bugün

bir hikaye vardır anlatılır hep. hani adam adada kalmış ona balık vermişler ama bir öğün karnı doymuş, eğer olta verselerdi sürekli karnı doyabilecekti diye.

tanım: işte sadaka kültürü bu adama balık vermektir. garip sevinir, taş atmadan yemeği olmuştur, ama artık adam ne istese yapmak zorundadır eşşek değil ya.

ha birde olta vermek var ki bunu ancak sosyal devlet yapar, bunun bizimle bir alakası yok*.
sadaka dinimizde yeri olan, toplumsal bir dayanışmanın gereği olarak bireysel bir harekettir.
ancak sadaka ancak kişiler arasında gerçekleştirilir. bir kurum bir kimseye karşılık bekleyerek yada beklemeksizin bir şey veriyorsa bunun adı sadaka olamaz. hele ki o kurum sadaka adı altında verdiği şeyleri zaten vermekle mükellef olan halka hizmetle mükellef olan bir kurumsa. bu bir menfaat ilişksinin yahut sus payının, doğurduğu bir rüşvet şekli olabilir ancak. tecavüz edeceği kişiyi şekerle kandırma gibi etik olmayan bir davranış şeklidir. toplumsal duyarlılıktan ziyade halkı, kömüre, bulgura, makarnaya muhtaç hala getirmek ve bunu belli bir amaç uğruna yaparak adına da dinsel bir sembol olsun diye sadaka demek ahlaksızlıktır.
garip pek garip bir kültür.

garip olan sadaka kavramı değil, bakış açımız. sadaka bizim dinimizin güzelliklerinden amenna. buna lafı olan yoktur. ama sadaka kişiye özeldir, allah rızası içindir.

ve allah rızası için yapılan hiçbir işe başka bir niyet karıştırılamaz. karıştırılmamalı.
ama karıştırıyorlar.

insanlara vermek zorunda olduklarını, insanlara hibe imiş gibi gösteriyorlar. oy için, siyaset için yaptıklarını kutsal kavramların zırhı altına sokuyorlar.

hoş onlar bunu yapıyor da, insanımız ne yapıyor peki?

ey benim güzel kardeşim. biri ile tartışsan, bir alacak verecek davan olsa, karşı taraf sana al bu da başımın gözümün sadakası olsun derse, ne yaparsın? kızarsın? hakarete uğramış olursun? sana dilenci muamelesi yapılmış olur.

buna kızarsın da, sosyal devletin yapması gerekeni, parti çatısı altında yapıyor gösterip, üstelik bunun açıkça sadaka olduğunu söyleyenlere yani seni ayan beyan dilenci konumuna koyanlara niye kızmassın?

sadaka bu.

allah rızası için verilir.

sadaka bu.

kültürümüzdür.

sadaka bu.

alan değil veren insanların çoğalması gereken bir kültür.

sadaka bu.

gittikçe verenlerin azalıp, alanların, almak zorunda kalanların çoğaldığı bir toplumun kültürü.
(bkz: kömür dağıtımı)
(bkz: beyaz eşya dağıtımı)
(bkz: gıda yardımları)
sadaka kültürüyle ima edilen; devletin, belediyenin verdiği yardımdır; kimse babasının cebinden vermiyor. inananlar kendi ceplerinden allah rızası için yardım yaptıgında sadaka olur; ne mutlu verene verebilene. şırça köşklerinde bogaza karsı viski yudumluyarak sadaka kültürü yada mahalle baskısı nutukları atmakta size inanacak boş gruplar bulmakta kolaydır kolaydır, fakat üşümek ve açlık çok zordur.
türkiye'de içi boşaltılan ve kültürsüzlüğe dönüştürülen her tür olumlu davranış ve kültür mirası gibi yozlaşmadan nasibini almış olan ve sadece hamd ve paylaşmak ile ilgili davranışlar bütünüdür.

önce kısa bir tanım verelim;

--spoiler--
Allah rızası için fakirlere verilen; mal, para, ilim gibi, insanın muhtaç olduğu herhangi bir şey`e sadaka denir.
--spoiler--

bir kere ne diyor; sadaka allah rızası için verilir. oy toplamak için, gösteriş yapmak için değil. sadaka, menfaat için verilmez, cenneti garantilemek için hiç verilmez. allah'ın rızası için verilir. allah senden razı olduysa seni nereye koyacağını iyi bilir, merak etme. sen de bilirsin nereye gideceğini de, neyse.

ayrıca sağ elin veriyorsa sol elinin bundan haberi olmayacaktır. o derece açıktır, o derece dışa kapalıdır ve o derece temizdir.

ne sosyal devletle, ne hizmetle, ne bokla, ne püsürle alakası yoktur. sadece ve sadece sadaka veren kişi ile allah arasındadır. sadaka verilen kişinin dahi konuyla çok alakası yoktur.

türkiye'de uygulanan haline ise en kibar haliyle; aleni (bkz: rüşvet), olmadı (bkz: bahşiş), (bkz: riyakarlık) ve hatta (bkz: şantaj) denir.

(bkz: mani oluyor halimi takrire hicabım)

son olarak; verilen tanımın, mal ve para haricinde ilimi içermesi de çok dikkat çekici.
türkiye'de yeterince gelişmemiş kültür.
" az sadaka çok belayı engeller" cümlesi hadis değildir. aliyyü'l kari
"uydurma olduğunda ittifak edlien hadisler kitabı'"ndan.