bugün

yeni anayasa çalışmaları çerçevesinde bir grup milletvekiliyle bir araya gelmiş başbakan.
padişahımız efendimiz. yasama yürütme ve yargı erklerini elinde bulunduran bir çeşit god mode başbakandır. müslümanları sömüren deniz feneri derneği ile ilgili davanın üzerini örtmeye çalışmaktadır kendisi ve partisi. ama adam sağlam müslüman yanlış olmasın.
son yaptığı zamlardan sonra yaptığı fevri hareketler/savunma ile ve buna benzer hataları son günlerde yapmasıyla gözümden iyice düşmüş başbakan. bundan sonra akp'ye oy vermeyeceğim. oy verecek başka bir parti elbet bulunur. ülkeye çok emeği geçti , ben oy verdim o iktidara geldi. karşılıklı hakkımızı helal ediyorum. eninde sonunda asıl dertlerimizin yani demokrat olabilmenin bitip yeni dönemde akp'nin gözden düşeceğini biliyorduk. normal bir demokraside akp'nin iktidara gelmesi zordur. ancak kısıtlı bir demokrasinin olduğu yerde en demokrat kaldılar. geçici olarak oy verdikse de artık diğer partilerde demokrasiyi az buçuk öğrenecektir. insanları belirli bir seviye demokratikleştirdi ama bundan sonra sınırlarına dayandılar.

son günlerde saçmaladığı konuları özetleyeyim. yapılan zamlara direk karşı değilim. ihtiyaç ise elbet yapılacaktır. ancak zam yaparken "az içsen ne olur" diye savunan birine ben kesinlikle oy veremem. başkasının yaşam tarzına müdahale eden biriyle demokratlık yan yana durmaz. başörtüsüne "takmayıversinler" diyen, imamhatiplilerin üniversiteye gitmesine engellenmesinde gitmeyiversinler" diyenlere ne yüzle karşı gelebilirsin? içki veya sigara içen birine içmeyiversinler diyen biri hele bu başbakansa oldukça tehlikelidir. birçok insanın örnek aldığı bir insan demokrasiden, insan haklarından böyle uzaklaşırsa sıradan insanlara demokratlığı nasıl öğreteceksin? birilerinin üstüne çok giderek eşitlik ilkesinden uzaklaşılıyor. sigara ve içkiye konan yüksek vergi oranları hiçbir şekilde savunulamaz. içki ve sigaradan daha çok adam öldüren yiyecek ve araç gereç sayabilirim. mesela arabalarla yaşanan kazalar çok fazla ölüme sebep oluyor. benzine öyle bir vergi koyalım ki insanlar arabalara binmeyiversinler ve kazalar azalsın, ölümler dursun. tuz kadar zaralı bir yiyecek yokur. sigara ve alkolden kat kat fazla adam ölfdürür. ama kimse tuza ek vergi koymaz. insanların az tuz kullanmasını sağlasan avrupadaki uzun yaşamın sırrına ulaşmış olursun. neyse fazla uzamaya gerek yok.

bdp'nin başörtüsü teklifine ise zerdüşt'ün benim meselemle ilgisi olmaz deyip kestirip atıyor. zaten bdp'nin müslümanlığı savunduğu yok ama birinin müslüman olup olmaması diğerlerinin özgürlüğü noktasında faydalı bir iş yapmasına engel değildir. denebilecek en güzel laf; şu an toplumu gerecek bir davranış olacağından geri adım attık denebilirdi. ama kibrine yenilip her şeye bahane uydurma çabasına girdi. gereksiz ve fevri bir cevap. umarım aklını başına alır. başkalarının yaptığını değil kendi yaptığını anlatır. yapamadığını da neden yapamadığını anlatır. başkalarını suçlamak en kolayı.

geçenlerde bir başka akp ileri geleni de sanırım hüseyin çelikti, suriye meselelerine yorumunu anlatırken chp'yi mezhep yakınlığı nedeniyle suriye'nin yanında olmakla suçlamıştı. çok ayıp. isterse insanlar mezhep yakınlığı olabilir. bunu siyasi kavgaya dönüştürmek yanlış. biri de çıkar siz suriye ile mezhep kavganız olduğundan mı cephe aldınız derse diyecek lafınız kalmaz. ben bekledim. birileri çıkar çelik'in bu sözünün yanlış olduğunu söyler diye. cılız bir sesle "yanlış" dediler ki ben bile akp'ye yakınlık duymama rağmen duyamadım.

akp'de insanları kategorilere sokup beğenmediklerinin hayat tarzına müdahale tarzında hareketlere başladı. ama bunun için ek bir organa ihtiyaç yok. bütün dünya'da temel bir kural var. haksız olduğun bir davayı kendin kendi isteğinle kaybetmeyi eninde sonunda becerirsin. örneğin şimdi kapitalizm kendi kendini yiyor. haklı olduğun davaları delice savunursun ama haksızlık yaptığında vicdanen bunu savunman zor olur.

