bugün

beni gercekten gulduren bi yazar. onun oldugu yerde kendimi daha bi guvende hissediyorum.
Kürtler daha mı çok suç işliyor?

“Birçok suç, Kürtlerin metropollerde gerçekleştirmiş olduğu terör eylemlerindendir.”

Bu satırlara hepimiz aşinayız; dillendirilmese de, gazetede televizyonda pek üstünde konuşulmasa da biliyoruz. Birileri, Kürtlerin daha fazla suç işlediğini ve dahası bunu kasten yaptığını düşünüyor. inşaat işçisi Kürtleri linç etmek isteyen güruhun da aklında bu var, ‘Kürtler geldi bu şehirde yaşanmaz oldu’ diyerek sahilde gezemediğinden şikayet eden teyzenin zihninde de. Elbette ırkçılık cehaletle, ahmaklıkla, daha önemlisi bilmeye ve anlamaya direnmeyle beslenir. Ama ciddi ciddi soralım: Gerçekten Kürtler daha mı fazla suç işliyor?

Kabuller

Bu yazı boyunca sarf edilecek bütün istatistikler, 2006-2008 Türkiye istatistik Kurumu suç verilerinden ve 2010 Türkiye istatistik Kurumu nüfus verilerinden hareketle hesaplanmış ve 10 bin kişide suç sayısı olarak sunulacaktır. Bunun için Kürt coğrafyası olarak anılacak bölge ile (daha sonra tanımlanacaktır), geri kalan Türkiye’nin ve farklı bölgelerin toplam suç, cana karşı işlenen suçlar, mala karşı işlenen suçlar, cinsel suçlar, uyuşturucu ile ilgili suçlar, askeri ceza kanununa muhalefet suçları açısından karşılaştırılacaktır. Bu yazıda Kürt coğrafyası olarak: Ağrı, Bingöl, Dersim, Van, Muş, Bitlis, Hakkari, Urfa, Diyarbakır, Mardin, Batman, Şırnak, Siirt, Adıyaman kabul edilmiştir. Elbette bu sayılan coğrafyada yaşayan insanların tamamı Kürt değildir ve tersinden Kürtlerin tamamı da bu coğrafyada yaşamamaktadır. Fakat bu sayılan illerin nüfusunun çoğunluğunun Kürt olduğunu varsaymak yanlış olmayacaktır. Bölge önemli oranlarda Türk, Arap, Mıhellemi, Süryani ve diğer halkları da barındırmaktadır fakat ‘ortalama Türk’ algısı açısından kişinin Süryani yahut Arap olması bir şey fark ettirmemektedir. Örnek olarak, Kürtçe konuştuğu sanılarak Muğla’da dövülen Arapça konuşan öğrenci O.T. verilebilir (12.12.2005 tarihli gazeteler).

Gerçekler: Suç istatistikleri

2006-2008 döneminde Türkiye’de 10 bin kişide 38.22 adet suç işlenmiştir. Kürt coğrafyasında bu sayı 20.70, Türkiye’nin geri kalanı için 40.27’tür. Türkiye nüfusunun % 11.70’ini oluşturan Kürt coğrafyası, Türkiye’deki toplam suçların % 6.37’sini işlemektedir. işlenen toplam suçun illere göre dağılımı aşağıdaki haritada gösterilmiştir:

Cana karşı işlenen suç olarak öldürme ve yaralama fiilleri alınmıştır. 2006-2008 döneminde Türkiye’de 10 bin kişide 4.44 adet cana karşı suç işlenmiştir. Kürt coğrafyasında bu sayı 2.11, Türkiye’nin geri kalanında 4.72’dir. Başka bir deyişle Türkiye nüfusunun % 11.70’ini oluşturan Kürt coğrafyasında Türkiye’de işlenen cana karşı suçların % 5.60’ını işlenmektedir.

Mala karşı işlenen suç olarak hırsızlık ve kapkaç/gasp alınmıştır. 2006-2008 döneminde Türkiye’de on bin kişide 3.68 adet mala karşı suç işlenmiştir. Kürt coğrafyasında bu sayı 1.55, Türkiye’nin geri kalanında 3.94’tür. Türkiye nüfusunun % 11.70’ini oluşturan Kürt coğrafyasında mala karşı işlenen suçların % 4.97’si işlenmektedir.

