bugün

yanımda biri yokken eksik hissetmek duygusunun bedenimi sarmasından nefret ediyorum. yalnız kalmayı sevmiyorum. ama yalnız kalmayı sevmemeyi de sevmiyorum. oyle bir sey iste.
Ben onun en sevdiği türkünün kerkük zindanı olduğunu bilirim de ona benim en sevdiğim türküyü ona sorsanız " sarı gelin" diyemez. Anlıyor musunuz?
bu gezegenler napıyorsa artık bana, bugünlerde çok sinirsek bişey oldum sözlük. çevremdekilere allah sabır versin.
Ne kadar da çirkin bir kıza aşık olmuşum.
erken öleceğiz.
şehrimde anlık hava durumu 9 derece.

daha eylül ayındayız halbuki.

memleketim ise 23 derece.

balkona çıkamıyorum sözlük, üşüyorum.
annem kanser hastası. Ben her gün ağlıyorum. Her gün ağlıyorum. Çünkü kanserin iyileşebildiğine inanamıyorum. Uzaktayım annemden . Annem hep çok güçlüymüş gibi konuşuyor. Iyiymiş gibi. Hem çalışıp hem ışın tedavisine gidip hem de evin işlerini yapan emekli bir kadın benim annem. Çok iyi bir insan.

Annemi kaybetmekten çok korkuyorum. gidipte neşeli gülüşünü duyamamaktan , onu iştahsız görmekten , o yemyeşil iri gözlerinin feri sönmüş , şiş gözlere dönmüş olmasından . Yavaş yavaş , acı çeke çeke henüz erken yaşta öleceğinden ... Annemi kaybetme korkusu... annemin kokusu...

anne olduğumda bana aynı şeyleri hissettirecek bir çocuğum olacak ve bende kanser olacağım muhtemelen. Dedemi kanserden kaybettik. Çok acı çekti. Çok acı çekti. Annem öyle olduğunda ben nasıl dayanacağım?
Nasıl yaşayacağım? Kendimi güçsüz hissediyorum. Belki sahiden bir çocuk yapmalıyım . Çocukların annelerine güç verdiğini söylüyorlar. Çocuğu olan anneler yaşama dört elle sarılırmış. Bilemiyorum. Olumlu düşünemiyorum.
Içten içe hep acı çekiyorum.
Korkuyorum. Çok korkuyorum .
aşık olmayan var mı?
bayramın üçüncü günü kars'a gittik arkadaşımla. bursa'dan yola başladık ankara'ya kadar araçla oradan tren garına gittik. yol çalışması nedeniyle ankara'dan binemedik. otobüs alıp kırıkkale'ye götürdü oradan trene bindik. 24 saat süren yolculuğun ardından kars'a vardık. Şunu belirtmek isterim ki tren yolu gerçekten çok başarılı. evet yavaş gidiyorsunuz ama yollarda ki manzara çok güzel. ayrıca trende olduğunuz için istediğiniz zaman yatma imkanı buluyorsunuz.

Kars'ta ilk günümüz de hemen gidip bir otele yerleştik. işin açıkçası kars beklediğimden daha gelişmiş bir yerdi. insanların yardımsever olduğunu söyleyemem. Herkes sizden para kazanmaya çalışıyor. Misal ani harabeleri'ne gitmek için birisi bizden 250 tl istedi. Arası 40 km. Bu arada ani harabeleri gerçekten çok güzel yolunuz düşerse uğrayın dedim. Neyse işte biz bu ani harabeleri'ne gitmeye çalışırken bir yazı gördük. Tiflis yazıyordu, otobüs yazıyordu. dedik bir konuşalım ne diyecekler. 60 tl biletin olduğunu söyleyip sadece kimlikle geçebileceğimizi söyleyince bir ışık belirdi tabi. yaklaşık olarak toplam 600 tlmiz vardı. Oranın çok pahalı olmadığını okuduğumuz için gitmeye karar verdik. Yalnız benim kimlik gerçekten çok eski. Fotoğrafa en az siz de benim kadar benziyorsunuz ayrıca bir tarafı yanık bir tarafı yırtık bir tarafının jelatini sökülmüş falan. yani kelimelerle anlatılmaz. Türkiye'de daha polis çevirmediği için hiç ihtiyaç duymuyordum işin açıkçası. Adama kimliği gösterdik geçemezsiniz pazartesiyi bekleyin dedi. Yalnız bu hafta okul muhabbetine dönmemiz gerekti o yüzden ''bugün gideceğiz abi en fazla sınırdan döneriz'' dedik. Ardından adam şoförü aradı ve sürpriz burada başladı, adam otogara uğramadan dümdüz devam etmiş. Başka bir firma yarın götürebileceğini söyleyince oraya gittik. Yalnız cebimizde kalan 600 tl bir gün daha kars'ta kalmamız ile birlikte 500 tl civarına düştü.

