bugün

zamanin ve mekanin anlamini yitirdigi an. kimi zaman sevinc ve mutlulukla kimi zaman bos umutlarla dolu gecen sure.
beklerken kendinizi yargıladığınız, pişmanlık duyarken bile inatla yapmaya devam ettiğiniz, bi kez daha aynı durum olsa yine yapacağınız hareket ve durumdur.

28 saat yol gidip, gittiğiniz şehirde buluşma noktasına sadece 15 dakika uzaklıktan gelecek sevgili sizi 45 dakika bekletince içinizden kendinize "ben neden geldim ki? salak mıyım" diye defalarca sorarsınız, salak değilsinizdir, seviyorsunuzdur, değer veriyorsunuzdur.. kaybeden bekleyen değildir.
(bkz: sevgiliyi keklemek)
uzak şehirlerde bulunan aşıklar için genellikle, otogarlarda yapılan beklemedir.
duygusal yansimasi, ilacin kansere etkisinin. ne kadar surecegi belli olmayan ve cogu zaman beyhude gecen zaman dilimi. her saniyenin asirlara denk du$mesine, yalinla$tirilmi$ buruk bir ornek.
-nerde kaldın niyazi!
-yola borular dökülmüş, kapalıydı...
-seni sksin o borular!
sevgilinin yollarını gözlemek, hiç olmzasa onu bir kez görmek istemek, uzaklardaki sevgilinin kalbinde atmak.
sıkan durumdur ama beklemek de güzel. * *
(bkz: sevgiliyi beklemek)
(bkz: gelmeyeceğini bilerek sevgiliyi beklemek) en koyanı bu galiba ?

tanım : öncesinden haberleşilir, yer ve zaman belirlendikten sonra mekana ilk varan kişinin yapmış olduğu eylemdir.
belkide benim bir sevgilim var henüz tanışmadığım durumu.
(bkz: sevgiliyi beklemek)
henüz ilk zamanları yaşarken kalbinizin ritmini çok sağlam hissedersiniz. siz beklerken o yolun başında görününce her şey yavaşlar ama kalbiniz hızla atmaya devam eder. son zamanları yaşarken de böyle olur. ama bu sefer beklerken kalbin hızlı atması korkudandır.. her şey bittikten sonra ise yine beklemeye devam edilirse o zaman seyrek atışlar hakim olur kalbe. bir gider bir gelir. bu durumda sevgiliyi beklemek, düşle gerçek arasına sıkışıp kalmak gibidir.
hayatına geleceği günü beklersin. geldiğinde anlarsın.
nete geleceği anı beklersin. geldiğinde mesaj atar.
seni almaya gelmesini beklersin. geldiğinde çaldırır.
beklemekle geçen ömrün en güzel anlarıdır. kavuşmaktan bir yudum öncedir.
kana kana gözlerine bakarsın.
*
zamanın nasıl izafi bir mefhum olduğunun çok iyi anlaşıldığı olaylardan biridir.
uzun süre görüşülmemişse karında hafif bir his belirir. içi içine sığmaz insanın. anlatılmaz yaşanır derlerya, öyle bir şey işte.

herkes yaşasın bu duyguyu. randevudan yarım saat erken gidip bekleyin, ağaç olmazsınız. valla...
bazen kendisi bir daha gelemeyecek kadar uzaklardadır. belki de bir adım kadar yakında...
otobüsü beklemek gibidir, o otobüsün gec gelmesi ona binilmiceği anlamına gelmez. ne kadar gec gelirse gelsin binilip gidilcektir. eğer ki gercekten seviyorsan o otobus yolda seni bıraksa bile otostop yapmadan tekrar otobuse yetişmektir. evet aşığım sözlük..
hiç gelmeyecegini bilmenin yanında iyimser kalır.
sevgilinizse beklemek güzelde, ayrıldığınız sevgiliyse lanet olası bir olaydır.
en sonunda beklememekle bitecek olan olaydır.
yaklaşık 1200 km. uzaklıktan,460 gün sonra gelsin die beklemek:(
2 yıl sonra dönecek olan sevgiliyi beklemek.
gelince öyle bir bakar ki ışıldayan gözlerle, sımsıkı sarılırsınız bir daha gitmesin diye.
sevmesini beklemek,senin olmasını beklemek ,sevgiliyi beklemektir işte.sabretmek ,fedakarlık yapmak zamana bırakmak geçip gitmeyen sanki yerinde saniyeleri dakikaları sayan zamana her neyse herneolursa olsun sevgiliyi gönülden beklemek sadece gerçekten sevenin bekleyişidir.