bugün

deniz gezmiş'in idamdan önceki son isteğidir...

Halis Ulaş (Evrensel Gazetesi) 20 Mayıs 2021'den...

"Erdal Öz 11-18 Eylül 1971 tarihleri arasında Deniz’le aynı koğuşta kalır ve o günleri Deniz’in ağzından damıttığı kelimeleri şöyle dile getirir: “O sahneyi çok iyi somutladım: Ölüm günü gelip çatınca, o sevdiğim, alıştığım giysilerimi giyeceğim: Postallarımı, parkamı. Beyaz ölüm gömleğini giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim. Kesin. Direneceğim ve giymeyeceğim. Öyle her zamanki eyleme gidiş tavrımla gideceğim. Yok, tıraş falan da olmayacağım. Gidip, oturup, önce bir sigara yakacağım orada. Sonra demli, sıcak, güzel bir çay içeceğim. Ha bak, Rodrigo’nun o ünlü gitar konçertosunu dinlemek isterim orada. Bak, bunu çok isterim. Sanırım, asılacak bir insanın son istediğini geri çevirmezler. Bunu isteyeceğim.”

Akgün Akova Skylife Dergisi için Madrid’in tanıtımı amacıyla Rodrigo ve Victoria’nın 1940 yılında doğan kızı Cecilia ile bir söyleşi gerçekleştirir. Bu söyleşide Cecilia Türkiye’yi ailece iki kez babası adına düzenlenen festivaller için ziyaret ettiklerini söyler. ilk ziyaretleri olan 1953 yılında izmir'de Efes'i gezmiş, Selçuk'ta St. Jean Bazilikası ile Meryem Ana Kilisesi'ni ziyaret etmişlerdir.ikinci gelişlerinde ise yıl 1972’dir. Yani Denizlerin asıldığı yıldır ziyaret tarihleri. Hatta bu tarihte Rodrigo’nun ziyaret ettiği yerlerden biri Ankara Anadolu Medeniyetleri Müzesi’dir. Yani Deniz’in, Yusuf’un, Hüseyin’in idamına bir çığlık ya da bir sigara içimi uzaktadır. Hem de aylardan Mayıs’tır. Belki bağırsalar koğuşlarından gelip canlı çalacak Rodrigo konçertoyu.Oysa Rodrigo ile bir röportaj yapılır ve inat gibi 6 Mayıs 1972 tarihinde SES Dergisinde yayınlanır. Oysa ne Rodrigo’nun Deniz’in farkına varmasına izin verilir, ne de Deniz’in Rodrigo’nun... Ve asılır Deniz, Yusuf ve Hüseyin Rodrigo’nun gitarını dinlemeden…"
deniz gezmiş'in son isteği, benim de yılbaşında son istek şarkı olarak dinlediğim sanat eseri... olumsuz duygularda yoldaş olabilecek eser.
rodrigo dur alla sen. ortalık karışık zaten.
koncerttir.
deniz gezmişin idam edilmeden önceki son isteği olarak bilinir.
klasik müzik insanı coşturmaz diyenlere kapak niteliğinde bir eserdir Adagio.
Deniz Gezmiş'in idamından önce son duymak istediği ezgi.
Her dinleyişimde ya da bir yerden kulağıma geldiğinde bunu düşünür ve hüzünlenirim.

“O sahneyi çok iyi somutladım; bir mitinge gider gibi gideceğim idama, asılma günü gelip çatınca o sevdiğim giysilerimi giyeceğim, postallarımı, parkamı… Beyaz ölüm gömleği giydirmek isteyecekler, giymeyeceğim, tıraş falan da olmayacağım. Önce gidip orada oturacak, bir sigara yakacağım, sonra demli, güzel bir çay içeceğim. Haa bak, Rodrigo’nun o ünlü Gitar Konçertosunu da dinlemek isterim orada. Sanırım asılacak bir insanın son isteğini geri çevirmezler… Sonra urganı kendim geçireceğim boynuma ve dönüp orada asılmamı seyredenlere, ‘burada ölen yalnızca bedenimdir’ diyeceğim. Ama düşüncemi öldüremeyeceksiniz, düşüncem yaşayacak.” diyecekti Deniz Gezmiş, 1972 yılının 6 Mayıs’ında asılmadan önce…

(bkz: Deniz Gezmiş)
Özgürlük müziği.
Öyle bir müzik ki,

Hem mutlu eder hem hüzüne boğar aynı zamanda. Bestecisi Rodrigo, 3 yaşında iken tamamen kör olmuş.

