bugün

sözlüğün artık götü başı oynuyor hangi birini gammazlıyım n'payım n'edeyim hiç bilemedim.artık çükümde değilsin sözlük afedersin yeter amk.
sıkılmaktan sıkıldığımı farkmekten sıkıldım. sıkıldım yani.
az önce bi kıza edilmeyecek kadar büyük kabalık ettim sözlük. durumu toparlayamadım. peçete ver de terimi sileyim.
bu başlığı her gördüğümde sözlük yazarların iftiraları diye okuyorum.
sözlük, arkadaşlar bizde, onlar mutfağın a. koyuyo bende sözlükte takılıyorum. hiç karışmıyorum bakalım; bugün daha yeni temizlediğim mutfağı, aynı bulabilecek miyim...
karadeniz sarkilarindan hoslanmaya basladim ala ala o.o

http://www.youtube.com/watch?v=RLMo5J84i_c&feature=related
ben böyle şansa tüküreyim. evden çıkıyorum arabaya biniyorum. park ettiğim yerden çıkarken dalgınlıkla tekeri kaldırıma vuruyorum. jant kapağı kırılıyor.eski sevgilim 1 hafta önce msj atıyor. daha önce beni terslediği için ben onu tersliyorum. ben üzüntüden ne yapacağımı bilemeden evinin önünden geçiyorum istemsizce. ki bunu nerdeyse 7 aydır biçok kez yapmışımdır. tam da msj attıktan sonra geçiyorum. bil bakalım sözlük ne oluyor.
boşver ben söyliyim: bizimki camdan dışarı bakıyor ben tam sokağa döndüğümde ve nerdeyse gözgöze geliyoruz.
elim ayağıma dolaşıyor. midem bulanıyor. ellerim titriyor. gaza basıyorum sonra bi sokaktan diğerine geçmişim araba 3. vitese çıkmış. ben o arayı hatırlamıyorum.
napmalıyım lan?
(bkz: tamam sakinim)
Bir zamanlar; kendi kendime çişimi en uzun süre tutmak üzerine rekor denemeleri yapardım.. Birgün, istemeden tutmak zorunda olduğum çişimi yaparken, her sayış bir saniyeye denk gelecek şekilde saymıştım. Ve böylece, ampirik bir o kadar da deneysel bazlı bilimsel bir ölçüme dayalı bir deney başladı kendim için. Bir şekilde çişimi yapamadığım zamanlarda, 'dişimi sıkıp rekor kırayım' tribine girmiştim....Rekorum 153 saniyedir. Prostat olmadan bıraktım bu işleri çoktan.
çöp kutunda bile olmaması gereken yazarlar var sözlük.
bugün hastanede yatan ananemi ziyarete gittim. odada yatan hastalara geçmiş olsun dileklerimden sonra muhabbet etmeye başladık. ameliyattan çıkan kızın ki 23 yaşındaymış, yanında refakatçi olarak kalan yine aynı yaştaki kuzenini annesi sandım. sıçtım toparlayım derken sıvadım tabi. allahtan kızlar gülüp geçti ama eminim çok küfür yedim. sonra yandaki teyzeyle konuşmaya başladık. o da ameliyat olan kız kardeşinin yanında kalıyomuş. geçmiş olsun falan dedikten sonra ameliyat olan teyzeye 'bakın ne güzel kızınız burda' dedim. meğer teyze 6 yaş küçükmüş ablasından ve bana 'o benim ablam kızım' dedi. magmanın derinliklerine indiğimi hissettim ama bir şey de yapamadım. kesin beni gerizekalı sandılar sözlük çok mutsuzum.
en kısa zamanda ki muhtemelen çarşamba günü deli gibi içicem. ne yaptığımı nerde uyandığımı umursamadan! buna ihtiyacım var.
* sözlük behzat ç.'nin bir bölümünde güvenlik görevlileriyle ilgili bir söz vardı hatta güvenlikçiler ayaklanmıştı falan heh işte ben geçen onu yaşadım. şöyleki: hacetepeye gidiyorum 230 numaralı otobüs nizamiyede durdu güvenlik görevlisi kimliklere bakıyor benim kimliğim yok, yüksek lisans öğrencisiyim dedim, suratıma baktı bölüm dedi "sayısal finansman" dedim yaklaşık 10 dakika falan bakıştık çünkü anlamadı böyle bir bölümün varlığından haberdar değil. baktım anlamıyor "işletme" dedim heeee dedi gitti.