her neyse yolculuk başladı, günlerden pazar. Kars'a göre sıcak bir hava. Tren tanıştığımız bir çiftte tesadüfi olarak bizle aynı otobüs firmasına bilet almış. Onlarla sohbet muhabbet derken sınır kapısına yakın bir nokta da uzun saçlı sakallı ve karadenizli bir abi otobüse bindi. Bu karadenizli abiyi unutmayın arkadaşlar ona döneceğiz. Yolculuk devam ederken sınır kapısını gördük. Otobüsten inip geçme vaktiydi. Otobüste herkesle vedalaştık. Kimse de geçebileceğimize dair bir ümit yoktu. ilk olarak türk memurun yanına gittik. kimliği uzattım; ''bu ne amk asdaufhawrıuqrsahf'' diye bir ses geldi. Bununla nereye geçiyorsun, türkiye'de geçmez bu kimlik ne gürcistan'ı falan dedi. Bende bayram dolayısıyla kimliği yenilemeyemediğimi ve birden gelmeye karar verdiğimizi söyleyip ağladım biraz. Adamda aa bursalı mısın, öğrenci misin vs diye diye muhabbet ilerledi. Dedi tamam ben geçiririm ama karşısı yüzde 90 almaz söyleyeyim olan 30 lira pul paranıza olur falan dedi. Tabi bizim 30 lira falan umrumuzda değil, geçelim bi hiç olmadı yürüyerek geri döneceğiz. Her neyse abi damgayı vurdu biz gürcistan sınır kapısına doğru yürümeye başladık. Kapı da ''hoş geldiniz'' diyen tatlı bir gümrük görevlisi abla. ilk arkadaşım geçti, piç karşıdan el sallıyor falan. moral bozucu dakikalardı. daha sonra damgalı kağıdı ve kimliği ablaya uzattım. nefes alışverişimi kendim duyuyorum ama, yani almasalar pek bir şey kaybetmem ama oraya kadar gelmişken insan geçmek istiyor tabi. abla bir kimliğe bir bana, bir kimliğe bir bana bakıyor. ne yapacaksın gürcistan'da falan dedi. bende kültürel farklılıkları görmek istiyoruz falan dedim. Bir daha baktı bana hafif gülümsedi ''hadi geçin amk'' der gibi baktı ve mührü vurup gönderdi. bu arada kapıdan 4 kere geçmek zorunda kaldım. amk kemeri ötüyormuş, derken tekrar insanlarla kucaklaşma otobüse bayrakları asmamız vs.

