bugün

Sadece yazmak istiyorum. Yazdıkça akmak, aktıkça hafiflemek.

Yazmak istiyorum. Sözcüklerin kalemimden akışını görmeyi, bu büyüye aracı olmayı diliyorum.Yazdıkça çoğalmayı, çoğaldıkça basitleşmeyi. Her olaydaki, düşüncedeki, davranıştaki “basitliği” yakalamayı, sadeliğin güzelliğine hayran olmayı.

içimde düğüm düğüm olmuş kelimeler, nefes alışımı zorlaştırıyor. Onlar çıkmalı artık özgürleştirmeli hem beni hem de beynimi. Biliyorum ki yazdıkça temizlenecek beynim. Sözcükler söylendikçe anlam kazanacak işler hale gelecek. Onlar da iyileşecek, ben de.

Yazmalıyım..Sadece kendim için. Yazdıkça görmeliyim insan olmanın her halini. Ve yazdıkça anlamalıyım o hallerin aslında tüm insanlarda birbirine benzer olduğunu. Yine yazdıkça fark etmeliyim insan olmanın her kişide ne kadar farklı zuhur ettiğini.

Özetle bu hayatı en sade haliyle yaşamayı, yaşamsı hayatlardan kaçmayı umuyorum yazarak.
bak ben bunu her aşık olduğumda yaparım iyi tarafı;
kimseye dert yanmazsın
ama kağıda yazınca sanki anlatmışsın gibi rahatlar insan.
bak ben bunu her aşık olduğumda yaparım iyi tarafı;
kimseye dert yanmazsın
ama kağıda yazınca sanki anlatmışsın gibi rahatlar insan.
Evet Yazmalı insan içini dökmeli kağıda. kalem en sadık dostu olmalı hayatında. Yazmalı Şiirler yazmalı.
Her liselinin günlüğünde bulunan klişe söz hatta düzenli günlük tutuluyor ve sık sık gönül ilişkilerinden darbe yeniliyorsa ortalama 5 ayda bir kullanılır.

Not:evet bende yaptım kendimi kınamıyorum daha az şekilci olsam daha mutlu olurmuşum bunu anlamak içinde 6 yıl geçirmiş olmam da ayrı hoşluk.
Evet onu sadece yazmak istiyorum ama onu yazacak nekalem var ne de kağıt.
nerde olduğum, kim olduğum önemli mi? Ben yazı yazmayı seven herhangi biriyim. Yazdıklarımı nasıl içimden geliyorsa parmaklarımdan ne dökülüyorsa öyle yazıyorum. kurallar ve şartlara bakmaksızın sadece içimdeki sesi yazıya döküyorum. sanki karşımdasınız ve sizinle sohbet ediyormuş gibi yazmak, sevgiyi yazmak, hayatı paylaşmak istiyorum. hayat çok kolayken, neden zorlaştırdığmızı ve buları nasıl fark etmediğmizi yazmak istiyorum. peki kolay olan ne onları da konuşmak istiyorum.

nerde yanlışlar yapıyoruz? neleri fark edip görmüyoruz? beyni neden doğru kullanamıyoruz?

hayat kader değildir. hayat seçimlerimizden ibarettir. işte burda neyi nasıl istediğimiz çok önemli. doğru resmetmek ve seçimleri doğru yapmak. bu çok mu zor? bence hayır. inanın çok kolay.

hep beraber hayatı konuşalım! Sadece yazalım!
Sadece yazmak istiyorum dostum!

Şehir, insanlar, ve onların sevimli ışıkları. Ne kadar mutlu ve meşgul görünüyorlar değilmi. Sanki mutlu olmakla meşguller veya mutlu olmaya çalışmakla meşguller. Aa bak bir seçenek daha var nasılda unuturum. Hepimizin mutlaka yaptığı bir seçenek. Mutlu görünmeye çalışmakla meşguller. Hani derlerya dostum "insan giydiği kıyafetin adamı olur." Belkide demezler çünkü aklıma şimdi geldi, uydurmuş olabilirim. Ama gerçekten öyle. En azından benim için öyle. Zaten diğerleri umrumda olmadı dostum, olmamalıydı. Onlar hiç beni umursadımı? Hiç beni önemsedilermi? Hiç beni merak ettilermi? Onlar için ben yokum. Varlığım onlar için bir anlam ifade etmiyorken düşünceleri neden umrumda olsun. Neyse konuyu dağıtmayalım. O meşkul insanlar bence mutlu olmaya veya görünmeye o kadar çabalıyorlarki bu çaba artık onlar için vazgeçilmez olmuş. Hatta belki bir hayat gayesi teşkil ediyor. Yoksa bütün bu insanlar nasıl mutlu olabilirki? Bu mümkünmüki?