* sadece uludağ sözlük yazarıyım. başka hiç bir sözlükte başka bir nickle bile hesabım yok.

* twitter ım yok, formspring hesabım yok, blogum yok, hatta fake bi facebookum bile yok o derece yani.

* halil sezai varya hah işte ben onun soyadını bilmiyorum parçacıklıoğlu mu paracıklıoğlu mu, gerçi bilmemi gerektirecek bi durumda yok ortada radyoda bile çıktığı anda değiştiriyorum.

* bu aralar çok rahatım,öyle böyle değil. kafam rahat mail'im rahat. böyle birden kesileceğini bilseydim taaaaaa en başında şikayet ederdim.*
* dokunmatik ekran kullanamıyorum.

* hiç kimseye acımam. " yazık ya neler geldi başına" gibi sözler bana göre değil. iyi kötü herkesin bir beyni var ozaman kullacaksın onu, kim ne kadar acınacak durumda olsa bile biri acımam.

* annem duygusuz biri olduğumu söylüyor, merhametsizmişim. sanırım doğru acımasız biriyim.

* imkb' de stajda ikna tekniklerini falan gösteriyorlar, arkadaşım üzerimde uygulamalı olarak deniyordu eğitim sırasında. bana "x güzel bir kız" dedi. bende boş bulunmuşum, anlamadım abuk bi suratla "ne" dedim. arkadaşım "oha sen bile inandın, bu teknikler kesin ikna edici" gibisinden bişeyler söyledi o an aklıma geldikçe hala gülüyorum.

* yemek yapmayı bilmiyorum diyen insanlara inanamıyorum, yani bence bu tuvaletimi yapmayı bilmiyorum demek gibi bişey.

* aramızda çokça yaş farkı olan bir kız kardeşim var, 4-5 yıldır saz çalıyor. onun adına en büyük korkum birgün "ben oldum" demesi, bir insan özellikle de sanatla ilgilenen bir insan nasıl olurda "ben oldum" diyebilir. bu yaşına rağmen onur akın, yeni türkü, selda bağcan gibi sanatçılarla aynı sahneyi paylaştığı için bir ara ben sanatçıyım diye geziyordu, gerçi bende onun sayesinde (bkz: aşk/#9451891) bu entryden birkaç saat önce bu şarkıyı sahnede derya köroğluyla söyleme şansını yakalamıştım.

* hacettepe de seçmeli ders olarak "futbol, cinsel sağlık bilgisi, italyanca" gibi dersler varmış ve insanlar mezuniyet için grekli kredilerini bu derslerle dolduruyorlarmış. benim okulum 5 yıl sürmesine rağmen son 1 yıl çalıştığım için şunu söyleyebilirim ki, ben 1 yıl boyunca boşuna yırtmışım bi taraflarımı, 80 ortalamayla azkalsın bir seçmeli dersten kalıyordum cb ile zarzor geçtim, bide bu hacettepeliler 0,5 lik bi katısı olan notla ortalamları uygunsa yani 1,80in üzerindeyse geçebiliyorlar ben 1,5luk katkıyla ortalmamın 2,00 üzerinde olmasıyla ancak geçebildim. çok dertliyim bu konuda çok, heba etmişim yıllarımı.