Uyuşturucu ile ilgili suçlar olarak uyuşturucu üretimi, alımı, satımı ve kullanımı alınmıştır. 2006-2008 döneminde Türkiye’de on bin kişide 1.50 adet uyuşturucu ile ilgili suç işlenmiştir. Kürt coğrafyasında bu sayı 1.29, Türkiye’nin geri kalanında 1.52’dir. Başka bir deyişle Türkiye nüfusunun % 11.70’ini oluşturan Kürt coğrafyasında uyuşturucu suçlarının % 10.07’si işlenmektedir.

En çok uyuşturucu suçu işlenen on ilden üçü, en az işlenen illerden biri Kürt ilidir. Kürt coğrafyası ortalamasının Türkiye’nin altında olmasına rağmen üç ilin en çok suç işlenen ilk ona girmesi tek bir faktörle izah edilebilir: Türkiye özellikle iran üzerinden giren uyuşturucunun Avrupa pazarına dağıtılmasında önemli bir geçiş noktasıdır. ilk on listesinde yer alan Kilis, Edirne, Van ve Hakkari gibi illerin varlığı, bunu kuvvetlendirmektedir. Dolayısıyla bu illerde uyuşturucu suçunun yüksekliği o bölge ahalisinin çoğunlukla Kürt olmasından ziyade sınır ili olmasından kaynaklanır.

2006-2008 döneminde Türkiye’de on bin kişide 0.37 adet cinsel suç işlenmiştir. Kürt coğrafyasında bu sayı 0.12, Türkiye’nin geri kalanında 0.40’tır. Bir başka deyişle Türkiye nüfusunun % 11.70’ini oluşturan Kürt coğrafyasında Türkiye’de işlenen cinsel suçların % 3.87’si işlenmektedir.

Askeri suçlar olarak askeri ceza kanununa muhalefet suçları alınmıştır. 2006-2008 döneminde Türkiye’de onbin kişide 2.43 adet askeri suç işlenmiştir. Kürt coğrafyasında bu sayı 3.79, Türkiye’nin geri kalanında 2.18’dir. Başka bir deyişle Türkiye nüfusunun % 11.70’ini oluşturan Kürt coğrafyasında askeri suçların %18.77’si işlenmektedir.



Gerçekler: Karşılaştırma ve sonuç

Kürt illeri olarak tanımlanan illerle, Türkiye’nin nispeten benzer diğer bölgelerini suç istatistikleri açısından karşılaştırmak faydalı olabilir. Bunun için, Marmara, kıyı Ege, Akdeniz, Antep, Ankara, Kayseri, Konya gibi bölgeleri haricinde kalan bölgeleri tespit edilmiştir. Tespit edilen bölgeler ve kapsadığı iller şöyledir: Trakya (Edirne, Tekirdağ, Kırklareli), Doğu Karadeniz (Artvin, Rize, Trabzon, Giresun, Ordu), Doğu Anadolu (Ardahan, Kars, Iğdır, Erzurum, Erzincan, Elazığ, Sivas, Malatya), Batı Karadeniz (Kastamonu, Bartın, Karabük, Zonguldak, Bolu, Düzce), iç Ege (Eskişehir, Kütahya, Afyon, Uşak, Denizli, Isparta, Burdur) Orta Anadolu (Çankırı, Çorum, Yozgat, Kırıkkale, Kırşehir, Aksaray, Nevşehir, Niğde).

Görüldüğü gibi gerek toplam suçta, gerek cana karşı işlenen suçlarda, gerekse cinsel suçlarda Kürt illerinde kişi başına düşen suç, diğer bölgelerin bir hayli altındadır. Mala karşı işlenen suçlarda Doğu Karadeniz bölgesi dışında diğer bütün bölgelerin altındadır. Uyuşturucu ile ilgili suçlarda Kürt coğrafyası, mukayeseye konu olan diğer bütün bölgelerin açık şekilde üstündedir. Askeri suçlar bölgeler arasında çok ciddi farklılıklar göstermektedir. Mesela Trakya’da Batı Karadeniz’in 50 katından daha fazla askeri suç işlenmektedir. Fakat Kürt illerinde işlenen askeri suç, Türkiye ortalamasının bir buçuk katı civarındadır.