Devamı gelicek.
Onunla gormek uzuyor kırıyor. Konuşma diyemiyorum ama içten içe sana onunla konuşma diye yalvarıyorum. Olmamali. Olmamalisiniz. inanıyorum sana ve bize ama bu başka bir şey. Bu başka bir his. Her şey seni kaybetmemek için sanırım.
"Sevdiğime, seveceğime, hatrı kırık sözlerime, sana değil gülüşlerime kızıyorum. Yandığıma, tutuştuğuma, boynu bükük duruşlarıma, kalbimin o atışlarına acıyorum. Yatıyorum. Uyuyunca geçer.."

Çok hoş şarkı olduğunu söylüyorum tüm samimiyetimle!
Çok kısa. sev dersin sevmez, gel dersin gelmez. Çaresizim diye son bulur.
ilk kısmı; (#28545333)
ikinci kısım;

Birileri mutsuz olmalı ki birileri mutlu olmalı. Ben bu dünyada herkese yeticek kadar mutluluk olduğuna inanmıyorum. ister inan ister inanma ama benim için gerçek bu. Sen mutsuzsun,ben mutsuzum peki ya diğerleri? Tamam sen ben mutlu görünmeyi beceremeyen insanlarız. Zaten mutlu görünmemiz saçma olur. Baksana halimize. Kendimizi küçümsemiyorum yanlış anlama onlardan aşağı kalır bir yanımız yok emin ol. Manevi olarak belki onlardan çok üstünüz. Belkide bu yüzden bu durumdayız veya ben kendimi avutuyorum. Hem avutmayıpta nabayım. Görüyorsunya bataklıktayız. Debelenip dahamı batalım. Tamam hayata kötü başlamış olabiliriz sonuçta bu bizim seçimimiz değildi. Ama neden yarışı sonuncu bitirelim? Neden kaybedelim? Tamam kazanalım demiyorum ama en azından farkı kapatabiliriz be dostum. "Umut, umut ettikçe vardır. Umut varsa imkanda vardır." bu sözde şimdi aklıma geldi. Saçma olabilir belki ama biliyorsun umrumda değil. Zaten ben alıntı yapmayı sevmem. Her ne kadar doğru şeyler olsalarda başkasının düşünceleri sonuçta onlar. Tamam kullanabilirim ama sonuçta asla benim olamazlar.

Devamı gelicek.
ay bir şey demedik tamam yaz denesi istek.
Yada yazma ulan denmeyesi istek.
Yazmamak istiyorum isteksizliği şeklinde de düşünülmesi mümkün.
Sadece yazmak istiyorum seni. Kısa ve derin... "Söz uçar yazı kalır" derler; söz uçsun, yazı kalsın, sen gitme.
Ben de dağılmak istiyorum ama her istediğimiz olmuyor. Üzgünüm. Yazmak için yanlış ortamı seçtiniz.
Sadece bildiklerimiz yazdiklarimizdan ibaret. bir de yazilmayanlar yazilamayanlar var iste. Olsun ayni frekanstayiz eminim ben.
ilk kısmı; (#28545333)
ikinci kısım; (#28546554)

üçüncü kısım;

Neyse diyordum ki bu hayatta bazıları mutlu rolü yapmayı çok iyi başarıyor. Birileri de rol yapmayı beceremeyebilirler ancak mutluluk çalmak konusunda gayet üstünler. Takdir ediyorum onları. Takdir etmemi sakın yadırgama. Bizimde böyle bir imkanımız olsa aynısını yapmazmıydık. Yapmazdık diyip kendini kandırma. Bal gibi yapardık. insanız sonuçta. Milyonlarca insan arasından bir elin parmaklarını biraz geçen güç elde edince sapıtmayan, ihtiras ve hırslarının kurbanı olmayan nadir insanlardan olduğumuzu zannetmiyorum. Belkide öyleyizdir ama bunu anlamamız şuan pek mümkün değil. O yüzden biz yinede en kötü senaryoya hazırlıklı olalım. Hepimizin içinde ortaya çıkmaya fırsat kollayan bir kötülük var. Bizimkisi ya daha çıkmaya fırsat bulamadı, ya biz buna engel olduk yada en kötü olanı kendimizi o kadar hayat oyununa kaptırmışız ki bunun farkında değiliz. Galiba en kötüsüde bu be dostum. insanın farkında olmaması. Ne olduğunun, nasıl olduğunun, nerden geldiğinin, nereye gittiğinin, ne istediğinin farkında olmaması. Bu farkında olmamak beni korkutuyor, ürperiyorum. Sonuçta bu durum bizim içinde geçerli. Farkında olabilseydik zaten böyle bir durum olmazdı.

