içerlenmemesi gereken adamdır. Sorarım sana hangimiz orda burda bi espri duyup, görüp sonra da çok beğenip üstüne yatmadık ki he?
insanlar çevreleriyle vardırlar. çevreleriyle sürekli bir etkileşim hali. bir sosyalizasyon süreci. sosyalizasyona göre; birey toplumun ahlak yapısını, nasıl konuşması, nasıl davranması gerektiğini, neler yapıp, neler yapamayacağını hep bu çevresiyle etkileşimden öğrenir. bununla birlikte sosyalizasyon içinde, topluma direnmeyi de barındırır. insanların espri anlayışlarının gelişmesi de hep bu etkileşimin ürünüdür. onun içindir ki, bu gayet normaldir. bunda bir şey yok... ne yani her doğan bebek yeniden ateşi mi keşfetsin( bu da sosyalizasyonu anlatmak için kullanılan en büyük geyiktir. buradan fuat ercan'a selam ederim...).
ilerideki versiyonu sözlüğü içine sığdırmak olucak her halde, hatta laptop recai gibi her dakika bilgisayarla dolaşıp istatisliklere göre de karar verir.
sözlükteki esprilerin yarısından fazlası arak olduğu için, fazla bir şey kaybetmeyeceğini düşünen yazar olabilir.
sürekli yapmasi da ayrica banalliktir. Kendisine özgüvenini kaybettirir, monoton bir yasam sergilemesine sebebiyet vermesinin yani sira, kisinin iqsunu düsürür.

(bkz: beyin jimlastigi)
yiğit özgür esprileri çıkınca sayısı oldukça azalan esprileri günlük hayatta kullanmaya çalışan insandır. el .ikiyle gerdeğe girmeye çalışırlar.

bir de bundan daha tehlikeli bir model vardır. o da başka bir sözlükten espri çalıp, yazdığı sözlükte yapandır. aman diyim..
bunların hayatı sözlüğe endekslidir. sözlükten okuduğu esprileri yapar, sevgilisine sözlükten hediye beğenir, tartışmalarda sözlükten aklında kalan terimleri kullanır falan filan.
(bkz: aferin iyi dusunmussun)**
Espri yeteneği gelişmemiş yazarların gerçek hayatta sözlükten öğrendiği espriyi başkalarına yapıp satma durumudur.