bugün

izledikten sonra intihar etme isteği uyandıran, en az film kadar etkileyici müziklere de sahip film.
black swan'da zaman zaman akla gelendir. iki film az biraz kardeş zannımca. filmin adına black swan yerine requiem for a dream desek çok şey fark etmez herhal.
Hubert Selby jr 'ın romanından Darren Aronofsky tarafından sinemaya uyarlanmıştır. Romanı 1978 yılında yayınlanmış, sinemaya uyarlanma tarihi ise 2000'dir.
facebook'ta hayran olmayanları dövdüklerini farkettiğim film.
bütün komedi filmlerini izlemiş olan arkadasım ve ben yeni bi arayış içine girerken.arkadasım ın; artık baydı olm aç ta korkuç bişi izleyelim la demesi üzerine paranormal activity izlerken off buda baydı hayla gerilmiyoruz demesi üzerine, gece saat 2 gibi rastgele abim in film arşivinin içinde bulduğumuz kafa dumanlıyken izlediğimiz film.her iki kelimemizden biri * olmustur.çok etkileyici bir film.
aşmış müziğe sahip film. buzdolaplarını bile zıplatır o derece.
bu film olmasaydı nasıl gerilim müziği verecekti türk televizyonları çok merak ediyorum swh
ne zaman izlemeye gelince " ı ııh izleme onu psikolojin bozulur" denilerek daha izlemeden beni soğuttukları filmin adı.
mükemmel bir fon müziğine sahip film.

http://www.youtube.com/watch?v=BybTNK9HwWE
çekimleriyle küçükken oynadığım sims oyununu hatırlamamı sağlayan, fon müzikleri mükemmel olan film.
izlerken eli ayağı terliyo lan insanın.
bırakın uyuşturucuyu sigarayı bile ağzınıza almak istemezsiniz bu filmden sonra.
uyuşturucunun (sadece kimyasallar değil, medyanın bize verdiği benlik duygusu) insanın ruhuna işleyişini keskin ve acımasız bir şekilde anlatır.
"cakallarla dans" filminin kokain sonrası yasanan tripleri anlamak icin izlenmesi gereken film.
uyusturucuya baslayacagım varsa da vazgectım filmden sonra
gece ruyanıza gırer dıkkat.
(bkz: requiem for a kerim)
2000 yapımı bir film.*

az önce izledim filmi. ardından da bu başlıkta yazanları okuyordum ki, "kesinlikle overrated bir film" yorumuna bir anda istemsiz olarak artı verdim. sanırım bu film hakkında böyle düşünüyorum.

ayrıca o kadar yorumu okuduktan sonra duygusuz olduğuma bir kez daha kanaat getirdim. filme dikkatimi çok vermediğimden midir, bölük pörçük izlediğimden midir, yoksa herhangi bir bağımlılığım olmadığından mıdır bilmem üzerimde fazla etki bırakmadı. bunun yanında, her haber bülteninde duyduğumuz gerilim müziğinin bu filme ait olduğunu da yeni öğrendim. ona edecek lafım yok yalnız. sonuç olarak, çok iyi olmasa da iyi bir film diyebilirim.*
Soundtrack'ı filmden daha popüler olan güzide filmdir.
soundtrack i çoğu haber programlarında giriş müziği olarak kullanılmaktadır. Bu filmi izlerken sigara içmek ironinin allah ıdır. Oyunculuklar iyidir jared leto nun oynadığı birkaç filmden biridir.
harika bir film her şeyiyle... film müziği ancak bu kadar otururdu bir filmin duygusuna. vurdu kırdı ve bol pornografik sahne heveslilerinin bir bok anlamadan çamur attığı filmdir ayrıca. defalarca izleseniz aynı dramı size defalarca yaşatabilir.
en az 3258 kere başlanıp sonu getirilemeyen film.. okadar başlayıp bititrilince de çok sevilen film..
anlatımı iyi, olayları izleyicisine adeta yaşatan filmdir. ancak trainspotting kadar iyi değildir.

requiem for a dream'in ruhu trainspotting'in ruhu önünde diz çöker, af diler.

(bkz: nihatizm)
izledikten yıllar yıllar sonra bile o göz bebeğinin büyümesinin, kırmızı elbisenin unutulmadığı film.
1 ay boyunca beni etkisinde bırakan, bağımlılığımı * sorgulatmayı çok başarılı biçimde becerebilen nadide baş yapıt.

güzel kafayla gecenin bi vakti izlemeyin sakın. zor kurtuldum.

tehlikenin farkında mısınız?
insanı psikopata bağlayan film. film de diyesi gelmiyor ki insanın yaşatıyolar resmen!!
hangi birinin dramına üzüleceğini şaşırıyosun o derece.
sonunda istemsizce ağladığım filmdir. yine izlesem yine ağlatır mı bilmem. izletin.