devamı gelicek.
Yazmak guzel bir sey.
Ben yazayım,ruhumun derinliklerindeki duygu karmaşaları ruhumu yormaya devam etmeden kelimelere dökülsün,uçup gitsinler sonra.ana yeter ki içimde nefret olarak kalmasınlar.kinci olan yapımı beslemesinler.nefretimle yaşamayayım.yazayım ve uçup gitsin kelimeler.boyle ruhum yenilensin,huzura ersin.
ilk kısmı; (#28545333)
ikinci kısım; (#28546554)
üçüncü kısım; (#28584104)

Dördüncü kısım;

Sana birşey söyliyeyimmi dostum. Bu işin püf noktası kendini bilmek, tanımak. işin komik tarafıda ne biliyormusun, beceremediğim şeyde bu. insan kendini nasıl tanıyamaz dediğini duyar gibiyim. işte örnek karşında. Mesela en çok neyi seversin diye bir insana sorsalar başlarlar saymaya. Oysaki bana sorsalar "bilmem" derim. Zaten soranda yok merak etme. Bildiğin gibi çok popüler bir insan değilim. Bir hayat arkadaşı olarak seni bilirim bu hayatta. Neden bilmem dediğime gelirsek nasıl bilebilirimki. Tamam mesela denizi severim. Ama en sevdiğim şey denizmi bunu bilmem imkansız. Ya daha çok sevdiğim birşey varsa. Sevdiğin şeyler o anki isteklerine bağlı değilmi? Aç bir insan yemekten başka bir şey sevebilirmi? Daha doğrusu insanlar neden "en" kelimesini kullanırki? Sevilen şeyler kıyaslanırmı hiç. Bence kıyaslanmamalı. En azından ben kıyaslamıyorum. Ama bana "neleri seversin" diye sorarsan yine cevabım "bilmiyorum" olur. Bu sefer bilmiyorum neden dediğimi sorarsan ki sormazsın seni tanıyorum. Ama ben yinede açıklıcam benide tanırsın. Neyse uzatmadan açıklıyım. Neleri sevdiğimi nerden bilebilirimki? Çok saçma değilmi. Hayatta her şeyi biliyormuyumki sevdiğim şeylerin listesini yapıyım. Hiç denemediğim ama sevebileceğim bir şeyi o listeye katmamak haksızlık olmazmı? O yüzden bilmiyorum dostum, bilmiyorum. Bilmek istiyormuyum acaba? Onuda bilmiyorum. Belki hayatı fazla umursamıyorum. Ama kendimce haklı nedenlerim var emin ol. Konu yine çok dağıldı baksana. Bu gece fazla karamsarım belliki. Gerçi ben her gece karamsarım.

Devamı gelicek.
ilk kısmı; (#28545333)
ikinci kısım; (#28546554)
üçüncü kısım; (#28584104)
dördüncü kısım; (#28626588)

beşinci kısım;

Hayatımda pek ışıklar, parıltılar yoktur zaten. Körü körüne yaşıyorum diyebilirim. Karanlıkta yaşayanlarız biz, daha doğrusu karanlığa mahkum edilenleriz. Hani herkes masumdur derler ya. YALAN! Bana benim mutluluğumu çalan insanın masumluğunu açıklayabilirler mi? Tamam onları takdir ettiğimi demiştim. Ama takdir ediyor olmam masum oldukları anlamına gelmez. Karanlıkta yaşıyoruz dostum, karanlıkta. Ve yakıp yolumuzu aydınlatacak bir mumumuz dahi yok. Demiş ya üstad; bu hayata küsmeni gerektirmez. Ya kendin yanıp aydınlatacaksın yolunu, yada karanlıkta yürümeyi öğreneceksin. Neden kendimizi yakıyoruz. Tamam karanlıkta yürümeyi öğrenmek makul bir seçenek ama neden kendimizi yakıyoruz mağdurken, mazlumken mağlubiyetimizi kabul neden ediyoruz? Neden onları yakmıyoruz? Evet, doğru duydun dostum. Onları da yakmak bir seçenek olabilir. Biraz kulağa vahşice gelebilir ama olabilir bence. Ama yok dostum yok. Biliyorsun biz iyi insanlarız. Ben çok üşüdüm. Ama soğuktan değil. Kalbimdeki onca güzel şeyi yapamamaktan. Hemde onlar yüzünden. Tokat yeriz, öbür yanağımızı döneriz. Çelme takarlar, biz özür dileriz. Neden? iyiyiz çünkü. Kaybeden tarafta olmamızın, mutsuz tarafta olmamızın, karanlık tarafta olmamızın sebebi de bu. Tamam biz seçtik iyi olmayı. Pişman mıyım? Tabi ki hayır. O zaman daha fazla kararlarımı yargılamam saçma olucak. Yapım bu. Kuru gönüllü biri değilim. Neyse konuyu değiştirelim.

