bugün

eğer bir evde kalmak istiyorsanız yanınızda mutlaka bulunması gereken şahsiyet

şöyle ki:

*karnınızı doyuracak bir anne
*dertleşecek bir dost
*çalışmak için gaza getiren bir arkadaş
*balık tutarken ortalığı çekip çeviren bir amele
*ilahiyat profesörlerine taş çıkartacak bilgilere sahip alim
*osmikle aramızdaki irtibatı sağlayan bir diplomat
*sultanahmet camiindeki yatsı namazlarında vazgeçilmez eleman
*çift kale maçta direkten dönen topa burun atarak bizi gülme krizine sokan yeteneksiz
*neşrettiği üç osman kitabıyla gönülleri fetheden yazar
*her şeyden önemlisi maddelerle sınırlandırılamayacak bir kardeşşş...
tamam beni benden al ama bikaç saate kadar lazım olacak çabuk getir dediğim makarası sistemleştirilebilecek kadar özgün ve çok yönlü olan fedakar-ul ekber zat..zat-ı mazlum..
beni ihya etmek gibi fazkasıyla karıştığım toplumdan çıkarmak gibi beni uyandırmak(gerçek ya da mecaz anlamıyla) gibi görevler yüklenmiş anne..acil numaralar listesinde kesinlikle telefon numarası olması gereken insan..

- sen de istanbul yaz lan beraber okuruz

gibi inanılmaz vakur bir insan cümlesine

-iyii tamam!!

diye karşılık verebilecek kadar kendinde olmayan * veliyullah...

şu fani dünyada evlilikten gayri bir isteğini henüz duymadığım mütezavi,cinsel insan..

testesteron hormanlarının ultra çabasıyla anne olarak dünyaya gelmekten kurtulmuş olan bir cehennem hayalperesti..

-ulan biraz da cenneti düşün yahu

dediğimde

-hurileri düşünüyorum yaa olumn yetmez mi ?

demiş ve gönlümde bitmeye çalışan puzzle ını tamamlamış insandır...

-powerofaith elma ne demek ? gibi bir sorunun bile(hiç tereddüt gösterilmeden) sorulabileceği tek problemi çağa uyum sağlayamamak olan kardeştir..kardeşler zincirinin kelepçesidir..kimseyi komaz bir yere..
sözlüğe internet cafeden bağlanan , arkadaşının emanet nickiyle giren, sözlügün en yavaş yazan, talihsiz yazarı.
anadolunun kapısını ilk açanın alparslan olduğunu, yılın 1071 olduğunu, savaşın malazgirt meydan muharebesi olduğunu bilmeyecek kadar tarih bilgisinden yoksun yazar.
çok uzun bir aradan sonra sözlüğüne geri dönmüş yazarcık.
oooo hoşgeldin gözüm, nerelerdeydin dediğim yazar.
sözlükte inançlı kişiler içinde dikkate aldığım tek insan şu zamana kadar. gerçi başka başlıklarda da ima etmiştim, islam'a mantık çerçevesinden bakmasıyla bir çelişki içinde bana göre, çünkü dinler dönemin şartlarını ele alan dogmalardır, dönemine göre ne kadar ilerici olurlarsa olsunlar insanın zihinsel evrimi ile birlikte gerilemeye muhtaçtırlar, diğer bir deyişle dinler olduğu yerde kalır, ama insan ilerler, dinleri ilerleyen insanın medeniyet seviyesine çekmek de boş ve başarılı olamayacak bir uğraştır benim düşünceme göre..

ancak en azından olaylara mantık çerçevesinden bakması, özneye insanı ve insani değerleri yerleştirmesi, bel altından vurduğunda bu hatayı kabul edebilecek erdem seviyesine nail olması ve kendisinden farklı olan düşüncelere çoğunlukla argümanlarla karşı yanıt vermesi, tartışmayla saldırmanın arasındaki temel ayrımın farkında olması gibi özellikleriyle tartışmaktan büyük keyif aldığım birisi.

ilk olarak yanılmıyorsam ezana tahammül edemeyenler başlığında tartışmıştık, sonra tartışmayı özelden devam ettirdik. o beni ordaki elitist, üç kuruşa onların pisliğini temizlemek zorunda bırakılan temizlikçi kadınlarımızı aşağılayan konken teyzelerini savunmakla itham etmişti, bense bunun böyle olmadığını, ezana tahammülün başka nedenlerinin de olabileceğini izah etmeye çalıştım kendisine, bi şekilde ikimiz de ikna olduk sanırım ki tartışma noktalandı.

o gün bugündür takip ediyorum yazılarını, ne zamandır da yazmaya niyetim var görüşlerimi rumuz altına. en son da sağolsun benim rumuz altıma dangalakça bi ithamda bulunan dangalağa (ki dangalaktan akıllıca bişey beklenmesi mantık dışıdır zaten) karşı kendimi savunmak durumunda kaldığımda bana boşver, takma kafanı şeklindeki teselli mesajı yollayarak vefasını da gösterdi. bu noktadan sonra da yazmanın bir vicdan borcu olduğuna kanaat getirip bre bismil dedim ben de işte.

sözün özü, o -gözlemleyebildiğim kadarıyla- tasavvuf inancıyla, bense -nacizane- mantığımın çıkarımıyla, yani farklı yollardan aynı sonuca varan, özneyi insan alan insansoyunun yaşayan iki evladıyız. yollar ne olursa olsun insan ve insan sevgisiyse aklın ve vicdanın ortak çıkarımı, bana saygıyla eğilmek kalır. ha gene de belirteyim, diyeceğimden geri kalmam, lafımı asla sakınmam bilesin.*

ayar için pusuda yatan okuyucuya dipnot: rumuz altı başlığıdır, yok uzun, yok yağ çekmişsin, şudur budur diye gak guk edeceklere sezen aksu'dan ''okumasaydınız kardeşim'' şarkısını armağan ederim.

ek/düz: gerekli düzenlemeleri yapmış bulunuyorum efendim. sürçi lisan ettiysek affola.
kendi düşüncelerini anlatmaktan aciz çoluk-çocukla uğraşmaması gereken cola turka, yok yok le porta.
evet doğrudur, internetten araştırma yapmaz. misal internetten copy-paste edip sözlüğe yazmaz. araştırmak deniyorsa buna, araştırma yapmaz. ama kitap yüzü açmamış insanların araştırıyorum ve sorguluyorum deyip kendiyle çelişkiye düşmesi çok daha garip. yeter sıkıldım.
son entrysini 3 yıl önce giren birinci nesil yazar.