Sonuç olarak, uyuşturucu hariç Kürt illerinde hiçbir suçun daha fazla işlendiğini söylemek mümkün değildir.



Metropoller

“Kürtler doğu illerinden izmir gibi birçok metropole göç ederek, hırsızlığı ve kapkaç gibi suçları yaygınlaştırdılar.”

Ahmaklık hiçbir zaman pes etmez; zira ırkçılık bir düşünce değil bir duygudur. Kürt illerinin pek çok suç türünde nispeten benzer seviyede olan birçok bölgeye göre daha az suç oranına sahip olması gerçeği karşısında ırkçı “Evet kendi illerinde suç işlemiyorlar ama göç ettikleri metropollerde suç işliyorlar” önyargısına sarılacaktır. Yine ciddiye alıp soralım: Kürtler gerçekten göç ettikleri yerlerde daha mı çok suç işliyorlar?

Kürt illerinde yaşayanların en çok göç ettiği söylenen bölgeler altı başlıkta incelenmiştir: Çukurova (Adana, Mersin) Marmara (Balıkesir, Bursa, Kocaeli, Sakarya), Trakya (Edirne, Tekirdağ, Kırklareli), Batı (izmir, Aydın, Muğla, Antalya), istanbul ve Antep.

Bu bölgelerdeki Kürt illerinden göçen sayısını tespit edebilmek için Türkiye istatistik Kurumu’nun nüfusa kayıtlı olduğu ile (kütük) göre ikamet edilen il verilerine başvurulmuştur. Bilindiği gibi 2003 yılında çıkan 4992 sayılı kanuna göre, artık kütük değişikliği yapılamamaktadır. Kütük değişikliğinin tek yolu, evliliktir. Türkiye Nüfus ve Sağlık Araştırması 2003 yılı verilerine göre evli Türk kadınlarının % 1.5’inin eşi Kürttür. Bu sayının ihmal edilebilir olduğu düşünülebilir.

Sayılan bölgelerdeki kütüğü Kürt illerinden birinde olanların oranı ve suç oranları şu şekildedir:

Toplam suç, cana karşı suçlar, askeri ve cinsel suçlarda açık bir şekilde görülebilir ki Kürt illerinden en az göç alan Trakya’da bu suçlar en fazla işlenmektedir.

istatistik biliminde korelasyon (karşılıklı ilişki) ve bağımlılık kavramı vardır: iki veri kümesi arasında istatistik ilişkiyi belirtir. Bu değer -1 ile 1 arasındadır ve 1 tam pozitif doğrusal ilişkiye, 0 tam ilişkisizliğe, -1 tam negatif doğrusal ilişkiye işaret eder. Uyarmakta fayda var: Korelasyon sebep-sonuç ilişkisini (causality, illiyet) ima etmez; bu anlama gelmez. En çarpıcı örneklerden biri, Nasreddin Hoca’nın kaplan fıkrasıdır: Nasreddin Hoca elindeki iki çubuğu birbirine vurup ortada dolaşmaktadır. Görenler ne yaptığını sorunca, kaplanları uzak tuttuğu cevabını alır. Soranlar şaşkın “iyi de hocam buralarda hiç kaplan yok ki” dediğinde, “Demek ki işe yarıyormuş” cevabı alırlar. Sopaları birbirine vurmakla kaplanların yokluğu arasında korelasyon olabilir; ama sebep-sonuç ilişkisi yoktur.

Kürt illerinden göç oranı ile onbinde suç oranları arasında korelasyon kurulduğunda toplam suçta -0.54 korelasyon görülür ki iddia edilen tam tersini söylemek mümkündür: Kürt illerinden göç azaldıkça toplam suç artmaktadır. Cinsel suçlar için korelasyon -0.49’dur; aynı sonuca ulaşmak mümkündür. Askeri suçlar için korelasyon -0.35’dir; biraz daha zayıflatarak benzeri bir neticeye ulaşılabilir. Cana karşı işlenen suçlarda korelasyon -0.07’dir; Kürt illerinden göç ile cana karşı işlenen suçlar neredeyse tamamen ilişkisizdir ve illa bir ilişki aranacaksa ilişkinin yönü negatiftir.