devamı gelicek.
ilk kısmı; (#28545333)
ikinci kısım; (#28546554)
üçüncü kısım; (#28584104)
dördüncü kısım; (#28626588)
beşinci kısım; (#28642175)

Altıncı ve son kısım;

Bak aklıma iyi bir konu geldi. Sevgiliden beklentiler. Tabiki sevgi dışında. Çok aşina olmadığımız bir konu olduğu aşikar. Bilirsin fazla cürretkarımdır. Bilmediğim şeyler hakkında konuşmayı severim. Bence insanlar konuşa konuşa da öğrenir. Ama yanlış anlama gevezelik yaparak değil. Neyse gelelim yeni konumuza. Sana sormuyorum sevgilinden beklentilerin ne diye merak etme. Cevap vermiceğini biliyorum. Seni tanıyorum. Tek seçenek kalıyor, el mecbur ben cevaplıcam. Benim sevgilimden beklentim benim sorunlarımı, dertlerimi dinleyebilmesi. Hemde en önemli beklentim bu. Malum fazla sorunlu bir insanım. Senden başka beni dinleyende yok. Gerçi seninde beni dinlediğinden şüpheliyim ama başka seçeneğim yok. Mecbur sana anlatıyorum. Haliyle sevgilimden beklentimde bu oluyor. Zaten bence sevgilide yemek gibi bir ihtiyaç. Benimde ihtiyacım beni dinliyecek ve anlayacak bir insan yani bir sevgili yani mantıklı bir istekte bulunuyorum değilmi? Belkide mantıklı değildir. Ama sana onlarca kez söylediğim gibi umrumda değil. Zaten bazı şeyleri umursuyor olsaydım burda olmazdım. Büyük ihtimalle rol yapan o insanlardan biri olup sıradan bir insan olabilirdim. Ama bak, burdayım ve böyleyim. Pişman değilim yanlış anlama. insan hiç istediği tercihleri yaptı diye pişman olur mu? Evet olur. Yaptığı tercihler yanlışsa olur. Peki benin tercihim yanlışmıydı diye sorarsan cevabım belki olur. Ama konumuz bu değil. Ben pişman değilim. Olmamalıyımda. Hem pişmanlık sencede çok saçma değilmi. Olan olmuş. Pişman olup yaptığım hatalar nedeniyle hayatımın nedenini mahvediyimki. Ama öyle demeklede olmuyorki be dostum. Ah şu duygular yokmu. Kontrol edilemiyor malesef. Neyse dostum bu gece her gece olduğu gibi fazla karamsarım biliyorsun en iyisi uyumak. Uyumak, unutmak ve rüyalar aleminde hayatı unutup mutlu olmak. Hayatı unutmak. Görüyormusun dostum benim mutlu olmam için yapmam gereken buymuş. Sanada tavsiye ederim. Neyse sana iyi geceler yada onun gibi birşeyler dilerim.

son. şimdilik.
Ben de dağıtmak, dağılmak istiyorum ama her isteğin olmuyor işte. Otur efendi efendi kolanı iç hadi.
dün akşamım ve gecem sabaha kadar kocaeli darıcada baş ağrısıyla gemiyi yüklemeyle geçti. kâh küfr ettim kah neden denizcilik gibi zor bir mesleği seçtim diye kendime kızdım. ama bu gün yorgunluğum ve uykusuzluğum geçip çanakkale karabigada dalgaların huzur veren hışırtıları eşliğinde dolunaya bakıyorum yarında muğla güllükte olucam ve fazlasıyla mutluyum.

kendi kendime hep derim ki 35 yaşında bu mesleği bırakıcam çünkü gerçekten çok zor. ancak denizde bir deyim vardır; götüne deniz suyu kaçtımı bir daha bu mesleği bırakamazsın. bu gün anladım doğruluğunu.

deniz biz denizciler için sürekli ayrılıp barışılan eski sevgililer gibi. sevmesende veya ayrılmak istesende dönüp dolaşıp yine onun kollarında buluyoruz kendimizi ve her gün farklı bir yerde olmayı farklı yerler, diyarlar gördüm diyebilmeyi seviyorum.

neyse sözlük. ben izninizle biraz daha dalgaların melodisini dinleyip ayın karanlığı dağıtmasını izlemekle meşkul olup mutlu olucam.
yaşanan ve yaşanacak ülke, aile, gelecek meselelerini boş vermek ile evhamlanmak arasında git geller yaşıyorum. hangisi daha gerekli ve yahut doğru olur benim için bir cevabı bulunması gereken soru.
güncel Önemli Başlıklar