* yüksek lisanas sınıfında en küçük öğrenci benim, hatta geçenlerde dişçimde "tayfun talipoğlu"yla karşılaştım biraz konuştuk öğrencisimin diye sordu evet yüksek lisans öğrencisiyim dedim verdiği cevap " hadi ya benim bildiğim yükseklisansı kelli felli adamlar yapar, sen okadar büyükmüsün" oldu işte sınıfta okadar küçüğüm, ama iyikide bukadar küçüğüm, 1996 da üniversiteden mezun olmuş kadınlar var zaten maliye okumuşlar lisansta ve üzerinden yıllar geçmiş, programlama, matematiksel model ve istatistik hakkında hiç birşey bilmiyorlar. onları görünce itiraf ediyorum ki çok mutlu oluyorum.
Sevişme esnasında odaya megan fox girmesi başlığını açıldığından beri anlamaya çalışıyorum.
Zira Megan fox'u araba markası sandım lan!
Sabahtan beri megane diye okumuşum başlığı.
- arada sırada uyurken ölecegimi düşünüyorum, ölmek değil derdim aslında çok deli yatıyorum kıçım basım acık bulunmaz ınsallah dıye dua ederken buluyorum kendımı.

-uyurken dudaklarımı ördek yapıyormusum bu yuzden benı uyandırmaya kıyamayan insanlar var, lan öldüm belki bi dürtün.

-bu arada çok büyük bir kaza yapacagım hissediyorum, hislerim yanılmasın diye hic olmadı gidip tabelaya, cop konteynerine falan carpmayı planlıyorum.

-gecenlerde çok sinirlendim duvara yumruk attım, elim cok acıdı hırsımdan söylemedim banyoya girdim agladım.

-mum manyaklıgım var, gecen gün yaktım ormantık ormantık oturuyorum aniden evden cıkmam gerekti, normal insanlar gibi üfleyerek söndürme kararı aldım -ki almaz olaydım- kirpiklerimi yaktım.

-metin senturk' e cok imreniyorum, sanırım hayata bakıs acısı sebebiyle. *

-herkese akıl verdim, verdim sonunda gittim aşık oldum ebemin örekesine dogru gidip gidip geliyorum.

-tumblr sayfamda ki ''anonim'' den iki gün ses cıkmasa merak ediyorum.

-gecenin bu vakti ''metin milli'' dinliyorum.

-''allah acısın'' en agır bedduam.

-yazdıgım hıkayelerde ki karakterler ile ilgili olarak arkadaslarımın ilk tepkisi ''kim ulan bu herif, biz niye bilmiyoruz'' oluyor. sizin ebedi bakıs acısına diyerek konuyu kapatıyorum.

-kendimi bazen ''bdv'' gibi hissediyorum, onune gelen bana bır seyler anlatıyor careler uretiyorum, cozumler yaratıyorum.

-bana yazılan cok fazla kelime, soylenen cok fazla sarkı var * ama ''o'' adamın tek kelamı ile aklımı kaybediyorum.

-sarap severim cok fazla ama asla sarhos olmam fakat viski koklat sonra otur seyret, stand-up'ın kralını yaparım, kapalı gise oynarım.

-olmayacak insanlara olmayacak kazıklar attım sor pişman mıyım?

-soguk pizza seviyorum, ver kahvaltıda da yerim gecenin bir yarısı da.

-gün icinde o kadar cok konusuyorum ki, aksam bır yere gıttıgımde ukala tavrımdan konusmuyorum sanıyorlar halbuki kelimeleri bitirmis oluyorum o saate kadar.