Tiflis'e gidene kadar yolda hiç şehire benzer bir yer görmedim, hep köy gibi yerlerden geçtik. Gürcistan yolları berbat. Her neyse otobüste gürcistan'da yaşayan ahıska türkü bir abi ne olursa olsun pazarlık edin yarı fiyatına düşerler dedi. Trende tanıştığımız çiftte bir hostelde yer ayırtmış fiyatı uygun geldi bizde oraya gitmeye karar verdik. tiflis'e indiğimizde hemen taksiciler etrafımızı sardı. gideceğimiz yeri gösterdik, he orası eski tiflistir ben sizi götürürüm dedi. hemen ahıska türkü abi geldi, orası çok yakın 8 lari *'ye götür dedi. ama abinin bizi götürdüğü yer ile otel arası 1-1,5 saat yürüme mesafesi. tabi takside kavgalar inmemek için emniyet kemerini takmalar falan bir sonuç vermedi. inip yürümeye başladık. iner inmez yediğimiz kazığın mutluluğuyla yürümeye başladık. tiflis güzel bir şehir arkadaşlar, binalar eski inşaat gelişmemiş ama güzel bir yer ertesi gün yaklaşık 10 saat bavulla yürüyünce daha iyi anladım. gerçekten güzel bir şehir.
Müthiş bir endişe var içimde sözlük, olması muhtemel kötü şeyler için kendimi yıpratıp duruyorum. Korkuyorum, sıkılıyorum bazen öyle oluyor ki nefes alamıyorum. Kalbim bana başka birşey söylüyor, beynim bambaşka birşey. Hangisini dinleyeceğimi neye karar vereceğimi bilmiyorum.
23 yaşındayım ama halen muzlu süt içiyorum.
Sözlükteki dostlarım da dahil olmak üzere hepsini kaybettim sanırım.
Dostsuz kalmış, arkadaşsız kalmış bir bireyim. Mutlu asla değilim. Neden yaşıyorum bilmiyorum. Yaşamak gerçekten çok zor .
bugün whatsapptaki ses kayıtlarımı temizledim sözlük. ama hatırası vardır ya diyerekten bir kısmını silmek istemedim. oturdum tek tek dinledim hepsini. bazılarına kahkaha atmakla beraber defalarca dinlerken bazılarını dehşet içinde kalıp üç saniyede kapattım. resmen hayatım film şeridi gibi gözlerimin önünden geçti.
Wifi'yi açmayı unutup, mobil veri'den 4 bölüm dizi izlemek.

Tür: Gerilim/Dram

IMDB: 9/10
Her gece kardeşim nefes alıyor mu diye başımı göğsüne dayıyorum.
Elimi burnuna tutuyorum.
Sonra sıcacık alnından öpüyorum.
gurur ne kötü şeymiş.
her gece seks yapmayı hayal ediyorum .
daha önce yazmıştım gitmeye karar verdiğimi.vize işlemlerine başladım sayılır artık ama daha kararımdan 2 arkadaşım dışında kimsenin haberi yok.herkese vizem çıktıktan sonra söylemeyi düşünüyorum ailem dahil.arkadaşlarımdan birisi tamamen bana katıldığını söyledi,diğeri ise burada kalıp her şeyin üstesinden gelebileceğimizi,onları bırakıp gitmememi vs. şeyler söyleyerek beni vazgeçirmeye çalıştı.bugün de şirkette toplantıda doğal olarak bey olarak hitap ettikleri için ufak bir gülümseme geldi o an.çünkü çevremdekiler her zaman yaptığım işlere,başardığım şeylere çok büyük saygı duydular.ben o saygınlığı,o mevkiyi mi desem tam ne denir ona bilemedim,onu bırakıp belki de binlerce kilometre uzakta saçma salak bi kafede falan garsonluk yapıp bulaşık yıkamaya gidiyorum(gerizekalısın sen diyenler olabilir,hak veren de olabilir).kısacası belki bok bir olayın peşinden gidiyorum,yaşayıp görcez artık ama hayalimin peşinden gitmem beni motive ediyo.inşallah vizede bir sıkıntı çıkmaz merakla beklemekteyim zaman neler gösterecek.
sürekli konuşmak istediğim düşündüğüm bir kız var ama o kıza aşıkmıyım bilmiyorum. işin kötüsü kız benim arkadaşım.
işsizim arkadaş iş bulun bana. özelden yazın. işletme lisans malum üniversite. yaş 27.
(bkz: #34143367)

ilk gece hostel yerleştik. gerçekten yürümek, kazıklanmak vs derken acayip yorgunduk. bir oda tuttuk oda 4 kişilik ancak ikimiz kalıyorduk. karşımızda ranzalar, hintliler ve sri lankalı abiler şakalar komiklikler falan. paramızın azlığıyla mcdonalds ta yemeye karar verdik. neyse menüleri söyledik, ketçap mayonez yok. istedik, kız bağırarak ''no ketçap ne mayonez'' dedi. olaylar gitgide iğrenç bir hal almaya başladı. neyse yemeğimizi yedik cebimizde 150 tl artı 30-40 lari var. bir tane pub gördük oturalım dedik. işte ilk defa o zaman güzel bir şey oldu ve dışarıda oturduğumuz yerin yanına bir ufak sahne kuruldu. abi altyapının üzerine saksafon çalıyor. insanlar geldi kalabalıklaştı ortam. gürcü abiler geldi muhabbet ettik falan. 2 şer bira içip kalktık. hostele dönerken de 2 şişe şarap aldık. orada türk arkadaşlarla muhabbet sohbet derken sabahı bulduk. yatmadan yarın gitmeye karar verdik. yani bir gün kalıp dönecektik.