Ya hırsızlık ve kapkaç? Biraz daha yakından bakalım: (Metropollerde mala karşı işlenen suçlar)



Metropollerde mala karşı işlenen suçlar

Bunun için yoğun şekilde Kürt illerinden göç alan Türkiye’nin üç farklı coğrafi bölgesinden toplam altı metropoldeki Kürt illerinden göç ile mala karşı işlenen suç (hırsızlık ve kapkaç/gasp) suç verilerine bakalım:

Rahatça görülebileceği gibi en düşük Kürt illerinden göç oranına sahip Antalya’da mala karşı işlenen suçlar en yüksek seviyedeyken en yüksek göçmen oranına sahip Adana’da suç oranı en düşüklerden birisidir. Kürt illerinden göç oranı ile mala karşı işlenen suçlarda korelasyon -0.22’dir. Bunların dışında bir başka ilginç gözlem Edirne örneğidir: Metropol olmamasına rağmen, % 2.24 Kürt illerinden göçmen oranı ve 5.43 gibi oldukça yüksek (Türkiye dördüncüsü) mala karşı işlenen suç oranı, izaha muhtaçtır.

Sonsöz

Irkçılık bir zihin hastalığıdır safsata, önyargı, cehalet ve ahmaklık olmadan yaşayamaz. Safsatanın hakim akıl yürütme olduğu Türkiye’de bir eğik düzlem üzerindeymiş gibi zihinlerin bu çamura kayması kolaydır. Bu yazıda belirtilen verilerden sonra, “Ama bizim gördüğümüz farklı” diyeceklere cevap, anektoddan argüman safsatasıdır. “Sen öyle diyorsun ama, benim tanıdığım bütün Patagonyalılar sahtekardı” diyecek kadar zihni sakatlık içinde bulunuluyorsa, önce teker teker bütün Patagonyalıların sahtekar olduğu ispatlanmalıdır. Bu da yeterli değildir; gelmiş, mevcut ve gelecek bütün Patagonyalıların bir şekilde sahtekar olduğu ispat edilse bile, sahtekarlık ile Patagonyalılık arasında bir kozalite, illiyet, bir sebep-sonuç ilişkisinin kurulması zorunludur. Ancak bundan sonra Patagonyalıların sahtekar olduğu iddia edilebilir. Bunun, imkansızın ötesinde bir şey olduğu ortadadır.

insanlık zihni sakatlıklarından biri “dış grup homojenliği” eğilimidir. insanlık, kendisinin ait olduğu grubun içindeki farklılaşmaları rahatça görebiliyorken dışındaki bir grubun bütün üyelerinin birbirine benzer olduğunu düşünme eğilimindedir. Bu zihin sakatlığının Türkiye’deki en masum somutlanışı, “Bütün Japonlar birbirine benziyor”dur.

Umulur ki, akıl ve mantık ahlaksızlığa galip gelir; en azından düşünürken...