-gecenın bu vaktı neden itiraf girdim bi bilsem.
etrafımdaki gerizekalıların çok ekmeğini yiyiyorum sözlük. onların yaptığı gerzeklikler üzerinden inanılmaz prim yapıyorum. bu gün komik biri olarak nitelendiriliyorsam, bu gerizekalıları harcamaktan çekinmememdendir. evet, onların olmadığı ortamlarda, tanımadığı ve tanışma ihtimali olmayan insanların nezdinde onları rencide ediyor, üzerlerinden çılgınlar gibi prim yapıyorum. belki hiç haberleri olmayacak ama, sonuçta bir ortamda inanılmaz taşak konusu oluyorlar. bazen vicdanım sızlamıyor değil. ama 2 yudum kola alıyorum geçiyor. bu da beni rahatsız ediyor. çok vicdansızım lan sözlük.
ne kadar sevdiklerini söyleseler de, ne kadar sevdiğine inansan da; yakın bir dostuna asla güvenerek iş yapmaman gerektiğini bir kez daha öğrendim.
--spoiler--
şu cumartesi günü sıcak yatağımızdan kadırıp üç kuruş daha para
kazanacağız diye bizi iş yerine gelmeye zorlayan bütün patronların
ben te aq.
--spoiler--
ben kirli biriyim ama bunun sebebi sizin de öyle olmanız.
geçen günlerde arkadaşımla konuşurken sevgilisiyle ilgili bir kaç şey geçti ve cevaplarımın hepsini beatles şarkılarıyla verdim. sanırım en güzel müzikallerden birini yaşatmama karşın o gün arkadaşımın o andan sonra içmeye başlayacağını düşünemedim.
4 gündür sular yok amk. caminin yolunu düzledik.
en sevdiğim kitap otostopçunun galaksi rehberi sözlük.
Itiraf dediympto sözlük küçükken burnumu karıştırıl pisliği duvara , koltuğa falan sürerdim. Şimdi değil küçükken.
üniversitede okumama rağmen okuluma gelip hocalara durumumu sormayı planlayan bir babam var. *
güne onun sesiyle uyandım ya hiçbir şekilde kötü geçme hakkı yok bu günün. yok yani şansı yok.
uzun süredir ilk kez bir kıza bir şeyler hissettim. çok uzun süre önce çizdiğim bir resim ve yazdığım bir şiiri hissettiğim ilk kıza vereceğim demiştim. kızın yanına bir akşam yaklaştım. normal bir yazar olarak betimleme yapardım ancak parmaklarım bu kısımda donup kalıyor.

çıkışta yanına gidip:

seni bugün yurda ben bırakacağım dedim, çok uzak ama dediğindeyse sadece şu an yürümekten zevk alıyorum dedim.
2 yıl önce çizdiğim ve birisine vermediğim bir resim var. onu sana verebilir miyim dediğimde olur ama ne resmi dedi.
verince anlayacaksın diyerek yurda kadar konuşarak gittik.
resmi buraya çizmem mümkün değil ama şiiri birazdan aşşağıya yazacağım.

çok önceden yazdığım o şiir:

Nasıl olacak dersin bizim hikayemiz?
Başlamadan mı bitecek? Sen bir trenden indiğinde
Ben seni görmeden o trene mi bineceğim?
Hiç mi karşılaşmayacağız biz?

Sadece hayallerinle mi yaşayacağım ben sevgili?
Alev saçlarında ısınmayacak mı kalbim?
Gözlerinde eriyemeyecek mi düşlerim?
Kokunda uyanamayacak mı tenim?

Kim bilir? Belki aynı yıldıza bakıyoruz
Her gece birbirimizi düşlerken
Belki de aynı manzaraya bakıyor pencerelerimiz
Biz zaman nehrinde akıp giderken
Belki de aynı şarkıyı söylüyor ruhlarımız
Biz hiç bir şeyin farkında değilken

Yollarına kalbimden çiçekler ektiğim
Kayıp Sevgili,
Belki soğuk bir şubat sabahında
Belki sıcak bir temmuz akşamında
Milat adnı verdiğim
Bu kapıdan gireceksin
Ve
alnına kondurduğum bir buseyle
Başlayacak hikayemiz...
Güneş son kez batsa da
Yaşanacak bir sonsuzluk var
Adına aşk dediğimiz...
----------------------

resimdeyse tüm güzelliği ve sadeliğiyle bir kadın çiçekli bir yoldan bir kalbe ilerliyor. kalbin kapısı sonuna kadar açık. kadın ister o kapıdan girer ister girmez.

peki ne oldu dersiniz? o kadar vermeyi beklediğim resme?
Ertesi gün çıkışta sınıftan çıkmasını bekledim. hızlıca çıktı arkasından yaklaştım.

-cansu!

dedim. ve sizce? tam o esnada bir erkek beline koydu elini, ve arkasını bile dönmeden gitti.

bilmiyorum sözlükteki dostlarım. sevende mi kabahat yoksa sevgisiz yaşayamayanda mı?

teşekkürler kendinize iyi bakın.