O bu müziği saraylarda ki renkli hayatların hayali için yapmıştır.

Herkes bu hayalleri kurar. Ama nerdeeeee.

Emeğine sağlık büyük baba. Adamsın.
Dünyayı tasvir edecek kadar güzel bir beste şaheser.
Hava hafiften yağmurlu ve mevsim sonbahar, sararmış yaprakların arasından gidiyorum, patika bir yoldayım, kırsal bir yerdeyim...

Bu müziği telefondan açmışım..aklıma öyle hayaller geliyor ki anlatılmaz..sonra bu şarkıyı besteleyen Rodrigo yu düşünüyorum..3 yaşında gözlerini kaybeden bu dehasal adamı..Evet kördü..uzun yıllar yaşadı..

Ama insanları her dinlemesinde başka dünyalara götüren ve mutluluk ile hüzünü bir arada yaşatan bu besteyi yaptı.

Sonra birden duruyorum..bakıyorum müzik bitmiş..tekrar başa alıp dinlemeye devam ederek yürümeye devam ediyorum yağmur yağarken sararan yaprakların arasında.
https://www.youtube.com/watch?v=KzEFQW9CXGc

görsel
bu harika eseri sırf lise müzik hocama gıcık kapıp bu vakte kadar dinlemediğim için utanıyorum.

müptelası oldum 3 gündür.. dinlerken dokunsalar ağlayacakmış ve üfleseler havalanacakmışım gibi hissediyorum.

rodrigo amcayı saygıyla selamlıyor ve yad ediyorum.
her dinleyişimde gözyaşlarıma hakim olamıyorum. bir müzik ne kadar dokunabilirse insana o kadar dokunuyor. büyük eser..

http://www.youtube.com/watch?v=LcNu7w9rv-k
Şaheser.
Bana hep edirne'deki komşumu hatırlatır. Kendisi emekli zabıta müdürüydü. Balkondaki zilyon tane saksısını sularken bunu açardı içerden hep. Kendisi de eşlik eder, mırıldanırdı. Anlamsızca hoşuma giderdi falan.

Ha bu arada, sadece kendisi için değil aynı zamanda çiçekleri için yapıyordu bu dinletiyi.
benim gibi gitar sevmezlerin bile vay be! çektiği şaheser. mütamadiyen dinliyorum gözlerim kapalı.
dünyanın en güzeli falan diyince Beşiktaş'a transfer olmuş ispanyol forvet sandım aq.
Dünyanın en güzel solo müziği. Evet.
Öncelikle linki şuraya bırakayım. https://youtu.be/LcNu7w9rv-k

ispanya iç savaşı sırasında ve sonrasında Franco diktatörlüğünün halkına çektirdiği acıları, zulmü anlatan ve Faşizme karşı direnen devrimcilerin coşkusunu içeren bu muhteşem konçerto’yu Rodrigo görmez olduğu için bölümler halinde eşine yazdırmıştır.

Concierto de Aranjuez, varolanlar içerisinde çalınması en zor olan Gitar Konçertosu olarak bilinir. Ve Konçertoyu tam anlamıyla Paco de Lucia’nın çalabildiği söylenir. Bi alıntıyla da burdan usulca yol alayım.
af buyur ?
https://youtu.be/LcNu7w9rv-k

Dünyanın en duygusal müziği. Yıldızlara bakarak gölbaşı kenarında dinlemiştim gece saat 2 ye gelirken bir keresinde. Evet.
Bir hayatın başı ortası ve sonunu anlatan müzik. Daha iyisi yok. Evet.
Bir zamanlar telefonumun alarm sesiydi her sabah o güzel gitar ezgileriyle uyanır sınıfımdaki arkadaşlarımın nekadar sıradan olduğunu düşünürdüm şimdi sabahları metalik suni bir sesle kalkıyorum ve bende sıradanlaşıyorum.
(bkz: Deniz gezmiş)
Türkiyeden göç eden biri miydi neydi yazan. .
Şöyledir ki;
https://m.youtube.com/watch?v=erwLhFO2f88
Diğer ismi "Concierto de Aranjuez" olan muhteşem eser.Bunu bir akşam bakırköy sahilinde kayalıklara hafifçe dokunan dalgaların sesi ve tepede dolunayla dinlemiştim.işte bu müziği dinlerken hüzünlenmediğim tek an o idi.