işte olaylar tam bugün patlak verdi. sabah arkadaş sırt çantasını, bende yarı çanta yarı bavulumu alıp yola koyulduk. ortadan geçen nehiri izledik. bir kaç yer gezdik ve derken onu gördük. karadenizli abiyi. '' oo gençler nasılsınız?'' dedi. azerbeycan'a gideceğini söylediğinden bir şaşırdık ilk zamanlarda. çünkü gar da iner inmez havaalanına gitmişti. bir yerde oturalım size kahve ısmarlayayım deyince. ''Bedava-içecek-para yok- oturmak'' fikirleri çok cazip geldi. olur abi dedik. oturduk başladık nerelisin abi, ne işle meşgulsun falan. bu arada benim çocukluğumdan gelen ayak sallama tikim var. artı bateri çaldığım için her 3-4 dk da bir istemsiz olarak yaparım. ilk yaptığımda bana döndü ve; ''onu niye yaptığını biliyorum, yapma!'' dedi. bende sebebini söyledim, ''olsun sen yine de yapma'' dedi. ikinci yaptığımda aşağıda ki diyaloglar başladı.

-onu yapma demiştim sana
+abi farkında değilim ya kusura bakma
-sana onu niye yaptığını söyleyeyim mi?
+söyle abi
-sen deccalin adamıısın ve işlerimi engellemeye seni gönderdi.

o an durumu çaktım tabi ama hiç bozuntuya vermedim.

+abi aslında içimde böyle bir kötü enerji var.
-olmaz mı? senin rütben çok yüksek, gürcistan, azerbeycan, ingiltere dahil 8 ülkeyi sen kontrol ediyorsun.
+napcaz abi?
-yapacak bir şey yok dua etmen gerek.
+ama abi ben böyle olsun istemedim ki?
-biliyorum çocuğum seni kurtaracağız

dedi ve gözlerimi kapattım. ne renk görüyorsun deyince siyah abi dedim. söylediklerimi tekrar et dedi. tiflis'in ortasında ''allahım deccalin şerrinden beni kurtar'' diye bağrıyoruz 3 kişi. ardından benim nasıl bu yollara düştüğümü anlattı. rothschild soyundan geliyormuşum. bir tane çok güzel bir kız beni seks yaparak kandırmış. tam zevkin doruklarında ''biat ediyor musun?'' diye sorunca ben de ''evet, evet'' diye bağırmışım. ardından tayyip erdoğan'ın türkiye sorumlusu olduğunu ama onun ilk zamanlar anlamadığını. parti kapatma davasını onun sayesinde kazandıklarını. gerçeği daha sonra bir meleğin yanına gelip ''ilk zamanlar sana söyleyemedik, çünkü 100.000 melek ölecekti, bizi affet'' dediğinden bahsetti. sonra isa olduğunu söyledi, kurtarıcı ve mesih. sonra gözlerimi kapattığım da ki renk ilk beyaza sonra yeşile döndü. allah'ı gösterdi. peygamberlerle konuşmasını anlattı. cenneti gösterdi vs.

neyse bunlar yaşanırken abi peşimizden ayrılmıyor. bir yerde yemek yiyoruz falan ama gerçekten acayip sıkıldık yapacak bir şey yok adam gitmiyor. tam o sırada arkadaş döndü ve dedi ki ''abi bir melek geldi, ayrılmamız gerektiğini söyledi. Çok dikkat çekiyoruz.'' deyince abi dönüp ''bende fark ettim'' iyi yolculuklar arkadaşlar. dediğim duaları unutmayın. bir gün yine görüşeceğiz'' dedi.
Hijyenle ilgili bazı sıkıntılarım var.
muzu çok yiyoruz bu aralar .
hemcinsimle sevgiliyim.