http://www.ozgur-gundem.c...ber_detay&module=nuce

MUAMMER AY SAMSUN (iHA) - Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan istatistiklere göre, Türkiye'de nüfus durumuna göre en fazla suçun Ankara'da işlendiği ortaya çıktı. Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmada, 2003 yılında nüfusa göre 100 kişiye düşen suç oranı ele alındı. Yapılan araştırmada, Ankara'nın 4 milyon 7 bin 860 nüfusu ve meydana gelen 89 bin 164 suç oranı ile Türkiye birincisi olduğu tespit edildi. istanbul'un ise 10 milyon 18 bin 735 nüfusu ile meydana gelen 216 bin 460 suç oranı ile ikinci, izmir'in ise 3 milyon 370 bin 866 nüfusu ile işlenen 53 bin 642 suç oranı ile Türkiye üçüncüsü olduğu belirtildi. 81 il arasında nüfusa göre suç oranın en az olduğu ilin ise 453 bin 654 nüfusuna göre işlenen 607 suç oranı ile Muş olduğu öğrenildi. Samsun'un ise 1 milyon 209 bin nüfusuna göre işlenen 8 bin 311 suç oranı ile 27. sırada olduğu belirtildi. Samsun'un 2002 yılında Türkiye sıralamasında nüfusa göre en çok suç işlenen iller arasında 24. olduğu, 2003 yılında ise, suç oranındaki düşüş nedeniyle 27. sıraya yükseldiği ifade edildi. 2003 yılında nüfusa göre en çok suç işlenen 81 ilin sıralaması ise şöyle: ''Ankara, istanbul, izmir, Bursa, Antalya, Kocaeli, Yalova, Gaziantep, Eskişehir, Mersin, Edirne, Sakarya, Adana, Muğla, Burdur, Düzce, Kayseri, Tekirdağ, Denizli, Bolu, Çorum, Kırıkkale, Uşak, Kırşehir, Zonguldak, Kırklareli, Samsun, Aydın, Balıkesir, Niğde, Çankırı, Kastamonu, Karabük, Konya, Amasya, Nevşehir, Kütahya, Bilecik, Tunceli, Osmaniye, Manisa, Kilis, Giresun, Sivas, Bartın, Karaman, Sinop, Kahramanmaraş, Aksaray, Diyarbakır, Afyon, Iğdır, Çanakkale, Elazığ, Trabzon, Artvin, Isparta, Batman, Hatay, Malatya, Kars, Tokat, Erzurum, Siirt, Ağrı, Bingöl, Rize, Ordu, Ardahan, Bayburt, Van, Şanlıurfa, Bitlis, Yozgat, Şırnak, Mardin, Gümüşhane, Adıyaman, Ercincan, Hakkari ve Muş''.

http://www.habervitrini.c...nbulu-sollayan-il-114214/

arkadaş bugüne kadar bir çok açıdan yapılan araştırmalarda türk yoğun nüfusunun yaşadığı yerler en çok suç işleyen yerler olarak karşımıza çıkıyor. bir kişinin bir konferansta söyledikleri hiç bir şekilde gerçeklik yapı yoktur. büyük ihtimalle kuzenler arası evliliği ensest ilişki içinde almıştır. evet bölgede kuzenle evlenme gerçekten çok yaygın bu daha çok kürtleri islamı kabul ettikten sonra araplardan , islamdan öğrendikleri bir adettir. kürtlerin eski inançlarında yezidilikte, zerdüştlükte kuzenle evlenmek yoktur. bu kesinlikle islam, arap adetttir.

http://www.dinimizislam.com/detay.asp?Aid=1399

kaçak elektrik kullandığı için kimseyi suçlamadım bunu iddaa eden yalan söylemektedir. bugün türkiye üretilen elektriğin büyük kısmı kürdistan üretilmekte bu barajların yapımında devlet kasten bir çok tarihi yapıyı, muhalif diyeceğimiz bir çok yeri su altında bırakarak yok etti, yine kürdinda çıkartılan bir çok yer altı kaynak direk batı bölgelere götürülerek işlenir yani dostum kürtler hak ettiklerinin çok azını alıyorlar ve bu annelerinin ak sütü gibi helaldir.

yemek konusuna gelirsek hala gelip lahmacun ve diğer yemekleri türk yemeği diyorsanız artık çüş derim.
(#15468963) sözlük formatını bilmeyen bebe yazar. üstteki entry e cevap veriyormuyduk lan biz.
bilmez misin ki, zaten her şey boktan şu hayatta bir yudum su olmazsa yaşıyamıyoruz işte!...

-demek istenilen kişidir.
Atatürk'ün kadınlar ile ilgili sözleri, Atatürk'ün kadın hakları ile ilgili sözleri, Atatürk'ün kadınlar üzerine sözleri, Atatürk'ün kadın sözleri, Atatürk'ün Türk kadınlari için sözleri, Atatürk'ün kadın haklarıyla ilgili sözleri, Atatürk ve kadın sözleri, Atatürk ve kadın hakları sözleri, Atatürk'ün kadınlar üzerine söylediği özlü sözler, Atatürk'ün kadınlar için söylediği veciz sözler, Atatürk'ün kadınların değeri ile ilgili söylediği sözler...

Atatürkün Kadınlar ile ilgili Sözleri 1
Ey kahraman Türk kadını, sen yerde sürüklenmeye değil, omuzlar üzerinde göklere yükselmeye layıksın.