tayyip erdoğan bu ülkede sağlık sektöründe çok güzel düzenlemeler yaptıysa bile yanlış yaptığı bir şey var. çoğunluğu, ezileni yanına almak için onların gözüne şirin gözükmek için insanları ezrsin. ama bir gün gelir insanlar bunu farkeder. sağlıkta yapılan iyi şeyler yanında doktorların tepesine binen pek çok yanlış uygulamalar getirildi. sandığınız gibi tam gün yasasından bahsetmeyeceğim. tam gün yasası aksak da olsa iyi sayılır. ancak performans diye birşey geldi ve bir doktor günde 150 hastaya bakmak zorunda. doktor her hastaya 3 dakika ayırsa 450 dakika yapar ki 8 saate yakın yapıyor. 3 dakikada bir hasta soyunup giyinemez. doktor 150 hastayı muayene eder. eder ama bundan hasta fayda görmez. insanları çok fazla zorlayıp vicdanlarda mahkum olmayacaksın. insanları vicdansızlaştırmayacaksın. şimdi uygulama ile hastalar yakında kan kusacaklar. bir çok insan ölecek veya derdine deva bulamayacak. doktorlar şimdiden hızlı çalışmanın çaresini buldular. hasta gelir gelmez ellerine gerekli gereksiz tahlilleri verip savuşturuyor. hasta tahlillerin sonucunu almak için sonra bir daha geliyor. bir daha ek birkaç tahlil isteniyor derken hasta gele gide ya kendiliğinden iyileşiyor veya hastalığı ilerleyip ölüp gidiyor. ücretsizken şimdi birde muayene ücreti koydular. 1-2 sefer adam gibi muayeneye gelse derdine derman bulacak hasta defalarca gelip gidiyor. doktor performansını tutturma derdinde hasta kimin umurunda. yakında hastalar bakacak ki her doktor gitmesi 5 liradan 10 kere gitmiş 50 lira ödemiş ama derdine derman bulamamış. bu sağlık sistemi laçkalaştı diye dert yanacak. edit; şimdi görüyoruz ki; vatandaş çareyi doktora şiddet uygulamakta buldu. hasta ile doktoru karşı karşıya getirmenin sorumlusu kim?
gene muhalefete ayar çekmiştir.
özellikle de kaka ya verdiği şahane ayar , paha biçilmezdir.
kısaca demiştir ki "sen daha geçen kayseri belediyeleri ile ilgili dosya sallıyordun , sonra yazıcıoğlu şimdide bu , her seferinde yalan söylüyorsun , mahçup bile olmuyorsun" demiş. chp lilerin yamyamlarından da bahsederek son noktayı koymuştur.
top bir kere daha ağlarda.

ayrıca karşıtlarına çıkışmak istiyorum. yalan uydururken 30 saniye bir düşün öyle uydur.

"kendisinden önce idare ederdik ama tayyip gelince kepenk indirdik" diye sallamasyon çalışanlar var. hani mantığı görüyorsunuz değil mi? herhalde 2001 krizinde 5-6 yaşında olan seçmen kitlesine uygun bir yalan. yoksa 2001 krizini gören bir esnaf kalkıp da "ekonomi kötü yeaa , her yer kapandı. önceden iyidi" demez.
elektrik ve gaz zammı gaz yapmıştı, mazot ve otobüs zammı mide ağrısı yaptı, yalnız bu son %40 sigara zammı götümüzden girdi.
not: bunun bir karşılığı olur. allah mazlumu görür.
bitlis'teki terörist saldırı hakkında ''anne karnındaki doğmamış bebeğe, savunmasız insanlara, cami imamlarına, en mutlu günlerinde gelin ve damatlara saldıracak kadar gözünü kan bürümüş örgüt militanlarının, güroymak'ta da sokaktaki 4 yaşındaki masum yavruya kastetmeleri, nasıl bir panik ve çaresizlik içinde olduklarını göstermesi bakımından son derece manidardır'' açıklamasında bulunmuş başbakan.
ulu önder'dir iman gücüyle ve yaptığı güncellemelerle bir ülkeyi kurtarandır! allah o'ndan razı olsundur. sayesinde bir millet yeniden şahlanmıştır, hem terörü de bitirmiştir yaaa ne sandınız!!! işsizlik de bitti unutmadan haberi olmayanlar olanlara duyursun!
sigara zammından sonra, "bu zamla tarih olur" diyenlere çok gülüyorum. sigara yasağındada aynı kıyamet kopmuştu, şimdi herkes memnun.

ama zam harbiden ağır oldu.
2 gün içinde 30 şehit vermiş ülkenin başbakanı.

