isminin değiştirildiği bu filmde canımı sıkan kitabın da amına koyulması oldu.

2001: a space odyssey: kafadan mantık hatası var, 2001'de dünya bu uzaysal boyuta ulaşamamıştır ve stanley kubrick fena göt olmuştur. hehehhhehe, liam nielsen diye bi' adam vardı, bu filmle iyi kafa bulduydu zaten. hani şu alf'e benzeyen,i beyaz saçlı komedyen herif. korkunç bir film 4'te de oynamıştı, hehhehehe.

spartacus: modası geçmiş salak bi' savaş filmi daha. konuşmaya değmez. zaten sıkıcıydı.

barry lyndon, lolita, the shining falan da derken stanley kubrick'in, abartılmış balon bi' yönetmen olduğunu anlıyoruz. kült filmine sıçtığım. 3 yaşındaki yeğenim uyuyamayınca bu filmlerden açıyorum, deliksiz uyuyor. çocuk sıkılgan beyler, ama haklı da, ehe.
balon malon adam önermeyi ortaya atanın hayalinde göremeyeceği paraları kazanıyor mu ben orasına bakarım.
okumadan yorum getirenleri de gözler önüne sermiş gerçek. hamidolar sizi, ehe.
filmlerinin hiç birini izlememiş yazar söylemidir.yazarın seviyesine bir öneri; (bkz: dizi atv de izlenir)
kimsenin yapmadığını düşünmediğini yapıp kendinden sonra bir taarz yaratmıştır. abartı yoktur.
Şu cumleyi kurani bi odaya kapatip sabaha kadar otomatik portakal izletmek gerek gorsun bakalim yonetmenlik nasil oluyor. Yaftalamak kolay.
adama demezler mi "lan bi siktir git hıammınakoiym"
abartılmamış bir insan var mı ki? dedirten başlık
bir dahi söylemi olması muhtemeldir. icraatı da görmek isteriz tabi.
the shining gibi dünyanın en muhteşem korku filmini çekmiş bir yönetmene yapılmış haksızlıktır.
lolita ve otomatik portakal filmleri vasatın çok altında. romanları okumasan filmden hiçbir şey çıkaramazsın. bu iki filmi pek sevmedim açıkçası romanlardan aldığım tadı batırdı. teknik açıdan çok iyi bir yönetmen olsada hala kanım ısınmadı ne yalan söyliyim.
Recep ivedik'e gülen filmden sayan insan beyanatı.

Sen kaliteli film izleme ulan ayı.
abartilmis bir balon degildir. hayata bir armagandir.
Koskoca bir hasssiiikkttiiiirrr cekilir.
otomatik portakaldan yemek yeme sahnesi efsanedir hocam şişirilmiş diyor bir de film kültürü 2000den başlıyor kesin.