Atatürkün Kadınlarla ilgili Sözleri 2
Zaman ilerledikçe, ilim geliştikçe, medeniyet dev adımlarıyla yürüdükçe; hayatın, asrın bugünkü gereklerine göre evlat yetiştirme'nin güçlüklerini biliyoruz. Anaların bugünkü evlatlarına vereceği terbiye, eski devirlerdeki gibi basit değildir. Gerekli özellikleri taşıyan evlat yetiştirmek, pek çok özelliği şahıslarında taşımalarına bağlıdır. Bu sebeple kadınlarımız, hatta erkeklerden daha çok aydın, daha çok feyizli, daha fazla bilgin olmaya mecburdurlar!

Atatürkün Kadınlar ile ilgili Kısa Sözleri 3
Kadının en büyük vazifesi analıktır! ilk terbiye verilen yerin ana kucağı olduğu düşünülürse, bu vazifenin ehemmiyeti layıkiyle anlaşılır.

Atatürkün Kadınlar ile ilgili Özlü Sözleri 4
Dünyada hiç bir milletin kadını "Ben Anadolu Kadınından fazla çalıştım. Milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte Anadolu Kadını kadar emek verdim," diyemez!

Atatürkün Kadınlar için Söylediği Sözler 5
Milletimiz güçlü bir millet olmaya azmetmiştir. Bunun gereklerinden biri de kadınlarımızın her konuda yükselmelerini sağlamaktır. Bundan dolayı kadınlarımız ilim ve fen sahibi olacaklar ve erkeklerin geçtikleri bütün öğretim basamaklarından geçeceklerdir.

Atatürkün Kadınlar ile ilgili Sözleri 6
Dünyada her şey kadının eseridir.

Atatürkün Kadınlarla ilgili Sözleri 7
Bir toplum, bir millet erkek ve kadın denilen iki cins insandan meydana gelir. Mümkün müdür ki, bir toplumun yarısı topraklara zincirlerle bağlı kaldıkça, diğer kısmı göklere yükselebilsin!

Atatürkün Kadınlar ile ilgili En Güzel Sözleri 8
Bizim dinimiz hiç bir vakit kadınların erkeklerden geri kalmasını talep etmemiştir! Allah'ın emrettiği şey erkek ve kadın müslümanların ilim ve irfan edinmeleridir. Kadın ve erkek bu ilim ve irfanı aramak ve nerede bulursa oraya gitmek ve onunla mücehhez olmak mecburiyet'indedir.

Atatürkün Kadınlar ile ilgili Sözleri 9
Kadınlar içtimai hayatta erkeklerle birlikte yürüyerek birbirinin yardımcısı ve destekçisi olacaklardır.

Atatürkün Türk Kadını ile ilgili Sözleri 10
Kadınlarımız için asıl mücadele alanı, asıl zafer kazanılması gereken alan biçim ve kılıkta başarıdan çok; ışıkla, bilgi ve kültürle, gerçek faziletle süslenip donanmaktır! Ben muhterem hanımlarımızın Avrupa kadınlarının aşağısında kalmayacağı aksine pek çok yönden onların üstüne çıkacak ışıkla, bilgi ve kültürle donanacaklarından asla şüphe etmeyen ve buna kesinlikle emin olanlardanım.

Atatürkün Kadınlar ile ilgili Özlü Sözleri 11
Tarlalarda erkeklerle birlikte çalışan, kasabalarda pazar yerine giden, yumurta ve tavuğunu satan, ondan sonra kendisine gerekenleri bizzat satın alan, çalışmalarının hepsinde kocalarına yardımcı olan kadınlar!.. Ben bu kadınlar arasında kocalarından daha iyi işten anlıyanlara ve hesap yapanlara rastladım.

Atatürkün Kadınlarla ilgili Sözleri 12
Din icabı olan tesettür, kadınların külfetini mucip ve adaba aykırı olmayacak basit şekilde olmalıdır. Tesettür şekli kadını hayatından, mevcudiyetinden tecrit edecek şekilde olmamalıdır!