azıcık şerefi varsa istifa eder.
israil, chp ve pkk tipi oluşumlar tarafından istifası istenen büyük türk lideri, türkün gerçek atası.
istifa etmeyecek olan başbakandır, zira muhterem için suriye, filistin, libya ve israil de yaşananlar, ülkesinin iç meselelerinden çok daha önemlidir.
umarım ben şehide şehit demem 24 tane olmadıkça demiyordur, zira her gün 3'er 4'er insanımızı kaybediyoruz ama 10'u geçmedikçe yine tvlerde popstar acunun dansı, başbakan dan sabır taşı polemiği, ne zaman ki 10'u geçiyor adam akıllı bi önlem almak geliyor akla.
arapları kurtarırken kendi ülkesini unutan adam.
hakaret etmeye cesaret edemeyenenleri beddua etmeye davet ediyorum. kendi oğulları gibi şanslı olamıyor ne yazık ki başka ana-babaların oğulları. bir parça vicdanı varsa istifa etsin bu gün bu kadar -şehit demeyeceğim- katledilmiş insanın ailesinin yüzlerine nasıl bakacak.
ülkenin doğusundan her gün bi dünya şehit geliyor bu adam güneş gözlüklerini takmış sağda solda artiz gibi geziniyor, çöpleniyor. yazık yahu!
geçen sefer "bıçak kemiğe dayandı" diyen, bu sefer ne söyleyeceği, daha da önemlisi ne yapacağı merak edilen siyasetçi.
bu kadar kötü bir süreçten sonra içinde azıcık onur varsa istifasını vermesi gereken sözde başbakan.
yine bıçağı kemiğe dayandıracak başbakandır.
kendisi bir ülkeyi yönetecek kapasitede değildir. çok iyi bir ceo, yönetici, pazarlamacı, halkla ilişkiler uzmanı, oyuncu, artist, pazarcı, manken, değnekçi, otoparkçı olabilir...
ama başbakan, ıı ıh olmaz.
onun yerinde "normal" bir insan olsa, çoktan istifa etmiş olacak varlık. ancak etmeyecektir, aldırmayacaktır bile. bu memleketin gençleri, annelerinin babalarının ömürlük emekleri, harcanır... sırça köşklerinden tenezzül edip cenazelerine katılır ve "vatan sağolsun" dedirtirler. evet. vatan sağolsun... ama böyle değil. sağ olanlar sadece sizsiniz... villalarınız, fabrikalarınız, siyasi kariyeriniz, gemicikleriniz için garibanların çocukları ölüyor... nasıl çıkıyorsunuz o tvlere? nasıl? anlamak mümkün değil...
başbakanlık yaptığı ülkedeki sümüklü militanlarla baş edemezken gidip dünya ülkelerine kafa tutan arapların sorunlarıyla kendi sorunlarından daha çok ilgilenen bakan olan insancık.
kimse senin kara kaşına, gözüne kurban olmaz lafını alt üst eden bal bakan.
bir vatandaşa, "sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile hakaret" suçu işlediği gereçesiyle dava açmış. başbakan. bu ülkeyi temsil eden güruhun başı! bizi yöneten adam. ülkeyi yöneten, dış mihrakların kötü oyunlarından koruyacak olan başbakan! ama öyle bi adam ki bu adam hazımsız. sen küçücük vatandaşı dava et, dergilere dava aç, ona buna laf yetiştir... hiçbir problemi çözme!

buhar etme , sindirme politikalarıyla çözüme kavuşamazsın başbakan! elastik olacaksın. 90'larda böyle miydi? hiçbir siyasi ne dergiye ne de sade vatandaşa dava açmıyordu. şimdi mi demokratiğiz o zaman mı demokratiktik? söyle bana başbakan? sen şimdi bu soruları soruyoruz diye bize de dava açarsın... ama bu milletin sesini azaltamazsın başbakan... azaltamazsın seninle aynı fikre ve zikre sahip olmayan bu insanları, yok edemezsin. ettirmezler!
ülkesini ve insanını hiç düşünmeyen bir insan. varsa yoksa filistin. ananı da al git filistin'e.
türkiye cumhuriyeti tarihinde terörle mücadelenin gelmiş geçmiş en başarısız lideri.

başka bir ülkede olsa çoktan istifa etmesi gerekirdi ama allah'a şirk koşup kendisine tapan kulları sayesinde 3000 şehit de versek ertesi gün yapılacak bir seçimde tekrar seçilir. o da bunu bildiğinden "bıçak kemiğe dayandı." ya da "kararlı mücadelemiz sürecek." falan deyip geçiyor.

sevim tanürek'i öldürüp ceza almadan yurtdışına gezmeye giden ve çürük raporuyla askerden kaçan oğullarının saçının teline bile zarar gelemeyeceği için, onlar hiçbir zaman şehit olamayacağı için ateş yine düştüğü yeri yakıyor. onlar gemicik sahibi olurken bizler asker oluyoruz. şehit oluyoruz.

ama yüce başbakanımız (s.a.v) örnek bir müslüman. ona dokunmak bile inanın ibadettir.
alıntıdır.