Atatürk'ün Kadınlar ile ilgili Sözleri 13
Bizim toplumumuz için ilim ve fen lazım ise, bunları aynı derecede hem erkek hem de kadınlarımızın iktisap etmesi lazımdır.

Atatürkün Kadınlar ile ilgili Kısa Sözleri 14
Kadınlarımız eğer milletin gerçek anası olmak istiyorlarsa, erkeklerimizden çok daha aydın ve faziletli olmaya çalışmalıdırlar.

Atatürkün Kadınlar ile ilgili Sözleri 15
Bir toplum, cinslerden yalnız birinin yüzyılımızın gerektirdiklerini elde etmesiyle yetinirse, o toplum yarı yarıya zayıflamış olur. Bizim toplumumuzun uğradığı başarısızlıkların sebebi, kadınlarımıza karşı ihmal ve kusurdur.

Atatürk'ün Kadınlar ile ilgili Kısa Sözleri 16
Milletin kaynağı, toplumsal hayatın temeli olan kadın ancak faziletli olursa görevini yerine getirebilir.

Atatürkün Kadınlarla ilgili Sözleri 17
Kadınlarımızın genel görev ve çalışmalarda paylarına düşen işlerden başka, en önemli, en hayırlı, en faziletli bir ödevleri de "iyi anne" olmalarıdır.

Devamı: http://www.yenimakale.com...ozleri.html#ixzz1v6VYI3m3
#(#15514937)
daha yeni bir entrysini okuduğum yazar. eski bir entarisi. O zaman okusaydım şimdi sözlükten silinmiştim belki de. Artık çalıyı dolaştığımdan kendisi sözlükte formatın amına koyarak bölücülük yapabilir.
Karnesinde 1 var mı diye merak ettiğim yazar. Bölücülük yaptığı kadar derslerine asıldıysa muhtemelen hepsi beştir.
ciddiye alınmaması gereken bir yazar. ancak her konuda yanlış bir düşünceye sahip olmasını büyük bir başarıdır.
kanımca şizofren olan yazar. Kürdistan eyaletinin varlığından söz etmektedir.
boşuna oksijen tüketen yazar.
hakaret etmeyi görev edinmiş, Türkçeyi doğru yazamayan yazar.
genel olarak türk eğitim sisteminin her bireyin vatan için olduğunu zihinlere kodlamak için var olduğunu. bundan dolayı dünyanın en başarısız ve vasıfsız insanlarını yetiştirdiğini düşünmekte ayrıca bu kemalist eğitim sisteminin sadece kürdistan'da başarızlığa uğradığını genel olarak bölgede çıkan insanların daha evrensel kişiler olduğunu düşünüyor.

edit: yazar haklı olabilir gerçekten sınavın bütünü sikim sonik.
(#15139961) numaralı entrynin acısı hala kalbindedir.
beyinsiz yarak kafalı insan müsveddeleri tarafından pkk'lı denilen yazar.

bu mercimek beyinli yazarlara he ondan deyip geçiyoruz sadece.

(bkz: he yarram ondan)
türk kelimesine bile tahammülü olmayan azılı bir faşisttir. oraya buraya hakaretler küfürler savurmaktan başka bir halta yaramaz.
(#16758774)

saydığı isimlerin hepsi oryantalist diye arap entelijansiyasının topa tuttuğu isimlerdir.

yani prensip olarak bu isimler de özde "araplardan bi sik olmaz" diyen adamlardır.

benimki bir eleştiri. kafasını bu tip şeylere yorduğu için kendisine saygı duydum.
özel mesajla hakaret eden *.
(#16803895) kendini anlatan sıfatları kendisi sunmuştur bizlere. teşekkür ederiz.
bazı mercimek beyinli türkçü kardeşlerimin bana küfür etti , bana hardcore muamele uyguluyor diyerek ağlamasını görünce hafiften sevindirik oldum. lan ne bekliyordun yarram ilk önce küfür edeceksin sonra ağlayacaksın tam klasik türkçü davranışları artık bu sana ders olur öyle yok özgürcü küfür etmek yok... yoksa sana kabaran 18 cm olur benden söylemesi...
silik pkk yandaşı. darısı tümüyle yeryüzünden silinmelerine inşallah.
güncel Önemli Başlıklar